Uluslararası Hukukta Terörizmle Mücadele Yöntemleri
Uluslararası hukukta terörizmle mücadele, hem devletlerin egemenlik hakları hem de insan hakları açısından karmaşık bir denge gerektirir. Terör eylemleri genellikle sınır ötesi karakter taşıdığından, sadece ulusal hukuk önlemleriyle bastırılması mümkün değildir. Bu nedenle uluslararası hukuk, çok taraflı sözleşmeler, bölgesel iş birlikleri, Birleşmiş Milletler kararları ve uluslararası ceza hukuku mekanizmaları aracılığıyla terörle mücadelenin yasal zeminini oluşturur.
Terörizmin Uluslararası Hukuktaki Tanımı Sorunu
Uluslararası hukukta “terörizm” kavramı üzerinde tam bir fikir birliği bulunmamaktadır. Birleşmiş Milletler’e üye devletler, terörizmi tanımlama konusunda farklı siyasi, kültürel ve hukuki yaklaşımlar sergilemektedir. Bu nedenle kapsamlı ve bağlayıcı bir tanım henüz oluşturulamamıştır.
Ancak, çeşitli sözleşmeler ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında terör eylemleri belirli unsurlarla tanımlanır:
- Sivillere yönelik sistematik şiddet,
- Devletin kamu düzenine saldırı,
- Korku ve kaos yaratma amacı taşıma,
- Politik ya da ideolojik hedeflere ulaşma gayesi.
Uluslararası Hukukta Terörle Mücadelede Temel Kaynaklar
1. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararları
11 Eylül 2001 sonrası alınan 1373 Sayılı Karar, uluslararası terörizmle mücadelede dönüm noktası olmuştur. Bu karar, tüm devletleri:
- Terörizmi finanse eden kaynakları dondurmaya,
- Teröristleri korumamaya,
- Terörist faaliyetleri engellemeye,
- Bilgi paylaşımında iş birliği yapmaya
zorlayan bağlayıcı hükümler içermektedir.
2. Uluslararası Sözleşmeler
Birleşmiş Milletler bünyesinde kabul edilen ve terör eylemlerinin çeşitli yönlerini düzenleyen yaklaşık 19 sözleşme vardır:
- 1999 Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Sözleşme
- 1971 Uçaklara Karşı İşlenen Suçların Önlenmesine Dair Montreal Sözleşmesi
- 2005 Nükleer Terörizmin Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme
- 1988 Deniz Taşımacılığının Güvenliğine Karşı Suçların Önlenmesine Dair Roma Sözleşmesi
Bu sözleşmelerin çoğu belli eylem türlerini (uçak kaçırma, rehin alma, bomba yerleştirme vb.) terör suçu olarak tanımlar ve cezalandırılmasını öngörür.
3. Bölgesel Anlaşmalar
Avrupa Konseyi, Afrika Birliği ve Arap Ligi gibi bölgesel örgütler, kendi hukuk sistemleri çerçevesinde terörle mücadeleye yönelik protokoller geliştirmiştir. Avrupa’da 2005 Avrupa Konseyi Terörle Mücadele Sözleşmesi, iş birliğini güçlendiren önemli bir metindir.
Terörle Mücadelede Uygulanan Uluslararası Hukuki Yöntemler
1. Ceza Yargılaması
Terör suçları, evrensel yargı ilkesi kapsamında yargılanabilir. Devletler, sanığın vatandaşı olmasa bile bu tür suçları yargılayabilir. Aynı zamanda, Roma Statüsü çerçevesinde Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)’nin yargı yetkisine girebilecek terörle ilintili suçlar da (insanlığa karşı suç, savaş suçu) söz konusu olabilir.
2. Sınır Ötesi İzleme ve Operasyonlar
Devletler, diğer devletlerle istihbarat ve sınır ötesi güvenlik iş birliği yaparak terörist faaliyetleri takip edebilir. Ancak bu tür operasyonlar, egemenlik ihlali doğurmamak adına BM Sözleşmesi’nin 2(4). maddesi kapsamında meşru zemin bulmalıdır.
3. Mülteci Hukuku ve Terörizm
1951 Cenevre Sözleşmesi’ne göre, terörist faaliyetlere karışmış kişiler mülteci statüsünden yararlanamaz. Ancak bu kural, geri gönderme yasağı (non-refoulement) ilkesiyle çelişmemelidir. Hukuken, kişinin işkence veya ölüm riski taşıyan bir ülkeye gönderilmemesi esastır.
4. Ekonomik ve Mali Yaptırımlar
Terörle mücadelede mali kaynakların kesilmesi kritik öneme sahiptir. BM Güvenlik Konseyi’nin yaptırım komiteleri aracılığıyla bireylere, gruplara ve kuruluşlara yönelik yaptırımlar uygulanmaktadır. Özellikle El Kaide ve IŞİD bağlantılı listeler bu kapsamda önemlidir.
5. Dijital Terörizm ve Siber Güvenlik
Siber ortamda yürütülen terör eylemleri (propaganda, siber saldırılar, kripto para ile finansman) günümüzde önemli bir mücadele alanıdır. Uluslararası hukuk bu alanda henüz tam anlamıyla gelişmemiştir; ancak Budapeşte Siber Suçlar Sözleşmesi ilk adım niteliğindedir.
Türkiye’nin Uluslararası Terörle Mücadele Yaklaşımı
Türkiye, terörle mücadele konusunda birçok uluslararası sözleşmeye taraf olmuş ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyumlu iç hukuk düzenlemeleri yapmıştır. Aynı zamanda, PKK, DEAŞ ve FETÖ gibi örgütlerle mücadelede uluslararası iş birliğinin önemini vurgulamakta ve müttefik devletlerin çifte standart uygulamalarını eleştirmektedir.
Türkiye’nin öncelikli talepleri arasında şunlar yer alır:
- Terör örgütü üyelerinin iadesi,
- Mali kaynakların dondurulması,
- Uluslararası istihbarat paylaşımı.
Uyuşmazlıklar ve Hukuki Tartışmalar
- Terörle mücadele kisvesi altında insan hakları ihlallerinin yaşanması,
- “Direniş” ile “terörizm” ayrımının net olmaması,
- Uluslararası hukukta çifte standartlı yaklaşımlar,
- Devlet dışı aktörlere uygulanan şiddetin orantılılık ve meşruiyet sorunları,
terörle mücadelenin en çok tartışılan yönleridir.
Bu makale bilgilendirme amaçlıdır. Uluslararası hukukta terörle mücadele, devletler hukuku, ceza hukuku ve insan hakları hukuku kesişiminde karmaşık bir alan olduğundan uluslararası hukuk alanında uzman bir hukukçuya danışmanız önemlidir.
Anahtar Kelimeler: uluslararası terörizm, BM 1373 kararı, Roma Statüsü, terör finansmanı, uluslararası ceza hukuku, mülteci hukuku, siber terörizm, Türkiye’nin terörle mücadelesi.