Arcapta 150 Mcg 30 Inhaler Kapsül Prospektüsü

1 / 17
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ARCAPTA 150 mcg İnhaler Kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİFATİF BİLEŞİM
Etkin madde :
İndakaterol maleat 194 µg (150 mikrogram indakaterole eşdeğer)
Cihazdan serbestlenen doz (Neohaler cihazının ağız parçasından çıkan doz) 120 mikrogram
indakateroldür.
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) 24,8 mg
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
İnhaler kapsül
İçerisinde beyaz toz bulunan, sarımsı transparan renksiz sert jelatin kapsüllerin başlık
kısmındaki siyah bir çizgi, no: 3 boyutundaki gövdesindeki siyah çizginin üst kısmında siyah
renkte ürün kodu “IDL 150” basılıdır.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
ARCAPTA, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan yetişkin hastalardaki hava yolu
obstrüksiyonunun idame (sürekli) tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Önerilen doz, NEOHALER inhalasyon cihazı kullanılarak bir adet 150 mikrogramlık kapsül
içeriğinin günde bir kere inhalasyonudur. Doz, sadece tıbbi tavsiye üzerine artırılmalıdır.
Günde bir kez, 1 adet 300 mikrogramın NEOHALER cihazı ile inhalasyonunun, özellikle
şiddetli KOAH’ı olan hastalarda nefes darlığı açısından ilave klinik yarar sağladığı
gösterilmiştir. Gerektiğinde maksimum doz olan günde 300 mikrograma çıkılabilir.
Uygulama şekli:
ARCAPTA kapsülleri sadece NEOHALER inhalasyon cihazı kullanılarak oral inhalasyon
yolu ile uygulanmalıdır. ARCAPTA kapsülleri yutulmamalıdır. ARCAPTA kapsülleri her
zaman blister ambalajında saklanmalı ve KULLANMADAN HEMEN ÖNCE blisterden
çıkarılmalıdır.
2 / 17
ARCAPTA, her gün aynı saatte uygulanmalıdır. Eğer bir doz kaçırılırsa, sonraki doz ertesi
gün her zamanki saatinde alınmalıdır.
Her ürün ambalajı bir adet NEOHALER cihazı içermektedir. Kutu içerisindeki kapsüller
bittikten sonra inhalasyon cihazı atılır.
Ürünün doğru olarak nasıl uygulanacağı hastalara gösterilmelidir. Solunumunda düzelme
olmayan hastalara ilacı inhale etmek yerine yutup yutmadığı sorulmalıdır.
Uygulama öncesinde tıbbi ürünün kullanımına ilişkin talimatlar için Bölüm 6.6’ya bakınız.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek bulunmamaktadır (bkz. Bölüm
5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ila orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir.
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ARCAPTA kullanımı ile ilgili veri mevcut
değildir (bkz. Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon: ARCAPTA, 18 yaşın altındaki hastalarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon: Maksimum plazma konsantrasyonu ve genel sistemik maruziyet
yaşla birlikte artmaktadır; ancak yaşlı hastalarda doz ayarlamasına gerek bulunmamaktadır
(bkz. Bölüm 5.2).
4.3. Kontrendikasyonlar
İndakaterol ya da yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılıkta
kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Astım:
ARCAPTA, astımda kullanılmamalıdır, çünkü astımda ARCAPTA ile ilgili uzun dönem
sonuç verileri yoktur.
Uzun etkili beta2-adrenerjik agonistler, astım tedavisinde kullanıldığında, astım ile bağlantılı
ölümler de dahil olmak üzere astım ile ilişkili ciddi advers olaylar riskini artırabilir.
Uzun etkili beta agonist preparatlarına bağlı olarak nadiren, ciddi ve bazen ölümcül olabilen
astım ile ilgili solunum problemleri meydana gelebilir.
ARCAPTA astım hastalığının tedavisi için önerilmez.
İnhale kortikosteroidlere ek olarak uzun etkili beta agonist kullanan pediyatikpediyatrik ve
adölesan hastalarda, her iki ilaca uyumu garanti altına almak için, hem inhale kortikosteroid
hem de uzun etkili beta agonist içeren bir kombinasyon preparatı kullanılması önerilir.
Aşırı duyarlılık:
ARCAPTA uygulamasından sonra ani aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Eğer alerjik
reaksiyonlara işaret eden (özellikle, nefes ya da yutkunma güçlüğü, dil, dudaklar ve yüzde
3 / 17
şişme, ürtiker, deri döküntüsü) belirtiler meydana gelirse, ARCAPTA kullanımı hemen
bırakılmalı ve alternatif bir tedavi başlatılmalıdır.
Paradoksal bronkospazm:
Diğer inhalasyon tedavilerinde olduğu gibi ARCAPTA uygulaması da yaşamı tehdit edebilen
paradoksal bronkospazm ile sonuçlanabilir. Paradoksal bronkospazm oluşursa, ARCAPTA
hemen kesilmeli ve alternatif tedavi başlanmalıdır.
Hastalığın kötüleşmesi:
ARCAPTA, akut bronkospazm epizotlarının tedavisi için (yani kurtarıcı tedavi olarak) endike
değildir. ARCAPTA tedavisi sırasında KOAH’ta (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı)
kötüleşme görülürse, hastanın ve KOAH tedavi rejiminin tekrar değerlendirilmesi gereklidir.
ARCAPTA günlük dozunun, 300 mikrogramlık maksimum dozun üzerine çıkarılması uygun
değildir.
Sistemik etkiler:
Önerilen dozlarda ARCAPTA uygulamasından sonra kardiyovasküler sistem üzerinde klinik
olarak anlamlı herhangi bir etki genellikle gözlenmemesine rağmen diğer beta2-adrenerjik
agonistlerde olduğu gibi ARCAPTA kardiyovasküler bozukluğu (koroner arter hastalığı, akut
miyokard infarktüsü, kardiyak aritmiler ve hipertansiyon), konvülsif bozukluğu veya
tirotoksikozisi olan hastalarda ve beta2-adrenerjik agonistlere beklenmedik şekilde yanıt veren
hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Diğer inhale beta2-adrenerjik ilaçlarla olduğu gibi ARCAPTA, tavsiye edilenden daha yüksek
dozda ve sıklıkta kullanılmmalıdır.
ARCAPTA, diğer uzun etkili beta2-adrenerjik agonistlerle ya da uzun etkili beta2-adrenerjik
agonistleri içeren bir tedavi ile birlikte kullanılmamalıdır.
Kardiyovasküler etkiler:
ARCAPTA, diğer beta2-adrenerjik agonistler gibi, bazı hastalarda, nabız, kan basıncı ve/veya
semptomlarda artışla ölçülen klinik olarak anlamlı kardiyovasküler etki oluşturabilir. Bu tür
etkiler oluşursa tedavinin kesilmesi gerekebilir. Ayrıca, beta-adrenerjik agonistlerin EKG
değişiklikleri (T dalgasında düzleşme, QT aralığında uzama ve ST segment depresyonu)
oluşturduğu bildirilmiştir. Bu bulguların klinik önemi bilinmemektedir. Bu yüzden
ARCAPTA gibi uzun etkili beta2-adrenerjik agonistler (LABA) veya LABA içeren Arcapta
gibi ürünler, QT aralığında uzama görülen ya da şüphelenilen veya QT aralığını etkileyen
ilaçlarla tedavi edilen hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Hipokalemi:
Beta2-adrenerjik agonistler, bazı hastalarda kardiyovasküler advers etkiler oluşturma
potansiyeli olan anlamlı hipokalemi oluşturabilir. Serum potasyum düzeyinde düşüş
genellikle geçicidir ve takviye gerektirmez. Şiddetli KOAH’lı hastalarda hipokalemi; hipoksi
ve eş zamanlı olarak kullanılan tedavilerle (bkz. Bölüm 4.5.) artabilir ve bu da kardiyak
aritmilere karşı duyarlılığı artırabilir.
Hiperglisemi:
Beta2-adrenerjik agonistlerin yüksek dozlarda inhalasyonu, plazma glukozunda artışlara yol
açabilir. ARCAPTA tedavisinin başlatılmasını takiben plazma glukozu diyabetik hastalarda
daha yakından takip edilmelidir.
4 / 17
Klinik çalışmalar sırasında kan glukozundaki klinik açıdan anlamlı değişiklikler, önerilen
dozlarda ARCAPTA uygulandığı grupta plaseboya göre %1-2 daha sık gözlenmiştir.
ARCAPTA, diyabeti iyi kontrol altında olmayan hastalarda araştırılmamıştır.
ARCAPTA, laktoz monohidrat içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, toplam laktaz
eksikliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı
kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Sempatomimetik ajanlar:
Diğer sempatomimetik ajanların eş zamanlı uygulanması (tek başına veya kombinasyon
tedavisinin bir parçası olarak) ARCAPTA’nın istenmeyen etkilerini güçlendirebilir.
ARCAPTA, diğer uzun etkili beta2-adrenerjik agonistler ya da uzun etkili beta2-adrenerjik
agonistler içeren tıbbi ürünlerle birlikte kullanılmamalıdır.
Hipokalemik tedavi:
Metilksantin türevleri (örn. teofilin), steroidler (örn. prednizolon) veya potasyum tutucu
olmayan diüretikler ile eş zamanlı hipokalemik tedavi, beta2-adrenerjik agonistlerin olası
hipokalemik etkisini güçlendirebilir, bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Beta-adrenerjik blokörler:
Beta-adrenerjik blokörler ve beta2-adrenerjik agonistler, birlikte uygulandıklarında
birbirlerinin etkisini zayıflatabilir veya antagonize edebilir. Bu nedenle, kullanılmaları
zorunlu olmadığı sürece indakaterol, beta-adrenerjik blokörlerle (göz damlaları dahil) birlikte
kullanılmamalıdır. Gerekli olduğu durumlarda kardiyoselektif beta-adrenerjik blokörler tercih
edilmeli, ancak bunlar dikkatle uygulanmalıdır.
Metabolik ve taşıyıcı bazlı etkileşimler:
İndakaterol klirensinde temel rolü olan CYP3A4 ve P-glikoproteinin inhibisyonu, sistemik
indakaterol maruziyetini iki kata kadar artırmaktadır. ARCAPTA’nın önerilen maksimum
terapötik dozların 2 katına kadar olan dozlarda, 1 yıla kadar süreyle kullanıldığı klinik
çalışmalarda tedavi konusunda elde edilen güvenlilik deneyimi göz önüne alındığında, ilaç
etkileşimlerine bağlı olarak maruziyet büyüklüğünün artışı herhangi bir güvenlilik endişesi
oluşturmamaktadır.
İndakaterolün eş zamanlı kullanılan ilaçlarla etkileşime neden olduğu gösterilmemiştir. İn
vitro araştırmalar indakaterolün, klinik uygulamada elde edilen sistemik maruziyet
düzeylerinde, ilaçlarla metabolik etkileşimlere neden olma potansiyelinin ihmal edilebilir
düzeyde olduğunu göstermiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk sahibi olma potansiyeline sahip kadınlar için özel öneriler bulunmamaktadır.
5 / 17
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan calışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/
doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz.
Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
ARCAPTA, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Indakaterolün gebe kadınlarda kullanımına ilişkin veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde
yapılan çalışmalar, klinik olarak ilgili maruziyetlerde üreme toksisitesi açısından doğrudan
veya dolaylı zararlı etkiler göstermemektedir (bkz. Bölüm 5.3). Diğer beta2-adrenerjik
agonistler gibi, indakaterol de rahim düz kası üzerindeki gevşetici etkisi nedeniyle doğumu
engelleyebilir. ARCAPTA gebelik sırasında ancak beklenen yararlar potansiyel risklerden
fazlaysa kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi
İndakaterol/metabolitlerin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Hayvanlardan elde
edilen farmakokinetik/toksikolojik veriler indakaterol/metabolitlerin süte geçtiğini
göstermektedir. Emzirilen çocuk için risk göz ardı edilemez. Emzirmenin çocuk için ve
tedavinin anne için yararları göz önüne alınarak emzirmenin ya da ARCAPTA tedavisinin
bırakılması kararı verilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite:
Sıçanlarda gebelik oranlarında düşme gözlenmiştir. Yine de, önerilen maksimum dozda
inhalasyonu takiben, indakaterolün insanlarda üreme ya da fertilite performansını
etkilemesinin pek olası olmadığı düşünülmektedir (bkz. bölüm 5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
ARCAPTA’nın araç ve makine kullanımı üzerine hiçbir etkisi yoktur ya da ihmal edilebilir
bir etkisi vardır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Önerilen dozlarda gözlenen en yaygın advers reaksiyonlar; nazofarenjit (%14,3), öksürük
(%8,2), üst solunum yolu enfeksiyonu (%14,2), baş ağrısı (% 3,7) ve kas spazmlarıdır (%3,5).
Bunların büyük kısmı hafif ya da orta şiddettedir ve tedavinin devam ettirilmesi durumunda
sıklıkları azalmaktadır.
KOAH hastalarında önerilen dozlarda ARCAPTA’nın advers ilaç reaksiyonu profili, beta2-
adrenerjik stimülasyonunun klinik olarak anlamlı olmayan sistemik etkilerini göstermektedir.
Ortalama kalp atım hızı değişiklikleri dakikada birden daha az olmuştur; taşikardi nadir olarak
gözlenmiştir ve plasebo grubuna benzer oranda bildirilmiştir. Plasebo ile karşılaştırıldığında,
QTcF aralıklarında anlamlı uzamalar saptanmamıştır. Dikkate değer QTcF aralığı [yani >450
ms (erkekler) ve >470 ms (kadınlar)] ve hipokalemi bildirimleri plasebo ile benzer
bulunmuştur. Kan şekerinde maksimum değişikliklerin ortalaması, ARCAPTA ve plasebo
gruplarında benzer bulunmuştur.
ARCAPTA, Faz III klinik gelişim programı, orta ila şiddetli KOAH klinik tanısı olan hastaları
içermiştir. 4.764 hasta, bir yıla kadar önerilen maksimum dozun iki katına kadar olan dozlarda
indakaterole maruz kalmıştır. Bu hastalardan 2.611’i günde bir kez 150 mikrogram
indakaterol tedavisindeyken 1.157’si günde bir kez 300 mikrogram indakaterol tedavisi
6 / 17
görmüştür. Hastaların yaklaşık olarak %41’i ağır KOAH olup ortalama yaşları 64’tür, %48’i
65 yaşın üzerindedir ve çoğunluğu (%80) beyaz ırka mensuptur.
Aşağıdaki advers ilaç reaksiyonları, KOAH güvenlilik veritabanında MedDRA sistem organ
sınıfına göre sıralanmıştır. Advers reaksiyonlar her bir sistem organ sınıfı içinde aşağıdaki
kategoriler altında azalan sıklık sırasına göre dizilmiştir (CIOMS III): Çok yaygın (≥1/10);
yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila
<1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin
edilemiyor).
Advers reaksiyonlar Sıklık kategorisi
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Nazofarenjit Yaygın
Üst solunum yolu enfeksiyonu Yaygın
Sinüzit Yaygın
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Aşırı duyarlılık 1 Yaygın olmayan
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Diyabet ve hiperglisemi Yaygın olmayan
Sinir sistemi hastalıkları
Baş ağrısı Yaygın
Baş dönmesi Yaygın
Parestezi Yaygın olmayan
Kardiyak hastalıklar
İskemik kalp hastalığı Yaygın olmayan
Palpitasyonlar Yaygın olmayan
Atriyal fibrilasyon Yaygın olmayan
Taşikardi Yaygın olmayan
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Öksürük Yaygın
Gırtlak irritasyonu içeren orofaringal ağrı Yaygın
Rinore Yaygın
Paradoksal bronkospazm Yaygın olmayan
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Kaşıntı/döküntü Yaygın olmayan
Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Kas spazmı Yaygın
Kas-iskelet ağrısı Yaygın olmayan
Miyalji Yaygın olmayan
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları
7 / 17
Göğüs ağrısı Yaygın
Periferal ödem Yaygın
1 Ruhsatlandırma sonrası pazarlama deneyiminden ARCAPTA kullanımıyla bağlantılı olarak
aşırı duyarlılık raporları alınmıştır. Bunlar, büyüklüğü belirsiz bir popülasyondan gönüllü
olarak rapor edilmiştir ve bu nedenle, tıbbi ürüne maruz kalma sıklığını güvenilir bir şekilde
tahmin etmek veya nedensel bir ilişki kurmak her zaman mümkün değildir. Bu nedenle sıklık,
klinik çalışma deneyiminden hesaplanmıştır.
Günde bir kez 600 mikrogram dozunda ARCAPTA’nın güvenlilik profili genel olarak
önerilen dozlarınkine benzer bulunmuştur. Ek bir advers reaksiyon tremor olmuştur (yaygın).
Seçilmiş advers ilaç reaksiyonları tanımı:
Faz III klinik çalışmalarda, sağlık mesleği mensupları, klinik vizitlerde, ortalama olarak
hastaların %17-20’sinde, genellikle inhalasyonu takiben 15 saniye içinde ortaya çıkan ve tipik
olarak 5 saniye süren sporadik öksürük (sigara içerenlerde yaklaşık 10 saniye) olduğunu
gözlemlemişlerdir. Bu öksürük, erkeklerle karşılaştırıldığında kadınlarda ve sigarayı bırakmış
olanlarla karşılaştırıldığında halen sigara kullanmakta olanlarda daha yüksek sıklıkta
gözlenmiştir. İnhalasyondan sonra ortaya çıkan bu öksürük, genel olarak iyi tolere edilmiştir
ve önerilen dozlarda hiçbir hastanın çalışmalardan ayrılmasına yol açmamıştır (öksürük
KOAH’ta gözlenen bir semptomdur ve hastaların %8,2’sinde öksürük bir advers olay olarak
bildirilmiştir). İnhalasyon sonrası ortaya çıkan öksürüğün, bronkospazm, alevlenmeler,
hastalığın kötüleşmesi veya etkililik kaybı ile ilişkili olduğunu gösteren bulgu yoktur.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem
taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine
olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye
Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; eposta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
KOAH hastalarında, önerilen maksimum terapötik dozun 10 katı olan tek dozlar, nabızda,
sistolik kan basıncında ve QTc aralığında orta derece bir artışla ilişkilendirilmiştir.
İndakaterol ile doz aşımının, beta2-adrenerjik uyarıcılar için tipik olan abartılı etkilere (yani
taşikardi, titreme, çarpıntılar, baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, ventriküler aritmiler,
metabolik asidoz, hipokalemi ve hiperglisemi) yol açma olasılığı yüksektir.
Destekleyici ve semptomatik tedavi endikedir. Ciddi vakalarda hastalar hastaneye
yatırılmalıdır. Kardiyoselektif beta-blokör kullanımı düşünülebilir, ancak beta-adrenerjik
blokörler bronkospazmı uyarabildiğinden, bunlar doktor gözetiminde çok dikkatli bir şekilde
uygulanmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
8 / 17
Farmakoterapötik grup: Obstrüktif solunum yolu hastalıklarında kullanılan ilaçlar, selektif
beta-2-adrenoreseptör agonistleri
ATC kodu: R03AC18
Etki Mekanizması:
İndakaterol gibi beta2-adrenoseptör agonistlerinin farmakolojik etkileri, en azından kısmen,
intraselüler adenil siklazın (adenozin trifosfatın (ATP) siklik-3’, 5’-adenozin monofosfata
(siklik monofosfat) dönüşmesini katalize eden enzim) stimülasyonuna bağlanabilir. Yüksek
siklik AMP düzeyleri, bronşiyal düz kasta gevşemeye neden olur. İn vitro çalışmalar, uzun
etkili bir beta2-adrenerjik agonist olan indakaterolün beta2 reseptörlerdeki agonist
aktivitesinin, beta1-reseptörlerindekinden 24 kattan daha fazla ve beta3-reseptörlerdekinden
20 kattan daha fazla olduğunu göstermiştir.
İnhale edildiğinde indakaterol akciğerlerde lokal olarak bronkodilatör etki gösterir.
İndakaterol, insan beta2-adrenerjik reseptör düzeyinde nanomolar potensi olan bir kısmi
agonisttir. İzole insan bronşunda indakaterolün etkisi hızlı başlar ve etki süresi uzundur.
Beta2-reseptörlerin, bronş düz kasında, beta1-reseptörlerin insan kalbinde hakim olan
adrenerjik reseptörler olmasına rağmen, insan kalbindeki toplam adrenerjik reseptörlerin
%10-50’sini beta2-adrenerjik reseptörleroluşturur. Kalpteki beta2-adrenerjik reseptörlerin
kesin fonksiyonu bilinmemektedir; fakat bunların varlığı yüksek düzeyde seçici beta2-
adrenerjik agonistlerin bile kardiyak etkilerinin olma olasılığını artırmaktadır.
Farmakodinamik Etkiler:
Bir dizi klinik farmakodinami ve etkililik çalışmasında, günde bir kere 150 ve 300 mikrogram
dozlarda uygulanan ARCAPTA, akciğer fonksiyonunda (birinci saniyedeki zorlu ekspiratuar
hacim, FEV1, ölçümlerine göre) tutarlı bir şekilde 24 saati aşan klinik açıdan anlamlı düzelme
sağlamıştır. İnhalasyondan sonra etkisi, beş dakika içinde hızlı bir şekilde ortaya çıkar ve
başlangıca göre FEV1’de 110-160 ml artış meydana gelir. Bu, hızlı etkili beta2-agonist
salbutamol 200 mg’ın etkisine benzemektedir; ayrıca salmeterol/flutikazon 50/500 mikrogram
ile karşılaştırıldığında etkisi, istatistiksel olarak anlamlı oranda daha hızlıdır. Kararlı durumda
başlangıca göre FEV1’deki azami düzelmelerin ortalaması 250-330 ml’dir.
Bronkodilatör etkinin doz uygulama saatine (sabah veya akşam) bağlı olmadığı saptanmıştır.
ARCAPTA’nın akciğer hiperinflasyonunu azalttığı gösterilmiştir; bu durum plasebo ile
karşılaştırıldığında egzersiz sırasında ve dinlenirken inspiratuar kapasitenin artmasına yol
açar.
Kardiyak elektrofizyoloji üzerindeki etkiler:
404 sağlıklı gönüllüye 2 hafta süre ile indakaterolün çoklu dozlarının (günde bir kere 150, 300
veya 600 mikrogram) uygulandığı çift-kör, plasebo ve aktif (moksifloksasin) kontrollü bir
çalışmada, QTcF (milisaniye) aralığındaki maksimum ortalama (%90 güven aralıkları)
uzamaların 150, 300 ve 600 mikrogram için sırası ile 2,66 (0,55, 4,77), 2,98 (1,02, 4,93) ve
3,34 (0,86, 5,82) olduğu gösterilmiştir. Değerlendirilen doz aralığında konsantrasyon-delta
QTc ilişkisine dair bulgu saptanmamıştır.
KOAH’ı olan 605 hasta üzerinde yapılan 26 haftalık, çift kör, plasebo kontrollü bir faz III
çalışmada gösterildiği üzere, başlangıçta ve 26 haftalık tedavi döneminde 3 kereye kadar
yapılan 24 saatlik monitorizasyona göre önerilen dozlarda ARCAPTA ile plasebo ya da
9 / 17
tiotropium ile tedavi edilmiş hastalar arasında aritmik olayların gelişimi açısından klinik
olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir.
Klinik etkililik ve güvenlik:
Klinik geliştirme programı, KOAH klinik tanısı konulmuş hastalarda yürütülen bir tane 12
haftalık, iki tane altı aylık (bunlardan bir tanesi güvenlilik ve tolerabilitenin değerlendirilmesi
için bir yıla uzatılmıştır) ve bir tane bir yıllık randomize kontrollü çalışmayı kapsamaktadır.
Bu çalışmalar akciğer fonksiyonu ölçümlerini ve dispne, alevlenmeler ve sağlıkla bağlantılı
yaşam kalitesi gibi sağlık sonuçlarını kapsamaktadır.
Akciğer fonksiyonu:
ARCAPTA günde bir kere 150 mikrogram ve 300 mikrogram dozlarda uygulandığında
akciğer fonksiyonunda klinik açıdan anlamlı iyileşmelere neden olmuştur. 12-haftalık primer
sonlanım noktasında (24-saatlik ’through’ FEV1-doz öncesi-) 150 mikrogram dozu plasebo ile
karşılaştırıldığında 130-180 ml artışa (p<0.001) ve günde iki kere 50 mikrogram salmeterol
ile karşılaştırıldığında 60 ml artışa yol açmıştır (p<0.001). 300 mikrogram dozu plasebo ile
karşılaştırıldığında 170-180 ml artışa (p<0.001) ve günde iki kere 12 mikrogram formoterol
ile karşılaştırıldığında 100 ml artışa (p<0.001) yol açmıştır. Her iki doz da günde bir kere
uygulanan açık etiketli 18 mikrogram tiotropium ile karşılaştırıldığında 40-50 ml artışa neden
olmuştur (150 mikrogram, p = 0.004; 300 mikrogram, p = 0.01). ARCAPTA’nın 24 saatlik
bronkodilatör etkisi ilk dozdan itibaren bir yıl boyunca korunmuş ve etkililik kaybına
(taşifilaksi) dair kanıta rastlanmamıştır.
Semptomatik yararlar:
Her iki doz da dispne ve sağlık durumu açısından (sırasıyla Tranzisyonel Dispne İndeksi
[TDI] ve St. George Solunum Anketi [SGRQ] ile yapılan değerlendirmelere göre)
semptomların rahatlatılmasında plaseboya göre istatistiksel olarak anlamlı düzelmeler
sağlamıştır. Yanıt büyüklüğü genellikle aktif karşılaştırma grupları ile gözlenenden daha
yüksektir (Tablo 2). Ayrıca, ARCAPTA ile tedavi edilmiş hastalar kurtarma ilacına anlamlı
oranda daha az gereksinim duymuş, plasebo ile karşılaştırıldığında bu hastalarda kurtarma
ilacına gereksinim duyulmayan günlerin sayısı daha fazla olmuş ve gündüz semptomlarının
gözlenmediği günlerin yüzdesinde anlamlı bir artış meydana gelmiştir.
6 aydan daha uzun süreli tedavilerin birleştirilmiş etkililik analizi, KOAH alevlenmesi
oranının plasebodan istatistiksel olarak anlamlı oranda daha düşük olduğunu göstermiştir.
Plaseboya göre yapılan tedavi karşılaştırmasında sırasıyla 150 mikrogram ve 300 mikrogram
için 0,68 (%95 GA [0,47, 0,98]; p-değeri 0,036) ve 0,74’lük (%95 GA[0,56, 0,96]; p-değeri
0,026) oranları bulunmuştur.
Afrika kökenli kişilerde tedavi deneyimi sınırlıdır.
Tablo 2 6 aylık tedavi sonucunda semptomlardaki rahatlama
Tedavi dozu
(mikrogram)
Günde bir
kere 150
İndakaterol
Günde bir
kere 300
İndakaterol
Günde bir
kere 18
Tiotropium
Günde iki
kere 50
Salmeterol
Günde iki
kere 12
Formoterol
Plasebo
MCID’ye
ulaşmış
hastaların
yüzdesi
TDI†
57a
62b
71b
59c
57b 54a
54c
45a
47b
41c
10 / 17
MCID’ye
ulaşmış
hastaların
yüzdesi
SGRQ†
53a
58b
53b
55c
47b 49a 51c 38a
46b
40c
Başlangıca
göre gün
başına
kullanılan
kurtarma
ilacı sayısında
azalma
1,3a
1,5b
1,6b 1,0b 1,2a n/e 0,3a
0,4b
Kurtarma
ilacı
kullanılmayan
günlerin
yüzdesi
60a
57b
58b 46b 55a n/e 42a
42b
Çalışma tasarımında belirtilen ilaçlar kullanılmıştır: a
: indakaterol 150 mikrogram, salmeterol
ve plasebo; b
: indakaterol 150 ve 300 mikrogram, Tiotropium ve plasebo; c
: indakaterol 300
mikrogram, Formoterol ve plasebo

MCID = klinik açıdan önemli minimum fark (TDI’de 1≥ puan değişim, SGRQ’de ≥4 puan
değişim)
n/e = altıncı ayda değerlendirilmedi.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
İndakaterol, R-konfigürasyona sahip bir kiral moleküldür.
Farmakokinetik veriler, sağlıklı gönüllüler ve KOAH hastaları üzerinde yapılan bir dizi klinik
çalışmadan elde edilmiştir.
Emilim:
İndakaterolün doruk serum konsantrasyonuna ulaşması için medyan süre, tek dozdan veya
tekrarlanan inhale dozlardan sonra yaklaşık olarak 15 dakika olarak saptanmıştır. Artan dozla
birlikte indakaterole sistemik maruziyet, dozla orantılı bir şekilde artmıştır (150 mikrogram
ila 600 mikrogram). İnhale dozdan sonra indakaterolün mutlak biyoyararlanımı ortalama %43
– 45 olmuştur. Sistemik maruziyet, akciğer emilimi ve bağırsak emiliminin bileşimine
bağlıdır; sistemik maruziyetin yaklaşık %75’i akciğer emiliminden ve yaklaşık %25’i
bağırsak emiliminden olmuştur.
İndakaterol serum konsantrasyonları, günde bir kere uygulanan tekrarlı dozlarla artış
göstermiştir. Kararlı duruma 12-14 günde ulaşılmıştır. İndakaterolün ortalama birikim oranı
(yani, 1. günle karşılaştırıldığında 14. günde 24 saatlik dozlama aralığı için EAA), 150
mikrogram ile 600 mikrogram arasında günde bir kere uygulanan inhale dozlar için 2,9 ila
3,85 arasında bulunmuştur.
Dağılım:
İntravenöz infüzyondan sonra, terminal eliminasyon fazı sırasında indakaterolün dağılım
hacmi 2557 L olarak yaygın bir dağılıma işaret etmektedir. İn vitro olarak insan serum ve
plazma proteinlerine bağlanma sırasıyla %94,1-95,3 ve %95,1-96,2 olarak saptanmıştır.
11 / 17
Biyotransformasyon:
İnsanda gerçekleştirilen bir ADME (emilim, dağılım, metabolizma, atılım) çalışmasında
radyoaktif element ile işaretlenmiş indakaterolün oral uygulamasından sonra değişmemiş
indakaterolün serumdaki temel bileşen olduğu belirlenmiştir; bu bileşen 24 saatlik toplam
EAA’nin yaklaşık olarak üçte birini oluşturur. Hidroksile bir türev, serumdaki en belirgin
metabolittir. Hidroksile indakaterol ve indakaterolün fenolik O-glukuronidleri de diğer
belirgin metabolitlerdir. Hidroksile türevin diastereomeri, indakaterolün bir N-glukuronidi ve
C- ve N- dealkile ürünler, belirlenen diğer metabolitler olmuştur.
İn vitro araştırmalar, UGT1A1’in indakaterolü fenolik O-glukuronide metabolize eden tek
UGT izoformu olduğunu göstermiştir. Rekombinant CYP1A1, CYP2D6 ve CYP3A4 ile
birlikte inkübasyonda oksidatif metabolitler saptanmıştır. CYP3A4’ün indakaterolün
hidroksillenmesinden sorumlu olan başlıca izoenzim olduğu sonucuna varılmıştır. İn vitro
araştırmalar, indakaterolün ‘efflux’ pompası P-gp için düşük afiniteli bir substrat olduğunu
göstermiştir.
Eliminasyon:
İdrar örneklerinin de toplandığı klinik çalışmalarda, idrar yoluyla değişmeden atılan
indakaterol miktarı, genellikle dozun %2’sinden az olmuştur. İndakaterolün böbrek klerensi
ortalama olarak 0,46 ile 1,20 litre/saat arasındadır. İndakaterolün 23,3 litre/saat’lik serum
klerensi ile karşılaştırıldığında, böbrek klerensinin, sistemik olarak mevcut indakaterolün
atılmasında önemsiz bir rol oynadığı açık olarak görülmektedir (sistemik klerensin %2-5’i).
İndakaterolün oral yoldan verildiği bir insan ADME çalışmasında, dışkıyla atılımın, idrarla
atılımdan daha belirgin olduğu bulunmuştur. İndakaterol, insanlarda dışkıyla büyük oranda
değişmeden ana ilaç şeklinde (dozun %54’ü) ve daha az oranda hidroksile indakaterol
metabolitleri şeklinde atılmıştır (dozun %23’ü). Dışkıda dozun ≥%90’ı toplandığı için kütle
dengesi tam olmuştur.
Tekrarlı dozlardan sonra indakaterol birikiminden hesaplanan efektif yarı ömür 40 ila 52 saat
arasında değişmektedir (yaklaşık olarak 12-14 gün olan kararlı hale kadar geçen süre ile
uyumludur).
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:
İndakaterol serum konsantrasyonu, multifazik bir şekilde düşmektedir (ortalama terminal yarı
ömrü 45,5 ile 126 saat arasında değişmektedir).
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ila orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda indakaterolün Cmaks ya da
EAA’sinde anlamlı değişiklikler gözlenmemiştir; ayrıca hafif ila orta şiddette karaciğer
yetmezliği olan gönüllüler ve sağlıklı gönüllüler arasında protein bağlama oranları açısından
da fark yoktur. Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda çalışma yapılmamıştır (bkz.
bölüm 4.2.).
Böbrek yetmezliği:
Toplam vücut eliminasyonunda idrar yolunun çok düşük bir katkısı olduğundan, böbrek
yetmezliği olan hastalarda bir çalışma yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
ARCAPTA’nın 18 yaşın altındaki hastalarda kullanılması önerilmemektedir.
12 / 17
Geriyatrik popülasyon:
Maksimum plazma konsantrasyonu ve genel sistemik maruziyet yaşla birlikte artmaktadır
(bkz.Bölüm 4.2.). Ancak yaşlı hastalarda doz ayarlamasına gerek bulunmamaktadır.
Yaş, cinsiyet, kilo, ırk:
Yapılan bir popülasyon farmakokinetiği analizinde, yaşın (88 yaşına kadar yetişkinler),
cinsiyetin, kilonun (32-168 kg) ya da ırkın indakaterol farmakokinetiği üzerinde klinik açıdan
anlamlı bir etki meydana getirmediği gösterilmiştir. Elde edilen bulgular bu popülasyonda
etnik alt gruplar arasında herhangi bir farka işaret etmemiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Köpeklerde yapılan çalışmalarda, indakaterolün kardiyovasküler sistem üzerindeki beta2-
agonistik özelliklerine bağlanan etkileri taşikardi, aritmiler ve miyokard lezyonlarını
kapsamaktadır. Kemirgenlerde, burun boşluğu ve larinkste hafif düzeyde tahriş gözlenmiştir.
Tüm bu bulgular insanlarda beklenenin yeterince üzerinde olan maruziyetlerde meydana
gelmiştir.
Bir sıçan fertilitesi çalışmasında indakaterol genel üreme performansını etkilememiş olsa da,
gelişim ve gelişim sonrası dönemde olan sıçanlar üzerinde yapılan ve ARCAPTA ile tedavi
edilen insanlardakinden 14 kat daha yüksek maruziyetin kullanıldığı bir çalışmada gebe F1
dölünün sayısında bir azalma gözlenmiştir. İndakaterol sıçanlarda ya da tavşanlarda
embriyotoksik ya da teratojenik değildir.
Genotoksisite çalışmalarında, mutajenik ya da klastojenik potansiyel gözlenmemiştir.
İndakaterolün karsinojenisitesi, sıçanlarda 2 yıllık bir sıçan çalışmasında ve 6 aylık transgenik
fare çalışmasında değerlendirilmiştir. Sıçanlarda iyi huylu over leyomiyomu ve over düz
kasında fokal hiperplazi insidanslarında artışların, diğer beta2-adrenerjik agonistler için
bildirilen benzer bulgularla tutarlı olduğu görülmüştür. Farelerde karsinojenisite kanıtına
rastlanmamıştır. Bu çalışmalarda advers etkilerin gözlenmediği düzeylerde sıçanlarda ve
farelerde meydana gelen sistemik maruziyetler (EAA), günde bir kere 300 mikrogram dozda
ARCAPTA ile tedavi edilmiş olan insanlarda gözlenen değerlerden sırasıyla en az 7 ve 49 kat
daha yüksek olmuştur.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Kapsül dolumu:
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)
Boş kapsül kabuğu:
Jelatin (sığır kaynaklı)
Siyah baskı mürekkebi
Baskı mürekkebi:
Şellak (E904)
Siyah demir oksit (E172)
N-bütil alkol
Saf su
Propilen glikol (E1520)
Susuz etanol
İzopropil alkol
13 / 17
Güçlü amonyak çözeltisi
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. Raf ömrü
30 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
30ºC’nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız. Nemden koruyunuz.
ARCAPTA kapsüllerini nemden korumak için blister içinde saklanmalı ve yalnızca
kullanımdan hemen önce çıkarılmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Her biri 10’ar kapsül içeren PA/Alu/PVC – Alu blisterler (şekillendirici folyo: PA/Alu/PVC,
kapatıcı folyo: Alüminyum) ve her kutuda bulunan bir adet NEOHALER inhalasyon cihazı
NEOHALER bir tekli doz inhalasyon cihazıdır. İnhalasyon cihazının gövdesi ve kapağı,
akrilonitril bütadien stiren, basma düğmeleri metil metakrilat akrilonitril bütadien stirenden
yapılmıştır. İğneler ve yaylar paslanmaz çelikten imal edilmiştir.
30 kapsüllük ambalaj: Her biri 10’ar kapsül içeren 3 blister ve 1 inhaler (NEOHALER)
2 kutuluk (60 kapsül) çoklu ambalaj: Her biri 30 kapsül + 1 inhaler (NEOHALER) içeren iki
kutu
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve
“Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
Her bir ARCAPTA kutusu içeriğinde inhalasyon kapsüllerine ek olarak bir inhalasyon cihazı
(NEOHALER) yer almaktadır. Kutu içeriği bittiğinde inhalasyon cihazı da atılmalıdır.
Kullanıma ilişkin talimatlar:
ARCAPTA 150 mcg İnhaler Kapsülü kullanmadan önce lütfen Kullanma Talimatlarının
tamamını okuyun.
14 / 17
Takın Delin ve bırakın Derin nefes alın Kapsülün boş olup
olmadığını kontrol
edin
Adım 1a:
Kapağı çekerek
çıkarın
Adım 2a:
Kapsülü bir kez
delin
İnhaleri dik tutun.
Her iki yan düğmeye
aynı anda sıkıca
basarak kapsülü
delin.
Adım 3a:
Tamamen nefes
verin
İnhalerin içine doğru
üflemeyin.
Kapsülün boş olup
olmadığını kontrol
edin
Kapsülde toz kalıp
kalmadığını görmek
için inhaleri açın.
Kapsül delindiğinde
bir ses duymanız
gerekir.
Kapsülü yalnızca bir
kez delin.
Kapsülde toz
kalmışsa:
• İnhaleri
kapatın.
• 3a ila 3c
arasındaki
adımları
tekrarlayın.
Toz kalmış Boş
Adım 1b:
İnhaleri açın
Adım 2b:
Yan düğmeleri
serbest bırakın
Adım 3b:
İlacı derin bir
nefesle içinize çekin
İnhaleri resimde
gösterildiği gibi
tutun.
Ağızlığı ağzınıza
yerleştirin ve
dudaklarınızı
etrafına sıkıca
kapatın.
Yan düğmelere
basmayın.
1 2 3 Kontrol
edin
15 / 17
Olabildiğince hızlı
ve derin nefes alın.
Nefesinizi çektiğiniz
sırada bir vızıltı sesi
duyacaksınız. Nefes alırken ilacın
tadını alabilirsiniz.
Adım 1c:
Kapsülü çıkarın
Blisterden bir kapsül
çıkarın
.
Kapsülü yutmayın
. Adım 3c:
Nefesinizi tutun
Nefesinizi 5
saniyeye kadar tutun.
Boş kapsülü çıkarın
Boş kapsülü evsel
atıklarınıza koyun.
İnhaleri kapatın ve
kapağı takın
.
Adım 1d:
Kapsül yerleştirin
Asla doğrudan
ağızlığa bir kapsül
yerleştirmeyin.
Önemli bilgiler • Arcapta kapsülleri
her zaman blister
kartta saklanmalı ve
yalnızca
kullanımdan hemen
önce çıkarılmalıdır.
• Kapsülü yutmayın. • Arcapta kapsüllerini
başka herhangi bir
inhaler ile
kullanmayın.
• Arcapta inhaleri
başka bir kapsül ilacı
almak için
kullanmayın.
• Kapsülü asla
ağzınıza veya
inhalerin ağızlığına
yerleştirmeyin.
• Yan düğmelere
birden fazla
basmayın.
• Ağızlığın içine
üflemeyin.
• Ağızlıktan nefes
alırken yan
düğmelere
basmayın.
• Kapsülleri ıslak
ellerle tutmayın.
• İnhalerinizi asla
suyla yıkamayın.
Adım 1e:
İnhaleri kapatın
16 / 17
Arcapta İnhaler paketiniz şunları içerir:
• Bir adet Arcapta inhaler
• Her biri inhalatörde kullanılacak 6 veya
10 Arcapta kapsülü içeren bir veya daha
fazla blister kart

Sıkça Sorulan
Sorular
Teneffüs ettiğimde
solunum cihazı
neden ses
çıkarmadı?
Kapsül, kapsül
haznesine sıkışmış
olabilir. Böyle bir
durumda, inhalerin
tabanına hafifçe
vurarak kapsülü
dikkatlice gevşetin. 3a
ila 3c arasındaki
adımları tekrarlayarak
ilacı tekrar soluyun.
Kapsülün içinde toz
kalırsa ne
yapmalıyım?
İlacınızdan yeterince
almadınız. İnhaleri
kapatın ve 3a ila 3c
arasındaki adımları
tekrarlayın.
Teneffüs ettikten
sonra öksürdüm – bu
önemli mi?
Bu olabilir. Kapsül
boş olduğu sürece
ilacınızdan yeterince
aldınız.
Kapsülün küçük
parçalarını dilimde
hissettim – bu önemli
mi?
Bu olabilir. Zararlı
değildir. Kapsül
birden fazla delinirse
kapsülün küçük
parçalara ayrılma
şansı artacaktır.
İnhalerin
temizlenmesi
Toz kalıntılarını
gidermek için
ağızlığın içini ve
dışını temiz, kuru, tüy
bırakmayan bir bezle
silin. İnhaleri kuru
tutun. Solunum
cihazınızı asla suyla
yıkamayın.
İnhalerin
kullanımdan sonra
atılması
Her inhaler, tüm
kapsüller
kullanıldıktan sonra
atılmalıdır. Eczacınıza
artık gerekli olmayan
ilaçları ve inhalerleri
nasıl atacağınızı
sorun.
Taban
Yan
düğmeler Blister
Elek
İnhaler İnhaler
tabanı
Blister kart
Kapa
Kapsül Haznesi
Ağızlık
17 / 17
7. RUHSAT SAHİBİ
Farmanova Sağlık Hizmetleri
Suryapı & Akel İş Merkezi
Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Sinan Eroğlu Cad. No:6 34805
Kavacık – Beykoz İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
2014-395
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ:
İlk ruhsat tarihi: 15.05.2014
Ruhsat yenileme tarihi: 31.01.2020
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ:
…………………………………

index.net.tr © all rights reserved

indexgpt’ye sor!