KISA ÜRÜN BİLGİSİ
▼Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır.
Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri beklenmektedir.
Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ARYOSEVEN® 1.2 mg (60 KIU) IV enjeksiyonluk çözelti hazırlamak için toz ve çözücü
Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir flakon, 1.2 mg/flakon (60 KIU/flakon’a eşdeğer) etkin madde içerir. Ürün çözücü ile
rekonstitüye edildikten sonra 0.6 mg/mL Eptakog alfa (aktifleştirilmiş) içeren biyobenzer bir
üründür.
1 KIU, 1000 IU (İnternasyonel Ünite)’ye eşdeğerdir.
Eptakog alfa (aktifleştirilmiş), bebek hamsterların böbrek hücrelerinde rekombinant DNA
teknolojisi ile üretilen moleküler kütlesi yaklaşık 50,000 Dalton olan rekombinant koagülasyon
faktörü VIIa (rFVIIa)’dır.
Yardımcı maddeler:
Sodyum klorür 2.3 mg/mL
Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti için toz ve çözücü.
Beyaz liyofilize toz.
Çözücü: Berrak renksiz çözelti. Rekonstitüye edilmiş çözeltinin pH’ı yaklaşık 6.0’dır.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
ARYOSEVEN®, aşağıda belirtilen hasta gruplarının kanama epizodlarının tedavisinde ve cerrahi
uygulamalarında ya da invazif girişimlerinde kanamanın önlenmesinde endikedir.
• Pıhtılaşma faktörleri VIII veya IX’a karşı 5 Bethesda ünitesi (BU)’nin üzerinde inhibitör
geliştirmiş olan konjenital hemofili hastaları
• Faktör VIII veya faktör IX uygulamasına karşı yüksek anamnestik yanıt vermesi beklenen
konjenital hemofili hastaları
• Edinsel hemofili hastaları
• Konjenital FVII eksikliği olan hastalar
• GP IIb-IIIa’ya ve/veya HLA’ya karşı antikor geliştirmiş ve trombosit transfüzyonlarına
daha önce ya da yeni direnç geliştirmiş olan Glanzmann trombastenili hastalar.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Tedavi hemofili ve/veya diğer kanama bozukluklarının tedavisinde deneyimli bir hekimin
gözetimi altında başlatılmalıdır.
Pozoloji:
İnhibitörlü ya da yüksek anamnestik yanıt vermesi beklenen Hemofili A veya B hastaları
Doz
ARYOSEVEN®, kanama epizodunun başlamasından sonra mümkün olduğu kadar erken
uygulanmalıdır. Önerilen başlangıç dozu, intravenöz bolus enjeksiyon olarak, 90 mcg/kg vücut
ağırlığıdır. ARYOSEVEN®’in başlangıç dozunu takiben enjeksiyonlar tekrarlanabilir.
Hemorajinin şiddetine, invazif girişimlere ya da uygulanan cerrahiye bağlı olarak tedavinin süresi
ve enjeksiyonlar arasındaki aralık değişecektir.
Çocuklarda doz
Mevcut klinik deneyim çocuklar ile erişkinler arasında dozun farklılaşmasını gerektirmediği
halde, çocuklardaki klerens erişkinlerdekinden daha hızlıdır. Bu nedenle, çocuk hastalarda erişkin
hastalardakine benzer plazma konsantrasyonlarının elde edilebilmesi için daha yüksek rFVIIa
dozları gerekebilir (bkz. bölüm 5.2).
Uygulama sıklığı ve süresi
Doz aralığı
Hemostazın sağlanması için başlangıçta 2-3 saat aralarla uygulanır.
Eğer tedaviye devam etmek gerekirse, etkili hemostaz sağlandıktan sonra tedavinin
sürdürülmesinin endike olduğu düşünülen süre boyunca doz aralığı sırası ile 4, 6, 8 ya da 12 saate
kadar çıkarılabilir.
Hafif- Orta kanama epizodları (ev tedavisi dahil)
Erken girişimlerin, hafif-orta şiddetteki eklem, kas ve mukokutanöz kanamaların tedavisinde
etkili olduğu gösterilmiştir. Dozun iki şekilde uygulanması önerilebilir:
1) Üç saatlik aralarla iki-üç doz 90 mcg/kg vücut ağırlığı. Tedavinin sürmesi gerekiyorsa, 90
mcg/kg ek bir doz uygulanabilir.
2) Tek doz 270 mcg/kg vücut ağırlığı.
Ev tedavisinin süresi 24 saati geçmemelidir. Eğer sürekli tedavi gerekiyorsa hemofili tedavi
merkezine başvurulmalıdır.
Ayda 4 veya dörtten daha sık kanama atağı geçiren inhibitörlü hemofili A veya B hastaları,
kanama sıklığını azaltmak için, günde bir kez 90 mcg/kg dozundaki ARYOSEVEN® ile 3 ay süre
ile tedavi edilebilirler.
Yaşlı hastalarda, kg vücut ağırlığı başına 270 mcg tek doz kullanımına ilişkin klinik deneyim
yoktur.
Ağır kanama epizodları
Başlangıç dozu olarak 90 mcg/kg vücut ağırlığı önerilmektedir ve hasta tedavi edildiği hastaneye
giderken uygulanabilir. Takip eden dozlar hemorajinin tipi ve ağırlığına bağlı olarak değişir.
Başlangıçtaki ilaç verilme sıklığı klinik bir gelişme gözlenene kadar her iki saatte bir olacak
şekilde ayarlanmalıdır. Kesintisiz tedavi endike olduğunda, doz aralığı 1-2 gün için 3 saate
yükseltilebilir. Takip eden günlerde de doz aralığı, tedavinin devam etmesinin endike olduğu
düşünülen süre boyunca, 4, 6, 8 ya da 12 saat olacak şekilde artırılabilir. Büyük bir kanama
epizodu 2-3 hafta tedavi edilebilir ve klinik olarak gerektiğinde bu süre uzayabilir.
İnvazif girişim/cerrahi
Müdahale öncesinde başlangıç dozu olarak 90 mcg/kg vücut ağırlığı hemen verilmelidir. Aynı
doz iki saat sonra ve yapılan müdahalenin tipine ve hastanın klinik durumuna bağlı olarak ilk 24-
48 saat için 2-3 saatlik aralıklarla tekrarlanmalıdır. Büyük cerrahi girişimlerde, doz 2-4 saatlik
aralıklarla tekrarlanarak, 6-7 gün devam edilmelidir. Doz aralığı, bundan sonraki iki haftalık
tedavi için 6-8 saate artırılabilir. Büyük bir cerrahi girişim geçirecek hastalar iyileşme
gerçekleşinceye kadar 2-3 hafta süreyle tedavi edilebilirler.
Edinsel Hemofili
Doz ve doz aralığı
ARYOSEVEN®, kanama epizodunun başlamasından sonra mümkün olduğu kadar erken
uygulanmalıdır. Önerilen başlangıç dozu, intravenöz bolus enjeksiyon olarak, 90 mcg/kg vücut
ağırlığıdır. ARYOSEVEN®’in başlangıç dozunu takiben gerekirse enjeksiyonlar tekrarlanabilir.
Hemorajinin şiddetine, invazif girişimlere ya da uygulanan cerrahiye bağlı olarak tedavinin süresi
ve enjeksiyonlar arasındaki aralık değişecektir.
Başlangıçtaki doz aralığı 2-3 saat olmalıdır. Hemostaz sağlandıktan sonra, tedavinin
sürdürülmesinin endike olduğu düşünülen süre boyunca doz aralığı sırası ile 4, 6, 8 ya da 12 saate
kadar çıkarılabilir.
Faktör VII eksikliği
Doz, doz aralığı ve doz verme sıklığı
Cerrahi ya da invazif girişim uygulanacak kanama epizodlarının tedavisi ve kanamanın önlenmesi
için önerilen doz miktarı, hemostaz sağlanıncaya kadar her 4-6 saatte bir 15-30 mcg/kg vücut
ağırlığıdır. Doz ve enjeksiyon sıklığı her hasta için uyarlanmalıdır.
Çocuklarda doz
Uzun dönem profilaksi için, ağır klinik fenotipi olan 12 yaş altı çocuklardan elde edilmiş klinik
deneyim sınırlıdır (bkz. bölüm 5.1).
Profilaksi için doz ve enjeksiyon sıklığı klinik yanıta göre ve her hasta için uyarlanmalıdır.
Glanzmann trombastenisi
Doz, doz aralığı ve doz verme sıklığı
Cerrahi ya da invazif girişim uygulanacak hastalarda kanama epizodlarının tedavisi ve kanamanın
önlenmesi için önerilen doz miktarı iki saatlik (1.5-2.5 saat) aralıklarla kg vücut ağırlığı başına 90
mcg’dır (80-120 mcg aralığında). Etkili hemostaz sağlanabilmesi için en az üç doz
uygulanmalıdır. Devamlı infüzyona bağlı olarak etkinliğin olmadığı durumlar görülebileceğinden
önerilen uygulama şekli bolus tarzında enjeksiyondur.
Dirençli olmayan hastalar için Glanzmann trombastenisi’nde ilk basamak tedavi tercihi trombosit
uygulamasıdır.
Uygulama şekli:
Çözelti, 6.6’da anlatıldığı gibi rekonstitüye edilerek hazırlanır ve intravenöz bolus enjeksiyon
şeklinde 2-5 dakikada uygulanır.
Tedavinin izlenmesi–laboratuvar testleri
ARYOSEVEN® tedavisinin izlenmesine gerek yoktur. Doz gereksinimini, kanama durumunun
ağırlığı ve ARYOSEVEN® uygulamasına alınan klinik yanıt yönlendirmelidir.
rFVIIa uygulamasından sonra, protrombin zamanı (PT) ve aktive parsiyel tromboplastin
zamanında (aPTT) kısalma olduğu gösterilmiştir, ancak rFVIIa’nın klinik etkililiği ve PT ve aPTT
arasında korelasyon gözlenmemiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
ARYOSEVEN®’in böbrek/karaciğer yetmezliği olan hastalarda özel kullanımına ilişkin bilgi
yoktur.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuk hastalarda kullanım dozu için doktora danışılmalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda, kg vücut ağırlığı başına 270 mcg tek doz kullanımına ilişkin klinik deneyim
yoktur.
4.3. Kontrendikasyonlar
Etkin maddeye veya yardımcı maddelerin herhangi birine karşı veya fare, hamster veya sığır
proteinlerine karşı aşırı duyarlılık.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Diğer tüm terapötik proteinlerde olduğu gibi ARYOSEVEN® için de potansiyel immunojenesite
riski söz konusudur.
“Eptakog alfa” etkin maddesi içeren biyobenzer ürün olan ARYOSEVEN®’dan aynı etkin
maddeli orijinal/biyobenzer ürünlere geçiş yapma, orijinal/biyobenzer üründen
ARYOSEVEN®’na geçiş yapma ya da dönüşümlü kullanma işlemleri ancak tedaviyi düzenleyen
hekim onayı ve gözetimi altında gerçekleştirilmesi şartıyla mümkündür.
Doku faktörünün normalden çok daha yoğun bir şekilde salgılandığı patolojik durumlarda,
ARYOSEVEN® tedavisi ile ilişkili trombotik olayların gelişme veya Dissemine İntravasküler
Koagülasyon’un (DİK) indüklenme potansiyel riski olabilir.
Bu tür durumlar, ileri aterosklerotik hastalık, ezilme yaralanmaları, septisemi veya DİK’i olan
hastaları içerebilir. Trombo-embolik komplikasyon riski nedeniyle; koroner kalp hastalığı öyküsü
olan, karaciğer hastalığı olan, ameliyat sonrası dönemdeki, yeni doğmuş veya trombo- emboli
veya dissemine intravasküler koagülasyon riski taşıyan hastalara ARYOSEVEN® uygulanırken
dikkatli olunmalıdır. Bu durumlarda, ARYOSEVEN® tedavisinin yararı bu komplikasyonların
riskinden daha fazla olmalıdır.
Rekombinant pıhtılaşma faktörü VIIa ARYOSEVEN®, eser miktarda fare IgG, sığır IgG ve diğer
artık kültür proteinleri (hamster ve sığır serum proteinleri) içerebildiğinden, preparatla tedavi
edilen hastalarda bu proteinlere karşı aşırı duyarlılık gelişebilme olasılığı vardır. Böyle
durumlarda antihistaminiklerle i.v. tedavi düşünülmelidir.
Alerjik veya anafilaktik tipte reaksiyonlar ortaya çıkarsa, uygulama derhal sonlandırılmalıdır. Şok
durumunda, standart medikal şok tedavisi uygulanmalıdır. Hastalar, aşırı duyarlılık
reaksiyonlarının erken belirtileri hakkında bilgilendirilmelidir. Hastalara, bu tür bulgular ortaya
çıkarsa derhal ürün kullanımını sonlandırmaları ve doktorlarıyla bağlantıya geçmeleri
öğütlenmelidir.
Ağır kanama durumunda, preparat, özellikle pıhtılaşma faktörü VIII ve IX inhibitörlü hastaların
tedavisinde uzmanlaşmış hastanelerde veya eğer bu mümkün değilse, hemofili tedavisinde
uzmanlaşmış bir doktorla yakın işbirliği yapılarak kullanılmalıdır.
Kanama kontrol altına alınamazsa hastanede tedavi uygulanması zorunludur. Hastalar/hastaya
bakan kişiler tüm ARYOSEVEN® kullanımları ve sonuçları hakkında hemen doktoru/hastayı
takip eden hastaneyi bilgilendirmelidir.
Faktör VII eksikliği olan hastalarda ARYOSEVEN® kullanımından önce ve sonra protrombin
zamanı ve faktör VII pıhtılaşma aktivitesi izlenmelidir. Faktör VIIa aktivitesinin beklenen düzeye
erişemediği ya da önerilen dozlarla tedaviden sonra kanamanın kontrol edilemediği durumlarda,
antikor oluşumundan şüphelenilebilir ve antikor analizi yapılmalıdır. Faktör VII eksikliği
hastalarında cerrahi girişimler sırasında ARYOSEVEN® uygulamasının tromboza yol açtığı
bildirilmiştir. Ancak, ARYOSEVEN® ile tedavi edilen faktör VII eksikliği hastalarında tromboz
riski bilinmemektedir (bkz.bölüm 5.1).
Bu tıbbi ürün her “doz”unda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında
“sodyum içermez”.
Biyobenzer ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri
numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
ARYOSEVEN® ve pıhtılaşma faktörü konsantreleri arasında potansiyel bir etkileşim riski
bilinmemektedir. Aktifleştirilmiş veya aktifleştirilmemiş protrombin kompleks konsantreleri ile
aynı anda kullanımından kaçınılmalıdır.
Antifibrinolitiklerin, hemofilik hastalarda cerrahi ile beraber kullanıldığında, özellikle de oral
kavite gibi fibrinolitik aktiviteden zengin bölgelerdeki cerrahide ve ortopedik cerrahide, kan
kaybını azalttığı bildirilmiştir. Bununla birlikte, antifibrinolitikler ve rFVIIa tedavisinin birlikte
kullanılması ile ilgili deneyimler sınırlıdır.
Klinik olmayan bir çalışmaya göre (bkz.bölüm 5.3) rFVIIa ve rFXIII’ün kombine edilmesi
önerilmemektedir. rFVIIa ve rFXIII arasındaki etkileşime ait klinik veri bulunmamaktadır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda etkileşim çalışması bulunmamaktadır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik, embriyonal/fetal gelişim, doğum veya doğum
sonrası gelişim üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak zararlı bir etki göstermemektedir (bkz.
bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Bir önlem olarak, gebelik döneminde ARYOSEVEN® kullanımından kaçınılması tercih edilir.
Onaylanmış endikasyonlarda rFVIIa’ya maruz kalınmasını bildiren az sayıdaki gebelik verileri,
rFVIIa’nın gebeliğe veya fetüse/yeni-doğan çocuğa bir advers etkisini bildirmemektedir. Halen,
konuyla ilişkili başka bir epidemiyolojik veri bulunmamaktadır.
rFVIIa’nın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Laktasyon dönemi
rFVIIa’nın insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. rFVIIa’nın süt ile atılımı hayvanlar
üzerinde araştırılmamıştır. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da ARYOSEVEN®
tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası
ve ARYOSEVEN® tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Klinik olmayan çalışmalar ve pazarlama sonrası veriler, rFVIIa’nın kadın veya erkek üreme
performansına hiçbir zararlı etkisinin olmadığını göstermektedir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde araştırma yapılmamıştır. Araç ya da makine
kullanırken dikkatli olunmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Tablo 1, klinik çalışmalar sırasında bildirilen advers reaksiyonları ve spontan (pazarlama sonrası)
raporları listeler.
Her bir sıklık gruplamasında, istenmeyen etkiler, etkinin şiddetindeki azalmaya göre sıralanarak
sunulmuştur. Sadece pazarlama sonrasında (örneğin klinik araştırmalar süresince olmayan)
bildirilmiş advers ilaç reaksiyonlarının sıklığı “bilinmiyor” şeklinde sunulmuştur.
Hemofili A ve B, edinsel hemofili, faktör VII eksikliği veya Glanzmann trombasteni ile birlikte
484 hastada (4297 tedavi epizodu dahil olmak üzere) yürütülen klinik araştırmalar advers ilaç
reaksiyonlarının yaygın olduğunu gösterir (≥1/100 ila <1/10). Klinik araştırmalardaki toplam
tedavi epizodu sayısı, 10.000’in altında olduğu için, meydana gelebilecek en düşük advers ilaç
reaksiyon sıklığı seyrek olarak belirlenmiştir (> 1/10,000 ila <1/1,000).
En sık bildirilmiş advers ilaç reaksiyonları yaygın olmayan> 1/1,000 ila <1/100) sıklıkta; ateş ve
döküntü ve en ciddi advers ilaç reaksiyonları tromboembolik olaylardır.
Hem ciddi hem de ciddi olmayan advers ilaç reaksiyonlarının sıklıkları, sistem organ sınıflarına
göre aşağıda verilmiştir.
Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın
olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000),
bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Tablo 1: Klinik Çalışmalardan ve Spontan Raporlardan (Pazarlama Sonrası) Elde Edilen
Advers Reaksiyonlar
* Etkililikte eksiklik (terapötik yanıtta azalma) bildirilmiştir. ARYOSEVEN®’nin dozaj rejiminin
bölüm 4.2’de belirtilen tavsiye edilen dozaj ile uyumlu olması önemlidir.
MedDRA sistem organ
sınıfı
Yaygın olmayan
(≥1/1.000 ila <1/100)
Seyrek
(≥1/10.000 ila <1/1.000) Sıklığı Bilinmiyor
Kan ve lenf sistemi
hastalıkları
-Dissemine intravasküler
koagülasyon
-D-dimer düzeylerinde artışı
ve AT düzeylerinde düşüşü
de içeren ilişkili laboratuvar
bulguları (bkz. bölüm 4.4);
-Koagülopati
Gastrointestinal
hastalıklar
-Bulantı
Genel bozukluklar ve
uygulama bölgesine
ilişkin hastalıklar
-Terapötik yanıtta
azalma*
-Ateş
-Enjeksiyon bölgesinde
ağrıyı içeren enjeksiyon
bölgesi reaksiyonu
Bağışıklık sistemi
hastalıkları
-Hipersensitivite (bkz.
bölüm 4.3 ve 4.4)
-Anafilaktik
reaksiyon
Araştırmalar -Fibrin yıkım ürünlerinde
artış,
-Alanin aminotransferaz,
alkalen fosfataz, laktat
dehidrogenaz ve protrombin
düzeylerinde artış
Sinir sistemi
hastalıkları
-Baş Ağrısı
Deri ve deri altı
dokusu hastalıkları
-Döküntü (alerjik
Dermatit ve eritematoz
döküntü dahil)
-Pruritus ve ürtiker.
-Yüz kızarıklığı
-Anjiyoödem
Vasküler hastalıklar -Venöz tromboembolik
olaylar (derinven
trombozu, i.v.
enjeksiyon bölgesinde
tromboz, pulmoner
emboli, karaciğerin
portal ven trombozunu
da içeren tromboembolik olaylar, renal
ven trombozu,
tromboflebit, yüzeyel
tromboflebit ve
intestinal iskemi)
-Arteriyel tromboembolik
olaylar (miyokard
enfarktüsü, serebral
enfarktüs, serebral iskemi,
serebral arter tıkanıklığı,
serebrovasküler olay, renal
arter trombozu, periferik
iskemi, periferik arter
trombozuve intestinal
iskemi)
-Anjina pektoris
-İntrakardiyak
trombus
Seçilmiş advers reaksiyonların tanımlanması
İnhibitör antikor oluşumu
Pazarlama sonrası deneyimde, hemofili A ve B hastalarında rFVIIa veya faktör VII’ye karşı
inhibitör antikor gelişimi bildirilmemiştir. rFVIIa’ya karşı inhibitör antikor oluşumu, konjenital
FVII eksikliği olan hastalar ile yapılan pazarlama sonrası gözlemsel kayıt çalışmasında
bildirilmiştir.
Faktör VII eksikliği olan hastalarda yürütülen klinik çalışmalarda, bildirilen tek advers ilaç
reaksiyonu rFVIIa ve FVII’ye karşı antikor gelişimidir (sıklığı: yaygın (≥1/100 ila <1/10)). Bazı
olgularda, antikorlar in vitro inhibitör etki göstermiştir. Bu olgularda, daha önceden insan
plazması ve/veya plazma kaynaklı faktör VII ile tedavi, FVII geninde ağır mutasyon ve aşırı doz
rFVIIa gibi antikor gelişimine katkıda bulunabilecek olan risk faktörleri mevcuttu. rFVIIa ile
tedavi edilen faktör VII eksikliği hastaları faktör VII antikorları açısından izlenmelidir (bkz.bölüm
4.4).
Tromboembolik olaylar (arteriyel ve venöz)
rFVIIa onaylanmış endikasyonları dışında kullanıldığında, arteriyel tromboembolik olaylar
yaygın olarak gözlenir (≥1/100 ila <1/10). Farklı klinik durumlarda, her biri farklı hasta özellikleri
ve bu nedenle farklı risk profilleri olan, halen onaylanmış endikasyonları dışında kullanıldığı
plasebo kontrollü çalışmalardan toplanan verilerin meta-analizi, arteriyel trombo-embolik advers
olay riskinin daha yüksek olduğunu göstermiştir (rFVIIa verilen hastalarda % 5.6’ya karşı plasebo
verilen hastalarda % 3).
rFVIIa’nın onaylanmış endikasyonları dışında kullanıldığında güvenliliği ve etkililiği
gösterilmemiştir ve bu nedenle, bu durumlarda rFVIIa önerilmemektedir.
Trombo-embolik olaylar kalp durmasına yol açabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Edinsel hemofilisi olan hastalar
61 edinsel hemofili hastasının toplam 100 tedavi epizodunda yürütülen klinik çalışmalar, bazı
advers ilaç reaksiyonlarının daha sık (tedavi epizodunda %1) bildirildiğini göstermiştir: Arteriyel
tromboembolik olaylar (serebral arter tıkanıklığı, serebrovasküler olay), venöz tromboembolik
olaylar (pulmoner emboli ve derin ven trombozu), anjina pektoris, bulantı, ateş, eritematöz
döküntü ve fibrin yıkım ürünleri düzeylerinde artış gösteren tetkikler.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem
taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak
sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye
Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta:
tufam@titck.gov.tr; tel: 00 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
rFVIIa’nin doza bağlı toksisitesi klinik çalışmalarda araştırılmamıştır.
On altı yılda, hemofili hastalarında dört doz aşımı olgusu bildirilmiştir. 5.5 mg yerine 24 mg
rFVIIa alan 16 yaşındaki bir hastada doz aşımı ile ilgili olarak bildirilen tek komplikasyon kan
basıncında geçici, hafif bir artış olmuştur.
Edinsel hemofili veya Glanzmann trombastenisi hastalarında doz aşımı olgusu bildirilmemiştir.
rFVIIa’nın önerilen dozunun 15-30 mcg/kg olduğu faktör VII eksikliği hastalarında, önerilen
dozun 10-20 katı ile tedavi edilen yaşlı (>80 yaş) bir erkek hastada bir doz aşımı epizodu trombotik
olay (oksipital inme) ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, faktör VII eksikliği olan bir hastada rFVIIa
ve FVII’ye karşı antikor gelişimi, doz aşımı ile ilişkilendirilmiştir.
Ortaya çıkabilecek ek riske ilişkin bilgi bulunmadığından, önerilen dozların üstüne kasten
çıkılmamalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Kan pıhtılaşma faktörleri
ATC Kodu: B02BD08
ARYOSEVEN® biyobenzer bir üründür.
Etki mekanizması
ARYOSEVEN®, aktifleştirilmiş rekombinant pıhtılaşma faktörü VII içerir. Etki mekanizması
faktör VIIa’nın doku faktörüne bağlanmasını içerir. Bu kompleks, faktör IX’u faktör IXa’ya ve
faktör X’u faktör Xa’ya aktifleştirerek küçük miktarda protrombinin trombine dönüşümüne
öncülük eder. Trombin, hasar bölgesinde trombositlerin ve faktör V ve VIII’in aktifleşmesini
sağlayarak fibrinojenin fibrine dönüşmesi ile hemostatik tıkacın oluşumuna yol açar.
Farmakolojik dozda ARYOSEVEN®, hasar bölgesinde bulunan aktif trombositler üzerindeki
faktör X’u doğrudan, doku faktöründen bağımsız olarak, aktifleştirir. Bu, protrombinin doku
faktöründen bağımsız olarak bol miktarda trombine dönüşümü ile sonuçlanır.
Farmakodinamik etkiler
Faktör VIIa’nın farmakodinamik etkisi lokal olarak faktör Xa, trombin ve fibrin oluşumunda artışa
neden olur.
Altta yatan hastalığa bağlı olarak DİK’e yatkınlığı bulunan hastalarda pıhtılaşma sisteminin
sistemik aktivasyonu riski teorik olarak tamamen göz ardı edilemez.
Konjenital FVII eksikliği olan hastalarla yapılmış gözlemsel kayıt çalışmasında (F7HAEM3578), FVII eksikliği ve ağır klinik fenotipi olan 22 pediyatrik hastada (12 yaş altı) kanamaya
karşın uzun dönem profilaksi için ortalama doz 30 mcg/kg (17 mcg/kg ila 200 mcg/kg aralığında;
10 hastada en sık kullanılan doz 30 mcg/kg) ortalama haftada 3 doz sıklığındadır (1 ila 7; en sık
raporlanan doz sıklığı, 13 hastada haftada 3 kez).
Aynı kayıt çalışmasında 91 cerrahi hastanın 3’ünde tromboembolik olay gelişmiştir.
Gözlemsel kayıt çalışması (F7HAEM-3521), eptakog alfa ile tedavi edilen Glanzmann
trombastenisi olan 133 kişiyi kapsamıştır. 333 kanama epizodunun tedavisi için infüzyon başına
medyan doz 90 µg/kg (aralık 28 ila 450 µg/kg) kullanılmıştır. Eptakog alfa, 157 cerrahi işlemde,
92 µg/kg’lık bir medyan dozda (270 µg/kg’a kadar) kullanılmıştır. Eptakog alfa ile tek başına veya
antifibrinolitikler ve/veya trombositlerle kombinasyon halinde tedavi, kanama en az 6 saat süreyle
durduğunda etkili olarak tanımlanmıştır. Etkililik oranları, trombosit transfüzyonlarına pozitif
veya negatif dirençli hastalarda sırasıyla %81 ve %82 ve trombosit antikorları için pozitif veya
negatif test edilen hastalarda sırasıyla %77 ve %85 olmuştur. Herhangi bir durumda en az bir
testin pozitif olması, pozitif statüde olduğunu gösterir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Sağlıklı kişiler
rFVIIa’nın farmakokinetik özellikleri, beyaz ırktan ve Japon ırkından 35 sağlıklı kişide bir doz
artırma çalışmasında FVII pıhtılaşma testi kullanılarak incelenmiştir. Kişiler cinsiyetlerine ve
etnik gruplarına göre gruplara ayrılmış ve 40, 80 ve 160 µg/kg vücut ağırlığı rFVIIa (her birine 3
doz) ve/veya plasebo uygulanmıştır. Farmakokinetik özellikler cinsler ve etnik gruplar arasında
benzerdir.
Ortalama kararlı durum dağılım hacmi 130 ile 165 mL/kg arasında değişmiş, ortalama klerens
değerleri saatte 33.3 ila 37.2 mL/kg olmuştur. Ortalama terminal yarılanma ömrü 3.9 ile 6.0 saat
arasında değişmiştir.
Farmakokinetik profiller doz orantısallığı göstermiştir.
İnhibitörlü hemofili A ve B
rFVIIa’nın farmakokinetik özellikleri, kanaması olmayan (2-12 yaşlarında) 12 pediyatrik hastada
ve 5 erişkin hastada FVIIa testi kullanılarak çalışılmıştır. Çocuklarda araştırılmış olan 90 ve 180
mcg/kg dozlarında doz orantısallığı elde edilmiştir ki bu, daha önceki daha düşük doz (17.5-70
mcg/kg rFVIIa) bulgularıyla uyumludur.
Emilim
Uygulanabilir değil.
Dağılım
Kararlı durumda ortalama dağılım hacmi pediyatrik hastalarda 196 ml/kg olmasına karşın erişkin
hastalarda 159 mL/kg olarak saptanmıştır.
Biyotransformasyon
Uygulanabilir değil.
Eliminasyon
Ortalama klerens, erişkinlerle göreceli olarak çocuk hastalarda yaklaşık %50 daha yüksekken
(saatte 78 mL/kg’a karşın saatte 53 mL/kg), ortalama terminal yarılanma ömrü her iki grupta 2.3
saat olarak saptanmıştır. Klerens ile yaş ilişkili görünmektedir, bu nedenle daha genç hastalarda
klerens % 50’den daha fazla artabilir.
Faktör VII eksikliği
Emilim
Uygulanabilir değil.
Dağılım
rFVIIa’nın, kg vücut ağırlığı başına 15 ve 30 mcg kullanıldığındaki tek doz farmakokinetik
özellikleri kullanılan iki doz arasında kararlı durumda dağılım hacmi (280-290 mL/kg), ortalama
rezidens zamanı (3.75-3.80 saat) gibi dozdan bağımsız parametrelerle ilişkili olarak, anlamlı
farklılık göstermemiştir.
Biyotransformasyon
Uygulanabilir değil.
Eliminasyon
rFVIIa’nın, kg vücut ağırlığı başına 15 ve 30 mcg kullanıldığındaki tek doz farmakokinetik
özellikleri, kullanılan iki doz arasında, yarılanma ömrü (2.82-3.11 saat) ve toplam vücut klerensi
(70.8-79.1 mL/saat x kg) gibi dozdan bağımsız parametrelerle ilişkili olarak, anlamlı farklılık
göstermemiştir.
Ortalama in vivo plazma geri kazanım oranı yaklaşık %20’dir.
Glanzmann trombastenisi
Glanzmann trombastenisi olan hastalarda rFVIIa’nın farmakokinetik özellikleri araştırılmamıştır
ancak hemofili A ve B hastalarındaki farmakokinetik özelliklere benzer olması beklenmektedir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi güvenlilik programındaki tüm bulgular rFVIIa’nın farmakolojik etkileri ile ilişkili
bulunmuştur.
Sinomolgus maymununda oluşturulan gelişmiş bir kardiyovasküler modelde, rFXIII ve rFVIIa ile
kombine tedavinin potansiyel sinerjistik etkisi, bu bileşiklerin tek başına uygulandığındakinden
daha düşük dozda daha abartılı bir farmakoloji (tromboz ve ölüm) ile sonuçlanmıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Toz
Sodyum klorür
Kalsiyum klorür dihidrat
Glisilglisin
Polisorbat 80
Mannitol
Çözücü
Enjeksiyonluk su
6.2. Geçimsizlikler
ARYOSEVEN®, infüzyon çözeltileri ile karıştırılmamalı veya damla infüzyonu şeklinde
uygulanmamalıdır.
6.3. Raf ömrü
ARYOSEVEN®’in raf ömrü, 2-8 C buzdolabında saklandığı takdirde 24 aydır.
ARYOSEVEN® aseptik şartlar altında rekonstitüye edilir.
ARYOSEVEN® sulandırıldıktan sonra, karışımın hazırlanmasını takiben 25°C’de 6 saat süreyle
kimyasal ve fiziksel olarak stabildir. Mikrobiyolojik açıdan, sulandırılmış ürünlerin hemen
kullanılması gerekir. Bu ürünler hemen kullanılmazsa, kullanımdan önceki saklama zamanı ve
saklama koşulları, kullanıcının sorumluluğundadır. Kontrollü ve valide edilmiş aseptik koşullarda
hazırlanmamışsa, 2-8°C’de 24 saati aşmamalıdır. Karışım hazırlandıktan sonra hemen
kullanılmayacak ise, flakonun ucunda şırınga bağlı şekilde 24 saati aşmamak koşulu ile 2-8°C’de
buzdolabında saklanabilir.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
– 2°C-8°C arasında buzdolabında saklayınız.
– Ürünü ışıktan korumak için ambalajında saklayınız.
– Dondurmayınız.
– Rekonstitüye edilmiş tıbbi ürünün saklama koşulları için bölüm 6.3’e bakınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Her bir ARYOSEVEN® kutusunun içinde aşağıdakiler bulunur:
– Enjeksiyonluk çözelti için beyaz toz içeren 1 adet flakon (4 mL)
Berrak Tip I cam flakonlar, üstü polipropilen koruyucu ile kaplanmış olan bromobütil
kauçuk tıpa ve alüminyum geçme kapağı ile kapatılmıştır. Her bir flakon 1.2 mg Eptakog
alfa (aktifleştirilmiş) toz içerir.
– Rekonstitüsyon için 2.2 mL çözücü (enjeksiyonluk su) içeren 1 adet flakon (4 mL)
Berrak Tip I cam flakonlar, üstü polipropilen koruyucu ile kaplanmış olan bromobütil
kauçuk tıpa ve alüminyum geçme kapağı ile kapatılmıştır. Her bir flakon 2.2 mL steril su
içerir.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Enjektörü, flakonu ve kullanılmamış herhangi bir ürünü emniyetli bir şekilde atınız. İmhasına
yönelik özel bir gereksinim yoktur. Kullanılmamış olan ürünler ya da atık maddeler “Tıbbi
Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”
gereklerine uygun olarak imha edilmelidir.
Her zaman aseptik teknik kullanılır.
Rekonstitüsyon:
• Toz ve çözücü (su) içeren flakonları oda sıcaklığına (25ºC’ye) getiriniz. Bu işlemi
flakonları avucunuzun içinde tutarak yapabilirsiniz. Flakonları ısıtmak için farklı bir yol
denemeyin
• Toz ve çözücü (su) flakonların plastik kapaklarını çıkarınız. Eğer plastik kapak yoksa veya
gevşekse, bu flakonu kullanmayınız. Alkollü mendil ile flakonların üzerindeki lastik
tıpaları siliniz ve kullanmadan önce birkaç saniye kurumasını bekleyiniz. Kuruduktan
sonra enjektör takılana kadar lastik tıpalara parmaklarınızla dokunmayın bu mikropların
geçmesine neden olur.
• Enjektörü ve iğneyi ambalajdan çıkarınız. İğneyi enjektörün ucuna takınız ve sıkıca
takılmış olduğundan emin olunuz. İğnenin koruyucu başlığını dikkatlice çıkarınız.
• Enjektörün pistonunu geriye doğru çekerek içine çözücü flakon içinde bulunan hacimle
eşit miktarda hava çekiniz.
• Suyu içeren flakonun lastik tıpasının ortasına enjektörü takınız ve iğneyi batırınız ve
belirgin bir direnç hissedinceye kadar havayı şişe içine enjekte ediniz.
• Flakonu ters çeviriniz ve flakonun içindeki bütün çözücüyü (suyu) enjektörün içine
çekiniz. Bunu yapabilmek için iğne ucunu sıvının içinde tutmanız gerekmektedir.
• Enjektörü flakondan çıkarınız.
• İğneyi toz içeren flakonun lastik tıpasının merkezine batırınız. İğnenin flakonun yan
yüzünde olmasına dikkat ediniz ve sonra yavaşça bütün suyu enjekte ediniz.
• Çözücüyü (suyu) doğrudan tozun üzerine değil cam yüzeye boşaltmaya dikkat ediniz. Bu
köpük oluşmasını engelleyecektir. İğneyi flakonun içinde bırakınız.
• Flakon içindeki toz tamamen çözünene ve toz görünmeyene kadar flakonu yavaşça
çeviriniz. Köpük oluşmasına neden olacağından flakonu çalkalamayınız. Bu işlem
sırasında da iğne flakonun içinde bulunmalıdır.
Karıştırarak hazırlanmış olan ARYOSEVEN® içinde partiküler madde olmaması ve renksiz
olması için uygulama öncesi görsel olarak kontrol edilmelidir. Eğer gözle görülür partiküller veya
renginde bozulma fark ederseniz, kullanmayın. Yeni paket alın.
ARYOSEVEN®’ı çözündürdükten sonra hemen kullanılması önerilmektedir. Rekonstitüye edilen
tıbbi ürünün saklama koşulları için Bölüm 6.3’e bakınız.
Uygulama:
• Enjektörün pistonunun tamamen itilmiş olduğundan emin olunuz. Flakonu baş aşağı
tutarak tüm enjeksiyonluk çözeltiyi enjektöre çekiniz. Bu işlemi gerçekleştirebilmek için
iğne ucunu çözeltinin içinde bulundurmanız gereklidir. Enjektörün içine karışmış çözeltiyi
çekmek için hafifçe aşağıya doğru piston kolunu çekiniz.
• Flakonu baş aşağı tutarken, herhangi bir hava kabarcığının yukarıya yükselmesine izin
vermek için enjektöre hafifçe vurunuz. Hava kabarcıkları yok olana kadar piston kolunu
yavaşça itiniz.
• İğneyi flakondan çıkarınız. İğne ucunun kapağını yerine takınız.
ARYOSEVEN® artık enjeksiyona hazırdır. Uygun bir yer seçiniz ve iğneyi enjeksiyon yerinden
çıkarmadan 2-5 dakikada damar içine yavaşça ARYOSEVEN® enjekte ediniz.
Eğer birden fazla flakon kullanmanız gerekiyorsa, yeni bir enjektör ve iğne kullanarak yukarıda
anlatılan adımları tekrar edin.
Enjektörü, flakonu ve kullanılmamış herhangi bir ürünü emniyetli bir şekilde atınız. İmhasına
yönelik özel bir gereksinim yoktur.
7. RUHSAT SAHİBİ
Cinnagen İlaç San. ve Tic. A.Ş
Barbaros Mah. Al Zambak Sok.Varyap Meridian Sitesi,
A Blok Grand Tower Kat:7 D:76
34746 Ataşehir-İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2021/253
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 23.08.2021
Son yenileme tarihi:
10. KÜB’ÜN YENİLENME TARİHİ