İngilizce Dilbilgisi ve Kelime Bilgisi Hakkında 100 Soru Cevap
Açıklama:
İngilizce dilbilgisi, dilin doğru ve etkili bir şekilde kullanılması için temel kuralları belirler. Bu kurallar, cümle yapılarını, zamanları, fiil halleri, bağlaçları, edatları ve daha pek çok dilbilgisel yapı öğesini içerir. İngilizce kelime bilgisi ise dilin temel yapı taşlarından biridir ve anlamlı iletişim kurabilmek için kelimelerin doğru kullanılması oldukça önemlidir. Bu başlık altında, öğrencilere İngilizce dilbilgisi ve kelime bilgisi konularında temel, orta ve ileri seviyede sorular sorulmuş olup, her bir sorunun yanıtı açıklamalı ve örnekli şekilde verilmiştir. Böylece öğrenciler, dilbilgisi kurallarını öğrenirken kelime dağarcıklarını da geliştirebilirler. Bu soru bankası, öğrencilere sınavlar, dersler veya genel dil öğrenme sürecinde pratik yapma fırsatı sunmaktadır.
Soru-Cevaplar:
- İngilizce’de cümle kurarken en yaygın kullanılan temel yapı nedir?
Cevap:
İngilizce cümlelerin temel yapısı “Özne + Yüklem + Nesne” (Subject + Verb + Object) şeklindedir. Örneğin:
“She reads a book.” (O, bir kitap okur.)
Burada “She” özne, “reads” yüklem ve “a book” nesne olarak kullanılmıştır. - “Present Simple” (Geniş Zaman) ile “Present Continuous” (Şimdiki Zaman) arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Present Simple” genel, alışkanlık gerektiren eylemleri anlatırken kullanılırken, “Present Continuous” o anda yapılan ya da geçici durumları ifade etmek için kullanılır.- Present Simple: “I read books every day.” (Her gün kitap okurum.)
- Present Continuous: “I am reading a book right now.” (Şu anda bir kitap okuyorum.)
- “There is” ve “There are” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“There is” tekil nesneler için kullanılırken, “There are” çoğul nesneler için kullanılır.- “There is a cat on the table.” (Masada bir kedi var.)
- “There are two cats on the table.” (Masada iki kedi var.)
- “Some” ve “Any” ne zaman kullanılır?
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.- “I have some apples.” (Birkaç elmam var.)
- “Do you have any apples?” (Birkaç elman var mı?)
- “I don’t have any apples.” (Hiç elmam yok.)
- “Will” ve “Going to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” gelecekte yapılacak bir eylemi ifade etmek için kullanılırken, “Going to” daha önceden planlanmış veya yakın zamanda gerçekleşecek eylemleri ifade etmek için kullanılır.- “I will visit my grandmother tomorrow.” (Yarını annemi ziyaret edeceğim.)
- “I am going to visit my grandmother tomorrow.” (Yarını annemi ziyaret etmeyi planlıyorum.)
- İngilizce’deki “countable” (sayılabilir) ve “uncountable” (sayılamaz) isimler arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
Sayılabilir isimler (countable) sayılabilen nesnelerdir ve çoğul formları vardır. Örneğin: “apple” (elma). Sayılamaz isimler (uncountable) ise genellikle sıvılar, maddeler veya soyut kavramlardır ve çoğul formda kullanılmaz. Örneğin: “water” (su).- Countable: “I have three apples.” (Üç elmam var.)
- Uncountable: “I need some water.” (Biraz suya ihtiyacım var.)
- “Past Simple” (Geçmiş Zaman) ile “Present Perfect” (Yakın Geçmiş Zaman) arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Past Simple”, geçmişte belirli bir zaman diliminde gerçekleşmiş eylemler için kullanılırken, “Present Perfect” geçmişte başlamış ve etkisi hala devam eden eylemleri anlatır.- Past Simple: “I visited Paris last year.” (Geçen yıl Paris’i ziyaret ettim.)
- Present Perfect: “I have visited Paris.” (Paris’i ziyaret ettim, şu anda da hatırlıyorum.)
- “Much” ve “Many” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Much” sayılmayan nesneler için, “Many” ise sayılabilen nesneler için kullanılır.- “How much water do you need?” (Ne kadar suya ihtiyacınız var?)
- “How many apples do you want?” (Kaç elma istiyorsunuz?)
- “Could” ve “Can” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Can” yetenek veya olasılık belirtirken, “could” geçmişteki yetenekleri veya daha kibar talepleri ifade etmek için kullanılır.- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “I could swim when I was a child.” (Çocukken yüzebiliyordum.)
- “If” ile “Unless” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“If” şartlı cümlelerde kullanılırken, “unless” bir şeyin yapılmadığı durumda gerçekleşen eylemi anlatmak için kullanılır.- “If it rains, I will stay home.” (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
- “Unless it rains, I will go to the park.” (Eğer yağmur yağmazsa, parka gideceğim.)
- İngilizce’deki “comparative” (karşılaştırma) ve “superlative” (en üstün) sıfatlar nasıl kullanılır?
Cevap:
“Comparative” sıfatlar, iki şey arasındaki farkları belirtmek için kullanılırken, “superlative” sıfatlar bir şeyin diğerlerinden daha üstün olduğunu ifade eder.
- Comparative: “This book is more interesting than that one.” (Bu kitap, o kitaptan daha ilginçtir.)
- Superlative: “This is the most interesting book I’ve ever read.” (Bu, şimdiye kadar okuduğum en ilginç kitaptır.)
- “Will” ve “Shall” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” genellikle tüm öznelerle kullanılırken, “Shall” daha çok “I” ve “We” özneleriyle kullanılmaktadır ve daha formal bir dilde tercih edilir. Ancak, modern İngilizcede, “shall” kullanımı giderek azalmakta ve “will” daha yaygın hale gelmektedir.
- “I will help you with your homework.” (Ödevine yardım edeceğim.)
- “We shall overcome this difficulty.” (Bu zorluğun üstesinden geleceğiz.)
- “Used to” ve “Be used to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Used to”, geçmişte sık yapılan ancak artık yapılmayan eylemleri ifade ederken, “Be used to” bir şeyin alışkanlık haline geldiğini belirtir.
- “I used to play tennis every day.” (Eskiden her gün tenis oynardım.)
- “I am used to playing tennis every day.” (Her gün tenis oynamaya alışkınım.)
- “Too” ve “Enough” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Too” aşırılık ifade eder ve olumsuz bir anlam taşırken, “enough” yeterlilik anlamına gelir.
- “This coffee is too hot to drink.” (Bu kahve içmek için çok sıcak.)
- “This coffee is hot enough to drink.” (Bu kahve içmek için yeterince sıcak.)
- “So” ve “Such” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“So” bir sıfat ya da zarfı güçlendirmek için kullanılırken, “such” bir isimle birlikte kullanılır.
- “It was so hot yesterday.” (Dün hava o kadar sıcaktı ki.)
- “It was such a hot day yesterday.” (Dün o kadar sıcak bir gündü ki.)
- “At”, “In”, “On” edatları nasıl kullanılır?
Cevap:
“At” belirli bir noktayı, “in” bir alana yerleşmiş bir şeyi, “on” ise bir yüzeyde bulunan bir şeyi belirtir.
- “I will meet you at the station.” (Seni istasyonda bulacağım.)
- “The book is in the bag.” (Kitap çantanın içinde.)
- “The cup is on the table.” (Bardak masanın üstünde.)
- “Since” ve “For” ne zaman kullanılır?
Cevap:
“Since” belirli bir zamanı ifade ederken, “for” bir zaman dilimi belirtir.
- “I have lived here since 2010.” (2010 yılından beri burada yaşıyorum.)
- “I have lived here for five years.” (Beş yıldır burada yaşıyorum.)
- “While” ve “When” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“While” eşzamanlı olarak yapılan iki eylemi belirtirken, “when” bir eylemin zamanını ifade eder.
- “I was reading while she was cooking.” (Ben okurken o yemek yapıyordu.)
- “I was reading when she arrived.” (O geldiğinde ben okuyordum.)
- “Although” ve “Though” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Although” ve “though” her ikisi de zıtlık ifade eder, ancak “although” daha resmi bir dilde kullanılırken, “though” daha çok konuşma dilinde tercih edilir.
- “Although it was raining, we went outside.” (Yağmur yağıyordu ama dışarı çıktık.)
- “It was raining, though we went outside.” (Yağmur yağıyordu, ama dışarı çıktık.)
- İngilizce’de zaman kipi kullanımı ile ilgili bazı örnekler verebilir misiniz?
Cevap:
Zaman kipleri, bir eylemin ne zaman gerçekleştiğini ifade etmek için kullanılır. En yaygın zaman kiplerinden bazıları şunlardır:
- Present Simple: “She works every day.” (O, her gün çalışır.)
- Present Continuous: “She is working right now.” (Şu anda çalışıyor.)
- Past Simple: “She worked yesterday.” (Dün çalıştı.)
- Future Simple: “She will work tomorrow.” (Yarın çalışacak.)
- “First”, “second”, “third” gibi sıralama sıfatları nasıl kullanılır?
Cevap:
İngilizce’de sıralama sıfatları, bir şeyin bir dizi içinde hangi sırada olduğunu belirtir.
- “This is the first time I have visited this city.” (Bu, bu şehri ziyaret ettiğim ilk kez.)
- “He came in second place in the competition.” (Yarışmada ikinci oldu.)
- “Neither…nor” yapısının kullanımı nasıldır?
Cevap:
“Neither…nor” yapısı, iki olumsuz durumu ifade etmek için kullanılır.
- “Neither my sister nor my brother likes to go to the gym.” (Ne kız kardeşim ne de erkek kardeşim spor salonuna gitmeyi seviyor.)
- “Each” ve “Every” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Each” bireysel öğelere atıfta bulunurken, “every” genellikle bir grup içindeki tüm öğeleri ifade eder.
- “Each student has a different opinion.” (Her öğrencinin farklı bir görüşü var.)
- “Every student must submit the form.” (Her öğrenci formu teslim etmelidir.)
- İngilizce’de “have to” ve “must” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Have to” dışsal bir zorunluluk belirtirken, “must” daha çok kişisel bir zorunluluk ifade eder.
- “I have to go to work.” (İşe gitmek zorundayım.)
- “I must go to the doctor.” (Doktora gitmeliyim.)
- “Let” ve “Make” fiilleri nasıl kullanılır?
Cevap:
“Let” izin verme anlamına gelirken, “make” zorunluluk veya sebep olma anlamına gelir.
- “She let me borrow her book.” (Bana kitabını ödünç almasına izin verdi.)
- “She made me do my homework.” (Beni ödevimi yapmaya zorladı.)
- “By” ve “Until” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“By” bir eylemin belirli bir zamana kadar tamamlanacağını ifade ederken, “until” bir eylemin başlamasından tamamlanmasına kadar geçen zamanı belirtir.
- “I will finish the project by Friday.” (Projeyi Cuma günü bitireceğim.)
- “I will work until 6 PM.” (Saat 6’ya kadar çalışacağım.)
- İngilizce’deki “question tags” (soru etiketleri) nasıl kullanılır?
Cevap:
Soru etiketleri, bir cümleye eklenen kısa soru formasyonlarıdır ve cümledeki zaman kipine göre kullanılır.
- “You are coming to the party, aren’t you?” (Partiye geliyorsun, değil mi?)
- “She doesn’t like pizza, does she?” (O, pizzayı sevmez, değil mi?)
- “Would rather” ve “Prefer” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Would rather” daha çok tercihin hemen yapılmasını ifade ederken, “prefer” genel bir tercihi belirtir.
- “I would rather stay home tonight.” (Bu gece evde kalmayı tercih ederim.)
- “I prefer staying home to going out.” (Evde kalmayı dışarı çıkmaya tercih ederim.)
- “As…as” yapısı nasıl kullanılır?
Cevap:
“As…as” yapısı eşitlik belirtmek için kullanılır.
- “She is as tall as her brother.” (O, erkek kardeşi kadar uzun.)
- “Some” ve “Any” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde ve tekliflerde kullanılırken, “any” olumsuz ve soru cümlelerinde daha yaygın kullanılır.
- “I have some apples.” (Birkaç elmam var.)
- “Do you have any apples?” (Hiç elman var mı?)
- “Much” ve “Many” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Much” sayılmayan isimlerle, “many” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “I don’t have many books.” (Çok kitabım yok.)
- “Little” ve “A little” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Little” olumsuz bir anlam taşırken, “a little” küçük bir miktar olduğunu belirtir.
- “I have little money.” (Çok az param var.)
- “I have a little money.” (Biraz param var.)
- “Few” ve “A few” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Few” olumsuz bir anlam taşırken, “a few” küçük bir miktarın olduğunu belirtir.
- “I have few friends.” (Çok az arkadaşım var.)
- “I have a few friends.” (Bir kaç arkadaşım var.)
- “If” ve “Whether” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“If” koşul cümlelerinde, “whether” ise genellikle iki seçenek arasında seçim yapmayı belirtir.
- “I will go if it rains.” (Eğer yağmur yağarsa gideceğim.)
- “I don’t know whether it will rain.” (Yağmur yağıp yağmayacağını bilmiyorum.)
- “On time” ve “In time” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“On time” belirli bir saatte, “in time” ise bir süre zarfında anlamına gelir.
- “She arrived on time for the meeting.” (Toplantıya zamanında geldi.)
- “We arrived just in time for the concert.” (Konser için tam zamanında geldik.)
- “Hard” ve “Hardly” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Hard” zarf olarak çok çalışmak veya fiziksel bir çaba sarf etmek anlamına gelirken, “hardly” neredeyse hiç anlamına gelir.
- “He works hard every day.” (Her gün çok çalışır.)
- “I can hardly hear you.” (Seni neredeyse hiç duyamıyorum.)
- “Already” ve “Yet” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Already” bir şeyin daha önce yapıldığını belirtirken, “yet” bir şeyin yapılmadığını ve hala yapılmasının beklendiğini ifade eder.
- “She has already finished her homework.” (O, ödevini çoktan bitirdi.)
- “Has she finished her homework yet?” (O, ödevini bitirdi mi?)
- “So” ve “Therefore” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“So” daha yaygın ve gündelik bir bağlaçken, “therefore” daha resmi bir dilde kullanılır ve bir sonucu ifade eder.
- “I was tired, so I went to bed early.” (Yorgundum, bu yüzden erken yatağa gittim.)
- “She didn’t study, therefore she failed the exam.” (O, çalışmadı, bu nedenle sınavı geçemedi.)
- “Beside” ve “Besides” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Beside” “yanında” anlamına gelirken, “besides” ise “bunun dışında” ya da “ilave olarak” anlamında kullanılır.
- “The chair is beside the table.” (Sandalye, masanın yanında.)
- “Besides English, he speaks French.” (İngilizce dışında, Fransızca da konuşuyor.)
- “Both” ve “All” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Both” iki şey için kullanılırken, “all” daha fazla sayıda şey için kullanılır.
- “Both of them are my friends.” (İkisi de arkadaşım.)
- “All of them are my friends.” (Onların hepsi arkadaşım.)
- “At” ve “In” kullanımıyla ilgili bazı örnekler verir misiniz?
Cevap:
“At” belirli bir nokta, “in” ise bir alanı ifade eder.
- “I’ll meet you at the bus stop.” (Seni durakta bulacağım.)
- “I live in New York.” (New York’ta yaşıyorum.)
- “What” ve “Which” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“What” genel bir seçim yaparken, “which” daha sınırlı bir seçim alanı için kullanılır.
- “What is your favorite color?” (Favori rengin ne?)
- “Which color do you prefer?” (Hangi rengi tercih ediyorsun?)
- “Too” ve “Very” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Too” aşırılık anlamına gelirken, “very” sadece bir sıfatın yoğunluğunu ifade eder.
- “It’s too hot to go outside.” (Dışarı çıkmak için çok sıcak.)
- “It’s very hot today.” (Bugün çok sıcak.)
- “Make” ve “Do” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Make” bir şeyin yaratılmasını ya da üretilmesini ifade ederken, “do” bir işi yapmak anlamına gelir.
- “I will make a cake.” (Bir kek yapacağım.)
- “I have to do my homework.” (Ödevimi yapmam gerekiyor.)
- “Any” ve “Some” kullanımıyla ilgili örnekler verebilir misiniz?
Cevap:
“Any” genellikle olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılırken, “some” olumlu cümlelerde kullanılır.
- “Do you have any questions?” (Herhangi bir sorunuz var mı?)
- “I have some friends in New York.” (New York’ta birkaç arkadaşım var.)
- “Since” ve “For” kullanımıyla ilgili örnekler verebilir misiniz?
Cevap:
“Since” belirli bir zaman diliminden itibaren, “for” ise bir süreyi ifade eder.
- “I’ve known her since 2005.” (Onu 2005 yılından beri tanıyorum.)
- “I’ve lived here for five years.” (Beş yıldır burada yaşıyorum.)
- “Why” ve “How” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Why” bir neden sormak için kullanılırken, “how” bir süreç veya yöntem sormak için kullanılır.
- “Why are you sad?” (Neden üzgünsün?)
- “How do you feel?” (Nasıl hissediyorsun?)
- “Since” ve “Because” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Since” zaman belirten bir bağlaçken, “because” bir sebep-sonuç ilişkisini ifade eder.
- “Since it was raining, I stayed home.” (Yağmur yağdığı için evde kaldım.)
- “I stayed home because it was raining.” (Yağmur yağdığı için evde kaldım.)
- “In” ve “On” edatlarının kullanımına dair örnekler verebilir misiniz?
Cevap:
“In” daha geniş alanları belirtirken, “on” daha dar yüzeyleri ifade eder.
- “She is in the room.” (O odada.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
- “Would” ve “Could” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Would” daha çok istek veya hayali durumlar için kullanılırken, “could” geçmişteki beceri veya olasılıkları ifade eder.
- “I would like a cup of tea.” (Bir fincan çay isterim.)
- “I could swim when I was a child.” (Çocukken yüzebilirdim.)
- “Who” ve “Whom” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Who” özne olarak kullanılırken, “whom” nesne olarak kullanılır.
- “Who is coming to the party?” (Partiye kim geliyor?)
- “Whom did you see at the party?” (Partide kiminle karşılaştın?)
- “Will” ve “Going to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” genellikle gelecekteki bir eylemi belirtirken, “going to” yakın bir zamanda yapılacak bir planı ifade eder.
- “I will call you tomorrow.” (Yarın seni arayacağım.)
- “I am going to visit my grandmother this weekend.” (Bu hafta sonu büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “Yet” ve “Still” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Yet” olumsuz cümlelerde ve sorularda, “still” ise bir eylemin devam ettiğini belirtmek için kullanılır.
- “She hasn’t arrived yet.” (Henüz gelmedi.)
- “She is still waiting for the bus.” (O hala otobüsü bekliyor.)
- “A lot of” ve “Lots of” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“A lot of” ve “lots of” birbirinin yerine kullanılabilir ve her ikisi de büyük bir miktarı ifade eder. Ancak “lots of” daha samimi ve gündelik bir kullanıma sahiptir.
- “I have a lot of work to do.” (Yapacak çok işim var.)
- “I have lots of work to do.” (Yapacak çok işim var.)
- “Every” ve “Each” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Every” tüm öğeleri ifade ederken, “each” her bir öğeyi ayrı ayrı belirtir.
- “Every student passed the test.” (Her öğrenci testi geçti.)
- “Each student has a different opinion.” (Her öğrencinin farklı bir görüşü var.)
- “While” ve “During” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“While” bir eylemin diğer bir eylemle aynı anda gerçekleştiğini belirtirken, “during” bir olayın meydana geldiği süreyi ifade eder.
- “I read a book while I was waiting.” (Beklerken kitap okudum.)
- “I was reading a book during the meeting.” (Toplantı sırasında kitap okuyordum.)
- “Too” ve “Enough” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Too” aşırı anlamına gelirken, “enough” yeterli anlamına gelir.
- “The coffee is too hot to drink.” (Kahve içmek için çok sıcak.)
- “The coffee is hot enough to drink.” (Kahve içmek için yeterince sıcak.)
- “A lot” ve “Much” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“A lot” sayılabilen ve sayılamayan isimlerle kullanılabilirken, “much” sadece sayılamayan isimlerle kullanılır.
- “I ate a lot of food.” (Çok yemek yedim.)
- “I don’t have much money.” (Çok param yok.)
- “Somebody” ve “Anyone” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Somebody” bir kişiyi ifade ederken, “anyone” daha belirsiz bir şekilde herhangi birini ifade eder.
- “Somebody is knocking at the door.” (Birisi kapıyı çalıyor.)
- “Is there anyone in the room?” (Odada kimse var mı?)
- “Everyday” ve “Every day” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Everyday” bir sıfattır ve günlük, sıradan anlamına gelirken, “every day” her gün anlamında bir zarf kullanımıdır.
- “I wear everyday clothes.” (Günlük kıyafetler giyerim.)
- “I go to the gym every day.” (Her gün spor salonuna giderim.)
- “Lend” ve “Borrow” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Lend” bir şeyin verilmesi, “borrow” ise bir şeyin ödünç alınması anlamına gelir.
- “Can you lend me your pen?” (Bana kalemini ödünç verebilir misin?)
- “Can I borrow your pen?” (Kalemini ödünç alabilir miyim?)
- “Make” ve “Do” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Make” bir şeyin yaratılmasını veya üretilmesini ifade ederken, “do” bir işi gerçekleştirmek anlamına gelir.
- “She made a cake.” (Bir kek yaptı.)
- “I do my homework every day.” (Her gün ödevimi yaparım.)
- “Fewer” ve “Less” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Fewer” sayılabilen isimlerle, “less” ise sayılamayan isimlerle kullanılır.
- “There are fewer people in the room now.” (Şu anda odada daha az insan var.)
- “I have less water in my bottle.” (Şişemde daha az su var.)
- “Always” ve “Usually” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Always” her zaman anlamına gelirken, “usually” genellikle anlamına gelir.
- “I always drink coffee in the morning.” (Sabahları her zaman kahve içerim.)
- “I usually go for a walk after lunch.” (Öğle yemeğinden sonra genellikle yürüyüşe çıkarım.)
- “Can” ve “May” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Can” yetenek belirtirken, “may” izin istemek için kullanılır.
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “May I use your phone?” (Telefonunu kullanabilir miyim?)
- “Shall” ve “Will” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Shall” daha çok tekliflerde ve önerilerde kullanılırken, “will” gelecekte yapılacak bir eylemi ifade eder.
- “Shall we go to the cinema?” (Sinemaya gidelim mi?)
- “I will call you later.” (Seni sonra arayacağım.)
- “Who” ve “Which” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Who” insanlar için, “which” ise nesneler veya seçilebilen bir grup için kullanılır.
- “Who is your best friend?” (En iyi arkadaşın kim?)
- “Which book do you prefer?” (Hangi kitabı tercih ediyorsun?)
- “Could” ve “Can” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Could” geçmişteki yetenekleri ifade ederken, “can” şimdiki zamandaki yetenekleri ifade eder.
- “When I was younger, I could run faster.” (Gençken daha hızlı koşabilirdim.)
- “I can speak three languages.” (Üç dil konuşabiliyorum.)
- “At” ve “In” zamanla ilgili nasıl kullanılır?
Cevap:
“At” belirli bir zamanı, “in” ise bir zaman dilimini ifade eder.
- “I will meet you at 3 PM.” (Seni saat 3’te bulacağım.)
- “I was born in 1990.” (1990 yılında doğdum.)
- “Have” ve “Have got” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Have” daha yaygın kullanılırken, “have got” genellikle İngiliz İngilizcesi’nde kullanılır ve sahip olma anlamında kullanılır.
- “I have a car.” (Bir arabam var.)
- “I’ve got a car.” (Bir arabam var.)
- “Would” ve “Will” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Would” daha çok öneri veya istekte bulunmak için, “will” ise kesin bir geleceği ifade etmek için kullanılır.
- “I would like a cup of tea.” (Bir fincan çay isterim.)
- “I will meet you tomorrow.” (Yarın seni bulacağım.)
- “Some” ve “Any” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Some” olumlu cümlelerde, “any” ise genellikle olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılır.
- “I have some friends in New York.” (New York’ta bazı arkadaşlarım var.)
- “I don’t have any friends in New York.” (New York’ta hiçbir arkadaşım yok.)
- “Much” ve “Many” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Much” sayılamayan isimlerle, “many” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “I don’t have much time.” (Çok zamanım yok.)
- “I don’t have many friends.” (Çok arkadaşım yok.)
- “Yet” ve “Already” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Yet” genellikle olumsuz cümlelerde veya sorularda kullanılırken, “already” olumlu cümlelerde zaman geçmiş olan bir eylemi ifade eder.
- “I haven’t finished my homework yet.” (Henüz ödevimi bitirmedim.)
- “I have already finished my homework.” (Ödevimi zaten bitirdim.)
- “Since” ve “For” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Since” belirli bir zamanı (başlangıç noktası) ifade ederken, “for” bir süreyi ifade eder.
- “I have lived here since 2010.” (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- “I have lived here for five years.” (Beş yıldır burada yaşıyorum.)
- “Not only… but also” yapısının kullanımı nasıldır?
Cevap:
Bu yapı, iki özne veya eylemi birleştirmek için kullanılır ve genellikle birinci cümlede olumsuzluk, ikinci cümlede olumlu bir ifade içerir.
- “Not only did she sing, but she also danced.” (Sadece şarkı söylemekle kalmadı, aynı zamanda dans etti.)
- “Either… or” ve “Neither… nor” yapılarının farkları nelerdir?
Cevap:
“Either… or” seçeneklerden birini ifade ederken, “neither… nor” iki olasılığı da reddeder.
- “You can either have tea or coffee.” (Ya çay ya da kahve içebilirsin.)
- “Neither John nor Jane was at the party.” (Ne John ne de Jane partideydi.)
- “As… as” yapısı nasıl kullanılır?
Cevap:
Bu yapı, karşılaştırma yapmak için kullanılır ve benzerliği ifade eder.
- “She is as tall as her brother.” (O, erkek kardeşi kadar uzun.)
- “This exam is as difficult as the last one.” (Bu sınav, geçen sınav kadar zor.)
- “In order to” ve “So that” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“In order to” bir amacı ifade ederken, “so that” bir sonucu ifade eder.
- “She studied hard in order to pass the exam.” (Sınavı geçmek için çok çalıştı.)
- “She studied hard so that she could pass the exam.” (Sınavı geçebilmesi için çok çalıştı.)
- “Used to” ve “Be used to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Used to” geçmişte alışkanlık haline gelmiş bir durumu belirtirken, “be used to” bir şeye alışmayı ifade eder.
- “I used to play football every day.” (Her gün futbol oynardım.)
- “I am used to waking up early.” (Erken kalkmaya alışkınım.)
- “Shall I” ve “Should I” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Shall I” genellikle teklif veya öneri sunarken, “should I” bir soruya yanıt almak amacıyla kullanılır.
- “Shall I open the window?” (Pencereyi açayım mı?)
- “Should I open the window?” (Pencereyi açmalı mıyım?)
- “Although” ve “Though” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Although” ve “though” ikisi de zıtlık anlamı taşır, ancak “although” daha resmi bir kullanımken, “though” daha gündelik bir kullanıma sahiptir.
- “Although it was raining, we went for a walk.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen yürüyüşe çıktık.)
- “It was raining, though we went for a walk.” (Yağmur yağıyordu, fakat yürüyüşe çıktık.)
- “If” ve “Whether” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“If” bir durumu şartlı bir şekilde belirtirken, “whether” iki seçenek arasında bir tercih belirtir.
- “If it rains, we’ll stay home.” (Yağmur yağarsa evde kalacağız.)
- “I don’t know whether it will rain or not.” (Yağmur yağacak mı, yağmayacak mı bilmiyorum.)
- “Be” fiilinin kullanımı nasıl olmalıdır?
Cevap:
“Be” fiili, durumu, kimliği, varlığı, yerleşimi veya zaman diliminde bir eylemi ifade etmek için kullanılır.
- “She is a doctor.” (O bir doktordur.)
- “They are studying English.” (İngilizce çalışıyorlar.)
- “May” ve “Might” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“May” genellikle izin istemek veya olasılık belirtirken, “might” daha düşük bir olasılığı ifade eder.
- “May I leave now?” (Şimdi çıkabilir miyim?)
- “It might rain later.” (Sonradan yağmur yağabilir.)
- “After” ve “Before” nasıl kullanılır?
Cevap:
“After” bir olayın sonrasında, “before” ise bir olaydan önce gerçekleşen durumu ifade eder.
- “I will eat after I finish my homework.” (Ödevimi bitirdikten sonra yemek yiyeceğim.)
- “I always drink coffee before I go to work.” (İşe gitmeden önce her zaman kahve içerim.)
- “Must” ve “Have to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Must” bir zorunluluğu içeren güçlü bir öneri ifade ederken, “have to” ise dışsal bir zorunluluğu belirtir.
- “You must see this movie!” (Bu filmi görmelisin!)
- “I have to finish my work by 5 PM.” (İşimi saat 5’e kadar bitirmeliyim.)
- “No one” ve “Anyone” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“No one” hiç kimse anlamına gelirken, “anyone” herhangi birini ifade eder.
- “No one is here.” (Hiç kimse burada değil.)
- “Anyone can answer the question.” (Herkes soruyu cevaplayabilir.)
- “Never” ve “Ever” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Never” hiçbir zaman anlamına gelirken, “ever” genellikle olumlu cümlelerde “her zaman” anlamında kullanılır.
- “I have never been to Paris.” (Hiç Paris’e gitmedim.)
- “Have you ever been to Paris?” (Hiç Paris’e gittin mi?)
- “In” ve “On” kullanımı nasıldır?
Cevap:
“In” kapalı alanlar için, “on” ise yüzeyler için kullanılır.
- “I live in a house.” (Bir evde yaşıyorum.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
- “Him” ve “He” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“He” özne olarak kullanılırken, “him” nesne olarak kullanılır.
- “He is my friend.” (O benim arkadaşım.)
- “I saw him at the store.” (Onu dükkanda gördüm.)
- “There” ve “Their” arasındaki farklar nelerdedir?
Cevap:
“There” bir yer belirtirken, “their” sahiplik ifade eder.
- “The
book is over there.” (Kitap orada.)
- “This is their house.” (Bu onların evi.)
- “Who” ve “Whom” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Who” özne olarak, “whom” ise nesne olarak kullanılır.
- “Who is coming to the party?” (Partiye kim geliyor?)
- “Whom did you invite?” (Kimi davet ettin?)
- “Will” ve “Going to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” gelecekteki bir durumu tahmin etmek veya anlık kararları ifade etmek için kullanılırken, “going to” önceden planlanmış bir eylemi ifade eder.
- “I will call you later.” (Seni sonra arayacağım.)
- “I am going to call you at 8 PM.” (Saat 8’de seni arayacağım.)
- “Either” ve “Neither” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Either” iki seçenekten birini seçmeyi ifade ederken, “neither” iki olasılığın da reddedilmesi anlamına gelir.
- “You can either go to the park or stay home.” (Ya parka gidebilirsin ya da evde kalabilirsin.)
- “Neither option is good.” (Hiçbir seçenek iyi değil.)
- “Lend” ve “Borrow” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Lend” birine bir şey vermek, “borrow” ise bir şey almak anlamına gelir.
- “Can you lend me your book?” (Bana kitabını verebilir misin?)
- “Can I borrow your book?” (Kitabını ödünç alabilir miyim?)
- “Little” ve “Few” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Little” sayılamayan isimlerle, “few” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “There is little water left.” (Geride çok az su kaldı.)
- “There are few apples left.” (Geride çok az elma kaldı.)
- “That” ve “Which” nasıl kullanılır?
Cevap:
“That” kısıtlayıcı (belirleyici) bir cümleye, “which” ise açıklayıcı bir cümleye kullanılır.
- “The book that I read was interesting.” (Okuduğum kitap ilginçti.)
- “The book, which I read last night, was interesting.” (Dün gece okuduğum kitap ilginçti.)
- “Who” ve “Which” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Who” insanlar için kullanılırken, “which” ise nesneler veya hayvanlar için kullanılır.
- “The man who is sitting over there is my friend.” (Orada oturan adam benim arkadaşım.)
- “The book which is on the table is mine.” (Masada olan kitap benim.)
- “Much” ve “A lot of” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Much” genellikle olumsuz cümlelerde, “a lot of” ise olumlu cümlelerde kullanılır.
- “I don’t have much money.” (Çok param yok.)
- “I have a lot of money.” (Çok param var.)
- “Past Simple” ve “Present Perfect” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Past Simple” geçmişte tamamlanmış bir eylemi ifade ederken, “Present Perfect” geçmişteki bir olayın şu anla bir bağlantısı olduğunu ifade eder.
- “I visited London last year.” (Geçen yıl Londra’yı ziyaret ettim.)
- “I have visited London.” (Londra’yı ziyaret ettim.)
- “Much” ve “Many” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Much” sayılamayan isimlerle, “many” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “How much water is in the glass?” (Bardağın içinde ne kadar su var?)
- “How many apples do you have?” (Kaç elman var?)
- “Can” ve “Could” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Can” yetenek veya izin bildiren bir modal fiilken, “Could” geçmişteki yetenek veya nazik istekleri belirtir.
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “I could swim when I was a child.” (Çocukken yüzebiliyordum.)
- “Will” ve “Shall” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” gelecekteki bir eylemi ifade ederken, “shall” genellikle önerilerde veya tekliflerde kullanılır.
- “I will go to the party.” (Partiye gideceğim.)
- “Shall we go to the park?” (Parka gidelim mi?)
- “Some” ve “Any” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz cümlelerde veya soru cümlelerinde kullanılır.
- “I have some friends.” (Bazı arkadaşlarım var.)
- “Do you have any questions?” (Herhangi bir sorunuz var mı?)
- “Too” ve “Enough” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Too” bir şeyin fazla olduğunu ifade ederken, “enough” bir şeyin yeterli olduğunu ifade eder.
- “The water is too cold.” (Su çok soğuk.)
- “Is this enough food?” (Bu yeterli yemek mi?)
- “In” ve “On” nasıl kullanılır?
Cevap:
“In” bir şeyin içinde olduğunu ifade ederken, “on” bir şeyin üzerinde olduğunu ifade eder.
- “The book is in the bag.” (Kitap çantanın içinde.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
- “Say” ve “Tell” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Say” doğrudan konuşma ifade ederken, “tell” birine bir şey anlatmak anlamına gelir.
- “She said, ‘I am tired.’” (O, ‘Yorgunum’ dedi.)
- “She told me that she was tired.” (Bana yorgun olduğunu söyledi.)
- “Who” ve “Whose” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Who” birini sorarken, “whose” birinin sahip olduğu şeyi sorar.
- “Who is your best friend?” (En iyi arkadaşın kim?)
- “Whose book is this?” (Bu kimin kitabı?)
- “Have to” ve “Must” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Have to” bir zorunluluğu ifade ederken, “must” ise daha güçlü bir zorunluluk veya öneri ifade eder.
- “I have to go to school tomorrow.” (Yarın okula gitmek zorundayım.)
- “You must try this new dish!” (Bu yeni yemeği denemelisin!)
- “Who” ve “Whom” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Who” özne olarak, “whom” ise nesne olarak kullanılır.
- “Who is coming to the party?” (Partiye kim geliyor?)
- “Whom did you invite?” (Kimi davet ettin?)
- “A” ve “An” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“A” sessiz harf ile başlayan kelimeler için, “an” ise sesli harf ile başlayan kelimeler için kullanılır.
- “A cat” (Bir kedi)
- “An apple” (Bir elma)
- “Few” ve “A few” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Few” olumsuz bir anlam taşırken, “a few” daha fazla olumlu bir anlam taşır.
- “I have few friends.” (Az arkadaşım var.)
- “I have a few friends.” (Birkaç arkadaşım var.)
- “Much” ve “A lot of” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Much” genellikle olumsuz cümlelerde kullanılırken, “a lot of” olumlu cümlelerde kullanılır.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “I have a lot of time.” (Çok vaktim var.)
- “In” ve “At” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“In” genellikle bir alan veya yerin içinde olmak için, “at” ise bir yerde spesifik bir nokta veya etkinlik için kullanılır.
- “I am in the room.” (Odada bulunuyorum.)
- “I am at the door.” (Kapıdayım.)
- “Any” ve “Some” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Any” daha çok olumsuz ve soru cümlelerinde, “some” ise genellikle olumlu cümlelerde kullanılır.
- “Do you have any bread?” (Hiç ekmeğiniz var mı?)
- “I have some bread.” (Biraz ekmeğim var.)
- “This” ve “These” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“This” tekil bir şeyi işaret ederken, “these” çoğul bir şeyi işaret eder.
- “This is my book.” (Bu benim kitabım.)
- “These are my books.” (Bunlar benim kitaplarım.)
- “That” ve “Those” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“That” tekil bir şeyi, “those” ise çoğul bir şeyi ifade eder.
- “That car is mine.” (O araba benim.)
- “Those cars are mine.” (O arabalar benim.)
- “To” ve “For” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“To” bir hedefe veya yönelmeyi ifade ederken, “for” bir amaç veya kullanım belirtir.
- “I am going to the store.” (Mağazaya gidiyorum.)
- “This gift is for you.” (Bu hediye senin için.)
- “Can” ve “May” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Can” yetenek veya izin, “may” ise daha nazik bir izin belirtir.
- “Can I go to the park?” (Parkta gidebilir miyim?)
- “May I go to the park?” (Parkta gidebilir miyim?)
- “Would” ve “Will” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” gelecekteki bir eylemi ifade ederken, “would” geçmişteki bir eylemi veya bir isteği ifade eder. Ayrıca, “would” aynı zamanda daha nazik bir şekilde soru sormak için de kullanılır.
- “I will help you.” (Sana yardım edeceğim.)
- “I would help you if I could.” (Yapabilseydim sana yardım ederdim.)
- “There is” ve “There are” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“There is” tekil bir nesneyi ifade ederken, “There are” çoğul nesneleri ifade eder.
- “There is a book on the table.” (Masada bir kitap var.)
- “There are many books on the table.” (Masada çok kitap var.)
- “Either” ve “Neither” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Either” iki seçenekten birini ifade ederken, “neither” hiçbirini ifade eder.
- “Either you go or I will go.” (Ya sen gideceksin ya da ben gideceğim.)
- “Neither John nor Mary is here.” (Ne John ne de Mary burada.)
- “While” ve “When” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“While” bir zaman diliminde iki eylemi anlatırken, “when” bir olayın tam olarak gerçekleştiği zamanı ifade eder.
- “I was listening to music while studying.” (Çalışırken müzik dinliyordum.)
- “When I was young, I lived in New York.” (Gençken New York’ta yaşıyordum.)
- “Will” ve “Going to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” genellikle anlık kararlar ve tahminler için kullanılırken, “going to” planlı eylemler için kullanılır.
- “I will call you later.” (Seni sonra arayacağım.)
- “I am going to visit my grandmother next week.” (Gelecek hafta büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “How long” ve “How many” nasıl kullanılır?
Cevap:
“How long” zamanla ilgili bir soruyu ifade ederken, “how many” sayılabilen nesnelerle kullanılır.
- “How long have you been studying English?” (Ne kadar zamandır İngilizce çalışıyorsun?)
- “How many books do you have?” (Kaç kitabın var?)
- “So” ve “Such” nasıl kullanılır?
Cevap:
“So” genellikle bir sıfat ya da zarfın önünde, “such” ise bir isimle birlikte kullanılır.
- “She is so beautiful.” (O çok güzel.)
- “She is such a beautiful girl.” (O çok güzel bir kız.)
- “Would you like” ve “Do you want” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Would you like” daha nazik ve kibar bir isteği ifade ederken, “Do you want” daha doğrudan bir istek ifade eder.
- “Would you like some tea?” (Biraz çay ister misin?)
- “Do you want some tea?” (Çay ister misin?)
- “As” ve “Like” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“As” bir şeyin görevini veya rolünü ifade ederken, “like” benzerlik ifade eder.
- “She works as a teacher.” (O bir öğretmen olarak çalışıyor.)
- “She works like a teacher.” (O, bir öğretmen gibi çalışıyor.)
- “Before” ve “Ago” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Before” bir zaman dilimi öncesini ifade ederken, “ago” geçmişteki belirli bir zaman diliminde olan bir olayı anlatır.
- “I have seen this movie before.” (Bu filmi daha önce izledim.)
- “I saw this movie two days ago.” (Bu filmi iki gün önce izledim.)
- “First”, “Then” ve “Finally” nasıl kullanılır?
Cevap:
“First” başlangıcı, “then” sonraki adımı, “finally” ise sonucu ifade eder.
- “First, I wake up. Then, I have breakfast. Finally, I go to school.” (İlk olarak uyanırım. Sonra kahvaltı yaparım. Son olarak okula giderim.)
- “While” ve “When” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“While” bir olayın süregeldiği zaman dilimini ifade ederken, “when” bir olayın gerçekleştiği belirli anı ifade eder.
- “I was reading while he was cooking.” (O yemek yaparken ben okuma yapıyordum.)
- “When I was young, I played football every day.” (Gençken her gün futbol oynardım.)
- “Somebody” ve “Anyone” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Somebody” olumlu cümlelerde, “anyone” ise olumsuz cümlelerde veya soru cümlelerinde kullanılır.
- “Somebody is knocking at the door.” (Kapıda biri vuruyor.)
- “Is anyone home?” (Evde biri var mı?)
- “Every” ve “Each” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Every” genel bir durumu ifade ederken, “each” her bir şeyi ifade eder.
- “Every student has a book.” (Her öğrencinin bir kitabı var.)
- “Each student has a different book.” (Her öğrencinin farklı bir kitabı var.)
- “Still” ve “Yet” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Still” devam eden bir durumu ifade ederken, “yet” olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılır.
- “I am still working.” (Hala çalışıyorum.)
- “Have you finished your homework yet?” (Ödevini bitirdin mi?)
- “How” ve “What” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“How” bir şeyin nasıl yapıldığını sorarken, “What” bir şeyin ne olduğunu sorar.
- “How do you make a cake?” (Bir kek nasıl yaparsınız?)
- “What is this?” (Bu nedir?)
- “Enough” ve “Too” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Enough” bir şeyin yeterli olduğunu, “too” ise bir şeyin fazla olduğunu ifade eder.
- “I have enough money.” (Yeterli param var.)
- “I have too much money.” (Çok param var.)
- “There is” ve “There are” kullanımı nasıl farklıdır?
Cevap:
“There is” tekil isimler için, “there are” çoğul isimler için kullanılır.
- “There is a book on the table.” (Masada bir kitap var.)
- “There are two books on the table.” (Masada iki kitap var.)
- “Always” ve “Usually” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Always” her zaman, “usually” ise genellikle anlamına gelir.
- “I always go to bed at 10 PM.” (Her zaman saat 10’da yatağa giderim.)
- “I usually go to bed at 11 PM.” (Genellikle saat 11’de yatağa giderim.)
- “Hardly” ve “Barely” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Hardly” neredeyse hiç, “barely” ise güçlükle anlamına gelir.
- “I can hardly hear you.” (Seni neredeyse duyamıyorum.)
- “I barely made it on time.” (Zamanında yetişemedim, güçlükle yetiştim.)
- “Since” ve “For” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Since” belirli bir zaman noktasından itibaren, “for” ise belirli bir süreyi ifade eder.
- “I have been studying since 9 AM.” (Saat 9’dan beri çalışıyorum.)
- “I have been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyorum.)
- “Much” ve “Many” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Much” sayılamayan isimlerle, “many” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “I don’t have much money.” (Çok param yok.)
- “I have many books.” (Çok kitabım var.)
- “This” ve “That” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“This” yakın bir şeyi, “that” ise uzak bir şeyi ifade eder.
- “This is my pen.” (Bu benim kalemim.)
- “That is my car.” (Şu benim arabam.)
- “Much” ve “A lot of” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Much” sayılamayan isimlerle kullanılırken, “a lot of” sayılabilen ve sayılamayan isimlerle kullanılabilir.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “I have a lot of time.” (Çok vaktim var.)
- “Have to” ve “Must” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Have to” zorunluluk ifade ederken, “must” daha güçlü bir zorunluluk veya içsel gereklilik ifade eder.
- “I have to go to school.” (Okula gitmek zorundayım.)
- “I must finish my homework.” (Ödevimi bitirmeliyim.)
- “In” ve “On” nasıl kullanılır?
Cevap:
“In” genellikle bir yerin içini, “on” ise bir yüzeyi ifade eder.
- “The book is in the bag.” (Kitap çantanın içinde.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
- “When” ve “While” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“When” belirli bir zaman diliminde olan bir olayı, “while” ise iki eylemin aynı anda gerçekleşmesini ifade eder.
- “I was playing when you called me.” (Beni aradığında ben oynuyordum.)
- “I was listening to music while studying.” (Çalışırken müzik dinliyordum.)
- “At”, “On” ve “In” zamanla nasıl kullanılır?
Cevap:
“At” belirli bir saati, “on” bir günü, “in” ise bir ay veya yılı ifade eder.
- “I will call you at 5 PM.” (Seni saat 5’te arayacağım.)
- “The meeting is on Monday.” (Toplantı Pazartesi günü.)
- “I was born in July.” (Temmuz ayında doğdum.)
- “How about” ve “What about” nasıl kullanılır?
Cevap:
“How about” genellikle bir öneri veya soru sormak için kullanılırken, “What about” daha önceki bir konuyla ilgili ek bilgi almak için kullanılır.
- “How about going to the cinema?” (Sinemaya gitmeye ne dersin?)
- “What about the meeting?” (Toplantı ne olacak?)
- “There is” ve “There are” kullanımı nasıl farklıdır?
Cevap:
“There is” tekil, “there are” ise çoğul isimlerle kullanılır.
- “There is a dog in the yard.” (Bahçede bir köpek var.)
- “There are two dogs in the yard.” (Bahçede iki köpek var.)
- “Get” fiilinin farklı kullanımları nelerdir?
Cevap:
“Get” fiili çok farklı anlamlarda kullanılabilir, örneğin almak, ulaşmak, olmak, ve almak gibi.
- “I get up early every day.” (Her gün erken kalkarım.)
- “She got a present for her birthday.” (Doğum günü için bir hediye aldı.)
- “More” ve “Most” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“More” karşılaştırmalı bir şekilde kullanılırken, “most” en yüksek derecede kullanılır.
- “She is more intelligent than her brother.” (O, erkek kardeşinden daha akıllıdır.)
- “She is the most intelligent student in the class.” (O, sınıftaki en akıllı öğrenci.)
- “Can” ve “Be able to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Can” yetenek veya izin ifade ederken, “be able to” belirli bir zamanda bir şeyi yapabilme yeteneğini ifade eder.
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “I was able to swim last summer.” (Geçen yaz yüzebiliyordum.)
- “Yet” ve “Already” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Yet” olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılırken, “already” pozitif cümlelerde kullanılır.
- “I haven’t finished my homework yet.” (Ödevimi henüz bitirmedim.)
- “I have already finished my homework.” (Ödevimi zaten bitirdim.)
- “Little” ve “A little” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Little” olumsuz bir anlam taşırken, “a little” küçük bir miktarı ifade eder.
- “There is little hope.” (Az umut var.)
- “There is a little hope.” (Biraz umut var.)
- “Some” ve “Any” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.
- “I have some friends.” (Bazı arkadaşlarım var.)
- “Do you have any friends?” (Hiç arkadaşın var mı?)
- “Just” ve “Only” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Just” sadece bir şeyin yapılmasını ifade ederken, “only” sınırlı bir miktarı ifade eder.
- “I just finished my homework.” (Ödevimi yeni bitirdim.)
- “I only have one book.” (Sadece bir kitabım var.)
- “Used to” ve “Be used to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Used to” geçmişte düzenli olarak yapılan eylemleri ifade ederken, “be used to” bir duruma alışkın olmayı ifade eder.
- “I used to play tennis.” (Eskiden tenis oynardım.)
- “I am used to waking up early.” (Erken kalkmaya alışkınım.)
- “Would you mind” ve “Could you” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Would you mind” daha nazik ve kibar bir şekilde isteklerde bulunurken, “could you” daha doğrudan bir istek ifade eder.
- “Would you mind helping me?” (Bana yardım eder misin?)
- “Could you help me?” (Bana yardım edebilir misin?)
- “Never” ve “Ever” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Never” asla anlamına gelirken, “ever” ise genellikle olumlu cümlelerde kullanılır ve herhangi bir zaman anlamına gelir.
- “I have never been to Paris.” (Paris’e asla gitmedim.)
- “Have you ever been to Paris?” (Paris’e hiç gittin mi?)
- “Since” ve “For” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Since” belirli bir zaman noktasından itibaren, “for” ise belirli bir süreyi ifade eder.
- “I have been studying since 9 AM.” (Saat 9’dan beri çalışıyorum.)
- “I have been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyorum.)
- “Much” ve “Many” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Much” sayılamayan isimlerle, “many” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “I don’t have much money.” (Çok param yok.)
- “I have many books.” (Çok kitabım var.)
- “This” ve “That” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“This” yakın bir şeyi, “that” ise uzak bir şeyi ifade eder.
- “This is my pen.” (Bu benim kalemim.)
- “That is my car.” (Şu benim arabam.)
- “Much” ve “A lot of” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Much” sayılamayan isimlerle kullanılırken, “a lot of” sayılabilen ve sayılamayan isimlerle kullanılabilir.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “I have a lot of time.” (Çok vaktim var.)
- “Have to” ve “Must” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Have to” zorunluluk ifade ederken, “must” daha güçlü bir zorunluluk veya içsel gereklilik ifade eder.
- “I have to go to school.” (Okula gitmek zorundayım.)
- “I must finish my homework.” (Ödevimi bitirmeliyim.)
- “In” ve “On” nasıl kullanılır?
Cevap:
“In” genellikle bir yerin içini, “on” ise bir yüzeyi ifade eder.
- “The book is in the bag.” (Kitap çantanın içinde.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
- “When” ve “While” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“When” belirli bir zaman diliminde olan bir olayı, “while” ise iki eylemin aynı anda gerçekleşmesini ifade eder.
- “I was playing when you called me.” (Beni aradığında ben oynuyordum.)
- “I was listening to music while studying.” (Çalışırken müzik dinliyordum.)
- “At”, “On” ve “In” zamanla nasıl kullanılır?
Cevap:
“At” belirli bir saati, “on” bir günü, “in” ise bir ay veya yılı ifade eder.
- “I will call you at 5 PM.” (Seni saat 5’te arayacağım.)
- “The meeting is on Monday.” (Toplantı Pazartesi günü.)
- “I was born in July.” (Temmuz ayında doğdum.)
- “How about” ve “What about” nasıl kullanılır?
Cevap:
“How about” genellikle bir öneri veya soru sormak için kullanılırken, “What about” daha önceki bir konuyla ilgili ek bilgi almak için kullanılır.
- “How about going to the cinema?” (Sinemaya gitmeye ne dersin?)
- “What about the meeting?” (Toplantı ne olacak?)
- “There is” ve “There are” kullanımı nasıl farklıdır?
Cevap:
“There is” tekil, “there are” ise çoğul isimlerle kullanılır.
- “There is a dog in the yard.” (Bahçede bir köpek var.)
- “There are two dogs in the yard.” (Bahçede iki köpek var.)
- “Get” fiilinin farklı kullanımları nelerdir?
Cevap:
“Get” fiili çok farklı anlamlarda kullanılabilir, örneğin almak, ulaşmak, olmak, ve almak gibi.
- “I get up early every day.” (Her gün erken kalkarım.)
- “She got a present for her birthday.” (Doğum günü için bir hediye aldı.)
- “More” ve “Most” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“More” karşılaştırmalı bir şekilde kullanılırken, “most” en yüksek derecede kullanılır.
- “She is more intelligent than her brother.” (O, erkek kardeşinden daha akıllıdır.)
- “She is the most intelligent student in the class.” (O, sınıftaki en akıllı öğrenci.)
- “Can” ve “Be able to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Can” yetenek veya izin ifade ederken, “be able to” belirli bir zamanda bir şeyi yapabilme yeteneğini ifade eder.
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “I was able to swim last summer.” (Geçen yaz yüzebiliyordum.)
- “Yet” ve “Already” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Yet” olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılırken, “already” pozitif cümlelerde kullanılır.
- “I haven’t finished my homework yet.” (Ödevimi henüz bitirmedim.)
- “I have already finished my homework.” (Ödevimi zaten bitirdim.)
- “Little” ve “A little” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Little” olumsuz bir anlam taşırken, “a little” küçük bir miktarı ifade eder.
- “There is little hope.” (Az umut var.)
- “There is a little hope.” (Biraz umut var.)
- “Some” ve “Any” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.
- “I have some friends.” (Bazı arkadaşlarım var.)
- “Do you have any friends?” (Hiç arkadaşın var mı?)
- “Just” ve “Only” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Just” sadece bir şeyin yapılmasını ifade ederken, “only” sınırlı bir miktarı ifade eder.
- “I just finished my homework.” (Ödevimi yeni bitirdim.)
- “I only have one book.” (Sadece bir kitabım var.)
- “Used to” ve “Be used to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Used to” geçmişte düzenli olarak yapılan eylemleri ifade ederken, “be used to” bir duruma alışkın olmayı ifade eder.
- “I used to play tennis.” (Eskiden tenis oynardım.)
- “I am used to waking up early.” (Erken kalkmaya alışkınım.)
- “Would you mind” ve “Could you” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Would you mind” daha nazik ve kibar bir şekilde isteklerde bulunurken, “could you” daha doğrudan bir istek ifade eder.
- “Would you mind helping me?” (Bana yardım eder misin?)
- “Could you help me?” (Bana yardım edebilir misin?)
- “Never” ve “Ever” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Never” asla anlamına gelirken, “ever” ise genellikle olumlu cümlelerde kullanılır ve herhangi bir zaman anlamına gelir.
- “I have never been to Paris.” (Paris’e asla gitmedim.)
- “Have you ever been to Paris?” (Paris’e hiç gittin mi?)
- “Like” ve “As” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Like” benzetme yapmak için kullanılırken, “as” bir durumu ifade etmek veya bir işlevi açıklamak için kullanılır.
- “He runs like a cheetah.” (O, çita gibi koşuyor.)
- “He works as a teacher.” (O, öğretmen olarak çalışıyor.)
- “Too” ve “Enough” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Too” fazla anlamına gelirken, “enough” yeterli anlamına gelir.
- “The coffee is too hot.” (Kahve çok sıcak.)
- “I don’t have enough money.” (Yeterli param yok.)
- “Before” ve “After” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Before” bir olayın öncesini, “after” ise bir olayın sonrasını ifade eder.
- “I always exercise before breakfast.” (Her zaman kahvaltıdan önce egzersiz yaparım.)
- “I went home after school.” (Okuldan sonra eve gittim.)
- “Should” ve “Ought to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Should” ve “ought to” neredeyse aynı anlamda kullanılır, ancak “should” daha yaygın bir kullanıma sahiptir.
- “You should study harder.” (Daha fazla çalışmalısın.)
- “You ought to study harder.” (Daha fazla çalışmalısın.)
- “Will” ve “Going to” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Will” gelecek için kesin bir plan veya tahmin ifade ederken, “going to” mevcut bir planı veya niyeti ifade eder.
- “I will call you tomorrow.” (Seni yarın arayacağım.)
- “I am going to visit my grandmother next weekend.” (Gelecek hafta sonu büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “Since” ve “For” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Since” bir başlangıç noktasını ifade ederken, “for” belirli bir süreyi ifade eder.
- “I have known her since 2010.” (Onu 2010’dan beri tanıyorum.)
- “I have lived here for five years.” (Burada beş yıldır yaşıyorum.)
- “There is” ve “There are” nasıl kullanılır?
Cevap:
“There is” tekil isimlerle, “there are” çoğul isimlerle kullanılır.
- “There is a book on the table.” (Masada bir kitap var.)
- “There are many books on the table.” (Masada birçok kitap var.)
- “How long” ve “How much time” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“How long” belirli bir sürenin uzunluğunu sorarken, “how much time” daha genel bir zaman dilimi hakkında soru sorar.
- “How long does it take to get to the station?” (İstasyona gitmek ne kadar sürer?)
- “How much time do you need to finish the project?” (Projeyi bitirmek için ne kadar zamana ihtiyacın var?)
- “Hardly” ve “Scarcely” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Hardly” neredeyse hiç anlamına gelirken, “scarcely” çok az veya zor bir şekilde anlamına gelir.
- “I can hardly hear you.” (Seni neredeyse hiç duyamıyorum.)
- “She scarcely eats anything.” (O, neredeyse hiç bir şey yemez.)
- “Few” ve “A few” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Few” olumsuz bir anlam taşırken, “a few” bir miktar anlamına gelir.
- “Few people attended the meeting.” (Toplantıya çok az kişi katıldı.)
- “I have a few books.” (Birkaç kitabım var.)
- “Which” ve “What” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Which” belirli bir seçenek arasından seçim yapmayı ifade ederken, “what” daha genel bir sorudur.
- “Which color do you prefer?” (Hangi rengi tercih edersin?)
- “What is your favorite color?” (En sevdiğin renk nedir?)
- “In” ve “On” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“In” bir yerin içinde, “on” ise bir yüzeyde bulunmayı ifade eder.
- “The book is in the bag.” (Kitap çantanın içinde.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
- “Want” ve “Would like” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Want” daha doğrudan bir isteği ifade ederken, “would like” daha nazik bir ifade şeklidir.
- “I want a pizza.” (Bir pizza istiyorum.)
- “I would like a pizza.” (Bir pizza isterim.)
- “Until” ve “By” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Until” belirli bir zaman noktasına kadar devam etme anlamı taşırken, “by” bir şeyin yapılması için son tarihi ifade eder.
- “I will wait until 5 PM.” (Saat 5’e kadar bekleyeceğim.)
- “Please finish the report by Monday.” (Lütfen raporu Pazartesi’ye kadar bitirin.)
- “During” ve “While” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“During” bir zaman diliminde bir olayın gerçekleşmesini ifade ederken, “while” iki olayın aynı anda olmasını ifade eder.
- “I met him during the conference.” (Onu konferans sırasında tanıdım.)
- “I met him while I was traveling.” (Onu seyahat ederken tanıdım.)
- “Although” ve “Though” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Although” cümlede daha yaygın ve güçlü bir zıtlık ifade ederken, “though” daha hafif bir zıtlık ifade eder.
- “Although it was raining, we went out.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen dışarı çıktık.)
- “It was raining, though we went out.” (Yağmur yağıyordu, ama dışarı çıktık.)
- “So” ve “Such” nasıl kullanılır?
Cevap:
“So” bir derecelendirme yaparken, “such” bir durumu açıklamak için kullanılır.
- “It was so cold yesterday.” (Dün çok soğuktu.)
- “It was such a cold day.” (O, çok soğuk bir gündü.)
- “Who” ve “Whom” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Who” özne olarak, “whom” ise nesne olarak kullanılır.
- “Who is your best friend?” (En iyi arkadaşın kim?)
- “To whom did you give the book?” (Kitabı kime verdin?)
- “Anymore” ve “Any more” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Anymore” olumsuz bir anlam taşırken, “any more” miktarı ifade eder.
- “I don’t live there anymore.” (Artık orada yaşamıyorum.)
- “I don’t want any more cake.” (Daha fazla kek istemiyorum.)
- “By” ve “With” nasıl kullanılır?
Cevap:
“By” bir eylemi yapan kişiyi ifade ederken, “with” bir aracı veya kişi ile yapılan bir eylemi ifade eder.
- “The book was written by him.” (Kitap onun tarafından yazıldı.)
- “She cut the paper with scissors.” (Kağıdı makasla kesti.)
Tabii, işte daha farklı ve spesifik konularda öğrenciler için faydalı olabilecek bazı soru-cevap başlıkları:
- “Present Simple” Tense nasıl kullanılır?
Cevap:
“Present Simple” geniş zaman, günlük rutinler, alışkanlıklar ve genel gerçekler için kullanılır.
- “She goes to school every day.” (Her gün okula gider.)
- “Water boils at 100°C.” (Su 100°C’de kaynar.)
- “Present Continuous” Tense nasıl kullanılır?
Cevap:
“Present Continuous” şimdiki zamanda gerçekleşen eylemleri ifade etmek için kullanılır.
- “I am studying right now.” (Şu anda çalışıyorum.)
- “They are playing football in the park.” (Parkta futbol oynuyorlar.)
- “Past Simple” Tense nasıl kullanılır?
Cevap:
“Past Simple” geçmişte tamamlanmış eylemleri ifade etmek için kullanılır.
- “I visited Paris last year.” (Geçen yıl Paris’i ziyaret ettim.)
- “She studied hard for the exam.” (Sınav için çok çalıştı.)
- “Past Continuous” Tense nasıl kullanılır?
Cevap:
“Past Continuous” geçmişte bir süre boyunca devam eden eylemleri ifade etmek için kullanılır.
- “I was watching TV when you called.” (Sen aradığında TV izliyordum.)
- “They were playing when it started to rain.” (Yağmur başlamadan önce oynuyorlardı.)
- “Future Simple” Tense nasıl kullanılır?
Cevap:
“Future Simple” gelecekte gerçekleşecek eylemleri ifade etmek için kullanılır.
- “I will go to the party tomorrow.” (Yarın partiye gideceğim.)
- “She will call you later.” (Sonra seni arayacak.)
- “First Conditional” nasıl kullanılır?
Cevap:
“First Conditional” gerçek olasılıkları ifade etmek için kullanılır ve “if + present simple, will” yapısına sahiptir.
- “If it rains, I will stay at home.” (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
- “If you study, you will pass the exam.” (Çalışırsan, sınavı geçersin.)
- “Second Conditional” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Second Conditional” hayali durumları ve olasılığı düşük olan olayları ifade etmek için kullanılır ve “if + past simple, would” yapısına sahiptir.
- “If I were rich, I would travel the world.” (Zengin olsaydım, dünyayı gezerim.)
- “If I had more time, I would learn French.” (Daha fazla zamanım olsaydı, Fransızca öğrenirdim.)
- “Third Conditional” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Third Conditional” geçmişteki durumu ifade etmek ve geçmişte farklı bir şey olsaydı sonuçlarının ne olacağını anlatmak için kullanılır ve “if + past perfect, would have” yapısına sahiptir.
- “If I had studied, I would have passed the exam.” (Çalışmış olsaydım, sınavı geçerdim.)
- “If they had known about the event, they would have attended.” (Etkinlikten haberleri olsaydı, katılırdılar.)
- “Comparatives” ve “Superlatives” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Comparatives” iki şeyin karşılaştırılmasında kullanılırken, “Superlatives” en yüksek ya da en düşük durumu ifade eder.
- “She is taller than me.” (O, benden daha uzun.)
- “He is the tallest student in the class.” (O, sınıftaki en uzun öğrenci.)
- “Used to” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Used to” geçmişteki alışkanlıkları veya durumu ifade etmek için kullanılır.
- “I used to play tennis when I was younger.” (Gençken tenis oynardım.)
- “She used to live in New York.” (O, New York’ta yaşardı.)
- “Make” ve “Do” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Make” bir şey yaratmak veya üretmek anlamına gelirken, “do” bir işi yapmak anlamına gelir.
- “She makes a cake.” (O, bir kek yapar.)
- “I do my homework every day.” (Her gün ödevimi yaparım.)
- “Say” ve “Tell” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Say” sözcüğü genellikle bir şey söylemek anlamında kullanılırken, “tell” birine bir şey anlatmak anlamında kullanılır.
- “She said she was tired.” (Yorgun olduğunu söyledi.)
- “I told him to be quiet.” (Ona sessiz olmasını söyledim.)
- “While” ve “Where” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“While” bir süreyi ifade ederken, “where” bir yerin sorulmasını ifade eder.
- “I like listening to music while studying.” (Çalışırken müzik dinlemeyi severim.)
- “Where are you from?” (Nerelisiniz?)
- “Some” ve “Any” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde ve tekliflerde kullanılırken, “any” olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılır.
- “I have some friends.” (Bazı arkadaşlarım var.)
- “Do you have any questions?” (Herhangi bir sorunuz var mı?)
- “Ever” ve “Never” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Ever” genellikle soru cümlelerinde kullanılırken, “never” olumsuz anlam taşır.
- “Have you ever been to Paris?” (Hiç Paris’e gittin mi?)
- “I have never been to Paris.” (Hiç Paris’e gitmedim.)
- “Since” ve “For” nasıl kullanılır?
Cevap:
“Since” belirli bir zaman noktasından itibaren devam eden eylemler için kullanılırken, “for” belirli bir süreyi ifade eder.
- “I have lived here since 2015.” (2015’ten beri burada yaşıyorum.)
- “I have lived here for 5 years.” (5 yıldır burada yaşıyorum.)
- “Neither” ve “Either” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Neither” her iki seçenek de olumsuz olduğunda kullanılırken, “either” iki seçenekten birinin kabul edilebilir olduğunu ifade eder.
- “Neither John nor Peter was at the meeting.” (Ne John ne de Peter toplantıda vardı.)
- “You can either have tea or coffee.” (Çay veya kahve alabilirsin.)
- “Much” ve “Many” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Much” sayılmayan isimlerle kullanılırken, “many” sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “How much money do you have?” (Ne kadar paran var?)
- “How many books do you have?” (Kaç kitabın var?)
- “A lot of” ve “Lots of” nasıl kullanılır?
Cevap:
“A lot of” ve “lots of” her ikisi de çok anlamına gelir ve sayılabilen ve sayılamayan isimlerle kullanılabilir.
- “I have a lot of work to do.” (Yapacak çok işim var.)
- “There are lots of people at the party.” (Partide çok kişi var.)
- “Somebody”, “Anyone” ve “Nobody” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Somebody” olumlu cümlelerde, “anyone” olumsuz veya soru cümlelerinde kullanılırken, “nobody” hiç kimse anlamına gelir.
- “Somebody is knocking at the door.” (Kapıya biri vuruyor.)
- “I don’t know anyone in this room.” (Bu odada tanıdığım kimse yok.)
- “Nobody came to the party.” (Hiç kimse partiye gelmedi.)
Harika, işte özel ve dikkat edilmesi gereken, öğrenciler için öğretici olabilecek bazı çok önemli ve spesifik konularda soru-cevap başlıkları:
- “The Subjunctive Mood” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Subjunctive Mood” istek, arzu, şüphe veya varsayımsal durumları ifade etmek için kullanılan bir dilbilgisel yapıdır. Çoğu zaman şartlı ifadelerde veya önerilerde kullanılır.
- “I wish I were taller.” (Keşke daha uzun olsaydım.)
- “If I were you, I would study harder.” (Senin yerinde olsam, daha çok çalışırım.)
- “The Oxford Comma” nedir ve neden önemlidir?
Cevap:
“Oxford Comma” (ya da “seri virgül”) İngilizce yazım kurallarında, özellikle listedeki son iki öğe arasında virgül kullanımını ifade eder. Önerilen, okuma netliğini artırmak içindir.
- “I bought apples, oranges, and bananas.” (Elmalar, portakallar ve muzlar aldım.)
- “I invited my parents, my siblings, and my friends.” (Ailem, kardeşlerim ve arkadaşlarımı davet ettim.)
- “Parallel Structure” (Paralel Yapı) nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Paralel yapı, cümlede benzer öğelerin uyumlu ve aynı gramatikal yapıda olmasıdır. Bu, yazıyı daha akıcı ve anlaşılır kılar.
- “She likes swimming, reading, and dancing.” (Yüzmeyi, okumayı ve dans etmeyi seviyor.)
- “He wanted to go swimming, to read a book, and to travel.” (Yüzmeye gitmek, kitap okumak ve seyahat etmek istedi.)
- “The Difference Between ‘Since’ and ‘For’”
Cevap:
“Since” belirli bir zaman noktasından itibaren devam eden durumu anlatırken, “for” belirli bir süreyi ifade eder.
- “I have been living here since 2010.” (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- “I have been living here for 10 years.” (10 yıldır burada yaşıyorum.)
- “The Future Perfect Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Future Perfect” bir eylemin gelecekte belirli bir zamana kadar tamamlanmış olacağını ifade eder. Yapısı “will + have + past participle” şeklindedir.
- “By next year, I will have graduated.” (Gelecek yıl, mezun olmuş olacağım.)
- “She will have finished the project by 5 PM.” (Saat 5’e kadar projeyi bitirmiş olacak.)
- “Inversion in Questions” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Inversion” soru cümlesi yaparken özne ve yardımcı fiilin yer değiştirmesi anlamına gelir. Bu, özellikle yes/no sorularında ve bazı wh-questions’larda kullanılır.
- “Is she coming to the party?” (Partiye geliyor mu?)
- “Have you ever been to Japan?” (Hiç Japonya’ya gittin mi?)
- “Relative Clauses” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Relative Clauses” (İlişkili Cümleler), bir ismi daha fazla tanımlamak veya açıklamak için kullanılır. “Who”, “which”, “that” gibi bağlaçlar kullanılarak oluşturulur.
- “The book that you gave me was great.” (Bana verdiğin kitap harikaydı.)
- “The woman who is sitting next to me is my sister.” (Yanımda oturan kadın kız kardeşimdir.)
- “The Difference Between ‘Make’ and ‘Do’”
Cevap:
“Make” yaratmak ya da oluşturmak anlamına gelirken, “Do” bir etkinlik ya da eylemi gerçekleştirmek anlamına gelir.
- “She makes a cake every Sunday.” (Her Pazar bir kek yapar.)
- “I need to do my homework.” (Ödevimi yapmam gerekiyor.)
- “Reported Speech” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Reported Speech” dolaylı anlatımda kullanılır. Başka bir kişinin söylediklerini aktarmak için kullanılırken, fiil zamanında bazı değişiklikler yapılır.
- Direct: “I am going to the store,” she said. (Mağazaya gidiyorum, dedi.)
- Reported: She said (that) she was going to the store. (Mağazaya gittiğini söyledi.)
- “The Passive Voice” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Passive Voice” (Edilgen yapı) eylemi kim ya da ne yaparsa yapsın, bu eylemin kimin ya da ne tarafından yapıldığı önemli olmadığında kullanılır. Yapısı “to be” + “past participle” şeklindedir.
- “The cake was baked by my mom.” (Pasta annem tarafından pişirildi.)
- “The book is read by many people.” (Kitap birçok insan tarafından okunur.)
- “Modal Verbs” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Modal fiiller (can, could, may, might, should, would vb.) olasılık, yetenek, izin, tavsiye ve zorunluluk gibi durumları ifade etmek için kullanılır.
- “You should study for the exam.” (Sınav için çalışmalısın.)
- “I can speak three languages.” (Üç dil konuşabilirim.)
- “Tag Questions” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Tag Questions”, cümlenin sonuna eklenen küçük soru cümleleridir. Genellikle olumlu cümlelerden sonra olumsuz, olumsuz cümlelerden sonra ise olumlu bir tag question gelir.
- “You like chocolate, don’t you?” (Çikolatayı seversin, değil mi?)
- “She isn’t coming, is she?” (Gelmiyecek, değil mi?)
- “Countable and Uncountable Nouns” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
“Countable Nouns” (sayılabilir isimler) sayılabilen, “Uncountable Nouns” (sayılamayan isimler) ise sayılmayan şeylerdir.
- “I have three books.” (Üç kitabım var.)
- “I need some water.” (Biraz suya ihtiyacım var.)
- “Comparative Adjectives” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Karşılaştırma yaparken, iki şey arasındaki farkı ifade etmek için sıfatların “er” veya “more” hali kullanılır.
- “This book is more interesting than the other one.” (Bu kitap diğerinden daha ilginç.)
- “My house is bigger than yours.” (Evimiz seninkinden daha büyük.)
- “Superlative Adjectives” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Superlative Adjectives”, üç veya daha fazla şey arasında en yüksek veya en düşük derecedeki durumu ifade etmek için kullanılır.
- “She is the most intelligent student in the class.” (O, sınıftaki en zeki öğrenci.)
- “This is the best movie I have ever seen.” (Bu, izlediğim en iyi film.)
- “Conditional Sentences” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Conditional Sentences” (şartlı cümleler), bir şeyin gerçekleşmesi için bir koşulun varlığını ifade eder.
- “If it rains, we will stay inside.” (Yağmur yağarsa, içeride kalacağız.)
- “If I had known, I would have helped.” (Bilseydim, yardımcı olurdum.)
- “Relative Pronouns” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Relative Pronouns” (İlişkili zamirler) bir ismi daha fazla tanımlamak için kullanılır.
- “The book which I am reading is interesting.” (Okuduğum kitap ilginç.)
- “The man who helped me was kind.” (Bana yardım eden adam nazikti.)
- “The Gerund” ve “Infinitive” arasındaki farklar nelerdir?
Cevap:
Gerund (-ing form) ve infinitive (to + fiil) arasındaki farklar, fiilin hangi durumda kullanıldığına bağlıdır.
- “I enjoy swimming.” (Yüzmeyi severim.)
- “I want to swim.” (Yüzmek istiyorum.)
- “Elliptical Construction” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Elliptical Construction” (Eksiltili Yapı), cümlede tekrarlanan öğelerin atılmasında kullanılır.
- “She can play the piano, and I can [play] the guitar.” (O piyano çalabiliyor, ben de gitar çalabiliyorum.)
- “The Difference Between ‘Although’ and ‘Though’”
Cevap:
“Although” ve “though” bağlaçları benzer anlam taşısa da “although” daha formal, “though” ise daha yaygın ve informaldir.
- “Although it was raining, we went outside.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen dışarı çıktık.)
- “It was raining, though we went outside.” (Yağmur yağıyordu, fakat dışarı çıktık.)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’”
Cevap:
“Few” ve “A few” arasındaki fark, belirli bir miktarın ifade edilmesidir. “Few” genellikle olumsuz bir anlam taşır, yani çok az. “A few” ise biraz, yeterli sayıda anlamında kullanılır.
- “I have a few friends.” (Birkaç arkadaşım var.)
- “I have few friends.” (Çok az arkadaşım var.)
- “The Usage of ‘Some’ and ‘Any’”
Cevap:
“Some” ve “Any” genellikle olumlu ve olumsuz cümlelerde kullanılır. “Some”, olumlu cümlelerde ve tekliflerde kullanılırken, “any” olumsuz ve soru cümlelerinde daha yaygındır.
- “I have some money.” (Birkaç param var.)
- “Do you have any money?” (Hiç paran var mı?)
- “I don’t have any money.” (Hiç param yok.)
- “The Usage of ‘Much’ and ‘Many’”
Cevap:
“Much” ve “Many” sayılabilir ve sayılamaz isimlerle kullanılır. “Much”, sayılamaz isimlerle; “Many” ise sayılabilir isimlerle kullanılır.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “I have many books.” (Birçok kitabım var.)
- “The Difference Between ‘Since’ and ‘For’”
Cevap:
“Since”, belirli bir zaman diliminden (örneğin, bir yıl önce) itibaren, “for” ise süreyi ifade eder (örneğin, 2 saat).
- “I have been here since Monday.” (Pazartesiden beri buradayım.)
- “I have been here for two hours.” (İki saattir buradayım.)
- “The Conditional Type 1” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Type 1, gerçek ve olası durumları ifade eder. Yapısı “If + Present Simple, will + verb” şeklindedir.
- “If it rains, I will stay home.” (Yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
- “If you study hard, you will pass the exam.” (Sıkı çalışırsan, sınavı geçersin.)
- “The Difference Between ‘Will’ and ‘Going to’”
Cevap:
“Will” gelecekte yapılacak bir eylemi belirtirken, “going to” planlı veya yakın gelecekteki eylemleri ifade eder.
- “I will visit my grandmother next week.” (Gelecek hafta büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “I am going to visit my grandmother next week.” (Gelecek hafta büyükannemi ziyaret etmeyi planlıyorum.)
- “The Present Perfect Continuous Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Present Perfect Continuous” eylemin geçmişte başlayıp şu an devam ettiğini ifade eder. Yapısı “have/has been + verb-ing” şeklindedir.
- “I have been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyorum.)
- “She has been working here since 2015.” (2015’ten beri burada çalışıyor.)
- “The Usage of ‘Neither’ and ‘Either’”
Cevap:
“Neither” ve “Either” karşılaştırma yaparken kullanılır. “Neither” olumsuz, “Either” ise olumlu ya da olumsuz cümlelerde yer alabilir.
- “Neither Tom nor Jerry is coming to the party.” (Ne Tom ne de Jerry partiye gelmiyor.)
- “Either you come with us, or you stay home.” (Ya bizimle gelirsin, ya da evde kalırsın.)
- “The Gerund and Infinitive after Certain Verbs” nedir?
Cevap:
Bazı fiiller gerund ya da infinitive ile gelir. Örneğin, “enjoy” ve “recommend” gibi fiiller gerund kullanırken, “want” ve “need” gibi fiiller infinitive kullanır.
- “I enjoy swimming.” (Yüzmeyi seviyorum.)
- “I want to swim.” (Yüzmek istiyorum.)
- “The Difference Between ‘Say’ and ‘Tell’”
Cevap:
“Say” ve “tell” arasındaki fark, kime söylenildiği ile ilgilidir. “Say” daha genel bir kullanımken, “tell” belirli bir kişiye anlatmak anlamına gelir.
- “She said that she was tired.” (Yorgun olduğunu söyledi.)
- “She told me that she was tired.” (Bana yorgun olduğunu söyledi.)
- “The Past Perfect Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Past Perfect” geçmişteki bir eylemin, diğer bir geçmiş eylemden önce tamamlanmış olduğunu ifade eder. Yapısı “had + past participle” şeklindedir.
- “I had finished my homework before I went to bed.” (Yatmadan önce ödevimi bitirmiştim.)
- “She had already left when I arrived.” (Ben geldiğimde o zaten gitmişti.)
- “Direct and Indirect Objects” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Direct Object” (doğrudan nesne) fiilden doğrudan etkilenen öğeyi ifade ederken, “Indirect Object” (dolaylı nesne) fiilden etkilenen kişiyi ya da şeyi ifade eder.
- “She gave me the book.” (Bana kitabı verdi.)
- “She gave the book to me.” (Kitabı bana verdi.)
- “The Use of ‘Though’ at the Beginning of a Sentence”
Cevap:
“Though” bağlacının cümlenin başında kullanılması genellikle daha doğal bir konuşma tarzı yaratır ve bir zıtlık ifade eder.
- “Though it was raining, we went for a walk.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen yürüyüşe çıktık.)
- “Though I studied hard, I didn’t pass the exam.” (Çok çalışmama rağmen sınavı geçemedim.)
- “The Difference Between ‘In’ and ‘At’ for Locations”
Cevap:
“In” genellikle bir yerin içinde olmak anlamına gelirken, “at” daha spesifik bir konumda olmak için kullanılır.
- “I am in the park.” (Parktayım.)
- “I am at the bus stop.” (Otobüs durağındayım.)
- “The Future Continuous Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Future Continuous” gelecekte bir süreklilik gösteren eylemi ifade eder. Yapısı “will be + verb-ing” şeklindedir.
- “This time tomorrow, I will be traveling to London.” (Yarın bu saatlerde Londra’ya seyahat ediyor olacağım.)
- “I will be studying at 8 PM.” (Saat 8’de ders çalışıyor olacağım.)
- “The Use of ‘Like’ and ‘As’”
Cevap:
“Like” ve “as” benzer bir anlam taşısalar da, “like” bir benzetme yaparken, “as” bir şeyi tanımlar.
- “She sings like a professional.” (O, profesyonel gibi şarkı söylüyor.)
- “She works as a teacher.” (O, öğretmen olarak çalışıyor.)
- “The Subjunctive Mood in Conditional Sentences”
Cevap:
“Subjunctive” mood, özellikle koşul cümlelerinde kullanılarak hayali ya da olasılık dışı durumları ifade eder.
- “If I were rich, I would travel the world.” (Zengin olsam, dünyayı gezerim.)
- “If he were you, he wouldn’t do that.” (Eğer senin yerinde olsaydı, bunu yapmazdı.)
- “The Difference Between ‘Get’ and ‘Become’”
Cevap:
“Get” genellikle bir değişim sürecini ifade ederken, “become” kalıcı bir dönüşümü ifade eder.
- “He got tired after running.” (Koştuğunda yoruldu.)
- “She became a doctor after years of studying.” (Yıllarca çalıştıktan sonra doktor oldu.)
- “The Usage of ‘Since’ in Time Expressions”
Cevap:
“Since” belirli bir zaman diliminden itibaren başlayan bir durumu ifade eder.
- “I have been working here since 2015.” (2015’ten beri burada çalışıyorum.)
- “She hasn’t called me since yesterday.” (Dünden beri beni aramadı.)
- “The Usage of ‘No’ and ‘Not’ in Sentences”
Cevap:
“No” ve “Not” cümlede farklı yerlerde ve farklı anlamlarla kullanılır. “No” bir ismin önünde kullanılırken, “Not
” fiil ya da sıfatlarla birlikte kullanılır.
- “I have no money.” (Param yok.)
- “I do not have any money.” (Hiç param yok.)
- “The Difference Between ‘Until’ and ‘By’”
Cevap:
“Until” belirli bir zamana kadar devam eden bir durumu ifade ederken, “By” o zamana kadar tamamlanmış bir durumu ifade eder.
- “I will wait until 6 PM.” (Saat 6’ya kadar bekleyeceğim.)
- “I will finish it by 6 PM.” (Saat 6’ya kadar bitireceğim.)
Bu şekilde daha derinlemesine, spesifik ve dil bilgisi açısından önemli başlıklarda da detaylı örnekler oluşturmaya devam edebiliriz.
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’”
Cevap:
“Few” ve “A few” arasındaki fark, belirli bir miktarın ifade edilmesidir. “Few” genellikle olumsuz bir anlam taşır, yani çok az. “A few” ise biraz, yeterli sayıda anlamında kullanılır.
- “I have a few friends.” (Birkaç arkadaşım var.)
- “I have few friends.” (Çok az arkadaşım var.)
- “The Usage of ‘Some’ and ‘Any’”
Cevap:
“Some” ve “Any” genellikle olumlu ve olumsuz cümlelerde kullanılır. “Some”, olumlu cümlelerde ve tekliflerde kullanılırken, “any” olumsuz ve soru cümlelerinde daha yaygındır.
- “I have some money.” (Birkaç param var.)
- “Do you have any money?” (Hiç paran var mı?)
- “I don’t have any money.” (Hiç param yok.)
- “The Usage of ‘Much’ and ‘Many’”
Cevap:
“Much” ve “Many” sayılabilir ve sayılamaz isimlerle kullanılır. “Much”, sayılamaz isimlerle; “Many” ise sayılabilir isimlerle kullanılır.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “I have many books.” (Birçok kitabım var.)
- “The Difference Between ‘Since’ and ‘For’”
Cevap:
“Since”, belirli bir zaman diliminden (örneğin, bir yıl önce) itibaren, “for” ise süreyi ifade eder (örneğin, 2 saat).
- “I have been here since Monday.” (Pazartesiden beri buradayım.)
- “I have been here for two hours.” (İki saattir buradayım.)
- “The Conditional Type 1” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Type 1, gerçek ve olası durumları ifade eder. Yapısı “If + Present Simple, will + verb” şeklindedir.
- “If it rains, I will stay home.” (Yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
- “If you study hard, you will pass the exam.” (Sıkı çalışırsan, sınavı geçersin.)
- “The Difference Between ‘Will’ and ‘Going to’”
Cevap:
“Will” gelecekte yapılacak bir eylemi belirtirken, “going to” planlı veya yakın gelecekteki eylemleri ifade eder.
- “I will visit my grandmother next week.” (Gelecek hafta büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “I am going to visit my grandmother next week.” (Gelecek hafta büyükannemi ziyaret etmeyi planlıyorum.)
- “The Present Perfect Continuous Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Present Perfect Continuous” eylemin geçmişte başlayıp şu an devam ettiğini ifade eder. Yapısı “have/has been + verb-ing” şeklindedir.
- “I have been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyorum.)
- “She has been working here since 2015.” (2015’ten beri burada çalışıyor.)
- “The Usage of ‘Neither’ and ‘Either’”
Cevap:
“Neither” ve “Either” karşılaştırma yaparken kullanılır. “Neither” olumsuz, “Either” ise olumlu ya da olumsuz cümlelerde yer alabilir.
- “Neither Tom nor Jerry is coming to the party.” (Ne Tom ne de Jerry partiye gelmiyor.)
- “Either you come with us, or you stay home.” (Ya bizimle gelirsin, ya da evde kalırsın.)
- “The Gerund and Infinitive after Certain Verbs” nedir?
Cevap:
Bazı fiiller gerund ya da infinitive ile gelir. Örneğin, “enjoy” ve “recommend” gibi fiiller gerund kullanırken, “want” ve “need” gibi fiiller infinitive kullanır.
- “I enjoy swimming.” (Yüzmeyi seviyorum.)
- “I want to swim.” (Yüzmek istiyorum.)
- “The Difference Between ‘Say’ and ‘Tell’”
Cevap:
“Say” ve “tell” arasındaki fark, kime söylenildiği ile ilgilidir. “Say” daha genel bir kullanımken, “tell” belirli bir kişiye anlatmak anlamına gelir.
- “She said that she was tired.” (Yorgun olduğunu söyledi.)
- “She told me that she was tired.” (Bana yorgun olduğunu söyledi.)
- “The Past Perfect Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Past Perfect” geçmişteki bir eylemin, diğer bir geçmiş eylemden önce tamamlanmış olduğunu ifade eder. Yapısı “had + past participle” şeklindedir.
- “I had finished my homework before I went to bed.” (Yatmadan önce ödevimi bitirmiştim.)
- “She had already left when I arrived.” (Ben geldiğimde o zaten gitmişti.)
- “Direct and Indirect Objects” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Direct Object” (doğrudan nesne) fiilden doğrudan etkilenen öğeyi ifade ederken, “Indirect Object” (dolaylı nesne) fiilden etkilenen kişiyi ya da şeyi ifade eder.
- “She gave me the book.” (Bana kitabı verdi.)
- “She gave the book to me.” (Kitabı bana verdi.)
- “The Use of ‘Though’ at the Beginning of a Sentence”
Cevap:
“Though” bağlacının cümlenin başında kullanılması genellikle daha doğal bir konuşma tarzı yaratır ve bir zıtlık ifade eder.
- “Though it was raining, we went for a walk.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen yürüyüşe çıktık.)
- “Though I studied hard, I didn’t pass the exam.” (Çok çalışmama rağmen sınavı geçemedim.)
- “The Difference Between ‘In’ and ‘At’ for Locations”
Cevap:
“In” genellikle bir yerin içinde olmak anlamına gelirken, “at” daha spesifik bir konumda olmak için kullanılır.
- “I am in the park.” (Parktayım.)
- “I am at the bus stop.” (Otobüs durağındayım.)
- “The Future Continuous Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Future Continuous” gelecekte bir süreklilik gösteren eylemi ifade eder. Yapısı “will be + verb-ing” şeklindedir.
- “This time tomorrow, I will be traveling to London.” (Yarın bu saatlerde Londra’ya seyahat ediyor olacağım.)
- “I will be studying at 8 PM.” (Saat 8’de ders çalışıyor olacağım.)
- “The Use of ‘Like’ and ‘As’”
Cevap:
“Like” ve “as” benzer bir anlam taşısalar da, “like” bir benzetme yaparken, “as” bir şeyi tanımlar.
- “She sings like a professional.” (O, profesyonel gibi şarkı söylüyor.)
- “She works as a teacher.” (O, öğretmen olarak çalışıyor.)
- “The Subjunctive Mood in Conditional Sentences”
Cevap:
“Subjunctive” mood, özellikle koşul cümlelerinde kullanılarak hayali ya da olasılık dışı durumları ifade eder.
- “If I were rich, I would travel the world.” (Zengin olsam, dünyayı gezerim.)
- “If he were you, he wouldn’t do that.” (Eğer senin yerinde olsaydı, bunu yapmazdı.)
- “The Difference Between ‘Get’ and ‘Become’”
Cevap:
“Get” genellikle bir değişim sürecini ifade ederken, “become” kalıcı bir dönüşümü ifade eder.
- “He got tired after running.” (Koştuğunda yoruldu.)
- “She became a doctor after years of studying.” (Yıllarca çalıştıktan sonra doktor oldu.)
- “The Usage of ‘Since’ in Time Expressions”
Cevap:
“Since” belirli bir zaman diliminden itibaren başlayan bir durumu ifade eder.
- “I have been working here since 2015.” (2015’ten beri burada çalışıyorum.)
- “She hasn’t called me since yesterday.” (Dünden beri beni aramadı.)
- “The Usage of ‘No’ and ‘Not’ in Sentences”
Cevap:
“No” ve “Not” cümlede farklı yerlerde ve farklı anlamlarla kullanılır. “No” bir ismin önünde kullanılırken, “Not
” fiil ya da sıfatlarla birlikte kullanılır.
- “I have no money.” (Param yok.)
- “I do not have any money.” (Hiç param yok.)
- “The Difference Between ‘Until’ and ‘By’”
Cevap:
“Until” belirli bir zamana kadar devam eden bir durumu ifade ederken, “By” o zamana kadar tamamlanmış bir durumu ifade eder.
- “I will wait until 6 PM.” (Saat 6’ya kadar bekleyeceğim.)
- “I will finish it by 6 PM.” (Saat 6’ya kadar bitireceğim.)
- “The Usage of ‘A’ and ‘An’”
Cevap:
“A” ve “An” belirsiz tanımlayıcı artikellerdir ve bir isimle birlikte kullanılır. “A” sesli harf ile başlamayan bir kelimenin önünde, “An” ise sesli harf ile başlayan bir kelimenin önünde kullanılır.
- “I saw a cat.” (Bir kedi gördüm.)
- “She ate an apple.” (Bir elma yedi.)
- “The Future Perfect Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Future Perfect”, gelecekte belirli bir zamana kadar tamamlanacak bir eylemi ifade eder. Yapısı “will have + past participle” şeklindedir.
- “By next week, I will have finished this book.” (Gelecek hafta, bu kitabı bitirmiş olacağım.)
- “He will have left by the time you arrive.” (Sen geldiğinde o gitmiş olacak.)
- “The Usage of ‘Few’ vs. ‘A Few’”
Cevap:
“Few” genellikle olumsuz bir anlam taşır ve çok az miktarı ifade ederken, “A few” pozitif bir anlam taşır ve yeterli bir miktarı ifade eder.
- “I have few friends.” (Çok az arkadaşım var.)
- “I have a few friends.” (Birkaç arkadaşım var.)
- “The Difference Between ‘Hardly’ and ‘Barely’”
Cevap:
“Hardly” ve “barely” ikisi de zorlukla bir şeyin gerçekleştiğini ifade eder, ancak “hardly” genellikle daha güçlü bir zorluk anlamına gelir.
- “I can hardly hear you.” (Sizi zar zor duyabiliyorum.)
- “I barely had enough money to pay.” (Ödemek için zor bela yeterli param vardı.)
- “The Use of ‘By’ in Time Expressions”
Cevap:
“By” zaman belirteçlerinde bir sonrasını ifade eder ve bir eylemin tamamlanma zamanı olarak kullanılır.
- “I need the report by tomorrow.” (Raporu yarına kadar istiyorum.)
- “We will be there by 6 PM.” (Saat 6’ya kadar orada olacağız.)
- “The Usage of ‘Either’ and ‘Neither’ in Negative Sentences”
Cevap:
“Neither” ve “either” genellikle olumsuz cümlelerde kullanılır. “Neither” olumsuz bir seçenek iken, “either” ise iki seçenekten biri olumsuz olduğu zaman kullanılır.
- “I don’t like coffee, and neither does she.” (Kahve sevmiyorum, o da sevmiyor.)
- “I can’t swim, and either can he.” (Ben yüzemem, o da yüzemez.)
- “The Conditional Type 2” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Type 2, gerçek olmayan, hayali veya olasılık dışı durumları ifade eder. Yapısı “If + Past Simple, would + verb” şeklindedir.
- “If I were you, I would study harder.” (Senin yerinde olsam, daha çok çalışırdım.)
- “If I had a car, I would drive to work.” (Bir arabam olsaydı, işe arabayla giderdim.)
- “The Usage of ‘So’ and ‘Because’”
Cevap:
“So” ve “because” neden-sonuç ilişkisi kurar, ancak “so” bir sonucu belirtirken, “because” bir sebep belirtir.
- “I was tired, so I went to bed early.” (Yorgundum, bu yüzden erken yatmaya gittim.)
- “I went to bed early because I was tired.” (Erken yatmaya gittim çünkü yorgundum.)
- “The Past Perfect Continuous Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
“Past Perfect Continuous” geçmişteki bir eylemin uzun bir süre devam ettiğini ve başka bir geçmiş eylemden önce tamamlandığını ifade eder. Yapısı “had been + verb-ing” şeklindedir.
- “She had been studying for two hours when I called her.” (Ben onu aradığımda iki saattir ders çalışıyordu.)
- “They had been waiting for over an hour before the train arrived.” (Tren gelmeden önce bir saatten fazla bekliyorlardı.)
- “The Usage of ‘Too’ and ‘Enough’”
Cevap:
“Too” ve “enough” derecelendirme kelimeleridir, ancak farklı anlamlar taşırlar. “Too” aşırı, fazla anlamında kullanılırken, “enough” yeterli anlamında kullanılır.
- “This box is too heavy for me to lift.” (Bu kutu, kaldırmak için benim için çok ağır.)
- “She is smart enough to solve the problem.” (O, problemi çözmek için yeterince akıllı.)
- “The Usage of ‘Somebody’, ‘Anyone’, ‘Nobody’ in Questions and Statements”
Cevap:
“Somebody” ve “anyone” soru cümlelerinde ve olumlu cümlelerde kullanılırken, “nobody” olumsuz cümlelerde kullanılır.
- “Did somebody call me?” (Beni birisi aradı mı?)
- “I didn’t see anybody at the party.” (Partide kimseyi görmedim.)
- “Nobody was there when I arrived.” (Ben geldiğimde orada kimse yoktu.)
- “The Usage of ‘On’, ‘In’, and ‘At’ for Time Expressions”
Cevap:
“On”, belirli bir gün veya tarih için kullanılır, “in” aylar, yıllar, mevsimler ve uzun zaman dilimleri için kullanılırken, “at” belirli bir saati ifade etmek için kullanılır.
- “I will see you on Monday.” (Seni Pazartesi günü göreceğim.)
- “He was born in January.” (O, Ocak ayında doğmuş.)
- “The meeting is at 3 PM.” (Toplantı saat 3’te.)
- “The Usage of ‘While’ and ‘During’”
Cevap:
“While” bir eylemin, diğer bir eylemle aynı anda gerçekleştiğini ifade ederken, “during” bir zaman diliminde gerçekleşen bir durumu ifade eder.
- “I was reading while he was cooking.” (O yemek yaparken ben okuyordum.)
- “I was tired during the meeting.” (Toplantı sırasında yorgundum.)
- “The Usage of ‘Let’ and ‘Allow’”
Cevap:
“Let” daha günlük dilde kullanılırken, “allow” daha resmi bir dilde kullanılır.
- “My mom lets me stay out late.” (Annem gece geç saate kadar dışarıda kalmama izin veriyor.)
- “The teacher allows the students to use their phones during break.” (Öğretmen, öğrencilerin ara sırasında telefonlarını kullanmalarına izin veriyor.)
- “The Present Perfect Tense vs. The Past Simple Tense”
Cevap:
Present Perfect tense, geçmişteki bir olayın şu anla bir bağlantısı olduğunu vurgular. Geçmişte olmuş bir eylemi anlatırken zaman belirtilmez. Past Simple ise kesin bir geçmiş zaman diliminde gerçekleşmiş eylemleri anlatır.
- Present Perfect: “I have seen that movie before.” (O filmi daha önce gördüm.)
- Past Simple: “I saw that movie yesterday.” (O filmi dün izledim.)
- “The Usage of ‘Make’ and ‘Do’”
Cevap:
“Make” ve “Do” farklı bağlamlarda kullanılır. “Make” yaratma, üretme anlamında, “Do” ise genel bir eylem veya aktiviteyi belirtir.
- “I made a cake.” (Bir pasta yaptım.)
- “I did my homework.” (Ödevimi yaptım.)
- “The Passive Voice: ‘By’ Usage in Passive Sentences”
Cevap:
Passive voice (edilgen) kullanıldığında, bir eylemi kimin yaptığı genellikle önemli değildir veya belirtilmek istenmez. Eğer kimin yaptığı önemliyse, “by” kullanılarak bu kişi belirtilir.
- “The book was written by J.K. Rowling.” (Kitap J.K. Rowling tarafından yazıldı.)
- “The project was completed by the team.” (Proje takım tarafından tamamlandı.)
- “The Usage of ‘Much’, ‘Many’, ‘A lot of’ in Quantifiers”
Cevap:
“Much” sayılmayan isimlerle, “many” sayılabilen isimlerle kullanılır. “A lot of” ise hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle kullanılabilir ve daha yaygın bir ifadedir.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “There are many students in the class.” (Sınıfta birçok öğrenci var.)
- “I have a lot of homework to do.” (Yapacak çok ödevim var.)
- “The Zero Conditional” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Zero conditional, genel doğruları, doğal yasaları veya her zaman doğru olan durumları ifade eder. Yapısı “If + Present Simple, Present Simple” şeklindedir.
- “If you heat water to 100°C, it boils.” (Eğer suyu 100°C’ye ısıtırsan, kaynar.)
- “If you mix blue and yellow, you get green.” (Mavi ve sarıyı karıştırırsan, yeşil elde edersin.)
- “The Usage of ‘Wish’ and ‘If Only’ for Unreal Situations”
Cevap:
“Wish” ve “If only” hayali veya olası olmayan durumu dile getirmek için kullanılır. “Wish” geçmişteki bir olayı dile getirirken, “If only” daha çok dilek veya pişmanlık ifade eder.
- “I wish I had studied harder for the exam.” (Keşke sınav için daha çok çalışsaydım.)
- “If only I knew how to swim.” (Keşke nasıl yüzdüğümü bilseydim.)
- “The Usage of ‘As’ vs. ‘Like’”
Cevap:
“As” ve “Like” arasındaki fark, “as” bir işlevi, bir rolü ifade ederken, “like” bir benzerliği belirtir.
- “She works as a teacher.” (O, öğretmen olarak çalışıyor.)
- “She sings like a professional singer.” (O, profesyonel bir şarkıcı gibi şarkı söylüyor.)
- “The Future Continuous Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Future Continuous, gelecekte belirli bir zamanda devam etmekte olan bir eylemi ifade eder. Yapısı “will be + verb-ing” şeklindedir.
- “This time next week, I will be lying on the beach.” (Gelecek hafta bu zaman, sahilde uzanıyor olacağım.)
- “She will be studying at 8 PM.” (O, saat 8’de ders çalışıyor olacak.)
- “The Usage of ‘Yet’, ‘Already’, and ‘Still’”
Cevap:
“Yet” genellikle olumsuz cümlelerde veya soru cümlelerinde, “already” olumlu cümlelerde kullanılırken, “still” bir durumun devam ettiğini ifade eder.
- “I haven’t finished my homework yet.” (Ödevimi henüz bitirmedim.)
- “She has already eaten lunch.” (O, öğle yemeğini çoktan yedi.)
- “I am still waiting for the bus.” (Hala otobüs bekliyorum.)
- “The Difference Between ‘For’ and ‘Since’”
Cevap:
“For” belirli bir süreyi ifade ederken, “since” belirli bir zamandan beri devam eden durumu belirtir.
- “I have been studying for two hours.” (İki saattir ders çalışıyorum.)
- “I have been studying since 8 AM.” (Saat 8’den beri ders çalışıyorum.)
- “The Usage of ‘It is said that’ and ‘People say that’”
Cevap:
Bu yapılar, bir söylenti veya yaygın olarak bilinen bir durumu ifade etmek için kullanılır. “It is said that” daha resmi bir kullanımdır.
- “It is said that he is the best player.” (O, en iyi oyuncu olarak söyleniyor.)
- “People say that she is a good singer.” (Herkes, onun iyi bir şarkıcı olduğunu söylüyor.)
- “The Difference Between ‘Yet’ and ‘Already’”
Cevap:
“Yet” genellikle olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılırken, “already” daha çok olumlu cümlelerde kullanılır.
- “Have you finished your homework yet?” (Ödevini bitirdin mi?)
- “I have already finished my homework.” (Ödevimi çoktan bitirdim.)
- “The Usage of ‘So that’ for Purpose”
Cevap:
“So that” bir amacın gerçekleştirilmesi için kullanılır. Yapısı “so that + subject + verb” şeklindedir.
- “I studied hard so that I could pass the exam.” (Sınavı geçebilmek için çok çalıştım.)
- “She wore a jacket so that she wouldn’t get cold.” (Üşümesin diye ceket giydi.)
- “The Usage of ‘Unless’ in Conditional Sentences”
Cevap:
“Unless” ifadesi, negatif bir koşul belirtmek için kullanılır ve anlam olarak “if not” ile aynıdır.
- “I will go unless it rains.” (Yağmur yağmazsa giderim.)
- “He won’t pass unless he studies harder.” (Daha çok çalışmazsa, geçemez.)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’”
Cevap:
“Few” genellikle olumsuz bir anlam taşır ve çok az miktarı ifade ederken, “A few” pozitif bir anlam taşır ve yeterli bir miktarı ifade eder.
- “Few people attended the meeting.” (Toplantıya çok az kişi katıldı.)
- “A few people attended the meeting.” (Toplantıya birkaç kişi katıldı.)
- “The Difference Between ‘Borrow’ and ‘Lend’”
Cevap:
“Borrow” bir şey almak anlamında, “lend” ise bir şeye vermek anlamındadır.
- “Can I borrow your pen?” (Kalemini alabilir miyim?)
- “I will lend you my book.” (Kitabımı sana vereceğim.)
- “The Usage of ‘Used to’ for Past Habits”
Cevap:
“Used to”, geçmişteki alışkanlıkları veya devamlı olan durumları anlatmak için kullanılır.
- “I used to go to the gym every day.” (Eskiden her gün spor salonuna giderdim.)
- “She used to live in Paris.” (O, Paris’te yaşardı.)
- “The Difference Between ‘Say’ and ‘Tell’”
Cevap:
“Say” birini bir şey söylemek anlamında kullanılırken, “tell” ise birine bir şey anlatmak veya bildirmek anlamında kullanılır.
- “She said that she would come.” (O, geleceğini söyledi.)
- “He told me the truth.” (Bana gerçeği söyledi.)
- “The Use of ‘Some’ and ‘Any’ in Questions and Statements”
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde ve tekliflerde kullanılırken, “any” olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde kullanılır.
- “I have some money.” (Biraz param var.)
- “Do you have any money?” (Hiç paran var mı?)
- “I don’t have any money.” (Hiç param yok.)
- “The Difference Between ‘At’, ‘On’, and ‘In’ for Time Expressions”
Cevap:
Bu prepozisyonlar, zamanla ilgili kullanımlarda farklı anlamlar taşır.
- “I will see you at 5 PM.” (Seni saat 5’te göreceğim.)
- “She was born on Monday.” (O, Pazartesi doğdu.)
- “I will meet you in the morning.” (Sabah seni bulacağım.)
- “The Future Perfect Tense” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
Future Perfect tense, gelecekte tamamlanmış olacak bir eylemi ifade eder. Yapısı “will have + past participle” şeklindedir.
- “By next week, I will have finished my project.” (Gelecek hafta, projemi bitirmiş olacağım.)
- “They will have left by the time we arrive.” (Biz geldiğimizde onlar gitmiş olacaklar.)
- “The Difference Between ‘So’ and ‘Such’”
Cevap:
“So” genellikle sıfatları güçlendirmek için, “such” ise isimlerle birlikte kullanılır.
- “She is so beautiful.” (O kadar güzel.)
- “It was such a beautiful day.” (O kadar güzel bir gündü.)
- “The Usage of ‘Despite’ and ‘In spite of’”
Cevap:
“Despite” ve “In spite of” anlam olarak aynıdır ve her ikisi de bir engel veya olumsuz duruma rağmen bir şeyin yapıldığını ifade eder.
- “Despite the rain, we went for a walk.” (Yağmura rağmen yürüyüşe çıktık.)
- “In spite of the rain, we went for a walk.” (Yağmura rağmen yürüyüşe çıktık.)
- “The First Conditional” nedir ve nasıl kullanılır?
Cevap:
First Conditional, gelecekte olabilecek bir durumu anlatır ve yapısı “If + Present Simple, will + verb” şeklindedir.
- “If it rains, I will stay home.” (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
- “If you study hard, you will pass the exam.” (Eğer çok çalışırsan, sınavı geçersin.)
- “The Usage of ‘Since’ vs. ‘For’ for Time Expressions”
Cevap:
“Since” belirli bir zaman noktasından itibaren süregelen bir durumu ifade ederken, “For” belirli bir süreyi ifade eder.
- “I have been living here since 2010.” (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- “I have been living here for 10 years.” (10 yıldır burada yaşıyorum.)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘Little’”
Cevap:
“Few” sayılabilen isimlerle, “Little” ise sayılamayan isimlerle kullanılır.
- “There are few people at the party.” (Partide az insan var.)
- “There is little water in the bottle.” (Şişede az su var.)
- “The Usage of ‘As If’ for Hypothetical Situations”
Cevap:
“As if” hayali durumları ifade etmek için kullanılır. Yapısı genellikle “as if + past tense” şeklindedir.
- “He talks as if he knew everything.” (Her şeyi biliyor gibi konuşuyor.)
- “She acts as if she were a queen.” (Kendisini kraliçe gibi davranıyor.)
- “The Usage of ‘Would’ for Polite Requests”
Cevap:
“Would” kibar isteklerde kullanılır ve daha nazik bir ifade sağlar.
- “Would you please pass the salt?” (Tuzu lütfen verir misin?)
- “I would like to order a coffee.” (Bir kahve sipariş etmek isterim.)
- “The Difference Between ‘Although’ and ‘Even Though’”
Cevap:
“Although” ve “Even though” aynı anlamı taşır, ancak “Even though” daha güçlü bir vurgu yapar.
- “Although he is young, he is very wise.” (O genç olmasına rağmen çok bilgedir.)
- “Even though he is young, he is very wise.” (O genç olmasına rağmen gerçekten çok bilgedir.)
- “The Usage of ‘Let’ vs. ‘Make’ in Causative Sentences”
Cevap:
“Let” izin vermek anlamına gelirken, “make” zorlamak anlamına gelir.
- “She let me go to the party.” (Partiye gitmeme izin verdi.)
- “The teacher made us do the exercise.” (Öğretmen bize egzersizi yapmamızı zorladı.)
- “The Difference Between ‘Either’ and ‘Neither’”
Cevap:
“Either” iki seçenekten birini, “Neither” ise iki seçenekten hiçbirini ifade eder.
- “You can either take the bus or walk.” (Ya otobüse binersin ya da yürürsün.)
- “Neither of the answers is correct.” (Yanıtların hiçbiri doğru değil.)
- “The Usage of ‘In’ vs. ‘On’ vs. ‘At’ for Places”
Cevap:
“In” kapalı alanları, “on” yüzeyleri, “at” ise belirli bir noktayı ifade eder.
- “I am in the room.” (Odadayım.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üzerinde.)
- “I will meet you at the park.” (Seni parkta bulacağım.)
- “The Usage of ‘Somebody’ vs. ‘Anybody’ vs. ‘Nobody’”
Cevap:
“Somebody” olumlu cümlelerde, “Anybody” olumsuz ve soru cümlelerinde, “Nobody” ise hiç kimse anlamında kullanılır.
- “Somebody is knocking on the door.” (Birisi kapıyı çalıyor.)
- “Is anybody home?” (Evde kimse var mı?)
- “Nobody knows the answer.” (Hiç kimse cevabı bilmiyor.)
- “The Usage of ‘When’ vs. ‘While’ for Time Clauses”
Cevap:
“When” belirli bir zamanı, “While” ise bir eylemin başka bir eylemle aynı anda gerçekleştiğini ifade eder.
- “When I was young, I loved to play outside.” (Gençken dışarıda oynamayı severdim.)
- “She was reading a book while he was watching TV.” (O, bir kitap okurken, o da televizyon izliyordu.)
- “The Usage of ‘Since’ vs. ‘For’ for Duration”
Cevap:
“Since” bir başlangıç noktasını, “For” ise bir süreyi ifade eder.
- “I have lived here since 2015.” (2015’ten beri burada yaşıyorum.)
- “I have lived here for 5 years.” (5 yıldır burada yaşıyorum.)
- “The Difference Between ‘Make’ and ‘Do’”
Cevap:
“Make” genellikle bir şey yaratmak veya üretmek anlamında kullanılırken, “do” daha çok yapılacak bir iş veya faaliyet anlamında kullanılır.
- “I made a cake.” (Bir pasta yaptım.)
- “I did my homework.” (Ödevimi yaptım.)
- “The Usage of ‘Must’ vs. ‘Have to’ for Obligation”
Cevap:
“Must” ve “have to” zorunluluk ifade eder, ancak “must” genellikle kişisel bir zorunlulukken, “have to” dışsal bir zorunluluğu ifade eder.
- “You must wear a seatbelt.” (Emniyet kemeri takmalısın.)
- “I have to finish this by tomorrow.” (Bunu yarına kadar bitirmem gerekiyor.)
- “The Usage of ‘Will’ vs. ‘Going to’ for Future”
Cevap:
“Will” gelecekteki bir kararı ifade ederken, “going to” önceden planlanmış bir eylemi ifade eder.
- “I will call you later.” (Seni sonra arayacağım.)
- “I am going to meet her tomorrow.” (Yarın onunla buluşacağım.)
- “The Difference Between ‘Which’ and ‘What’”
Cevap:
“Which” belirli bir seçim yapılması gereken durumlar için kullanılırken, “What” daha genel sorular için kullanılır.
- “Which dress do you prefer?” (Hangi elbiseyi tercih ediyorsun?)
- “What is your favorite color?” (Favori rengin nedir?)
- “The Use of ‘Even if’ for Hypothetical Situations”
Cevap:
“Even if”, bir koşulun gerçek olması durumu ile ilgili bir şeyin yapılmasını ifade eder.
- “I will go even if it rains.” (Yağmur yağsa da gideceğim.)
- “He will help you even if he is tired.” (O, yorgun olsa bile sana yardımcı olacak.)
- “The Usage of ‘Too’ and ‘Enough’ in Sentences”
Cevap:
“Too” bir şeyin fazla olduğunu belirtirken, “enough” bir şeyin yeterli olduğunu belirtir.
- “The soup is too hot.” (Çorba çok sıcak.)
- “He is tall enough to reach the shelf.” (O, rafı ulaşacak kadar uzun.)
- “The Use of ‘If’ for Conditional Sentences”
Cevap:
“If” şart cümleleri için kullanılır ve farklı koşullara göre çeşitli yapılandırmalar vardır.
- “If it rains, I will stay home.” (Yağmur yağarsa, evde kalırım.)
- “If I had known, I would have helped you.” (Bunu bilseydim, sana yardımcı olurdum.)
- “The Difference Between ‘In’ and ‘On’ for Locations”
Cevap:
“In” daha kapalı alanları ifade ederken, “on” yüzeyleri ifade eder.
- “I live in London.” (Londra’da yaşıyorum.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üzerinde.)
- “The Usage of ‘While’ vs. ‘During’ for Time”
Cevap:
“While” bir eylemin devam ettiği bir zamanı ifade ederken, “during” bir olayın gerçekleştiği süreyi ifade eder.
- “I was reading while she was cooking.” (O yemek yaparken ben kitap okuyordum.)
- “I was sick during the summer.” (Yaz boyunca hastaydım.)
- “The Use of ‘As’ and ‘Like’ for Comparisons”
Cevap:
“As” eşitlik belirtirken, “like” bir benzetme ifade eder.
- “She is as tall as her brother.” (O, kardeşi kadar uzun.)
- “He runs like a cheetah.” (O, çita gibi koşar.)
- “The Difference Between ‘For’ and ‘Since’ for Time”
Cevap:
“For” belirli bir süreyi, “since” ise bir başlangıç noktasını ifade eder.
- “I have known her for 10 years.” (Onu 10 yıldır tanıyorum.)
- “I have known her since 2010.” (Onu 2010’dan beri tanıyorum.)
- “The Usage of ‘Rather’ and ‘Quite’ for Emphasis”
Cevap:
“Rather” ve “quite” her ikisi de bir derece ifade eder ancak “rather” daha güçlü bir vurgudur.
- “The movie was rather boring.” (Film oldukça sıkıcıydı.)
- “The movie was quite interesting.” (Film oldukça ilginçti.)
- “The Usage of ‘I Wish’ for Regrets”
Cevap:
“I wish” geçmişteki bir olayı değiştirmeyi dilemek için kullanılır.
- “I wish I had studied harder.” (Keşke daha çok çalışsaydım.)
- “I wish I had gone to the party.” (Keşke partiye gitseydim.)
- “The Usage of ‘Both’ and ‘All’ in Sentences”
Cevap:
“Both” iki şeyi ifade ederken, “all” üç veya daha fazla şeyi ifade eder.
- “Both of them are my friends.” (İkisi de benim arkadaşım.)
- “All of the students passed the exam.” (Tüm öğrenciler sınavı geçti.)
- “The Difference Between ‘Yet’ and ‘Already’”
Cevap:
“Yet” genellikle olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılırken, “already” olumlu cümlelerde kullanılır.
- “I haven’t finished my homework yet.” (Henüz ödevimi bitirmedim.)
- “I have already finished my homework.” (Ödevimi çoktan bitirdim.)
- “The Difference Between ‘Say’ and ‘Tell’”
Cevap:
“Say” genellikle bir şeyin sözlü olarak ifade edilmesi için kullanılırken, “tell” bir kişiye bilgi verme anlamına gelir.
- “She said she was tired.” (O, yorgun olduğunu söyledi.)
- “She told me she was tired.” (Bana yorgun olduğunu söyledi.)
- “The Usage of ‘So’ vs. ‘Because’ for Reasons”
Cevap:
“So” sonuç, “because” ise sebep belirtir. “So” cümlede bir sonucun sonucu olarak kullanılırken, “because” bir sebep belirtir.
- “I was tired, so I went to bed early.” (Yorgundum, bu yüzden erken yatmaya gittim.)
- “I went to bed early because I was tired.” (Yorgun olduğum için erken yatmaya gittim.)
- “The Use of ‘Used to’ for Past Habits”
Cevap:
“Used to” geçmişteki alışkanlıkları veya durumları ifade etmek için kullanılır.
- “I used to play football every weekend.” (Eskiden her hafta sonu futbol oynardım.)
- “She used to live in Paris.” (O, Paris’te yaşardı.)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’”
Cevap:
“Few” olumsuz bir anlam taşırken, “a few” olumlu bir anlam taşır.
- “I have few friends.” (Az arkadaşım var.)
- “I have a few friends.” (Birkaç arkadaşım var.)
- “The Usage of ‘Be Going to’ vs. ‘Will’ for Future Plans”
Cevap:
“Be going to” daha önce planlanmış bir eylemi ifade ederken, “will” anlık kararlar ve tahminler için kullanılır.
- “I am going to visit my grandmother this weekend.” (Bu hafta sonu büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “I will go to the store later.” (Daha sonra mağazaya gideceğim.)
- “The Difference Between ‘Some’ and ‘Any’ in Questions and Negatives”
Cevap:
“Some” olumlu cümlelerde kullanılırken, “any” olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılır.
- “I have some money.” (Biraz param var.)
- “Do you have any money?” (Biraz paran var mı?)
- “I don’t have any money.” (Hiç param yok.)
- “The Use of ‘Too’ and ‘Enough’ for Excess and Sufficiency”
Cevap:
“Too” fazla anlamına gelirken, “enough” yeterli anlamına gelir.
- “This coffee is too hot.” (Bu kahve çok sıcak.)
- “This coffee is not hot enough.” (Bu kahve yeterince sıcak değil.)
- “The Usage of ‘When’ vs. ‘While’ for Time”
Cevap:
“When” belirli bir zaman diliminde olan bir eylemi ifade ederken, “while” aynı anda iki eylemi de ifade eder.
- “I was sleeping when you called.” (Sen aradığında ben uyuyordum.)
- “I was studying while she was cooking.” (O yemek yaparken ben çalışıyordum.)
- “The Usage of ‘Although’ vs. ‘Though’ in Sentences”
Cevap:
“Although” daha resmi bir bağlaçtır, “though” ise daha yaygın ve günlük konuşmada tercih edilen bir bağlaçtır.
- “Although it was raining, we went outside.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen dışarı çıktık.)
- “It was raining, though we went outside.” (Yağmur yağıyordu, ama dışarı çıktık.)
- “The Usage of ‘Since’ and ‘For’ in Present Perfect Tense”
Cevap:
“Since” bir başlangıç noktasını, “for” ise bir süreyi ifade eder.
- “I have known her since 2010.” (Onu 2010’dan beri tanıyorum.)
- “I have lived here for five years.” (Burada beş yıldır yaşıyorum.)
- “The Difference Between ‘Make’ and ‘Do’ in Common Phrases”
Cevap:
“Make” bir şey yaratmak veya üretmek için, “do” ise bir işi yerine getirmek için kullanılır.
- “Make a decision.” (Bir karar ver.)
- “Do your homework.” (Ödevini yap.)
- “The Use of ‘Still’ and ‘Yet’ for Time”
Cevap:
“Still” bir durumun devam ettiğini belirtirken, “yet” henüz gerçekleşmemiş bir durumu ifade eder.
- “I am still waiting for the bus.” (Hala otobüsü bekliyorum.)
- “Has she finished yet?” (O, bitirdi mi?)
- “The Difference Between ‘By’ and ‘Until’”
Cevap:
“By” bir eylemin belirli bir zaman dilimine kadar yapılması gerektiğini ifade ederken, “until” bir eylemin bir noktaya kadar devam ettiğini ifade eder.
- “I will finish this by 5 p.m.” (Bunu saat 5’e kadar bitireceğim.)
- “I will wait until 5 p.m.” (Saat 5’e kadar bekleyeceğim.)
- “The Usage of ‘Before’ and ‘After’ in Sentences”
Cevap:
“Before” bir eylemin öncesinde gerçekleşen bir durumu ifade ederken, “after” bir eylemden sonra gerçekleşen durumu ifade eder.
- “I always exercise before work.” (Her zaman işten önce egzersiz yaparım.)
- “I exercise after work.” (İşten sonra egzersiz yaparım.)
- “The Use of ‘Would’ for Politeness and Requests”
Cevap:
“Would” nazikçe bir şey istemek veya bir öneri yapmak için kullanılır.
- “Would you like some coffee?” (Biraz kahve ister misiniz?)
- “I would help you if I could.” (Yardımcı olabilseydim, sana yardımcı olurdum.)
- “The Usage of ‘As’ and ‘Like’ for Comparison”
Cevap:
“As” bir kişinin veya şeyin bir özelliğini belirtirken, “like” ise benzetme yaparken kullanılır.
- “She is as tall as her brother.” (O, erkek kardeşi kadar uzun.)
- “She runs like a cheetah.” (O, bir çita gibi koşar.)
- “The Difference Between ‘Could’ and ‘Can’ for Ability”
Cevap:
“Can” şimdiki zamandaki yetenekleri, “could” ise geçmişteki yetenekleri ifade eder.
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “I could swim when I was younger.” (Gençken yüzebiliyordum.)
- “The Use of ‘Both’ vs. ‘All’ in Sentences”
Cevap:
“Both” iki şeyi ifade ederken, “all” daha fazla sayıda şeyi ifade eder.
- “Both my parents are teachers.” (Her iki ebeveynim de öğretmen.)
- “All my friends are coming to the party.” (Tüm arkadaşlarım partiye geliyor.)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’ for Quantity”
Cevap:
“Few” negatif bir anlam taşırken, “a few” olumlu bir anlam taşır.
- “Few people know about this.” (Bu konuda çok az kişi biliyor.)
- “A few people know about this.” (Birkaç kişi biliyor.)
- “The Use of ‘Since’ vs. ‘For’ in Present Perfect Tense”
Cevap:
“Since” belirli bir başlangıç noktasını, “for” ise süreyi ifade eder.
- “I have known her since 2010.” (Onu 2010’dan beri tanıyorum.)
- “I have been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyorum.)
- “The Usage of ‘Will’ and ‘Going to’ for Future Predictions”
Cevap:
“Will” gelecek tahminleri için kullanılırken, “going to” önceden planlanmış eylemler için kullanılır.
- “It will rain tomorrow.” (Yarın yağmur yağacak.)
- “I am going to visit my grandparents tomorrow.” (Yarın büyüklerimi ziyaret edeceğim.)
- “The Use of ‘How’ vs. ‘What’ for Questions”
Cevap:
“How” bir durumu veya durumu nasıl yapacağımızı sorarken, “what” bir şeyin ne olduğunu sorar.
- “How are you today?” (Bugün nasılsın?)
- “What is your name?” (Adın ne?)
- “The Difference Between ‘In’ and ‘On’ for Time and Place”
Cevap:
“In” daha geniş zaman dilimleri ve yerler için kullanılırken, “on” daha spesifik zamanlar ve yüzeyler için kullanılır.
- “I will see you in the morning.” (Seni sabah göreceğim.)
- “I left the book on the table.” (Kitabı masanın üstüne bıraktım.)
- “The Use of ‘There is’ vs. ‘There are’ for Existence”
Cevap:
“There is” tekil, “there are” ise çoğul durumlar için kullanılır.
- “There is a book on the table.” (Masada bir kitap var.)
- “There are many books on the table.” (Masada birçok kitap var.)
- “The Difference Between ‘Want’ and ‘Would Like’ for Polite Requests”
Cevap:
“Would like” daha nazik ve resmi bir dil kullanırken, “want” daha yaygın ve samimi bir dil kullanılır.
- “I want a cup of coffee.” (Bir fincan kahve istiyorum.)
- “I would like a cup of coffee, please.” (Bir fincan kahve isterim, lütfen.)
- “The Use of ‘Who’ vs. ‘Whom’ in Formal English”
Cevap:
“Who” özne, “whom” ise nesne olarak kullanılır.
- “Who is coming to the party?” (Partiye kim geliyor?)
- “Whom did you invite to the party?” (Partiye kimi davet ettin?)
- “The Usage of ‘Yet’ in Negative Sentences”
Cevap:
“Yet” olumsuz cümlelerde henüz gerçekleşmeyen bir durumu ifade etmek için kullanılır.
- “I haven’t finished my homework yet.” (Ödevimi henüz bitirmedim.)
- “They haven’t arrived yet.” (Henüz gelmediler.)
- “The Difference Between ‘Much’ and ‘Many’ for Quantity”
Cevap:
“Much” sayılmayan isimler için, “many” ise sayılabilen isimler için kullanılır.
- “How much water do you drink?” (Ne kadar su içiyorsun?)
- “How many books do you have?” (Kaç kitabın var?)
- “The Use of ‘Some’ and ‘Any’ in Positive and Negative Sentences”
Cevap:
“Some” olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılır.
- “I have some friends.” (Biraz arkadaşım var.)
- “Do you have any questions?” (Herhangi bir sorunuz var mı?)
- “The Difference Between ‘Do’ and ‘Does’ in Questions”
Cevap:
“Do” çoğul ve I, You, We, They için, “does” ise tekil ve he, she, it için kullanılır.
- “Do you like coffee?” (Kahve sever misin?)
- “Does she like coffee?” (O, kahve sever mi?)
- “The Use of ‘Somebody’ and ‘Anyone’ for People”
Cevap:
“Somebody” belirli bir kişi için kullanılırken, “anyone” daha genel ve belirsiz bir kişi için kullanılır.
- “Somebody is knocking at the door.” (Kapıya biri vuruyor.)
- “Anyone can participate in the contest.” (Herkes yarışmaya katılabilir.)
- “The Difference Between ‘Since’ and ‘For’ in Present Perfect Tense”
Cevap:
“Since” belirli bir başlangıç zamanını, “for” ise bir süreyi ifade eder.
- “I have lived here since 2010.” (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- “I have lived here for 10 years.” (10 yıldır burada yaşıyorum.)
- “The Use of ‘Must’ vs. ‘Have to’ for Obligation”
Cevap:
“Must” daha güçlü bir zorunluluğu ifade ederken, “have to” dışsal bir zorunluluğu ifade eder.
- “I must study for the exam.” (Sınav için çalışmalıyım.)
- “I have to go to work today.” (Bugün işe gitmek zorundayım.)
- “The Use of ‘Will’ for Future Predictions vs. ‘Going to’”
Cevap:
“Will” daha belirsiz tahminlerde kullanılırken, “going to” ise önceden yapılmış bir planı ifade eder.
- “I will probably go to the park tomorrow.” (Yarın parka gitmeyi düşünüyorum.)
- “I am going to visit my grandmother tomorrow.” (Yarın büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “The Usage of ‘If’ Clauses for Hypothetical Situations”
Cevap:
“If” cümleleri, gerçek olmayan veya hayali durumları ifade etmek için kullanılır.
- “If I had a million dollars, I would travel the world.” (Bir milyon dolarım olsaydı, dünyayı gezerdim.)
- “If it rains tomorrow, I will stay home.” (Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
- “The Difference Between ‘Say’ and ‘Tell’ in Speech”
Cevap:
“Say” doğrudan bir şey söylemek için, “tell” ise birine bir şey anlatmak için kullanılır.
- “She said she is going to the store.” (O, mağazaya gideceğini söyledi.)
- “She told me that she is going to the store.” (Bana mağazaya gideceğini söyledi.)
- “The Usage of ‘Yet’ and ‘Already’ in Present Perfect”
Cevap:
“Yet” genellikle olumsuz ve soru cümlelerinde, “already” ise olumlu cümlelerde kullanılır.
- “I haven’t finished my homework yet.” (Henüz ödevimi bitirmedim.)
- “I have already finished my homework.” (Ödevimi zaten bitirdim.)
- “The Use of ‘Too’ vs. ‘Enough’ for Expressing Quantity”
Cevap:
“Too” aşırı, “enough” ise yeterli miktarı ifade eder.
- “This coffee is too hot.” (Bu kahve çok sıcak.)
- “I have enough time to finish my work.” (İşimizi bitirmek için yeterli zamanım var.)
- “The Difference Between ‘Lend’ and ‘Borrow’”
Cevap:
“Lend” birine bir şey vermek, “borrow” ise birinden bir şey almak anlamına gelir.
- “Can you lend me your pen?” (Bana kalemini verebilir misin?)
- “I need to borrow a pen.” (Bir kaleme ihtiyacım var.)
- “The Use of ‘Used to’ for Past Habits”
Cevap:
“Used to” geçmişteki alışkanlıkları ifade etmek için kullanılır.
- “I used to play football when I was a child.” (Çocukken futbol oynardım.)
- “She used to live in New York.” (O, New York’ta yaşardı.)
- “The Difference Between ‘Much’ and ‘Many’ in Comparisons”
Cevap:
“Much” sayılmayan, “many” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
- “How much water do you drink?” (Ne kadar su içiyorsun?)
- “How many people attended the meeting?” (Toplantıya kaç kişi katıldı?)
- “The Use of ‘Between’ vs. ‘Among’ for Locations”
Cevap:
“Between” iki şey arasındaki konum için, “among” ise daha fazla şeyin arasında konum için kullanılır.
- “The ball is between the two chairs.” (Top, iki sandalye arasında.)
- “The students are sitting among the chairs.” (Öğrenciler sandalyeler arasında oturuyor.)
- “The Difference Between ‘Some’ and ‘Any’ in Positive and Negative Sentences”
Cevap:
“Some” olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz cümlelerde kullanılır.
- “I have some friends.” (Biraz arkadaşım var.)
- “Do you have any books?” (Herhangi bir kitabın var mı?)
- “The Use of ‘Who’ vs. ‘Which’ for Describing People and Things”
Cevap:
“Who” insanlar için, “which” ise nesneler için kullanılır.
- “The woman who called you is my mother.” (Seni arayan kadın annem.)
- “The book which I bought is very interesting.” (Aldığım kitap çok ilginç.)
- “The Difference Between ‘Let’ and ‘Allow’ in Permission”
Cevap:
“Let” daha yaygın ve samimi bir dilde kullanılırken, “allow” daha resmi bir dilde kullanılır.
- “I will let you know when I am free.” (Ne zaman boş olduğumu sana bildireceğim.)
- “The teacher allowed the students to leave early.” (Öğretmen öğrencilere erken çıkmalarına izin verdi.)
- “The Use of ‘Still’ in Present Perfect”
Cevap:
“Still” bir şeyin devam ettiğini ifade eder.
- “I have still not finished my homework.” (Ödevimi hala bitirmedim.)
- “They are still waiting for the bus.” (Hala otobüsü bekliyorlar.)
- “The Difference Between ‘At’ and ‘In’ for Locations”
Cevap:
“At” belirli bir nokta için, “in” ise bir alan veya yerin içinde olmak için kullanılır.
- “She is at the bus stop.” (O, otobüs durağında.)
- “She is in the park.” (O, parkta.)
- “The Use of ‘Go’ vs. ‘Come’ in Directional Movement”
Cevap:
“Go” bir yere doğru gitmek, “come” ise bir yere doğru gelmek anlamına gelir.
- “She is going to the store.” (O, mağazaya gidiyor.)
- “Come to my house tomorrow.” (Yarın evime gel.)
- “The Difference Between ‘Know’ and ‘Meet’”
Cevap:
“Know” birini tanımak, “meet” ise yeni birini tanımak anlamına gelir.
- “I know her very well.” (Onu çok iyi tanıyorum.)
- “I met him yesterday.” (Onunla dün tanıştım.)
- “The Use of ‘So’ vs. ‘Because’ for Giving Reasons”
Cevap:
“So” sonuç, “because” ise neden ifade eder.
- “I was tired, so I went to bed early.” (Yorgundum, bu yüzden erken yatağa gittim.)
- “I went to bed early because I was tired.” (Erken yatağa gittim çünkü yorgundum.)
- “The Use of ‘Either’ and ‘Neither’ in Sentences”
Cevap:
“Either” iki seçenekten birini, “neither” ise hiç birini ifade eder.
- “You can either have tea or coffee.” (Çay ya da kahve alabilirsiniz.)
- “Neither the teacher nor the students were present.” (Ne öğretmen ne de öğrenciler vardı.)
- “The Difference Between ‘Work’ and ‘Job’ in Context”
Cevap:
“Work” genel olarak yapılan iş veya görev anlamına gelirken, “job” belirli bir pozisyonu ifade eder.
- “He works in a bank.” (Bir bankada çalışıyor.)
- “She has a job as a teacher.” (O, öğretmen olarak çalışıyor.)
- “The Use of ‘Until’ vs. ‘By’ for Time”
Cevap:
“Until” belirli bir zamana kadar, “by” ise bir zaman dilimi içinde bir şeyi tamamlama anlamına gelir.
- “I will wait until 6 PM.” (Saat 6’ya kadar bekleyeceğim.)
- “Please submit the assignment by tomorrow.” (Ödevi yarına kadar teslim edin.)
- “The Use of ‘Even’ in Sentences”
Cevap:
“Even” şaşırtıcı veya beklenmedik bir durumu ifade etmek için kullanılır.
- “Even my brother can do it.” (Hatta kardeşim bile bunu yapabilir.)
- “She was even late to the meeting.” (O, toplantıya bile geç kaldı.)
- “The Difference Between ‘Somebody’ and ‘Somebody Else’”
Cevap:
“Somebody” belli bir kişiyi ifade ederken, “somebody else” başkası anlamına gelir.
- “Somebody is at the door.” (Kapıda biri var.)
- “Somebody else is coming to the party.” (Partiye başka biri geliyor.)
- “The Difference Between ‘Look’ and ‘Watch’”
Cevap:
“Look” bir yere bakmak anlamına gelirken, “watch” bir şeyi dikkatlice izlemek anlamına gelir.
- “Look at the sky.” (Gökyüzüne bak.)
- “Watch the movie.” (Filmi izle.)
- “The Use of ‘Much’ vs. ‘Many’ in Questions”
Cevap:
“Much” sayılmayan nesnelerle, “many” ise sayılabilen nesnelerle kullanılır.
- “How much money do you have?” (Ne kadar paran var?)
- “How many books do you have?” (Kaç kitabın var?)
- “The Difference Between ‘Little’ and ‘A Little’”
Cevap:
“Little” yetersiz miktarda, “a little” ise yeterli miktarda anlamına gelir.
- “I have little money.” (Az param var.)
- “I have a little money.” (Biraz param var.)
- “The Use of ‘Only’ for Emphasis”
Cevap:
“Only” bir şeyin tek ve özel olduğunu vurgulamak için kullanılır.
- “I only have one brother.” (Sadece bir kardeşim var.)
- “She is the only person I trust.” (O, güvendiğim tek kişidir.)
- “The Difference Between ‘For’ and ‘Since’ for Duration”
Cevap:
“For” bir süreyi, “since” ise bir başlangıç noktasını ifade eder.
- “I have lived here for five years.” (Beş yıldır burada yaşıyorum.)
- “I have lived here since 2010.” (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- “The Use of ‘Both’ and ‘Neither’”
Cevap:
“Both” iki şeyin birlikte olduğunu, “neither” ise hiçbir şeyin olmadığını ifade eder.
- “I like both coffee and tea.” (Hem kahve hem çayı severim.)
- “Neither of the options is good.” (Hiçbir seçenek iyi değil.)
- “The Difference Between ‘In’ and ‘On’ for Time”
Cevap:
“In” daha geniş zaman dilimlerinde, “on” ise belirli bir günü ifade eder.
- “I will call you in the morning.” (Seni sabah arayacağım.)
- “I will call you on Monday.” (Seni Pazartesi arayacağım.)
- “The Use of ‘Since’ and ‘For’ in Present Perfect Tense”
Cevap:
“Since” belirli bir zaman diliminden itibaren, “for” ise bir süreyi ifade eder.
- “I have been working here since 2010.” (2010’dan beri burada çalışıyorum.)
- “I have been working here for five years.” (Beş yıldır burada çalışıyorum.)
- “The Difference Between ‘Do’ and ‘Make’”
Cevap:
“Do” genellikle eylemlerle, “make” ise bir şey yaratmak veya üretmek anlamına gelir.
- “I will do my homework.” (Ödevimi yapacağım.)
- “I will make dinner.” (Akşam yemeği yapacağım.)
- “The Use of ‘Although’ and ‘Though’ in Sentences”
Cevap:
“Although” ve “though” her ikisi de zıtlık ifade eder, ancak “although” daha resmi bir kullanımken, “though” daha günlük dilde kullanılır.
- “Although it was raining, we went outside.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen dışarı çıktık.)
- “It was raining, though we went outside.” (Yağmur yağıyordu, ama yine de dışarı çıktık.)
- “The Difference Between ‘Will’ and ‘Shall’ in Future Tense”
Cevap:
“Shall” daha eski ve resmi bir kullanıma sahiptir, “will” ise daha yaygın olarak kullanılır.
- “I will go to the store.” (Mağazaya gideceğim.)
- “Shall we go to the store?” (Mağazaya gidelim mi?)
- “The Use of ‘Either’ and ‘Neither’ in Negative Sentences”
Cevap:
“Either” olumlu cümlelerde veya bir seçenekten birini seçme anlamında kullanılırken, “neither” olumsuz cümlelerde kullanılır.
- “I can’t either sing or dance.” (Ne şarkı söyleyebilirim ne de dans edebilirim.)
- “Neither of the options is correct.” (Seçeneklerin hiçbiri doğru değil.)
- “The Difference Between ‘A Few’ and ‘Few’”
Cevap:
“A few” bir miktar var olduğunu, “few” ise neredeyse hiç olduğunu ifade eder.
- “I have a few books.” (Birkaç kitabım var.)
- “I have few books.” (Kitabım çok az.)
- “The Use of ‘More’ and ‘Most’ in Comparisons”
Cevap:
“More” iki şey arasındaki karşılaştırmalar için, “most” ise üç veya daha fazla şey için kullanılır.
- “She is more talented than me.” (O, benden daha yetenekli.)
- “She is the most talented person in the group.” (O, gruptaki en yetenekli kişidir.)
- “The Difference Between ‘Hard’ and ‘Difficult’”
Cevap:
“Hard” genellikle fiziksel bir zorluk ifade ederken, “difficult” daha soyut zorlukları ifade eder.
- “This task is hard.” (Bu görev zor.)
- “This question is difficult.” (Bu soru zor.)
- “The Use of ‘Much’ and ‘Many’ for Quantities”
Cevap:
“Much” sayılmayan, “many” ise sayılabilen nesnelerle kullanılır.
- “How much sugar do you need?” (Ne kadar şeker gerekir?)
- “How many apples do you need?” (Kaç elma gerekiyor?)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’”
Cevap:
“Few” neredeyse hiç olan, “a few” ise bir miktar olan anlamına gelir.
- “I have few friends.” (Çok az arkadaşım var.)
- “I have a few friends.” (Birkaç arkadaşım var.)
- “The Use of ‘Who’ vs. ‘Whom’ in Questions”
Cevap:
“Who” özne olarak kullanılırken, “whom” nesne olarak kullanılır.
- “Who is coming to the party?” (Partiye kim geliyor?)
- “Whom did you invite to the party?” (Partiye kimi davet ettin?)
- “The Difference Between ‘Say’ and ‘Tell’ for Direct and Indirect Speech”
Cevap:
“Say” daha doğrudan, “tell” ise daha dolaylı bir anlatımı ifade eder.
- “She said she was tired.” (O, yorgun olduğunu söyledi.)
- “She told me she was tired.” (Bana yorgun olduğunu söyledi.)
- “The Use of ‘Could’ for Polite Requests”
Cevap:
“Could” kibar taleplerde kullanılır.
- “Could you pass the salt, please?” (Tuzu uzatabilir misin lütfen?)
- “Could you help me with this problem?” (Bu problemle bana yardım edebilir misin?)
- “The Use of ‘Used to’ for Past Habits”
Cevap:
“Used to” geçmişteki alışkanlıklar veya durumlar için kullanılır.
- “I used to play tennis every weekend.” (Her hafta sonu tenis oynardım.)
- “She used to live in New York.” (O, New York’ta yaşardı.)
- “The Difference Between ‘In’ and ‘At’ for Locations”
Cevap:
“In” daha büyük alanları ifade ederken, “at” daha küçük veya belirli bir noktayı ifade eder.
- “She is in the office.” (O, ofiste.)
- “She is at the door.” (O, kapıda.)
- “The Use of ‘Both’ vs. ‘All’”
Cevap:
“Both” iki şeyi ifade ederken, “all” üç veya daha fazla şeyi ifade eder.
- “Both of them are my friends.” (İkisi de arkadaşım.)
“All of them are my friends.” (Onların hepsi arkadaşım.)
- “The Difference Between ‘See’ and ‘Look’ in Action”
Cevap:
“See” genellikle gözlükle gözlemlerken, “look” bir şeyin üzerine dikkatle odaklanmayı ifade eder.
- “I see a bird.” (Bir kuş görüyorum.)
- “Look at the bird!” (Kuşa bak!)
- “The Difference Between ‘Would’ and ‘Will’ for Hypotheticals”
Cevap:
“Would” olasılık ve koşul durumlarında, “will” ise gelecekteki kesin durumlarda kullanılır.
- “I would help you if I could.” (Yardım ederdim eğer yapabilseydim.)
- “I will help you tomorrow.” (Yarını bekle, sana yardım edeceğim.)
- “The Use of ‘On’ and ‘In’ for Dates”
Cevap:
“On” belirli bir tarihi, “in” ise yıl, ay gibi geniş zaman dilimlerini ifade eder.
- “She was born on July 1st.” (1 Temmuz’da doğmuş.)
- “I was born in 1995.” (1995 yılında doğdum.)
- “The Difference Between ‘For’ and ‘During’ for Time Expressions”
Cevap:
“For” belirli bir süreyi ifade ederken, “during” bir olayın içinde geçen zamanı ifade eder.
- “I stayed there for a week.” (Bir hafta orada kaldım.)
- “I was there during the summer.” (Yaz boyunca oradaydım.)
- “The Use of ‘Some’ and ‘Any’ in Questions”
Cevap:
“Some” genellikle olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılır.
- “Do you have some money?” (Birkaç paran var mı?)
- “Do you have any questions?” (Hiç sorunuz var mı?)
- “The Use of ‘Too’ and ‘Enough’ in Sentences”
Cevap:
“Too” bir şeyin aşırı olduğunu, “enough” ise yeterli olduğunu ifade eder.
- “It’s too hot today.” (Bugün hava çok sıcak.)
- “I have enough money.” (Yeterli param var.)
- “The Difference Between ‘Still’ and ‘Yet’”
Cevap:
“Still” bir şeyin hala devam ettiğini, “yet” ise beklenen bir şeyin gerçekleşmediğini ifade eder.
- “I am still working.” (Hala çalışıyorum.)
- “I haven’t finished yet.” (Henüz bitirmedim.)
- “The Use of ‘Since’ and ‘For’ in Present Perfect Continuous”
Cevap:
“Since” bir başlangıç noktasını, “for” bir süreyi ifade eder.
- “She has been studying since morning.” (Sabahdan beri çalışıyor.)
- “She has been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyor.)
- “The Use of ‘Much’ vs. ‘Many’ in Negative Sentences”
Cevap:
“Much” sayılmayan nesnelerle, “many” ise sayılabilen nesnelerle kullanılır.
- “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
- “I don’t have many friends.” (Çok arkadaşım yok.)
- “The Difference Between ‘Somebody’ and ‘Anyone’”
Cevap:
“Somebody” genellikle olumlu cümlelerde, “anyone” ise olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.
- “Somebody is at the door.” (Kapıda biri var.)
- “Is anyone at the door?” (Kapıda biri var mı?)
- “The Use of ‘Since’ in Present Perfect Tense”
Cevap:
“Since” bir başlangıç noktasını ifade eder.
- “I have lived here since 2010.” (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- “The Difference Between ‘Can’ and ‘Be Able To’”
Cevap:
“Can” genel bir yetenek ifade ederken, “be able to” belirli bir durumu ifade eder.
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “I am able to swim in the ocean.” (Okyanusta yüzebilirim.)
- “The Use of ‘As’ and ‘Like’ for Comparisons”
Cevap:
“As” benzerlik ifade ederken, “like” ise örnek vermek için kullanılır.
- “She is as tall as her brother.” (O, kardeşi kadar uzun.)
- “She sings like a professional.” (O, bir profesyonel gibi şarkı söyler.)
- “The Use of ‘Enough’ and ‘Too’ in Sentences”
Cevap:
“Enough” yeterliliği ifade ederken, “too” aşırılığı ifade eder.
- “He is tall enough to reach the shelf.” (Rafa ulaşmak için yeterince uzun.)
- “The coffee is too hot.” (Kahve çok sıcak.)
- “The Use of ‘Would’ for Polite Requests”
Cevap:
“Would” kibarca bir istek veya teklif için kullanılır.
- “Would you like some tea?” (Biraz çay ister misiniz?)
- “Would you help me with this?” (Buna yardım eder misiniz?)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’ in Context”
Cevap:
“Few” neredeyse hiç anlamına gelirken, “a few” bir miktar anlamına gelir.
- “I have few friends.” (Çok az arkadaşım var.)
- “I have a few friends.” (Birkaç arkadaşım var.)
- “The Use of ‘Another’ and ‘Other’ in Sentences”
Cevap:
“Another” tekil bir şeyi ifade ederken, “other” çoğul bir şeyi ifade eder.
- “Can I have another apple?” (Bir elma daha alabilir miyim?)
- “Can I have some other fruits?” (Bazı başka meyveler alabilir miyim?)
- “The Difference Between ‘Since’ and ‘For’ in Present Perfect Tense”
Cevap:
“Since” bir başlangıç noktasını, “for” ise bir süreyi ifade eder.
- “I have known her since 2010.” (Onu 2010’dan beri tanıyorum.)
- “I have known her for ten years.” (Onu on yıldır tanıyorum.)
- “The Use of ‘Too’ and ‘Enough’ with Adjectives”
Cevap:
“Too” aşırı derecede, “enough” yeterli derecede bir durumu ifade eder.
- “The box is too heavy.” (Kutu çok ağır.)
- “The box is light enough for me to carry.” (Kutu, taşıyacak kadar hafif.)
- “The Difference Between ‘Say’ and ‘Tell’”
Cevap:
“Say” doğrudan konuşma anlamına gelirken, “tell” birini bilgilendirmeyi ifade eder.
- “She said she was tired.” (O, yorgun olduğunu söyledi.)
- “She told me she was tired.” (Bana yorgun olduğunu söyledi.)
- “The Use of ‘At’ and ‘In’ for Places”
Cevap:
“At” belirli bir noktayı, “in” daha geniş bir alanı ifade eder.
- “She is at the door.” (O, kapıda.)
- “She is in the room.” (O, odada.)
- “The Difference Between ‘Much’ and ‘Many’ in Questions”
Cevap:
“Much” sayılmayan nesnelerle, “many” ise sayılabilen nesnelerle kullanılır.
- “How much money do you have?” (Ne kadar paran var?)
- “How many books do you have?” (Kaç kitabın var?)
- “The Use of ‘An’ and ‘A’ Before Nouns”
Cevap:
“An” sesli harf ile başlayan kelimelerde, “a” ise sessiz harf ile başlayan kelimelerde kullanılır.
- “I saw an elephant.” (Bir fil gördüm.)
- “I saw a dog.” (Bir köpek gördüm.)
- “The Difference Between ‘Go’ and ‘Come’ in Sentences”
Cevap:
“Go” bir yere gitmeyi, “come” bir yere gelmeyi ifade eder.
- “I will go to the store.” (Mağazaya gideceğim.)
- “Come to the store!” (Mağazaya gel!)
- “The Use of ‘When’ and ‘If’ in Conditional Sentences”
Cevap:
“When” bir olayın kesinleştiğini, “if” ise olasılık veya şartı ifade eder.
- “I will call you when I arrive.” (Vardığımda seni arayacağım.)
- “I will call you if I arrive.” (Varsa, seni ararım.)
- “The Difference Between ‘Go’ and ‘Be Going To’ for Future Plans”
Cevap:
“Go” bir hareketi ifade ederken, “be going to” bir planı ifade eder.
- “I will go to the cinema.” (Sinemaya gideceğim.)
- “I am going to the cinema.” (Sinemaya gitmeyi düşünüyorum.)
- “The Use of ‘So’ and ‘Such’ for Emphasis”
Cevap:
“So” genellikle sıfat ve zarfla, “such” ise isimle kullanılır.
- “She is so beautiful.” (O, çok güzel.)
- “It was such a great movie!” (O kadar harika bir filmdi!)
- “The Difference Between ‘Lend’ and ‘Borrow’”
Cevap:
“Lend” birine bir şey vermek, “borrow” ise bir şey almak anlamına gelir.
- “Can you lend me your book?” (Kitabını ödünç verir misin?)
- “I want to borrow your book.” (Kitabını ödünç almak istiyorum.)
- “The Use of ‘Have’ and ‘Have Got’”
Cevap:
“Have” daha yaygınken, “have got” İngiliz İngilizcesi’nde daha sık kullanılır.
- “I have a car.” (Bir arabam var.)
- “I’ve got a car.” (Bir arabam var.)
- “The Difference Between ‘Already’ and ‘Yet’”
Cevap:
“Already” bir şeyin tamamlandığını, “yet” bir şeyin tamamlanmadığını ifade eder.
- “I’ve already finished my homework.” (Ödevimi zaten bitirdim.)
- “Have you finished your homework yet?” (Ödevini bitirdin mi?)
- “The Use of ‘Until’ and ‘By’ in Time Expressions”
Cevap:
“Until” bir olayın tamamlanması için geçen zamanı, “by” ise bir olayın gerçekleşeceği son zamanı ifade eder.
- “I will stay here until 6 o’clock.” (Saat 6’ya kadar burada kalacağım.)
- “I need the report by Monday.” (Raporu Pazartesi’ye kadar istiyorum.)
- “The Difference Between ‘Make’ and ‘Do’ in Sentences”
Cevap:
“Make” üretim, yaratım anlamına gelirken, “do” bir eylemi yerine getirme anlamına gelir.
- “She made a cake.” (Bir pasta yaptı.)
- “She did her homework.” (Ödevini yaptı.)
- “The Use of ‘Rather Than’ and ‘Instead Of’ for Alternatives”
Cevap:
“Rather than” bir tercihi ifade ederken, “instead of” bir değişim veya alternatif önerir.
- “I would rather go home.” (Evime gitmeyi tercih ederim.)
- “I will have tea instead of coffee.” (Kahve yerine çay içeceğim.)
- “The Difference Between ‘Hard’ and ‘Hardly’”
Cevap:
“Hard” zor veya sert anlamına gelirken, “hardly” hemen hemen hiç anlamına gelir.
- “He works hard.” (O, çok çalışıyor.)
- “I hardly work.” (Hemen hemen hiç çalışmam.)
- “The Use of ‘Few’ and ‘Little’ for Countable and Uncountable Nouns”
Cevap:
“Few” sayılabilen isimlerle, “little” ise sayılamayan isimlerle kullanılır.
- “There are few books on the shelf.” (Rafta çok az kitap var.)
- “There is little water in the bottle.” (Şişede çok az su var.)
- “The Difference Between ‘In’ and ‘On’ for Locations”
Cevap:
“In” iç mekanları, “on” ise yüzeyleri ifade eder.
- “She is in the kitchen.” (O, mutfakta.)
- “The book is on the table.” (Kitap masanın üzerinde.)
- “The Use of ‘Who’ and ‘Whom’ in Questions”
Cevap:
“Who” özne olarak kullanılırken, “whom” nesne olarak kullanılır.
- “Who is that man?” (O adam kim?)
- “Whom did you see?” (Kimi gördün?)
- “The Difference Between ‘Will’ and ‘Going to’ for Future Predictions”
Cevap:
“Will” ani kararları veya tahminleri, “going to” ise önceden planlanan bir durumu ifade eder.
- “I will probably go to the party.” (Muhtemelen partiye gideceğim.)
- “I’m going to visit my grandmother tomorrow.” (Yarın büyükannemi ziyaret edeceğim.)
- “The Use of ‘Used to’ for Past Habits”
Cevap:
“Used to” geçmişteki alışkanlıkları veya tekrarlanan olayları ifade eder.
- “I used to play football every day.” (Her gün futbol oynardım.)
- “She used to live in London.” (O, Londra’da yaşardı.)
- “The Difference Between ‘Make’ and ‘Do’ in Phrasal Verbs”
Cevap:
“Make” üretmek, “do” ise bir iş yapmak anlamına gelir. Phrasal verb’ler de benzer şekilde kullanılır.
- “Make up” (Barışmak, uydurmak)
- “Do up” (Yenilemek, bağlamak)
- “The Use of ‘While’ and ‘During’ for Time Expressions”
Cevap:
“While” bir eylem sırasında, “during” ise bir zaman diliminde anlamına gelir.
- “I fell asleep while watching TV.” (Televizyon izlerken uyuyakaldım.)
- “I slept during the movie.” (Filmi izlerken uyudum.)
- “The Difference Between ‘Bring’ and ‘Take’”
Cevap:
“Bring” bir şeyi getirmek, “take” ise bir şeyi götürmek anlamına gelir.
- “Can you bring me some water?” (Bana biraz su getirebilir misin?)
- “I’ll take the book to the library.” (Kitabı kütüphaneye götüreceğim.)
- “The Use of ‘Already’ in Positive and Negative Sentences”
Cevap:
“Already” tamamlanmış bir eylemi ifade eder ve olumlu cümlelerde kullanılır.
- “I have already seen that movie.” (O filmi zaten gördüm.)
- “I haven’t already eaten dinner.” (Yemek yememiştim zaten.)
- “The Difference Between ‘Since’ and ‘For’ in Present Perfect Tense”
Cevap:
“Since” bir başlangıç zamanını, “for” ise bir süreyi ifade eder.
- “I’ve known him since 2015.” (Onu 2015’ten beri tanıyorum.)
- “I’ve known him for five years.” (Onu beş yıldır tanıyorum.)
- “The Use of ‘Either’ and ‘Neither’ in Negative Sentences”
Cevap:
“Either” olumlu veya olumsuz seçenekler sunarken, “neither” tamamen olumsuz anlamına gelir.
- “I don’t like pizza either.” (Pizzayı ben de sevmiyorum.)
- “I don’t like pizza, and neither does she.” (Pizzayı sevmiyorum, o da seviyor.)
- “The Difference Between ‘Few’ and ‘A Few’”
Cevap:
“Few” eksiklik ifade ederken, “a few” küçük bir miktar anlamına gelir.
- “There are few students in the class.” (Sınıfta çok az öğrenci var.)
- “There are a few students in the class.” (Sınıfta birkaç öğrenci var.)
- “The Use of ‘So’ and ‘Because’ in Reasoning”
Cevap:
“So” sonuç belirtirken, “because” sebep belirtir.
- “I was tired, so I went to bed early.” (Yorgundum, bu yüzden erken yatağa gittim.)
- “I went to bed early because I was tired.” (Yorgun olduğum için erken yatağa gittim.)
- “The Use of ‘Could’ for Past Ability and Polite Requests”
Cevap:
“Could” geçmişteki yetenekleri ve nazik talepleri ifade eder.
- “I could swim when I was a child.” (Çocukken yüzebiliyordum.)
- “Could you please help me?” (Bana yardım eder misiniz?)
- “The Difference Between ‘Some’ and ‘Any’ in Questions”
Cevap:
“Some” olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.
- “Do you have some bread?” (Biraz ekmeğiniz var mı?)
- “Do you have any bread?” (Hiç ekmeğiniz var mı?)
- “The Use of ‘To’ and ‘For’ in Different Contexts”
Cevap:
“To” yön ve amaç belirtirken, “for” bir amacın ya da kullanıcının ifade edilmesidir.
- “I gave the book to John.” (Kitabı John’a verdim.)
- “This gift is for you.” (Bu hediye senin için.)
- “The Difference Between ‘Can’ and ‘Be Able To’ for Future Ability”
Cevap:
“Can” genellikle şimdiki zaman, “be able to” ise gelecekteki yetenekleri ifade eder.
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “I will be able to swim next summer.” (Gelecek yaz yüzebileceğim.)
- “The Use of ‘Must’ and ‘Have to’ for Obligation”
Cevap:
“Must” daha güçlü bir zorunluluk ifade ederken, “have to” genel bir zorunluluk ifade eder.
- “You must study for the exam.” (Sınav için çalışmalısın.)
- “I have to go to work tomorrow.” (Yarın işe gitmek zorundayım.)
- “The Difference Between ‘At’ and ‘In’ for Time Expressions”
Cevap:
“At” belirli saatleri, “in” ise zaman dilimlerini ifade eder.
- “I will meet you at 5 o’clock.” (Saat 5’te seninle buluşacağım.)
- “I will meet you in the afternoon.” (Sana öğleden sonra buluşacağım.)
- “The Use of ‘Unless’ and ‘If’ in Conditional Sentences”
Cevap:
“Unless” negatif bir koşulu ifade ederken, “if” genel koşulları ifade eder.
- “I will go unless it rains.” (Yağmur yağmazsa gideceğim.)
- “I will go if it rains.” (Yağmur yağarsa gideceğim.)
- “The Difference Between ‘Although’ and ‘Though’ in Sentences”
Cevap:
“Although” bir zıtlık ifade ederken, “though” daha informal bir şekilde kullanılır.
- “Although he was tired, he went to work.” (Yorgun olmasına rağmen işe gitti.)
- “He went to work, though he was tired.” (Yorgun olmasına rağmen işe gitti.)
- “The Use of ‘As’ and ‘Like’ for Comparison”
Cevap:
“As” eşitlik ve benzerlik için, “like” ise benzerlik için kullanılır.
- “She runs as fast as him.” (O, onun kadar hızlı koşuyor.)
- “She runs like a cheetah.” (O, bir çita gibi koşuyor.)
- “The Difference Between ‘Says’ and ‘Said’”
Cevap:
“Says” şimdiki zamanı, “said” ise geçmiş zamanı ifade eder.
- “He says he is tired.” (O, yorgun olduğunu söylüyor.)
- “He said he was tired.” (O, yorgun olduğunu söyledi.)
441. Present Perfect Tense nedir?
Present Perfect Tense, geçmişte belirli bir zamanda gerçekleşmiş ve şu anla bağlantısı olan eylemleri anlatmak için kullanılır. Bu zaman, geçmişte olan ama etkisi halen devam eden eylemleri vurgular.
442. Present Perfect Tense ile bir örnek cümle verebilir misiniz?
Tabii! “I have finished my homework.” (Ödevimi bitirdim.)
443. Present Perfect Tense nasıl oluşturulur?
Present Perfect Tense, özne + “have” (I, you, we, they için) veya “has” (he, she, it için) + fiilin geçmiş zaman hali (past participle) kullanılarak oluşturulur. Örnek: “She has eaten breakfast.” (O kahvaltı yaptı.)
444. Present Perfect Tense’te ne zaman “has” kullanılır?
“Has”, üçüncü tekil şahıs (he, she, it) için kullanılır. Örnek: “He has seen that movie.” (O, o filmi gördü.)
445. Present Perfect Tense’te “have” ve “has” arasındaki fark nedir?
“Have” I, you, we ve they ile kullanılır. “Has” ise he, she, it ile kullanılır. Örnekler:
- “I have traveled.” (Ben seyahat ettim.)
- “She has traveled.” (O seyahat etti.)
446. Present Perfect Tense’in negatif hali nasıl yapılır?
Present Perfect Tense’in negatif hali, “not” eklenerek yapılır. Örnek: “I have not finished my homework.” (Ödevimi bitirmedim.)
447. Present Perfect Tense ile “yet” nasıl kullanılır?
“Yet” genellikle olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılır ve “henüz” anlamına gelir. Örnek: “Has she finished her work yet?” (O, işini henüz bitirdi mi?)
Örnek: “I haven’t seen that movie yet.” (O filmi henüz izlemedim.)
448. Present Perfect Tense ile “ever” nasıl kullanılır?
“Ever” genellikle deneyimlerle ilgili sorularda kullanılır ve “hiç” anlamına gelir. Örnek: “Have you ever been to Paris?” (Hiç Paris’e gittin mi?)
449. Present Perfect Tense ile “since” ve “for” nasıl kullanılır?
“Since” belirli bir başlangıç noktasını (zaman), “for” ise bir süreyi ifade eder.
- “I have lived here since 2010.” (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- “I have known her for five years.” (Onu beş yıldır tanıyorum.)
450. “I have worked here for two years” cümlesi doğru mu?
Evet, doğru. Bu cümlede “for” süreyi belirtir ve “two years” (iki yıl) belirtilmiştir. Anlamı: “İki yıldır burada çalışıyorum.”
451. Present Perfect Tense’te “already” nasıl kullanılır?
“Already”, bir şeyin beklenenden önce gerçekleştiğini ifade eder ve genellikle olumlu cümlelerde kullanılır. Örnek: “I have already eaten.” (Ben zaten yedim.)
452. Present Perfect Tense ile bir soru nasıl oluşturulur?
Bir soru oluştururken “have/has” yardımcı fiili cümlenin başına alırız. Örnek: “Have you seen that movie?” (O filmi gördün mü?)
453. “We have finished our work” cümlesinde hangi zaman kullanılmıştır?
Bu cümlede Present Perfect Tense kullanılmıştır. Geçmişte tamamlanmış bir eylemi ve etkisinin hala devam ettiğini anlatır.
454. Present Perfect Tense’te “just” nasıl kullanılır?
“Just”, çok yakın bir zamanda yapılmış bir eylemi ifade eder. Örnek: “I have just eaten lunch.” (Az önce öğle yemeğimi yedim.)
455. Present Perfect Tense ile “how long” nasıl kullanılır?
“How long” sorusu, bir eylemin ne kadar süredir yapıldığını öğrenmek için kullanılır. Örnek: “How long have you lived here?” (Ne kadar zamandır burada yaşıyorsun?)
456. Present Perfect Tense’te hangi fiiller düzensizdir?
Bazı fiillerin geçmiş zaman halleri düzensizdir. Örnekler:
- Go -> Gone
- Eat -> Eaten
- See -> Seen
- Do -> Done
457. “They have visited us many times” cümlesinde “many times” neyi ifade eder?
“Many times” ifadesi, eylemin birden fazla kez yapıldığını belirtir ve “birçok kez” anlamına gelir. Bu cümlede, “Onlar bize birçok kez geldiler.”
458. Present Perfect Tense neden geçmiş zamanla karıştırılabilir?
Çünkü her ikisi de geçmişteki eylemleri anlatıyor, ancak Present Perfect Tense, eylemin şu anla bir bağlantısı olduğunda kullanılır. Örnek: “I have seen that movie” (O filmi gördüm) – bu, şu anki bir durumu etkileyen bir eylemi anlatır.
459. “She has lived in this city for ten years” cümlesinde ne anlatılmak isteniyor?
Bu cümle, geçmişten bu yana devam eden bir durumu anlatıyor. “O, bu şehirde on yıldır yaşıyor.” Eylem şu anda devam ediyor.
460. Present Perfect Tense ile “lately” nasıl kullanılır?
“Lately” son zamanlarda anlamına gelir ve genellikle olumlu ya da olumsuz cümlelerde kullanılır. Örnek: “I have been feeling tired lately.” (Son zamanlarda yorgun hissediyorum.)
461. “I have never been to the USA” cümlesi ne anlama gelir?
Bu cümle, bir kişinin hayatı boyunca Amerika’ya hiç gitmediğini ifade eder. “Hayatım boyunca hiç Amerika’ya gitmedim.”
462. Present Perfect Tense’in geçmiş zamanla farkı nedir?
Geçmiş zaman, eylemin belirli bir zaman diliminde yapıldığını belirtirken, Present Perfect Tense zaman dilimi belirtmeden geçmişte yapılmış ve şu anla ilgili etkisi olan eylemleri anlatır.
463. “I have just finished my work” cümlesi hangi durumu ifade eder?
Bu cümlede “just” kelimesi, eylemin yeni tamamlandığını ifade eder. “Ben az önce işimi bitirdim.”
464. Present Perfect Tense ile yapılabilecek sorulardan bazıları nelerdir?
- Have you ever been to Paris? (Hiç Paris’e gittin mi?)
- Has she already eaten? (O, zaten yemek yedi mi?)
- How long have you known him? (Onu ne kadar zamandır tanıyorsun?)
465. “They have already left the house” cümlesinde ne anlatılmak isteniyor?
Bu cümle, onların eyleminin daha önce tamamlandığını ve şu anda etkisinin bulunduğunu ifade eder. “Onlar, evden çoktan çıktılar.”
466. “I have learned a lot today” cümlesinde hangi zaman kullanılmıştır?
Bu cümlede Present Perfect Tense kullanılmıştır ve bir eylemin bugün tamamlandığı belirtiliyor. “Bugün çok şey öğrendim.”
467. Present Perfect Tense’teki “been” ve “gone” arasındaki fark nedir?
“Been”, birinin bir yere gidip geri dönmesi anlamına gelir. “Gone” ise, birinin bir yere gidip hala orada olduğu anlamına gelir.
Örnek:
- “I have been to the store.” (Dükkan’a gittim, geri döndüm.)
- “She has gone to the store.” (O, dükkana gitti, şu an orada.)
468. “We have worked together for many years” cümlesinde ne anlatılmak isteniyor?
Bu cümle, bir eylemin geçmişte başlayıp hala devam ettiğini anlatır. “Biz birçok yıldır birlikte çalışıyoruz.”
469. Present Perfect Tense’te “for” ve “since” kullanımıyla ilgili örnekler verebilir misiniz?
- “I have known her for ten years.” (Onu on yıldır tanıyorum.)
- “I have lived here since 2015.” (2015’ten beri burada yaşıyorum.)
470. Present Perfect Tense’i “still” ile nasıl kullanabiliriz?
“Still”, bir eylemin hala devam ettiğini ifade eder. Örnek: “I have still not finished my homework.” (Ödevimi hala bitirmedim.)
471. “I have never met him” cümlesi doğru mudur?
Evet, doğru. Bu cümle, bir kişinin hayatı boyunca hiç biriyle tanışmadığını anlatır.
472. “She has worked here since 2018” cümlesinde “since” kullanımı doğru mudur?
Evet, “since” doğru bir şekilde kullanılmıştır. Çünkü “since” belirli bir başlangıç noktasını ifade eder.
473. Present Perfect Tense ile “yet” nasıl kullanılır?
“Yet”, henüz gerçekleşmemiş bir eylemi anlatmak için kullanılır. Genellikle olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır. Örnek:
- “I haven’t finished my homework yet.” (Ödevimi henüz bitirmedim.)
- “Have you seen the movie yet?” (Filmi henüz izledin mi?)
474. Present Perfect Tense ile “how many times” sorusu nasıl kullanılır?
“How many times” sorusu, bir eylemin kaç kez yapıldığını sorar. Örnek:
- “How many times have you visited Paris?” (Paris’e kaç kez gittin?)
475. “I have heard that song before” cümlesi doğru mudur?
Evet, doğru. Bu cümlede “before” kelimesi, bir eylemin geçmişte ama belirli bir zamanda değil, genel olarak yapıldığını ifade eder.
476. Present Perfect Tense ile “already” nasıl kullanılır?
“Already”, genellikle olumlu cümlelerde bir eylemin beklenenden önce yapıldığını ifade etmek için kullanılır. Örnek:
- “I have already eaten.” (Ben zaten yedim.)
477. “I have been reading a book” cümlesi Present Perfect Tense mi?
Evet, bu cümle Present Perfect Continuous Tense’te kullanılmıştır ve bir eylemin geçmişte başlamış olup şu an devam ettiğini ifade eder.
478. “Have you finished your dinner?” cümlesi Present Perfect mi?
Evet, bu cümle Present Perfect Tense’tedir. Cümlede “finish” fiilinin geçmişte yapılmış ve şu anla bağlantılı bir eylem olduğunu gösteriyor.
479. “We have lived here for ten years” cümlesinin anlamı nedir?
Bu cümle, bir ailenin on yıldır aynı yerde yaşadığını ifade eder. Cümledeki “have lived” kullanımı, şu an devam eden bir durumu belirtir.
480. “She has done her homework already” cümlesinin anlamı nedir?
Bu cümle, onun ödevini zaten bitirdiğini ifade eder. “Already” kelimesi, eylemin beklenenden önce tamamlandığını anlatır.
481. “He has not replied to my message” cümlesi doğru mudur?
Evet, doğru. Bu cümlede “not” eklenerek olumsuz bir yapı oluşturulmuştur ve bir kişinin mesajına cevap vermediği ifade edilmiştir.
482. “They have visited many countries” cümlesinde “many” kelimesi neyi ifade eder?
“Many” kelimesi, bir şeyin büyük bir sayıda olduğunu belirtir. Bu cümlede “many countries” (birçok ülke) anlamına gelir.
483. Şimdiki zaman (Present Simple Tense) ne zaman kullanılır?
Şimdiki zaman, alışkanlıklar, genel doğrular ve sabahları yapılacak rutin işleri ifade etmek için kullanılır. Ayrıca duygular, düşünceler ve görüşler gibi durumları anlatmak için de kullanılır.
484. Şimdiki zamanla bir örnek verebilir misin?
Tabii! Bir örnek: “She works every day.” (Her gün çalışır.) Bu, sürekli olarak yapılan bir eylemi gösterir.
485. Şimdiki zaman (Present Simple) için düzenli fiiller nasıl kullanılır?
Çoğu fiil için, fiilin kök halini kullanırız. Ancak, “he”, “she” veya “it” ile kullanıldığında fiile “-s” ekleriz. (Örneğin: “She eats” – O yer, “He walks” – O yürür.)
486. Şimdiki zamanın (Present Continuous Tense) kullanımı nedir?
Şimdiki zaman, şu anda gerçekleşen veya geçici olarak devam eden eylemleri anlatmak için kullanılır. Ayrıca, gelecekteki planlar hakkında konuşurken de bu zaman kullanılır.
487. Şimdiki zaman (Present Continuous Tense) ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I am eating breakfast now.” (Şu anda kahvaltı yapıyorum.) Burada, şu anda yapılmakta olan bir eylem anlatılmaktadır.
488. Şimdiki zaman (Present Continuous) nasıl oluşur?
Şimdiki zaman için “am/is/are” yardımcı fiilini kullanırız ve ardından fiilin “-ing” ekini almış halini ekleriz. (Örneğin: “She is reading.” – O okuyor.)
489. Geçmiş zaman (Past Simple Tense) ne zaman kullanılır?
Geçmiş zaman, belirli bir zamanda tamamlanmış eylemleri anlatmak için kullanılır. Genellikle geçmişte gerçekleşen olayları veya durumları belirtir.
490. Geçmiş zamanla (Past Simple Tense) bir örnek verir misin?
Tabii! Örnek: “They visited Paris last summer.” (Geçen yaz Paris’i ziyaret ettiler.) Bu eylem geçmişte tamamlanmış bir aksiyonu gösteriyor.
491. Geçmiş zaman (Past Simple) için düzenli fiiller nasıl kullanılır?
Düzenli fiillerin geçmiş zaman hallerine “-ed” eklenir. Örneğin: “work” fiilinin geçmişi “worked” olur.
492. Geçmiş zaman (Past Simple) için düzensiz fiiller nasıl kullanılır?
Düzensiz fiillerin geçmiş zaman halleri, fiilin kök halinden farklıdır ve ezberlenmesi gerekir. Örneğin: “go” fiili geçmişte “went” olur.
493. Şimdiki zamanın geçmiş hali (Present Perfect Tense) ne zaman kullanılır?
Present Perfect, geçmişte başlayıp şu ana kadar devam eden ya da etkisi şu an devam eden eylemleri anlatmak için kullanılır. Aynı zamanda deneyimleri de ifade eder.
494. Present Perfect ile bir örnek verir misin?
Evet! Örnek: “I have lived in Istanbul for five years.” (Beş yıldır İstanbul’da yaşıyorum.) Bu, geçmişte başlayıp şu an devam eden bir durumu anlatır.
495. Present Perfect nasıl oluşur?
Present Perfect, “have/has” yardımcı fiili ve fiilin geçmiş zaman hali (past participle) ile oluşur. Örneğin: “She has finished her homework.” (O, ödevini bitirdi.)
496. Geçmiş zamanın devamı (Past Continuous Tense) ne zaman kullanılır?
Past Continuous, geçmişte belirli bir anda devam eden eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu zaman, bir olayın başka bir olayın içinde gerçekleştiğini anlatmak için de kullanılır.
497. Past Continuous ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “He was reading a book when I called him.” (Ben ona telefon ettiğimde o bir kitap okuyordu.) Burada, geçmişte bir olayın içinde devam eden bir başka olay anlatılmaktadır.
498. Past Continuous nasıl oluşur?
Past Continuous, “was/were” yardımcı fiilinin ardından fiilin “-ing” ekini almış haliyle oluşur. (Örneğin: “They were playing soccer.” – Futbol oynuyorlardı.)
499. Gelecek zaman (Future Simple Tense) ne zaman kullanılır?
Future Simple, gelecekte olacak eylemleri, planları veya tahminleri anlatmak için kullanılır.
500. Future Simple ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will visit my friend tomorrow.” (Yarın arkadaşıma gideceğim.) Burada gelecekteki bir plan anlatılmaktadır.
501. Future Simple nasıl oluşur?
Future Simple, “will” yardımcı fiili ve fiilin kök haliyle oluşturulur. (Örneğin: “She will go to the party.” – O, partiye gidecek.)
502. Gelecek zamanın devamı (Future Continuous Tense) ne zaman kullanılır?
Future Continuous, gelecekte bir noktada devam etmekte olacak eylemleri anlatmak için kullanılır.
503. Future Continuous ile bir örnek verir misin?
Tabii! Örnek: “This time next week, I will be traveling to Paris.” (Gelecek hafta bu zamanlarda Paris’e seyahat ediyor olacağım.)
504. Future Continuous nasıl oluşur?
Future Continuous, “will be” yardımcı fiili ve fiilin “-ing” ekini almış haliyle oluşur. (Örneğin: “They will be studying at 8 o’clock.” – Saat 8’de ders çalışıyor olacaklar.)
505. Gelecek zamanın tamamlanmış hali (Future Perfect Tense) ne zaman kullanılır?
Future Perfect, gelecekte belirli bir zamanda tamamlanmış olacak eylemleri anlatmak için kullanılır.
506. Future Perfect ile bir örnek verir misin?
Evet! Örnek: “By next year, I will have graduated from university.” (Gelecek yıl, üniversiteden mezun olmuş olacağım.)
507. Future Perfect nasıl oluşur?
Future Perfect, “will have” yardımcı fiili ve fiilin geçmiş zaman hali (past participle) ile oluşur. (Örneğin: “She will have finished the report by 5 PM.” – O, saat 5’e kadar raporu bitirmiş olacak.)
508. Gelecek zamanın devamı (Future Perfect Continuous Tense) ne zaman kullanılır?
Future Perfect Continuous, gelecekte belirli bir zamanda devam etmekte olan eylemleri anlatmak için kullanılır.
509. Future Perfect Continuous ile bir örnek verir misin?
Tabii! Örnek: “By the time you arrive, I will have been waiting for two hours.” (Sen gelene kadar iki saattir bekliyor olacağım.)
510. Future Perfect Continuous nasıl oluşur?
Future Perfect Continuous, “will have been” yardımcı fiili ve fiilin “-ing” ekini almış haliyle oluşur. (Örneğin: “They will have been working all day.” – Bütün gün çalışıyor olacaklar.)
511. Past Perfect Tense ne zaman kullanılır?
Past Perfect, geçmişteki bir eylemin, başka bir geçmiş eylemden önce tamamlandığını ifade etmek için kullanılır. Bu zaman, iki geçmiş eylemin sırasını belirtir.
512. Past Perfect ile bir örnek verir misin?
Evet! Örnek: “She had already eaten when I arrived.” (Ben geldiğimde o zaten yemek yemişti.) Burada, “yemek yemek” eylemi, “gelmek” eyleminden önce tamamlanmış.
513. Past Perfect nasıl oluşur?
Past Perfect, “had” yardımcı fiili ve fiilin geçmiş zaman hali (past participle) ile oluşur. (Örneğin: “They had left when I called.” – Ben aradığımda onlar gitmişti.)
514. Past Continuous ve Past Perfect arasındaki fark nedir?
Past Continuous, geçmişte bir zamanda devam eden eylemleri ifade ederken, Past Perfect, bir geçmiş eylemin başka bir geçmiş eylemden önce tamamlanmış olduğunu belirtir.
515. Present Perfect Continuous ne zaman kullanılır?
Present Perfect Continuous, geçmişte başlayıp şu anda devam eden veya çok yakın zamanda biten eylemleri anlatmak için kullanılır. Bu zaman, devamlılık ifade eder.
516. Present Perfect Continuous ile bir örnek verir misin?
Tabii! Örnek: “I have been studying for three hours.” (Üç saattir ders çalışıyorum.) Bu eylem, geçmişte başlayıp şu anda devam ediyor.
517. Present Perfect Continuous nasıl oluşur?
Present Perfect Continuous, “have/has been” yardımcı fiili ve fiilin “-ing” ekini almış haliyle oluşur. (Örneğin: “She has been working all day.” – O, bütün gün çalışıyordu.)
518. Gerçekten önemli olan geçmiş zaman ifadeleri nelerdir?
Önemli geçmiş zaman ifadeleri, “ago” (önce), “yesterday” (dün), “last week” (geçen hafta), “in 1990” (1990’da), gibi zaman belirteçleriyle geçmiş eylemleri anlatırken kullanılır.
519. “Used to” ifadesi ne zaman kullanılır?
“Used to” ifadesi, geçmişte alışkanlık haline gelmiş ancak artık yapılmayan eylemleri anlatmak için kullanılır.
520. “Used to” ile bir örnek verir misin?
Tabii! Örnek: “I used to play football every day.” (Her gün futbol oynardım.) Bu, geçmişte alışkanlık haline gelmiş ama şu anda yapılmayan bir eylemi anlatır.
521. “Would” ve “Used to” arasındaki fark nedir?
“Would” geçmişteki eylemleri anlatırken, “Used to” daha çok alışkanlıkları ve sürekli yapılan şeyleri ifade eder. “Would” genellikle bir alışkanlık değil, tekil bir eylemi anlatır.
522. “Will” ve “Going to” arasındaki fark nedir?
“Will”, gelecek hakkında tahminlerde veya isteklere yer verirken; “Going to”, daha planlı ve kesin bir gelecekteki eylemi ifade eder.
523. “Will” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will help you with your homework.” (Sana ödevinle yardımcı olacağım.) Burada, gelecek bir yardım söz konusu.
524. “Going to” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I am going to visit my grandmother next weekend.” (Gelecek hafta sonu büyükannemi ziyaret edeceğim.) Bu, daha önce planlanmış bir eylemi ifade eder.
525. “Should” ne zaman kullanılır?
“Should” tavsiye verirken, öneri yaparken veya doğru olacağını düşündüğümüz şeyleri belirtirken kullanılır.
526. “Should” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You should study harder for the exam.” (Sınav için daha çok çalışmalısın.) Burada, bir tavsiye verilmektedir.
527. “Must” ve “Should” arasındaki fark nedir?
“Must”, bir şeyin zorunlu olduğunu belirtirken, “Should” daha yumuşak bir öneri ya da tavsiye sunar.
528. “May” ve “Might” arasındaki fark nedir?
“May”, bir eylemin yapılması için olasılığı ifade ederken, “Might” daha düşük bir olasılık veya ihtimali ifade eder.
529. “Can” ve “Could” arasındaki fark nedir?
“Can” yetenek ifade ederken, “Could” geçmişteki yetenekleri ya da daha nazik istekleri ifade eder.
530. “Can” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I can swim.” (Yüzebilirim.) Burada bir yetenek ifade edilmektedir.
531. “Could” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I could swim when I was a child.” (Çocukken yüzebiliyordum.) Burada geçmişteki bir yetenek anlatılmaktadır.
532. “Would” ve “Will” arasındaki fark nedir?
“Will” genellikle gelecek zaman dilinde kullanılırken, “Would” daha nazik öneriler veya geçmişteki alışkanlıklar için kullanılır.
533. “Have to” ve “Must” arasındaki fark nedir?
“Must”, bir zorunluluğu, güçlü bir gerekliliği belirtirken, “Have to” genellikle dışsal bir zorunluluğu ifade eder.
534. “Have to” ile bir örnek verir misin?
Tabii! Örnek: “I have to go to the doctor.” (Doktora gitmem gerekiyor.)
535. “Must” ile bir örnek verir misin?
Evet! Örnek: “You must wear a helmet while riding a bike.” (Bisiklet sürerken kask takmalısın.)
536. Zaman zarfları ne işe yarar?
Zaman zarfları, bir eylemin zamanını, süresini veya sıklığını belirtir. Örneğin, “now” (şu anda), “yesterday” (dün), “always” (her zaman).
537. “Always”, “usually”, “often” gibi sıklık zarfları nasıl kullanılır?
Bu zarflar, eylemlerin ne sıklıkla yapıldığını belirtir. Örneğin: “I always drink coffee in the morning.” (Sabahları her zaman kahve içerim.)
538. “Never” nasıl kullanılır?
“Never” hiçbir zaman anlamına gelir ve negatif cümlelerde kullanılır. Örneğin: “I never go to bed late.” (Hiç geç yatmam.)
539. “Some” ve “Any” arasındaki fark nedir?
“Some” genellikle olumlu cümlelerde kullanılırken, “Any” daha çok olumsuz cümlelerde ya da sorularda kullanılır.
540. “Some” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I have some books.” (Birkaç kitabım var.)
541. “Any” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “Do you have any apples?” (Hiç elmanın var mı?)
541. “Some” ve “Any” arasındaki fark nedir?
“Some” genellikle olumlu cümlelerde kullanılırken, “Any” daha çok olumsuz cümlelerde ya da sorularda kullanılır.
542. “Some” ile bir örnek verir misin?
Tabii! Örnek: “I have some books.” (Birkaç kitabım var.)
543. “Any” ile bir örnek verir misin?
Evet! Örnek: “Do you have any apples?” (Hiç elmanın var mı?)
544. “Many” ve “Much” arasındaki fark nedir?
“Many”, sayılabilen nesneler için kullanılırken, “Much” sayılabilen olmayan, daha soyut şeyler için kullanılır.
545. “Many” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have many friends.” (Birçok arkadaşım var.)
546. “Much” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
547. “A lot of” ve “Lots of” arasındaki fark nedir?
“A lot of” ve “Lots of” anlam olarak aynıdır ve çoğunlukla olumlu cümlelerde kullanılır. “Lots of” biraz daha samimi ve yaygın bir ifadedir.
548. “A lot of” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have a lot of work to do.” (Yapacak çok işim var.)
549. “Lots of” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “There are lots of people in the park.” (Parkta çok insan var.)
550. “How much” ve “How many” nasıl kullanılır?
“How much” sayılabilen olmayan nesneler için, “How many” ise sayılabilen nesneler için kullanılır.
551. “How much” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “How much water do you drink every day?” (Her gün ne kadar su içiyorsun?)
552. “How many” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “How many books do you have?” (Kaç kitabın var?)
553. “Somebody” ve “Anybody” arasındaki fark nedir?
“Somebody”, olumlu cümlelerde veya daha belirli bir kişi için kullanılırken, “Anybody” olumsuz cümlelerde ve genel sorularda kullanılır.
554. “Somebody” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “Somebody is knocking on the door.” (Birisi kapıyı çalıyor.)
555. “Anybody” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “Is anybody home?” (Evde kimse var mı?)
556. “Everyone” ve “Every one” arasındaki fark nedir?
“Everyone” her bir kişiyi kapsayan bir zamandır, “Every one” ise her birini belirtmek için kullanılır, ancak daha belirli bir anlam taşır.
557. “Everyone” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “Everyone is invited to the party.” (Herkes partiye davetlidir.)
558. “Every one” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “Every one of the students passed the test.” (Öğrencilerin her biri sınavı geçti.)
559. “Now” ve “At the moment” arasındaki fark nedir?
“Now” genel olarak bir eylemin şimdiki zamanda yapıldığını belirtirken, “At the moment” daha özel bir anı ifade eder ve genellikle süreklilik belirtir.
560. “Now” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I am reading a book now.” (Şu anda bir kitap okuyorum.)
561. “At the moment” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She is sleeping at the moment.” (O, şu anda uyuyor.)
562. “Before” ve “After” arasındaki fark nedir?
“Before”, bir eylemin zaman olarak önce yapıldığını belirtirken, “After”, bir eylemin diğerinden sonra yapıldığını belirtir.
563. “Before” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I brush my teeth before I go to bed.” (Yatmadan önce dişlerimi fırçalarım.)
564. “After” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “We can go to the movies after dinner.” (Akşam yemeğinden sonra sinemaya gidebiliriz.)
565. “During” ne zaman kullanılır?
“During”, bir eylemin başka bir eylem süresince yapıldığını belirtmek için kullanılır.
566. “During” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I met her during my holiday.” (Onunla tatilim sırasında tanıştım.)
567. “While” ne zaman kullanılır?
“While”, iki eylemin aynı anda yapıldığını belirtir. Genellikle süreklilik ifade eden fiillerle kullanılır.
568. “While” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She was singing while he was playing the guitar.” (O şarkı söylerken, o gitar çalıyordu.)
569. “If” cümlesi ne zaman kullanılır?
“If” cümlesi, koşul bildirirken kullanılır. Gerçek, hayali veya olasılık durumlarını anlatabilir.
570. “If” cümlesi ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If it rains, I will stay at home.” (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
571. “Unless” nasıl kullanılır?
“Unless”, “if not” (eğer olmazsa) anlamına gelir ve bir koşulun geçerli olmaması durumunda yapılan eylemi belirtir.
572. “Unless” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I won’t go unless you come with me.” (Sen benimle gelmezsen gitmeyeceğim.)
573. “Because” ve “So” arasındaki fark nedir?
“Because”, bir sebep belirtirken, “So” sonuç belirtir.
574. “Because” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I stayed home because it was raining.” (Yağmur yağıyordu, bu yüzden evde kaldım.)
575. “So” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I was tired, so I went to bed early.” (Yorgundum, bu yüzden erken yatmaya gittim.)
576. “Although” ve “Though” arasındaki fark nedir?
“Although” ve “Though” aynı anlama gelir, ancak “Although” daha resmi bir dilde kullanılırken, “Though” daha konuşma diline özgüdür.
577. “Although” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “Although it was raining, we went for a walk.” (Yağmur yağıyor olmasına rağmen yürüyüşe çıktık.)
578. “Though” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “It was difficult, though we managed to finish it.” (Zorlayıcıydı, ama başardık.)
579. “Yet” nasıl kullanılır?
“Yet”, genellikle olumsuz cümlelerde kullanılır ve “henüz” anlamına gelir. Aynı zamanda “ama” anlamında da kullanılabilir.
580. “Yet” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I haven’t finished my homework yet.” (Ödevimi henüz bitirmedim.)
581. “Ever” ne zaman kullanılır?
“Ever”, genellikle soru cümlelerinde veya olumlu cümlelerde “hiç” anlamında kullanılır.
582. “Ever” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “Have you ever been to Paris?” (Hiç Paris’e gittin mi?)
583. “Never” ne zaman kullanılır?
“Never”, bir şeyin hiç yapılmadığını ifade etmek için kullanılır.
584. “Never” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have never seen such a beautiful place.” (Böyle güzel bir yer hiç görmedim.)
585. “Used to” ne zaman kullanılır?
“Used to”, geçmişte düzenli olarak yapılan ama artık yapılmayan eylemleri ifade etmek için kullanılır.
586. “Used to” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I used to play football every weekend.” (Her hafta sonu futbol oynardım.)
587. “Be used to” ne zaman kullanılır?
“Be used to” bir duruma alışmak veya bir şeyin normal hale gelmesi için kullanılır.
588. “Be used to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I am used to waking up early.” (Erken uyanmaya alışkınım.)
589. “Get used to” ne zaman kullanılır?
“Get used to”, bir duruma alışmaya başlamak anlamına gelir.
590. “Get used to” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She will get used to the new environment soon.” (Yakında yeni çevreye alışacak.)
591. “By” ve “Until” arasındaki fark nedir?
“By” bir eylemin tamamlanacağı son zamanı belirtirken, “Until” bir eylemin başlangıcından sona kadar olan süreyi ifade eder.
592. “By” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You need to finish the report by tomorrow.” (Raporu yarına kadar bitirmen gerekiyor.)
593. “Until” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I will wait until you finish your homework.” (Ödevini bitirene kadar bekleyeceğim.)
594. “Since” ne zaman kullanılır?
“Since”, bir eylemin başlangıç noktasını belirtmek için kullanılır ve genellikle present perfect tense ile kullanılır.
595. “Since” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have known him since 2010.” (Onu 2010’dan beri tanıyorum.)
596. “For” ne zaman kullanılır?
“For”, bir eylemin ne kadar sürdüğünü ifade etmek için kullanılır. Genellikle bir zaman dilimi ile birlikte kullanılır.
597. “For” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I have lived here for five years.” (Burada beş yıldır yaşıyorum.)
598. “In” nasıl kullanılır?
“In” yer ve zaman ifadeleriyle kullanılır. Yer belirtirken genellikle kapalı mekanlar veya belirli bölgeler kullanılır. Zamanla ilgili kullanıldığında ise aylar, yıllar, mevsimler gibi ifadelerle kullanılır.
599. “In” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will see you in the morning.” (Seni sabah göreceğim.)
600. “On” nasıl kullanılır?
“On”, belirli bir günü veya yüzeyi ifade etmek için kullanılır.
601. “On” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
602. “At” nasıl kullanılır?
“At” belirli bir zaman veya yer noktasını ifade etmek için kullanılır.
603. “At” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will meet you at 5 PM.” (Seni saat 5’te bulacağım.)
604. “During” ve “While” arasındaki fark nedir?
“During” bir süre zarfını ifade ederken, “While” eş zamanlılık belirtir.
605. “During” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “We stayed in the hotel during our trip.” (Gezimiz sırasında otelde kaldık.)
606. “While” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “He was studying while I was cooking.” (O ders çalışıyordu, ben yemek yapıyordum.
607. “Can” ve “Could” arasındaki fark nedir?
“Can” yetenek veya izin belirtirken, “Could” geçmişteki yetenekleri ifade etmek için kullanılır. Ayrıca “Could” daha nazik bir şekilde isteklerde bulunmak için de kullanılır.
608. “Can” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I can swim very fast.” (Çok hızlı yüzebilirim.)
609. “Could” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “When I was a child, I could run faster.” (Çocukken daha hızlı koşabiliyordum.)
610. “Will” ve “Going to” arasındaki fark nedir?
“Will” genellikle gelecekteki bir kararı veya anlık bir isteği ifade ederken, “Going to” daha önce planlanmış bir geleceği belirtir.
611. “Will” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will call you when I arrive.” (Vardığımda seni arayacağım.)
612. “Going to” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I am going to visit my friend next weekend.” (Gelecek hafta sonu arkadaşımı ziyaret edeceğim.)
613. “Some” ve “Any” arasındaki fark nedir?
“Some” genellikle olumlu cümlelerde kullanılırken, “Any” olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır.
614. “Some” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have some books on the table.” (Masada bazı kitaplarım var.)
615. “Any” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “Do you have any apples?” (Hiç elman var mı?)
616. “Much” ve “Many” arasındaki fark nedir?
“Much” sayılmayan isimlerle kullanılırken, “Many” sayılabilen isimlerle kullanılır.
617. “Much” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
618. “Many” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “How many people are coming to the party?” (Partiye kaç kişi geliyor?)
619. “Too” ve “Enough” arasındaki fark nedir?
“Too” aşırı miktarı ifade ederken, “Enough” yeterli miktarı ifade eder.
620. “Too” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The coffee is too hot to drink.” (Kahve içmek için çok sıcak.)
621. “Enough” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I don’t have enough money to buy it.” (Bunu almak için yeterli param yok.)
622. “Since” ve “For” arasındaki fark nedir?
“Since” bir başlangıç noktasını belirtirken, “For” bir süreyi belirtir.
623. “Since” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have been here since 9 AM.” (Saat 9’dan beri buradayım.)
624. “For” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I have been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyorum.)
625. “This”, “That”, “These” ve “Those” arasındaki fark nedir?
“This” ve “That” tekil isimlerle kullanılırken, “These” ve “Those” çoğul isimlerle kullanılır. “This” ve “These” yakındaki nesneleri, “That” ve “Those” ise uzak nesneleri ifade eder.
626. “This” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “This is my book.” (Bu benim kitabım.)
627. “These” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “These are my friends.” (Bunlar benim arkadaşlarım.)
628. “That” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “That car is very expensive.” (O araba çok pahalı.)
629. “Those” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “Those shoes are on sale.” (O ayakkabılar indirimde.)
630. “There is” ve “There are” nasıl kullanılır?
“There is” tekil, “There are” ise çoğul isimlerle kullanılır. Her ikisi de bir şeyin var olduğunu ifade eder.
631. “There is” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “There is a book on the table.” (Masada bir kitap var.)
632. “There are” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “There are many students in the class.” (Sınıfta birçok öğrenci var.)
633. “Do” ve “Does” nasıl kullanılır?
“Do” ve “Does” olumlu cümlelerde yardımcı fiil olarak kullanılır. “Do” birinci ve ikinci tekil, çoğul öznelerle kullanılırken, “Does” üçüncü tekil şahısla (he, she, it) kullanılır.
634. “Do” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I do my homework every day.” (Her gün ödevimi yaparım.)
635. “Does” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She does her work carefully.” (O, işini dikkatlice yapar.)
636. “Have” ve “Has” nasıl kullanılır?
“Have” ve “Has”, sahiplik ifade etmek için kullanılır. “Have” çoğul ve birinci, ikinci tekil şahıslarla, “Has” ise üçüncü tekil şahıslarla kullanılır.
637. “Have” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have a car.” (Bir arabam var.)
638. “Has” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “He has a cat.” (Onun bir kedisi var.)
639. “Present Perfect” zamanı nedir ve nasıl kullanılır?
“Present Perfect”, geçmişte gerçekleşmiş bir olayın, etkilerinin şu anda hissedildiği durumlar için kullanılır. “Have/Has + past participle” yapısı ile oluşturulur.
640. “Present Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have finished my homework.” (Ödevimi bitirdim.)
641. “Present Perfect” ne zaman kullanılır?
“Present Perfect” geçmişte bir kez gerçekleşen veya henüz tamamlanmamış ama etkisi süren olaylar için kullanılır. Örneğin: “She has lived in London for three years.” (O, üç yıldır Londra’da yaşıyor.)
642. “Past Simple” ve “Present Perfect” arasındaki fark nedir?
“Past Simple” geçmişte bir noktada tamamlanmış olayları anlatırken, “Present Perfect” geçmişteki bir olayın şu anki durumu nasıl etkilediğini anlatır.
643. “Past Simple” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I visited Paris last summer.” (Geçen yaz Paris’i ziyaret ettim.)
644. “Present Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I have visited Paris before.” (Daha önce Paris’i ziyaret ettim.)
645. “Will” ve “Shall” arasındaki fark nedir?
“Will” genellikle tüm öznelerle kullanılırken, “Shall” daha çok “I” ve “We” özneleriyle resmi durumlar için kullanılır. Günlük dilde “Will” daha yaygındır.
646. “Shall” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “Shall we go to the cinema?” (Sinemaya gidelim mi?)
647. “Will” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I will call you later.” (Seni sonra arayacağım.)
648. “If” ile koşul cümlesi nasıl kurulur?
“Conditional sentences” yani koşul cümleleri, bir duruma bağlı olarak gerçekleşebilecek bir olayı anlatır. “If + present simple, will + base verb” yapısıyla kurulur.
649. Birinci tip koşul cümlesi ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If it rains, we will stay at home.” (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağız.)
650. “If” cümlesi ile başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “If you study hard, you will pass the exam.” (Eğer çok çalışırsan, sınavı geçersin.)
651. “Second Conditional” nedir?
“Second Conditional”, şu anki ya da gelecekteki hayali durumlar için kullanılır ve “If + past simple, would + base verb” yapısına sahiptir.
652. “Second Conditional” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I had a car, I would drive to work.” (Bir arabam olsaydı, işe arabayla giderdim.)
653. “Second Conditional” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “If I were you, I would study harder.” (Senin yerinde olsaydım, daha çok çalışırdım.)
654. “Third Conditional” nedir?
“Third Conditional”, geçmişteki hayali bir durumu ifade eder ve “If + past perfect, would have + past participle” yapısıyla kurulur.
655. “Third Conditional” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I had known about the party, I would have gone.” (Parti hakkında bilseydim, giderdim.)
656. “Third Conditional” ile başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “If she had studied more, she would have passed the test.” (Daha fazla çalışsaydı, testi geçerdi.)
657. “Passive Voice” nedir?
“Passive Voice” yani edilgen çatı, cümlenin öznesi tarafından yapılan bir eylemi değil, öznenin o eyleme maruz kalmasını anlatır. “Be + past participle” yapısıyla kurulur.
658. “Passive Voice” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The book was read by John.” (Kitap John tarafından okundu.)
659. “Passive Voice” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “The letter is written by Mary.” (Mektup Mary tarafından yazılıyor.)
660. “Relative Clauses” nedir?
Relative clauses, bir ismi ya da zamiri daha fazla açıklamak için kullanılır. “Who”, “Which”, “That”, “Whom” gibi bağlaçlarla başlarlar.
661. “Relative Clause” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The man who is sitting over there is my father.” (Şurada oturan adam babamdır.)
662. “Relative Clause” ile başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “The book which you gave me is interesting.” (Bana verdiğin kitap ilginç.)
663. “Modal Verbs” nedir?
Modal verbs, bir fiilin anlamını değiştiren yardımcı fiillerdir. “Can”, “Could”, “May”, “Might”, “Should” gibi kelimeler bu gruptandır.
664. “Can” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I can speak three languages.” (Üç dil konuşabilirim.)
665. “Should” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “You should study more.” (Daha fazla çalışmalısın.)
666. “Tag Questions” nedir?
Tag questions, cümle sonlarına eklenen kısa sorulardır ve genellikle onaylama ya da reddetme amacı taşır. Cümledeki fiile bağlı olarak yardımcı fiil veya modal kullanılır.
667. “Tag Question” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You are coming to the party, aren’t you?” (Partiye geliyorsun, değil mi?)
668. “Tag Question” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She can swim, can’t she?” (O, yüzebilir, değil mi?)
669. “Gerunds” nedir?
Gerund, fiillerin “-ing” ekini alarak isimleşmesiyle oluşan yapıdır. Bir fiil gerund olarak kullanıldığında, o fiil bir nesne olarak cümlede yer alır.
670. “Gerund” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I enjoy reading books.” (Kitap okumayı severim.)
671. “Gerund” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “Swimming is my favorite sport.” (Yüzme en sevdiğim spordur.)
672. “Future Simple” (Will) nasıl kullanılır?
“Future Simple”, gelecekteki bir olayı veya durumu anlatmak için kullanılır. Bu zaman, genellikle “will + base verb” yapısıyla kullanılır.
673. “Future Simple” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will travel to Japan next year.” (Gelecek yıl Japonya’ya seyahat edeceğim.)
674. “Future Simple” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “They will meet us at the airport.” (Bizi havaalanında karşılayacaklar.)
675. “Future Continuous” nedir ve nasıl kullanılır?
“Future Continuous”, gelecekte belirli bir zamanda devam eden bir eylemi ifade etmek için kullanılır. “Will + be + verb-ing” yapısıyla kurulur.
676. “Future Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “At this time tomorrow, I will be flying to Paris.” (Yarın bu saatte, Paris’e uçuyor olacağım.)
677. “Future Continuous” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “They will be studying all night for the exam.” (Sınav için bütün gece çalışacaklar.)
678. “Future Perfect” nedir?
“Future Perfect”, gelecekte bir noktada tamamlanmış olacak bir eylemi anlatmak için kullanılır. “Will + have + past participle” yapısı ile kullanılır.
679. “Future Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “By next year, I will have graduated.” (Gelecek yıl mezun olacağım.)
680. “Future Perfect” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “By 6 PM, they will have finished the project.” (Saat 6’ya kadar projeyi bitirmiş olacaklar.)
681. “Past Continuous” nedir ve nasıl kullanılır?
“Past Continuous”, geçmişte belirli bir zaman diliminde devam etmekte olan bir eylemi anlatır. “Was/Were + verb-ing” yapısı ile kurulur.
682. “Past Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I was watching TV when you called me.” (Beni aradığında televizyon izliyordum.)
683. “Past Continuous” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She was reading a book when the lights went out.” (Işıklar sönmeden önce kitap okuyordu.)
684. “Past Perfect” nedir ve nasıl kullanılır?
“Past Perfect”, geçmişteki bir olaydan önce gerçekleşmiş bir olayı anlatır. “Had + past participle” yapısıyla kullanılır.
685. “Past Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I had already eaten when they arrived.” (Onlar geldiğinde ben zaten yemiştim.)
686. “Past Perfect” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She had finished her homework before dinner.” (Akşam yemeğinden önce ödevini bitirmişti.)
687. “Past Perfect Continuous” nedir?
“Past Perfect Continuous”, geçmişte bir süre boyunca devam eden bir eylemi anlatır ve “Had been + verb-ing” yapısıyla kullanılır.
688. “Past Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “They had been waiting for an hour when the train finally arrived.” (Tren nihayet geldiğinde bir saattir bekliyorlardı.)
689. “Past Perfect Continuous” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I had been studying all day, so I was really tired.” (Bütün gün çalışmıştım, bu yüzden çok yorulmuştum.)
690. “Modal Verbs” nedir?
Modal verbs, bir fiilin anlamını değiştiren yardımcı fiillerdir. Örneğin “can”, “could”, “may”, “might”, “should”, “must” gibi fiiller modal verbs’tir.
691. “Can” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She can swim very well.” (O, çok iyi yüzebilir.)
692. “Must” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “You must wear a helmet when riding a bike.” (Bisiklete binerken kask takmalısın.)
693. “May” ve “Might” arasındaki fark nedir?
“May” genellikle olasılığı belirtirken, “Might” daha düşük bir olasılığı ifade eder. Her ikisi de “belki” anlamına gelir, ancak “Might” daha belirsizdir.
694. “May” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “It may rain tomorrow.” (Yarın yağmur yağabilir.)
695. “Might” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I might go to the concert if I finish my work.” (Eğer işimi bitirirsem, konsere gidebilirim.)
696. “Should” nasıl kullanılır?
“Should” bir tavsiye, öneri veya beklenti ifade etmek için kullanılır. “Should + base verb” şeklinde kullanılır.
697. “Should” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You should try the new restaurant in town.” (Şehirdeki yeni restorana gitmelisin.)
698. “Should” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “We should leave early to avoid traffic.” (Trafiği önlemek için erken çıkmalıyız.)
699. “Would” nasıl kullanılır?
“Would”, geçmişteki hayali durumları anlatmak için kullanılır, aynı zamanda kibar bir şekilde bir şey rica etmek veya teklif yapmak için de kullanılır.
700. “Would” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I would like a cup of tea.” (Bir fincan çay isterim.)
701. “Would” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “If I had more time, I would help you.” (Daha fazla zamanım olsaydı, sana yardım ederdim.)
702. “Passive Voice” nedir ve nasıl kullanılır?
“Passive Voice”, öznenin bir eylemi yaptığı değil, eylemin özne üzerinde gerçekleştirildiği bir yapıdır. Genellikle “be + past participle” yapısı kullanılır.
703. “Passive Voice” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The book was read by Sarah.” (Kitap Sarah tarafından okundu.)
704. “Passive Voice” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “The cake is being baked by my mother.” (Pasta annem tarafından pişiriliyor.)
705. “Passive Voice” kullanırken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
“Passive Voice” kullanırken, özne eylemi yapmadığı için, eylemi gerçekleştiren kişi (eğer önemliyse) “by” ile belirtilir. Özne genellikle bilinmiyorsa ya da önemsizse, kullanılmayabilir.
706. “Relative Clauses” nedir ve nasıl kullanılır?
“Relative Clauses”, cümlede bir ismi daha fazla açıklamak için kullanılan yan cümleciklerdir. “Who”, “which”, “that”, “whose” gibi bağlaçlarla başlar.
707. “Relative Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The teacher who teaches math is very kind.” (Matematik öğreten öğretmen çok naziktir.)
708. “Relative Clauses” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “The car that is parked outside belongs to my brother.” (Dışarıda park edilen araba kardeşime aittir.)
709. “Relative Clauses” kullanırken nelere dikkat edilmelidir?
“Relative Clauses” kullanırken, açıklanmak istenen kişi veya nesneye doğru bağlaç seçilmelidir. Ayrıca, “that” bağlacı genellikle daha yaygın olup, formal ve informal dilde kullanılabilir.
710. “Conditional Sentences” nedir?
“Conditional Sentences”, bir koşulun başka bir duruma bağlı olarak gerçekleştiği cümlelerdir. “If” ile başlayan cümleler, bir koşul ve sonuç ilişkisini ifade eder.
711. Birinci tip “Conditional Sentence” nasıl kurulur?
Birinci tip koşul cümlesi, gerçek bir durumu ifade eder. Yapısı: “If + present simple, will + base verb” şeklindedir.
712. Birinci tip “Conditional Sentence” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If it rains, we will stay at home.” (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağız.)
713. İkinci tip “Conditional Sentence” nasıl kurulur?
İkinci tip koşul cümlesi, gerçek olmayan veya gerçekleşmesi olasılığı düşük olan durumları ifade eder. Yapısı: “If + past simple, would + base verb” şeklindedir.
714. İkinci tip “Conditional Sentence” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I were rich, I would travel the world.” (Zengin olsaydım, dünyayı gezerim.)
715. Üçüncü tip “Conditional Sentence” nasıl kurulur?
Üçüncü tip koşul cümlesi, geçmişteki bir durumu ve buna bağlı bir sonucu anlatır. Yapısı: “If + past perfect, would have + past participle” şeklindedir.
716. Üçüncü tip “Conditional Sentence” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I had studied harder, I would have passed the exam.” (Daha fazla çalışsaydım, sınavı geçerdim.)
717. “Wish” yapısı nasıl kullanılır?
“Wish”, bir dilek veya hayali durumu ifade etmek için kullanılır. “Wish + past simple” hayali ve gerçek olmayan durumları, “Wish + past perfect” ise geçmişteki bir durumu ifade eder.
718. “Wish” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I wish I had a car.” (Keşke bir arabam olsa.)
719. “Wish” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “I wish I had studied more for the exam.” (Keşke sınav için daha fazla çalışsaydım.)
720. “Inversion” nedir ve nasıl kullanılır?
“Inversion”, İngilizce’de genellikle cümlenin normal sırasının tersine çevrilmesidir. Bu, özellikle olumsuz ifadeler, soru cümleleri veya vurgulamak istenen durumlarda kullanılır.
721. “Inversion” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “Never have I seen such a beautiful sunset.” (Hiç böyle güzel bir gün batımı görmemiştim.)
722. “Inversion” başka bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “Had I known about the meeting, I would have attended.” (Toplantı hakkında bilseydim, katılırdım.)
723. “Reported Speech” nedir?
“Reported Speech”, başkasının söylediklerini dolaylı yoldan aktarmak için kullanılan bir yapıdır. Doğrudan alıntı yapmaktan farklı olarak, cümle yapısının ve zamanın değişmesi gerekir.
724. “Reported Speech” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: Direct: “I am going to the store,” he said. (Doğrudan)
Reported: He said that he was going to the store. (Dolaylı)
725. “Reported Speech” kullanırken nelere dikkat edilmelidir?
“Reported Speech” kullanırken, zaman dilimlerinin doğru bir şekilde değiştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, doğru bağlaçlar (that, if, whether) kullanılmalıdır.
726. “Articles” (A, An, The) nasıl kullanılır?
“Articles”, isimlerin başında kullanılarak anlamı belirler. “A” ve “an” belirsiz artikellere, “the” ise belirli bir isme işaret eder.
727. “A” ve “An” arasındaki fark nedir?
“A” sessiz harflerle başlayan kelimelerden önce, “an” ise sesli harflerle başlayan kelimelerden önce kullanılır.
728. “A” ve “An” ile örnek verebilir misin?
Evet! “A dog”, “An apple” (Bir köpek, Bir elma)
729. “The” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “The sun is shining.” (Güneş parlıyor.)
730. “Prepositions of Place” nedir?
“Prepositions of Place”, bir nesnenin veya kişinin bulunduğu yeri belirtmek için kullanılan edatlardır. Örneğin: “in”, “on”, “under”, “next to” gibi.
731. “In” nasıl kullanılır?
“In”, bir şeyin içinde bulunduğunu ifade etmek için kullanılır. Örneğin: “I am in the room.” (Odanın içindeyim.)
732. “On” nasıl kullanılır?
“On”, bir şeyin üzerinde olduğunu ifade eder. Örneğin: “The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
733. “Under” nasıl kullanılır?
“Under”, bir şeyin altında olduğunu belirtir. Örneğin: “The shoes are under the bed.” (Ayakkabılar yatağın altında.)
734. “Quantifiers” nedir?
“Quantifiers”, miktar belirten kelimelerdir. Örneğin: “some”, “any”, “much”, “many”, “few”, “little” gibi.
735. “Much” ve “Many” arasındaki fark nedir?
“Much”, sayılmayan isimlerle, “many” ise sayılabilen isimlerle kullanılır.
736. “Much” ve “Many” ile örnek verebilir misin?
Evet! “Much” – “How much water do you need?” (Ne kadar suya ihtiyacın var?)
“Many” – “How many apples are there?” (Kaç elma var?)
737. “Adjectives” nedir ve nasıl kullanılır?
“Adjectives” (sıfatlar), isimleri tanımlayan kelimelerdir. Genellikle bir ismin ne olduğunu, nasıl olduğunu veya hangi özelliğe sahip olduğunu açıklarlar.
738. “Adjectives” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The tall man is my uncle.” (Uzun adam amcamdır.)
739. “Comparative Adjectives” nedir ve nasıl kullanılır?
“Comparative Adjectives”, iki şeyin karşılaştırılması için kullanılan sıfatlardır. Genellikle “-er” ekini alır veya “more” kullanılır.
740. “Comparative Adjectives” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “John is taller than Mike.” (John, Mike’tan daha uzun.)
741. “Superlative Adjectives” nedir ve nasıl kullanılır?
“Superlative Adjectives”, üç veya daha fazla şeyin karşılaştırılması için kullanılan sıfatlardır. Genellikle “-est” ekini alır veya “most” kullanılır.
742. “Superlative Adjectives” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She is the smartest student in the class.” (O, sınıftaki en akıllı öğrencidir.)
743. “Adverbs” nedir ve nasıl kullanılır?
“Adverbs” (zarf), fiilleri, sıfatları veya diğer zarfları tanımlar ve eylemin nasıl yapıldığını, ne zaman yapıldığını veya hangi ölçüde yapıldığını belirtir.
744. “Adverbs” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She sings beautifully.” (O, güzel bir şekilde şarkı söyler.)
745. “Adverbs of Frequency” nedir?
“Adverbs of Frequency”, bir eylemin ne sıklıkla yapıldığını ifade eden zarflardır. Örneğin: “always”, “usually”, “often”, “sometimes”, “rarely”, “never” gibi.
746. “Adverbs of Frequency” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I always drink coffee in the morning.” (Sabahları her zaman kahve içerim.)
747. “Adverbs of Degree” nedir?
“Adverbs of Degree”, bir eylemin, sıfatın veya başka bir zarfların derecesini belirtir. Örneğin: “very”, “quite”, “too”, “enough” gibi.
748. “Adverbs of Degree” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She is very tired.” (O, çok yorgundur.)
749. “Countable and Uncountable Nouns” nedir?
“Countable Nouns” (sayılabilir isimler), sayılabilen ve çoğul formda kullanılabilen isimlerdir. “Uncountable Nouns” (sayılmayan isimler) ise sayılmayan, tekil halde kullanılan isimlerdir.
750. “Countable Nouns” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have three books.” (Üç kitabım var.)
751. “Uncountable Nouns” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I need some water.” (Biraz suya ihtiyacım var.)
752. Sayılabilir ve sayılamaz isimler arasındaki fark nedir?
Sayılabilir isimler belirli bir sayıya sahip olabilir (örneğin: “two apples”), sayılamaz isimler ise genellikle bir miktar ifade eder ve tekil olarak kullanılır (örneğin: “some rice”).
753. “Gerunds” nedir?
“Gerunds”, fiillerin “-ing” ekini alarak isimleşmiş halidir. Bir fiil, gerund olduğunda bir eylemi ifade ederken bir isim gibi kullanılır.
754. “Gerund” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I enjoy reading.” (Okumaktan keyif alırım.)
755. “Infinitives” nedir?
“Infinitives”, fiillerin “to” ile başlayan halidir. Bir eylemi ifade etmek için kullanılır ve genellikle bir amaç veya niyet belirtir.
756. “Infinitive” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I want to go to the cinema.” (Sinemaya gitmek istiyorum.)
757. “Gerund” ve “Infinitive” arasındaki fark nedir?
“Gerund” genellikle bir eylemi ifade ederken, “infinitive” daha çok bir amacı veya niyeti belirtir. Bazı fiiller gerund ile, bazıları ise infinitive ile kullanılır.
758. “Question Tags” nedir?
“Question Tags”, bir cümleyi onaylamak veya doğrulamak için kullanılan küçük sorulardır. Genellikle cümleye bağlı olarak “isn’t it”, “aren’t you”, “didn’t he” gibi eklemeler yapılır.
759. “Question Tags” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You are coming to the party, aren’t you?” (Partiye geliyorsun, değil mi?)
760. “Question Tags” kullanırken nelere dikkat edilmelidir?
“Question Tags”, cümlenin zamanına ve öznesine uygun olmalıdır. Olumlu bir cümleye olumsuz bir tag, olumsuz bir cümleye olumlu bir tag eklenir.
761. “Modals” nedir ve nasıl kullanılır?
“Modals” (modallar), bir eylemin olasılığını, zorunluluğunu, izin veya teklifini belirten yardımcı fiillerdir. Örneğin: “can”, “could”, “may”, “might”, “should”, “must” gibi.
762. “Can” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I can swim.” (Yüzebilirim.)
763. “Must” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “You must wear a helmet when riding a bike.” (Bir bisiklete binerken kask takmalısın.)
764. “Should” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You should study for the exam.” (Sınav için çalışmalısın.)
765. “Prepositions of Time” nedir?
“Prepositions of Time”, zamanla ilgili yer belirten edatlardır. Örneğin: “at”, “in”, “on” gibi.
766. “At” nasıl kullanılır?
“At” belirli bir saatte veya özel bir zaman diliminde kullanılır. Örneğin: “I will meet you at 3 PM.” (Seni 3 PM’de göreceğim.)
767. “In” nasıl kullanılır?
“In”, daha geniş zaman dilimleri ve yerler için kullanılır. Örneğin: “I was born in July.” (Temmuzda doğdum.)
768. “On” nasıl kullanılır?
“On” belirli bir gün veya tarih için kullanılır. Örneğin: “The meeting is on Monday.” (Toplantı Pazartesi günü.)
769. “Direct and Indirect Objects” nedir?
“Direct Object” (doğrudan nesne), fiil tarafından etkilenen kişi veya şeydir. “Indirect Object” (dolaylı nesne) ise fiilden etkilenen kişi veya şeydir, ancak genellikle bir hedef veya alıcıdır.
770. “Direct Object” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She read the book.” (Kitabı okudu.) – “The book” doğrudan nesnedir.
771. “Indirect Object” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “She gave me the book.” (Bana kitabı verdi.) – “Me” dolaylı nesnedir.
772. “Relative Clauses” nedir?
“Relative Clauses” (ilgi cümlecikleri), bir ismi daha fazla açıklamak için kullanılan cümlelerdir. Genellikle “who”, “which”, “that”, “whose” gibi bağlaçlar kullanılır.
773. “Relative Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The man who lives next door is my friend.” (Yan tarafta yaşayan adam benim arkadaşım.)
774. “Defining Relative Clauses” ve “Non-defining Relative Clauses” arasındaki fark nedir?
“Defining Relative Clauses”, tanımlanan ismin kimliğini netleştirir ve cümleyi anlamadan önce tamamlanması gerekir. “Non-defining Relative Clauses” ise daha fazla bilgi verir, ancak cümledeki temel anlamı değiştirmez.
775. “Defining Relative Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The book that I borrowed is amazing.” (Ödünç aldığım kitap harika.)
776. “Non-defining Relative Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “My brother, who is a doctor, lives in New York.” (Doktor olan kardeşim New York’ta yaşıyor.)
777. “Reported Speech” nedir?
“Reported Speech” (dolaylı anlatım), başkalarının söylediklerini aktarmak için kullanılan cümle yapısıdır. Bu, direkt konuşmadan (direct speech) farklıdır.
778. “Reported Speech” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She said that she was going to the store.” (O, mağazaya gittiğini söyledi.)
779. “Reported Speech” ile “Direct Speech” arasındaki fark nedir?
“Direct Speech”, kişinin tam olarak söylediği cümleyi aktarmaktır. “Reported Speech” ise kişinin söylediği şeyin anlamını aktarıp, cümlenin yapısını değiştirir.
780. “Reported Speech” kullanırken hangi değişiklikler yapılır?
Fiil zamanları, kişisel zamirler ve yer/time ifadeleri değişir. Örneğin: “I am going” → “He said that he was going.”
781. “Active Voice” ve “Passive Voice” arasındaki fark nedir?
“Active Voice” (etken) cümlesinde özne, fiilin gerçekleştirdiği eylemi yapar. “Passive Voice” (edilgen) cümlesinde ise özne, fiilin gerçekleştirdiği eylemi alır.
782. “Active Voice” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The cat chased the mouse.” (Kedi fareyi kovalar.)
783. “Passive Voice” ile bir örnek verebilir misin?
Tabii! Örnek: “The mouse was chased by the cat.” (Fare, kedi tarafından kovalandı.)
784. “Zero Conditional” nedir?
“Zero Conditional”, genel gerçekler, yasalar ve bilimsel durumlar için kullanılır. Eğer… ise yapısı kullanılır ve her iki kısımda da geniş zaman (present simple) kullanılır.
785. “Zero Conditional” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If you heat water to 100°C, it boils.” (Suyu 100°C’ye ısıtırsanız kaynar.)
786. “First Conditional” nedir?
“First Conditional”, gelecekte gerçekleşebilecek olasılıkları ifade etmek için kullanılır. Eğer… ise yapısı kullanılır ve “will” veya “won’t” yardımcı fiili gelir.
787. “First Conditional” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If it rains tomorrow, we will stay at home.” (Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağız.)
788. “Second Conditional” nedir?
“Second Conditional”, şu anda gerçek olmayan veya gerçekleşmesi olası olmayan durumlar için kullanılır. Eğer… ise yapısı kullanılır ve “would” yardımcı fiili gelir.
789. “Second Conditional” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I had a million dollars, I would travel the world.” (Bir milyon dolarım olsaydı, dünyayı gezerim.)
790. “Third Conditional” nedir?
“Third Conditional”, geçmişteki durumlar için kullanılır ve gerçekleşmeyen olayları ifade eder. Eğer… ise yapısı kullanılır ve “would have” yardımcı fiili gelir.
791. “Third Conditional” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I had studied harder, I would have passed the exam.” (Daha çok çalışsaydım, sınavı geçerdim.)
792. “Past Simple” nasıl kullanılır?
“Past Simple” geçmişteki tamamlanmış eylemleri ifade etmek için kullanılır. Düzenli fiiller “-ed” ekini alırken, düzensiz fiillerin farklı formları vardır.
793. “Past Simple” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She visited the museum yesterday.” (Dün müzeyi ziyaret etti.)
794. “Present Perfect” nedir?
“Present Perfect”, geçmişte bir olayın etkisinin hala devam ettiği durumları ifade eder. “Have/has + past participle” yapısı kullanılır.
795. “Present Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have finished my homework.” (Ödevimi bitirdim.)
796. “Past Perfect” nedir?
“Past Perfect”, geçmişte bir olaydan önce gerçekleşmiş başka bir olayı ifade eder. “Had + past participle” yapısı kullanılır.
797. “Past Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She had already left when I arrived.” (Ben geldiğimde o çoktan gitmişti.)
798. “Future Simple” nasıl kullanılır?
“Future Simple”, gelecekteki eylemleri veya durumları ifade etmek için kullanılır. “Will” veya “won’t” yardımcı fiili ile yapılır.
799. “Future Simple” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will visit you tomorrow.” (Yarın seni ziyaret edeceğim.)
800. “Future Continuous” nedir?
“Future Continuous”, gelecekte belirli bir zamanda devam etmekte olan eylemleri ifade etmek için kullanılır. “Will be + verb-ing” yapısı kullanılır.
801. “Future Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “At 9 PM tomorrow, I will be watching a movie.” (Yarın akşam saat 9’da film izliyor olacağım.)
802. “Future Perfect” nedir?
“Future Perfect”, gelecekte belirli bir zamanda tamamlanmış olacak eylemleri ifade etmek için kullanılır. “Will have + past participle” yapısı kullanılır.
803. “Future Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “By next year, I will have graduated from university.” (Gelecek yıl, üniversiteden mezun olmuş olacağım.)
804. “Future Perfect Continuous” nedir?
“Future Perfect Continuous”, gelecekte belirli bir zaman diliminde devam etmekte olacak uzun süreli eylemleri ifade eder. “Will have been + verb-ing” yapısı kullanılır.
805. “Future Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “By next month, I will have been working here for five years.” (Gelecek ay, burada beş yıldır çalışıyor olacağım.)
806. “Conditional Sentences” nedir?
“Conditional Sentences” (koşul cümleleri), bir durumun başka bir durumu koşul olarak ifade ettiği cümlelerdir. Koşullu cümlelerde, if (eğer) bağlacı sıkça kullanılır.
807. “Conditional Sentences” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I study hard, I will pass the exam.” (Eğer sıkı çalışırsam, sınavı geçerim.)
808. “Modal Verbs” nedir?
“Modal Verbs”, bir eylemin olasılığını, zorunluluğunu veya iznini ifade eden yardımcı fiillerdir. Örnekler: can, could, may, might, must, should, will.
809. “Modal Verbs” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You must wear a helmet while riding a bike.” (Bisiklet sürerken kask takmalısın.)
810. “Can” ve “Could” arasındaki fark nedir?
“Can”, yetenek veya izin vermek için kullanılırken, “Could” geçmişteki yetenekleri veya nazik istekleri ifade eder.
811. “Can” ve “Could” ile örnek verebilir misin?
Evet!
“Can”: “I can swim.” (Yüzebilirim.)
“Could”: “When I was a child, I could swim very well.” (Çocukken çok iyi yüzebiliyordum.)
812. “May” ve “Might” arasındaki fark nedir?
“May”, bir şeyin gerçekleşme olasılığını ifade ederken, “Might” daha düşük bir olasılığı ifade eder. “May” daha kesin, “Might” ise daha belirsizdir.
813. “May” ve “Might” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
“May”: “It may rain later.” (Sonra yağmur yağabilir.)
“Might”: “It might rain later.” (Sonra yağmur yağabilir, ama belirsiz.)
814. “Must” ve “Have to” arasındaki fark nedir?
“Must” bir zorunluluğu veya gerekliliği daha güçlü bir şekilde ifade ederken, “Have to” daha çok dışsal bir zorunluluğu ifade eder.
815. “Must” ve “Have to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
“Must”: “You must wear a seatbelt in the car.” (Arabada emniyet kemeri takmalısın.)
“Have to”: “I have to finish this project by tomorrow.” (Bu projeyi yarına kadar bitirmeliyim.)
816. “Should” ne anlama gelir ve nasıl kullanılır?
“Should”, tavsiye, öneri veya beklenti ifade etmek için kullanılır. Aynı zamanda ahlaki bir zorunluluk da ifade edebilir.
817. “Should” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You should eat more vegetables.” (Daha fazla sebze yemelisin.)
818. “Ought to” ne anlama gelir ve nasıl kullanılır?
“Ought to”, “should” ile benzer anlamda olup, daha güçlü bir tavsiye veya öneri ifade eder. Aynı zamanda “should” gibi tavsiye, beklenti veya ahlaki zorunluluk ifade edebilir.
819. “Ought to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “You ought to apologize to her.” (Ona özür dilemelisin.)
820. “Would” nasıl kullanılır?
“Would”, nazik istekler, öneriler, hayali durumlar ve geçmişteki alışkanlıklar için kullanılır.
821. “Would” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “Would you like some coffee?” (Biraz kahve ister misiniz?)
822. “Would rather” ne anlama gelir?
“Would rather”, tercih etmek anlamına gelir ve “I would rather” yapısı kullanılır. Bu ifade, bir seçeneği diğerine tercih etmek için kullanılır.
823. “Would rather” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I would rather stay at home tonight.” (Bu gece evde kalmayı tercih ederim.)
824. “If I were you” ifadesi ne anlama gelir?
“If I were you”, bir kişinin yerine kendini koyarak verilen tavsiyeyi ifade etmek için kullanılır. Bu ifade genellikle ikinci koşul cümlesi ile ilişkilidir.
825. “If I were you” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “If I were you, I would talk to her about it.” (Eğer senin yerinde olsaydım, onunla bunu konuşurdum.)
826. “Past Perfect” ne anlama gelir?
“Past Perfect”, geçmişte belirli bir olaydan önce tamamlanmış bir eylemi ifade eder. “Had + past participle” yapısı kullanılır.
827. “Past Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I had already eaten dinner when they arrived.” (Onlar geldiğinde ben zaten akşam yemeğimi yemiştim.)
828. “Past Perfect Continuous” nedir?
“Past Perfect Continuous”, geçmişte bir süre boyunca devam eden ve belirli bir zaman noktasına kadar devam etmiş bir eylemi ifade eder. “Had been + verb-ing” yapısı kullanılır.
829. “Past Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I had been studying for two hours when he called me.” (O beni aradığında iki saattir ders çalışıyordum.)
830. “Present Perfect” nedir?
“Present Perfect”, geçmişte başlayıp günümüze kadar etkisi süren ya da yakın bir zamanda tamamlanmış eylemleri ifade eder. “Has/have + past participle” yapısı kullanılır.
831. “Present Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She has already finished her homework.” (O, ödevini çoktan bitirdi.)
832. “Present Perfect Continuous” nedir?
“Present Perfect Continuous”, geçmişte başlayan ve şu ana kadar devam eden eylemleri ifade eder. “Has/have been + verb-ing” yapısı kullanılır.
833. “Present Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I have been waiting for you for an hour.” (Bir saattir seni bekliyorum.)
834. “Going to” yapısı nasıl kullanılır?
“Going to”, gelecekteki planlar veya niyetleri ifade etmek için kullanılır. “Be going to + verb” yapısı kullanılır.
835. “Going to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I am going to visit my grandparents next weekend.” (Gelecek hafta sonu büyüklerimi ziyaret edeceğim.)
836. “Will” ve “Going to” arasındaki fark nedir?
“Will” genellikle anlık kararlar, tahminler ve tekliflerde kullanılırken, “Going to” daha önce planlanmış ya da niyet edilen eylemler için kullanılır.
837. “Will” ve “Going to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
“Will”: “I will call you later.” (Seni sonra arayacağım.)
“Going to”: “I am going to call you later.” (Seni sonra arayacağım, bu bir plan.)
838. “Tag Questions” nedir?
“Tag Questions”, bir cümlenin sonuna eklenen kısa soru cümlecikleridir. Genellikle onaylama veya reddetme amacı taşır. Olumlu cümleden sonra olumsuz, olumsuz cümleden sonra olumlu tag question gelir.
839. “Tag Questions” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“You are coming to the party, aren’t you?” (Partiye geliyorsun, değil mi?)
“She isn’t at home, is she?” (O evde değil, değil mi?)
840. “Relative Clauses” nedir?
“Relative Clauses” (ilgi cümlecikleri), bir isim ya da zamiri daha fazla tanımlamak için kullanılır. “Who”, “which”, “that”, “whose” gibi bağlaçlarla başlar.
841. “Relative Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The woman who lives next door is my friend.” (Yan komşum olan kadın benim arkadaşımdır.)
842. “If clauses” nedir?
“If clauses”, koşul cümleleridir. Gerçek ya da hayali koşulları ifade etmek için kullanılır. 3 tür if clause vardır: Zero Conditional, First Conditional, Second Conditional.
843. “If clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
Zero Conditional: “If you heat water to 100°C, it boils.” (Eğer suyu 100°C’ye ısıtırsan, kaynar.)
First Conditional: “If it rains tomorrow, I will stay home.” (Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
Second Conditional: “If I had a car, I would drive to work.” (Bir arabam olsaydı, işe arabayla giderdim.)
844. “Noun Clauses” nedir?
“Noun Clauses”, bir cümlenin öznesi, nesnesi ya da tamamlayıcısı olarak kullanılan yan cümleciklerdir. “What”, “who”, “how” gibi bağlaçlarla başlar.
845. “Noun Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “What he said was surprising.” (Onun söylediği şaşırtıcıydı.)
846. “Adjective Clauses” nedir?
“Adjective Clauses”, bir ismi tanımlamak için kullanılan yan cümleciklerdir. “Who”, “which”, “that” gibi bağlaçlarla başlar.
847. “Adjective Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The book that I am reading is very interesting.” (Okuduğum kitap çok ilginç.)
848. “Adverbial Clauses” nedir?
“Adverbial Clauses”, bir cümlenin fiilini, sıfatını veya başka bir zarfını tanımlayan yan cümleciklerdir. Zaman, sebep, sonuç, koşul gibi anlamlar taşır.
849. “Adverbial Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I will call you when I arrive.” (Vardığımda seni arayacağım.)
850. “Conjunctions” nedir?
“Conjunctions”, kelimeleri, cümleleri ya da paragrafları bağlamak için kullanılan kelimelerdir. “And”, “but”, “or”, “because” gibi bağlaçlar bu grupta yer alır.
851. “Conjunctions” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I wanted to go to the beach, but it started raining.” (Plaja gitmek istedim, ama yağmur yağmaya başladı.)
852. “Prepositions” nedir?
“Prepositions” (edatlar), cümledeki diğer kelimelerle olan ilişkileri göstermek için kullanılır. “In”, “on”, “at”, “by” gibi kelimeler bu kategoriye girer.
853. “Prepositions” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
854. “Modal Verbs” nedir?
“Modal Verbs”, bir eylemin mümkün olup olmadığını, ihtimalini, zorunluluğunu veya izin verilmesini ifade eden fiillerdir. “Can”, “may”, “must”, “should”, “might” gibi fiiller bu grupta yer alır.
855. “Modal Verbs” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“You must wear a helmet while riding a bike.” (Bisiklet sürerken kask takmalısın.)
856. “Comparative” ve “Superlative” arasındaki fark nedir?
“Comparative” (karşılaştırmalı) ve “Superlative” (en üstün) sıfatlar, sıfatları diğer öğelerle kıyaslamak için kullanılır. “Comparative”, iki şeyi karşılaştırırken, “Superlative” en yüksek derecede bir şeyi ifade eder.
857. “Comparative” ve “Superlative” ile birer örnek verebilir misin?
Evet!
Comparative: “This book is more interesting than that one.” (Bu kitap o kitaptan daha ilginç.)
Superlative: “This is the most interesting book I have ever read.” (Bu, şimdiye kadar okuduğum en ilginç kitap.)
858. “Direct and Indirect Speech” nedir?
“Direct Speech” (doğrudan konuşma) birinin tam olarak söylediği kelimeleri kullanırken, “Indirect Speech” (dolaylı konuşma) o kişinin söylediklerinin anlamını aktaran bir yapıdır.
859. “Direct and Indirect Speech” ile birer örnek verebilir misin?
Evet!
Direct Speech: “I am going to the store,” she said. (O, mağazaya gidiyorum dedi.)
Indirect Speech: She said that she was going to the store. (O, mağazaya gittiğini söyledi.)
860. “Active and Passive Voice” nedir?
“Active Voice” (etkin yapı), öznenin eylemi gerçekleştirdiği yapıdır. “Passive Voice” (edilgen yapı) ise eylemin özneye yapıldığı yapıdır.
861. “Active and Passive Voice” ile birer örnek verebilir misin?
Evet!
Active: “The chef cooked dinner.” (Şef akşam yemeğini pişirdi.)
Passive: “Dinner was cooked by the chef.” (Akşam yemeği şef tarafından pişirildi.)
862. “Countable” ve “Uncountable Nouns” arasındaki fark nedir?
“Countable Nouns” (sayılabilir isimler) sayılabilen nesneleri ifade ederken, “Uncountable Nouns” (sayılabilir olmayan isimler) ise sayılamayan, genellikle soyut veya miktarlarla ifade edilen nesneleri belirtir.
863. “Countable” ve “Uncountable Nouns” ile birer örnek verebilir misin?
Evet!
Countable: “I have three apples.” (Üç elmam var.)
Uncountable: “I need some water.” (Biraz suya ihtiyacım var.)
864. “Quantifiers” nedir?
“Quantifiers” (nicelik belirleyiciler), bir isimle birlikte kullanılarak miktar veya sayı hakkında bilgi verir. “Some”, “many”, “few”, “much” gibi kelimeler bu grupta yer alır.
865. “Quantifiers” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I don’t have much money.” (Pek param yok.)
“There are many books on the shelf.” (Rafın üzerinde birçok kitap var.)
866. “Infinitive” nedir?
“Infinitive” (mastarı), fiil kökünün “to” ile birlikte kullanılmasıyla oluşan bir yapıdır. Örneğin “to eat”, “to go”, “to read” gibi.
867. “Infinitive” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I like to read books.” (Kitap okumayı severim.)
868. “Gerund” nedir?
“Gerund” (isim fiil), bir fiilin “-ing” eki alarak isimleşmesiyle oluşan bir yapıdır. Örneğin “reading”, “swimming”, “writing” gibi.
869. “Gerund” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “I enjoy swimming in the pool.” (Havuzda yüzmeyi severim.)
870. “Word Order” nasıl olmalıdır?
“Word Order” (kelime sırası), İngilizce cümlede belirli bir düzene sahiptir: özne + fiil + nesne. Bu sıraya göre cümleler kurulur.
871. “Word Order” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “She plays the piano.” (O, piyano çalar.)
872. “Questions with ‘Wh’” nedir?
“Questions with ‘Wh’” (wh ile başlayan sorular), bilgi almak amacıyla kullanılan sorulardır. “What”, “where”, “when”, “why”, “who”, “how” gibi kelimelerle başlar.
873. “Questions with ‘Wh’” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“What is your name?” (Adın ne?)
“Where do you live?” (Nerede yaşıyorsun?)
874. “Relative Pronouns” nedir?
“Relative Pronouns” (ilgi zamirleri), bir cümlede daha önce bahsedilen isme dair daha fazla bilgi eklemek için kullanılır. “Who”, “whom”, “which”, “that”, “whose” gibi zamirler bu grupta yer alır.
875. “Relative Pronouns” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek: “The girl who is sitting there is my sister.” (Orada oturan kız benim kız kardeşimdir.)
876. “Direct Objects” ve “Indirect Objects” nedir?
“Direct Objects” (doğrudan nesneler), fiil tarafından doğrudan etkilenmiş olan isimleri ifade ederken, “Indirect Objects” (dolaylı nesneler), eylemden dolaylı olarak etkilenen isimleri ifade eder.
877. “Direct Objects” ve “Indirect Objects” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
Direct Object: “She reads the book.” (O, kitabı okur.)
Indirect Object: “She gives me the book.” (O, bana kitabı verir.)
878. “Uncountable Nouns” ile birlikte “Some” ve “Any” nasıl kullanılır?
“Some” ve “Any” genellikle sayılmayan isimlerle kullanılır. “Some” olumlu cümlelerde, “any” ise olumsuz cümlelerde ve sorularda kullanılır.
879. “Uncountable Nouns” ile birlikte “Some” ve “Any” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
Some: “I need some information.” (Biraz bilgiye ihtiyacım var.)
Any: “I don’t have any money.” (Hiç param yok.)
880. “Phrasal Verbs” nedir?
“Phrasal Verbs”, bir fiil ve bir veya daha fazla preposition (edat) veya adverb (zarf) kombinasyonundan oluşan ve farklı bir anlam taşıyan ifadelerdir.
881. “Phrasal Verbs” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“She looks after the children.” (Çocuklara bakıyor.)
“Please turn off the lights.” (Lütfen ışıkları kapat.)
882. “Adverbs” nedir?
“Adverbs” (zarf), bir fiili, sıfatı veya başka bir zarfı daha fazla açıklayan kelimelerdir. Genellikle “-ly” eki alırlar.
883. “Adverbs” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“She sings beautifully.” (O, güzel bir şekilde şarkı söyler.)
“He runs very fast.” (O, çok hızlı koşar.)
884. “Syllables” nedir?
“Syllables” (hece), bir kelimenin telaffuzunda bir arada söylenen ses birimleridir. İngilizce’de her kelimenin bir veya birden fazla hecesi olabilir.
885. “Syllables” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“Elephant” (fil) kelimesi üç heceden oluşur: “El-e-phant”.
“Computer” (bilgisayar) kelimesi üç heceden oluşur: “Com-pu-ter”.
886. “Countable Nouns” ile birlikte “Few” ve “A Few” nasıl kullanılır?
“Few” ve “A Few” sayılabilen isimlerle kullanılır. “Few”, olumsuz bir anlam taşırken, “A Few” daha olumlu bir anlam ifade eder.
887. “Countable Nouns” ile birlikte “Few” ve “A Few” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
Few: “I have few friends.” (Birçok arkadaşım yok.)
A Few: “I have a few friends.” (Bir kaç arkadaşım var.)
888. “Somebody”, “Anybody”, “Nobody” nedir?
“Somebody”, “Anybody” ve “Nobody” belirli ya da belirsiz bir kişiyi ifade etmek için kullanılan zamirlerdir. “Somebody” genellikle olumlu cümlelerde, “Anybody” olumsuz ya da sorularda kullanılır, “Nobody” ise “hiç kimse” anlamında kullanılır.
889. “Somebody”, “Anybody”, “Nobody” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
Somebody: “Somebody is at the door.” (Kapıda biri var.)
Anybody: “Is there anybody in the room?” (Odada kimse var mı?)
Nobody: “Nobody was there.” (Hiç kimse orada değildi.)
890. “There is” ve “There are” ne zaman kullanılır?
“There is” tekil, “There are” ise çoğul isimlerle kullanılır. Her iki ifade de bir şeyin varlığını ifade eder.
891. “There is” ve “There are” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
There is: “There is a book on the table.” (Masada bir kitap var.)
There are: “There are many books on the table.” (Masada birçok kitap var.)
892. “Comparatives” ve “Superlatives” arasındaki fark nedir?
“Comparatives” (karşılaştırmalı sıfatlar) iki şeyin arasındaki farkı anlatırken, “Superlatives” (en üstün sıfatlar) bir şeyin en yüksek ya da en düşük derecesini anlatır.
893. “Comparatives” ve “Superlatives” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
Comparative: “This car is faster than that one.” (Bu araba o arabadan daha hızlı.)
Superlative: “This is the fastest car.” (Bu en hızlı arabadır.)
894. “So” ve “Such” arasındaki fark nedir?
“So” ve “Such” her ikisi de sıfatları ya da sıfat + isim yapılarıyla kullanılır. “So”, sıfatları ya da zarfları nitelendirirken, “Such” bir isimle birlikte kullanılır.
895. “So” ve “Such” ile birer örnek verebilir misin?
Evet!
So: “She is so kind.” (O, çok nazik.)
Such: “It was such a beautiful day.” (Çok güzel bir gündü.)
896. “Used to” nedir?
“Used to”, geçmişteki alışkanlıkları, durumu ya da tecrübeleri ifade etmek için kullanılır. Şu an geçerli olmayan bir durumdan bahsederken kullanılır.
897. “Used to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I used to play basketball when I was younger.” (Gençken basketbol oynardım.)
898. “Be going to” nedir?
“Be going to”, gelecekteki planları ya da niyetleri ifade etmek için kullanılır.
899. “Be going to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I am going to study for the exam.” (Sınav için çalışacağım.)
900. “Future Continuous” nasıl kullanılır?
“Future Continuous” (gelecek zaman süreklilik), gelecekte belirli bir anda devam etmekte olan bir eylemi ifade eder.
901. “Future Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“This time tomorrow, I will be traveling to Paris.” (Yarının bu saatinde, Paris’e seyahat ediyor olacağım.)
902. “Future Perfect” nedir ve nasıl kullanılır?
“Future Perfect”, gelecekte belirli bir zamana kadar tamamlanmış olacak bir eylemi anlatır. Bu zaman dilimi, gelecekte bir noktada geçmişteki bir eylemi tamamlayacak durumu ifade eder.
903. “Future Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“By next year, I will have graduated from university.” (Gelecek yıl, üniversiteden mezun olmuş olacağım.)
904. “Future Perfect Continuous” nedir?
“Future Perfect Continuous”, gelecekte belirli bir zamana kadar devam etmekte olan ve o noktada tamamlanacak olan bir eylemi anlatır. Bu zaman, gelecekteki uzun süreli bir etkinliği ifade eder.
905. “Future Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“By the time you arrive, I will have been studying for two hours.” (Sen geldiğinde, iki saattir çalışıyor olacağım.)
906. “Conditionals” nedir?
“Conditionals”, “eğer” durumunu anlatan ve bir şartla gerçekleşebilecek durumu ifade eden cümlelerdir. Temelde üç ana tipi vardır: sıfır koşulu, birinci koşul ve ikinci koşul.
907. “Conditionals” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
Zero Conditional: “If you heat water to 100 degrees, it boils.” (Eğer suyu 100 dereceye ısıtırsan, kaynar.)
First Conditional: “If it rains, I will stay home.” (Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağım.)
Second Conditional: “If I were you, I would take the job.” (Senin yerinde olsam, işi kabul ederdim.)
908. “Reported Speech” nedir?
“Reported Speech” (dolaylı anlatım), bir kişinin söylediklerini başkasına aktarmak için kullanılır. Bu, genellikle fiil zamanının geri çekilmesi ve bazı kelimelerin değiştirilmesini içerir.
909. “Reported Speech” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
Direct Speech: “I am going to the market,” she said.
Reported Speech: She said that she was going to the market.
910. “Relative Clauses” nedir?
“Relative Clauses” (ilgi cümlecikleri), bir ismi daha ayrıntılı bir şekilde açıklamak için kullanılır ve “who”, “which”, “that” gibi bağlaçlarla başlar.
911. “Relative Clauses” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“The man who is wearing a red shirt is my brother.” (Kırmızı tişört giyen adam benim kardeşimdir.)
“The book that you gave me is amazing.” (Bana verdiğin kitap harika.)
912. “Gerunds” ve “Infinitives” arasındaki fark nedir?
“Gerunds” (-ing formunda olan fiiller) ve “Infinitives” (to + fiil şeklinde) İngilizce dilinde farklı kullanım alanlarına sahiptir. Gerunds genellikle fiil veya isim olarak kullanılırken, infinitives bir amaç, niyet veya istek ifade eder.
913. “Gerunds” ve “Infinitives” ile birer örnek verebilir misin?
Evet!
Gerund: “I enjoy swimming.” (Yüzmeyi seviyorum.)
Infinitive: “I want to swim.” (Yüzmek istiyorum.)
914. “Articles” (a, an, the) ne zaman kullanılır?
“Articles” İngilizcede belirli ve belirsiz isimleri ifade etmek için kullanılır. “A” ve “an” belirsizdir, “the” ise belirli bir ismi ifade eder.
915. “Articles” ile bir örnek verebilir misin?
Evet!
“A” (belirsiz): “I saw a dog in the park.” (Parkta bir köpek gördüm.)
“An” (belirsiz): “I ate an apple.” (Bir elma yedim.)
“The” (belirli): “The book on the table is mine.” (Masadaki kitap benim.)
916. “Past Perfect” nedir?
“Past Perfect”, geçmişteki bir eylemin başka bir geçmiş eylemden önce gerçekleştiğini anlatır.
917. “Past Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I had finished my homework before I went to the party.” (Partiye gitmeden önce ödevimi bitirmiştim.)
918. “Past Continuous” nedir?
“Past Continuous”, geçmişte bir zaman diliminde devam etmekte olan bir eylemi ifade eder.
919. “Past Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I was reading a book when you called me.” (Beni aradığında bir kitap okuyordum.)
920. “Present Perfect” nedir?
“Present Perfect”, geçmişteki bir eylemin etkisinin ya da sonucunun şimdiki zamana devam ettiğini anlatan bir zaman dilimidir.
921. “Present Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I have finished my homework.” (Ödevimi bitirdim.)
922. “Present Perfect Continuous” nedir?
“Present Perfect Continuous”, geçmişte başlayıp şu an devam eden ve henüz tamamlanmamış bir eylemi ifade eder. Genellikle “for” ve “since” gibi zaman ifadeleriyle kullanılır.
923. “Present Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I have been studying for two hours.” (İki saattir çalışıyorum.)
924. “Future Simple” nedir?
“Future Simple”, gelecekteki bir eylemi veya durumu anlatan zaman dilimidir. Genellikle “will” ya da “shall” ile kullanılır.
925. “Future Simple” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I will go to the store tomorrow.” (Yarın mağazaya gideceğim.)
926. “Future Continuous” nedir?
“Future Continuous”, gelecekte belirli bir zamanda devam etmekte olacak bir eylemi ifade eder.
927. “Future Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I will be working at 9 AM tomorrow.” (Yarın sabah 9’da çalışıyor olacağım.)
928. “Future Perfect” nedir?
“Future Perfect”, gelecekte belirli bir zamana kadar tamamlanmış olacak bir eylemi anlatır. Yani bir eylem gelecekteki bir noktada tamamlanmış olacaktır.
929. “Future Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“By next week, I will have finished the project.” (Gelecek hafta projeyi bitirmiş olacağım.)
930. “Future Perfect Continuous” nedir?
“Future Perfect Continuous”, gelecekte belirli bir zamana kadar devam etmekte olan ve o noktada tamamlanacak olan bir eylemi ifade eder. Bu, gelecekteki uzun süreli bir etkinliği anlatır.
931. “Future Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“By the time you arrive, I will have been studying for three hours.” (Sen geldiğinde, üç saattir çalışıyor olacağım.)
932. “Causative” yapıları nedir?
“Causative” yapılar, birinin bir eylemi başkasına yaptırmasını ifade eder. Bu yapılar genellikle “have”, “get” fiilleriyle kullanılır.
933. “Causative” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I had my car repaired yesterday.” (Dün arabamı tamir ettirdim.)
“He got his hair cut last week.” (Geçen hafta saçını kestirdi.)
934. “Quantifiers” nedir?
“Quantifiers”, miktar belirten kelimelerdir. “Much”, “many”, “some”, “any”, “few”, “a lot of” gibi kelimelerle kullanılır.
935. “Quantifiers” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I don’t have much time.” (Çok vaktim yok.)
“There are many books on the shelf.” (Rafın üstünde birçok kitap var.)
936. “Comparatives” nedir?
“Comparatives” (karşılaştırmalar), iki şeyi veya durumu karşılaştırırken kullanılan yapıdır. Bu yapılar “-er” takısı veya “more” kullanılarak yapılır.
937. “Comparatives” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“My house is bigger than yours.” (Evimiz seninkinden daha büyük.)
“This book is more interesting than that one.” (Bu kitap, o kitaptan daha ilginç.)
938. “Superlatives” nedir?
“Superlatives”, bir grup içindeki en yüksek veya en düşük durumu ifade etmek için kullanılır. Genellikle “-est” takısı veya “most” kullanılır.
939. “Superlatives” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“He is the tallest person in the room.” (O, odadaki en uzun kişidir.)
“This is the most interesting book I’ve ever read.” (Bu, okuduğum en ilginç kitaptır.)
940. “Adverbs” nedir?
“Adverbs” (zarf), fiil, sıfat veya başka bir zarfı nitelendiren ve genellikle nasıl, ne zaman, ne kadar, nerede gibi sorulara cevap veren kelimelerdir.
941. “Adverbs” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“He runs quickly.” (O hızlı koşar.)
“I will visit you soon.” (Sizi yakında ziyaret edeceğim.)
942. “Prepositions” nedir?
“Prepositions” (edatlar), isimleri veya zamirleri diğer kelimelerle ilişkilendirerek, zaman, yer veya yön belirten kelimelerdir.
943. “Prepositions” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“The book is on the table.” (Kitap masanın üstünde.)
“We will meet at 5 PM.” (Saat 5’te buluşacağız.)
944. “Pronouns” nedir?
“Pronouns” (zamirler), bir ismin yerine kullanılan kelimelerdir. “He”, “she”, “it”, “they”, “we” gibi zamirler kullanılır.
945. “Pronouns” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“She is my sister.” (O benim kız kardeşimdir.)
“They are my friends.” (Onlar benim arkadaşlarımdır.)
946. “Conditionals” nedir?
“Conditionals”, bir durumun başka bir duruma bağlı olduğu cümle yapılarıdır. Bu yapı, bir şeyin olabilmesi için başka bir şeyin olmasını gerektirir.
947. “Conditionals” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“If I study, I will pass the exam.” (Çalışırsam, sınavı geçeceğim.)
948. “Would” nasıl kullanılır?
“Would” fiilinin ikinci hali olarak, genellikle geçmiş zamanla ilgili durumları, istekleri veya alışkanlıkları ifade etmek için kullanılır. Ayrıca koşullu cümlelerde de kullanılır.
949. “Would” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I would like a cup of tea.” (Bir fincan çay isterim.)
“If I were you, I would take that job.” (Senin yerinde olsam, o işi kabul ederdim.)
950. “Will” ne zaman kullanılır?
“Will”, gelecekteki bir eylemi, durumu veya isteği ifade etmek için kullanılır.
951. “Will” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I will visit the museum tomorrow.” (Yarın müzeyi ziyaret edeceğim.)
952. “Shall” ne zaman kullanılır?
“Shall”, genellikle formal ve resmi dilde gelecekteki eylemleri ifade etmek için kullanılır ve çoğunlukla “I” ve “We” ile birlikte kullanılır.
953. “Shall” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I shall return soon.” (Yakında geri döneceğim.)
954. “Modals” nedir?
“Modals” (kipler), bir fiilin anlamını değiştiren yardımcı fiillerdir. Örnekler: can, could, will, would, may, might, must, should, ought to.
955. “Modals” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“You should study for the exam.” (Sınav için çalışmalısın.)
“He can speak three languages.” (O, üç dil konuşabiliyor.)
956. “Can” ne zaman kullanılır?
“Can”, yetenek, izin, olasılık veya rica gibi anlamlar için kullanılır.
957. “Can” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I can swim.” (Yüzebilirim.)
“Can I borrow your pen?” (Kalemini ödünç alabilir miyim?)
958. “Could” ne zaman kullanılır?
“Could”, geçmişteki yetenekleri veya nazik istekleri belirtmek için kullanılır. Ayrıca, olasılık anlamı da taşır.
959. “Could” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I could read when I was younger.” (Gençken okuyabiliyordum.)
“Could you help me with this?” (Bana bununla yardımcı olabilir misiniz?)
960. “Must” ne zaman kullanılır?
“Must”, zorunluluk, gereklilik veya güçlü bir tavsiye anlamı taşır.
961. “Must” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“You must wear a helmet while riding a bike.” (Bisiklet sürerken kask takmalısın.)
“I must finish this report by 5 PM.” (Bu raporu saat 5’e kadar bitirmeliyim.)
962. “Might” ne zaman kullanılır?
“Might”, düşük olasılıkla gerçekleşebilecek bir durumu ifade etmek için kullanılır.
963. “Might” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“It might rain later.” (Sonra yağmur yağabilir.)
“He might come to the party.” (Partiye gelebilir.)
964. “Shall” ile “Will” arasındaki fark nedir?
“Shall” genellikle daha resmi ve eski İngilizce kullanımında tercih edilir, genellikle “I” ve “We” ile kullanılır. “Will” ise daha yaygın ve modern İngilizce kullanımında tercih edilir.
965. “Shall” ile “Will” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I shall return before noon.” (Öğleden önce geri döneceğim.) – Daha formal bir kullanım.
“I will go to the store.” (Mağazaya gideceğim.) – Daha yaygın ve modern bir kullanım.
966. “Should” ne zaman kullanılır?
“Should”, tavsiye, öneri veya beklenti anlamında kullanılır.
967. “Should” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“You should eat more vegetables.” (Daha fazla sebze yemelisin.)
“We should leave now to avoid traffic.” (Trafiği önlemek için şimdi gitmeliyiz.)
968. “Ought to” ne zaman kullanılır?
“Ought to”, “should” ile benzer bir anlam taşır, genellikle tavsiye veya öneri verirken kullanılır.
969. “Ought to” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“You ought to apologize to her.” (Ona özür dilemelisin.)
“We ought to be more careful.” (Daha dikkatli olmalıyız.)
970. “Have to” ve “Must” arasındaki fark nedir?
“Have to” dışsal bir zorunluluğu ifade ederken, “must” içsel bir zorunluluğu ifade eder. Ancak bazen eş anlamlı olarak kullanılabilirler.
971. “Have to” ve “Must” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I have to work tomorrow.” (Yarın çalışmam gerekiyor.) – Dışsal zorunluluk.
“I must finish this project by Friday.” (Bu projeyi Cuma günü bitirmeliyim.) – İçsel zorunluluk.
972. “Had better” ne zaman kullanılır?
“Had better”, güçlü bir tavsiye veya uyarı anlamına gelir. Genellikle gelecekteki bir olumsuz durumu engellemek için kullanılır.
973. “Had better” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“You had better hurry if you want to catch the bus.” (Otobüsü yakalamak istiyorsan, acele etmelisin.)
“He had better finish the work before the deadline.” (İşi bitirme tarihinden önce bitirmeli.)
974. “Would” ne zaman kullanılır?
“Would”, bir şeyin şartlı olmasını, nazik bir isteği veya geçmişteki alışkanlıkları ifade eder.
975. “Would” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I would like a coffee.” (Bir kahve isterim.)
“If I were you, I would take the job.” (Senin yerinde olsam, o işi kabul ederdim.)
976. “Could” ve “Can” arasındaki fark nedir?
“Can”, genel yetenekleri veya izinleri ifade ederken, “could” daha geçmişteki yetenekler veya nazik istekler için kullanılır.
977. “Could” ve “Can” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I can speak English.” (İngilizce konuşabilirim.)
“When I was young, I could swim for hours.” (Gençken, saatlerce yüzebilirdim.)
978. “Will” ve “Going to” arasındaki fark nedir?
“Will”, gelecekteki bir eylemi ifade ederken, “going to” daha çok yakın bir gelecekte planlanmış veya niyet edilmiş eylemler için kullanılır.
979. “Will” ve “Going to” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I will visit my grandparents next week.” (Gelecek hafta büyüklerimi ziyaret edeceğim.)
“I am going to visit my grandparents tomorrow.” (Yarın büyüklerimi ziyaret edeceğim.)
980. “Present Continuous” ile “Present Simple” arasındaki fark nedir?
“Present Continuous” geçici durumlar ve o anki eylemleri ifade ederken, “Present Simple” alışkanlıklar, genel doğrular ve düzenli eylemler için kullanılır.
981. “Present Continuous” ve “Present Simple” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I am studying right now.” (Şu anda çalışıyorum.) – Geçici bir eylem.
“I study every day.” (Her gün çalışırım.) – Düzenli bir eylem.
982. “Present Perfect” ve “Present Perfect Continuous” arasındaki fark nedir?
“Present Perfect”, geçmişte başlayan ve şu anki durumu etkileyen bir eylemi ifade ederken, “Present Perfect Continuous” bu eylemin hala devam ettiğini veya yeni tamamlandığını ifade eder.
983. “Present Perfect” ve “Present Perfect Continuous” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I have studied English for five years.” (Beş yıldır İngilizce çalışıyorum.) – “Present Perfect”.
“I have been studying English for five years.” (Beş yıldır İngilizce çalışıyorum ve hala devam ediyorum.) – “Present Perfect Continuous”.
984. “Past Simple” ve “Past Continuous” arasındaki fark nedir?
“Past Simple” geçmişte tamamlanmış bir eylemi ifade ederken, “Past Continuous” geçmişte belirli bir süre boyunca devam eden eylemleri veya arka planda devam eden olayları ifade eder.
985. “Past Simple” ve “Past Continuous” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I watched a movie last night.” (Dün gece bir film izledim.) – “Past Simple”
“I was watching a movie when you called.” (Sen aradığında bir film izliyordum.) – “Past Continuous”
986. “Past Perfect” ne zaman kullanılır?
“Past Perfect”, geçmişteki bir olayın başka bir olaydan önce gerçekleştiğini ifade etmek için kullanılır.
987. “Past Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I had finished my homework before I went to bed.” (Yatmadan önce ödevimi bitirmiştim.)
“She had already left when I arrived.” (Ben geldiğimde o çoktan gitmişti.)
988. “Future Simple” ve “Future Continuous” arasındaki fark nedir?
“Future Simple” gelecekte gerçekleşmesi beklenen bir eylemi ifade ederken, “Future Continuous” gelecekte belirli bir zaman diliminde devam edecek bir eylemi ifade eder.
989. “Future Simple” ve “Future Continuous” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnek:
“I will call you tomorrow.” (Yarın seni arayacağım.) – “Future Simple”
“I will be calling you at 8 PM.” (Saat 8’de seni arıyor olacağım.) – “Future Continuous”
990. “Future Perfect” ne zaman kullanılır?
“Future Perfect”, gelecekte bir noktada tamamlanmış olacak bir eylemi ifade etmek için kullanılır.
991. “Future Perfect” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“I will have finished the report by Friday.” (Cuma’ya kadar raporu bitirmiş olacağım.)
“By next year, they will have moved to a new house.” (Gelecek yıl, yeni bir eve taşınmış olacaklar.)
992. “Future Perfect Continuous” ne zaman kullanılır?
“Future Perfect Continuous”, gelecekte bir zaman diliminde devam etmekte olan ve belirli bir noktada tamamlanmış olacak bir eylemi ifade eder.
993. “Future Perfect Continuous” ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“By next year, I will have been working at this company for 10 years.” (Gelecek yıl, bu şirkette 10 yıl çalışmış olacağım.)
“She will have been studying for five hours by the time you arrive.” (Sen geldiğinde, o beş saattir çalışıyor olacak.)
994. “Conditionals” nedir?
“Conditionals” (şart cümleleri), bir şeyin gerçekleşmesi için bir koşulun gerekli olduğunu ifade eder. Genellikle “if” ile başlar.
995. “Conditionals” türlerini açıklayabilir misin?
Evet! Şart cümleleri üç türde olabilir:
- First Conditional: Gerçekleşmesi olasılık dahilindeki bir durum.
- Second Conditional: Gerçekleşmesi olasılık dışı veya hayali bir durum.
- Third Conditional: Geçmişteki bir duruma dayalı hayali bir sonuç.
996. First Conditional nedir?
First Conditional, gelecekteki olası bir durumu ifade eder. Gerçekleşme ihtimali vardır. Yapısı: If + Present Simple, Future Simple.
997. First Conditional ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“If it rains tomorrow, we will stay inside.” (Yarın yağmur yağarsa, içeride kalacağız.)
“If you study hard, you will pass the exam.” (Çok çalışırsan, sınavı geçeceksin.)
998. Second Conditional nedir?
Second Conditional, gerçekleşmesi olasılık dışı veya hayali bir durumu ifade eder. Yapısı: If + Past Simple, Would + Verb.
999. Second Conditional ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“If I won the lottery, I would travel around the world.” (Piyangoyu kazansaydım, dünya turuna çıkardım.)
“If I were rich, I would buy a big house.” (Zengin olsaydım, büyük bir ev alırdım.)
1000. Third Conditional nedir?
Third Conditional, geçmişteki bir duruma dayalı hayali bir sonuç ifade eder. Yapısı: If + Past Perfect, Would have + Past Participle.
1001. Third Conditional ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“If I had studied harder, I would have passed the exam.” (Daha çok çalışmış olsaydım, sınavı geçerdim.)
“If they had left earlier, they would have caught the train.” (Daha erken gitmiş olsalardı, treni yakalarlardı.)
1002. “Mixed Conditionals” nedir?
“Mixed Conditionals”, geçmişteki bir durum ile şimdiye veya geleceğe dair bir sonuç arasında bağlantı kurar. Hem geçmiş hem de şimdiki zamanla ilgili eylemleri ifade eder.
1003. Mixed Conditionals ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“If I had studied harder, I would be in a better job now.” (Daha çok çalışmış olsaydım, şimdi daha iyi bir işim olurdu.)
“If she had listened to my advice, she wouldn’t be in trouble now.” (Benim tavsiyemi dinleseydi, şimdi zor durumda olmazdı.)
1004. “Passive Voice” nedir?
“Passive Voice” (Edilgen yapı), cümlede öznenin eylemi gerçekleştiren kişi değil, eylemi yapan kişi yerine eylemi gerçekleştiren işin kendisi vurgulanır. Yapısı: be + past participle.
1005. Passive Voice ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
“The book was read by Mary.” (Kitap Mary tarafından okundu.)
“The house is being built.” (Ev inşa ediliyor.)
1006. Passive Voice ne zaman kullanılır?
Passive Voice, eylemi gerçekleştiren kişi önemli değilse veya kim olduğunu bilmiyorsak kullanılır. Ayrıca vurgulamak istediğimiz şey, eylemi yapan kişi değil, eylemin kendisidir.
1007. Active Voice ve Passive Voice arasındaki fark nedir?
Active Voice’da özne, eylemi gerçekleştiren kişi ya da şeydir, Passive Voice’da ise özne, eylemi gerçekleştirilen kişi ya da şeydir.
Örnek:
Active: “Mary read the book.” (Mary kitabı okudu.)
Passive: “The book was read by Mary.” (Kitap Mary tarafından okundu.)
1008. “Reported Speech” nedir?
“Reported Speech” (Dolaylı anlatım), birinin söylediklerini direkt olarak değil de, dolaylı şekilde aktarmak için kullanılır.
1009. Reported Speech ile bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
Direct: “I am going to the store.” (Mağazaya gidiyorum.)
Reported: She said that she was going to the store. (O, mağazaya gittiğini söyledi.)
1010. Reported Speech’te zaman değişiklikleri nasıl olur?
Reported Speech’te, anlatım değiştiği için bazı zamanlarda değişiklikler olur. Örneğin:
- “Present Simple” -> “Past Simple”
- “Present Continuous” -> “Past Continuous”
- “Will” -> “Would”
1011. Reported Speech’le ilgili bir örnek verebilir misin?
Evet! Örnek:
Direct: “I will help you tomorrow.” (Yarın sana yardım edeceğim.)
Reported: He said that he would help me tomorrow. (Yarın bana yardım edeceğini söyledi.)
1012. “Modals” nedir?
“Modals” (kipler), bir eylemin nasıl yapıldığını veya bir şeyin ne kadar mümkün olduğunu, gerekliliğini veya olasılığını belirtmek için kullanılan yardımcı fiillerdir.
1013. Modals ile ilgili bazı örnekler verebilir misin?
Evet! Örnekler:
- “Can” (yapabilmek) – “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “Must” (zorunluluk) – “You must wear a helmet.” (Kask takmalısın.)
- “Might” (belki) – “It might rain later.” (Sonra yağmur yağabilir.)
1014. “Must” ve “Have to” arasındaki fark nedir?
“Must”, kişisel zorunluluk veya güçlü tavsiyeler için kullanılır, “Have to” ise dışsal bir zorunluluk ifade eder.
1015. “Must” ve “Have to” arasındaki farkı örnekle açıklayabilir misin?
Evet! Örnekler:
- “You must study for the exam.” (Sınav için çalışmalısın.) – Kişisel tavsiye veya zorunluluk.
- “I have to work tomorrow.” (Yarın çalışmam gerekiyor.) – Dışsal bir zorunluluk, örneğin işin gereği.
1016. “Should” ve “Ought to” arasındaki fark nedir?
“Should” ve “Ought to” genellikle aynı anlamda kullanılsa da, “Ought to” biraz daha resmi bir kullanım olabilir.
1017. “Should” ve “Ought to” ile örnekler verebilir misin?
Evet! Örnekler:
- “You should eat more vegetables.” (Daha fazla sebze yemelisin.)
- “You ought to apologize to her.” (Ona özür dilemelisin.)
1018. “May” ve “Might” arasındaki fark nedir?
“May” daha güçlü bir olasılık belirtirken, “Might” daha zayıf bir olasılık ifade eder.
1019. “May” ve “Might” ile örnekler verebilir misin?
Evet! Örnekler:
- “It may rain later.” (Sonra yağmur yağabilir.)
- “He might come to the party.” (Partiye gelmiş olabilir.)
1020. “Could” ve “Can” arasındaki fark nedir?
“Could” geçmişteki yetenekleri veya kibar bir şekilde istekleri belirtirken, “Can” şimdiki zaman için yetenek veya izin anlamına gelir.
1021. “Could” ve “Can” ile örnekler verebilir misin?
Evet! Örnekler:
- “I can swim.” (Yüzebilirim.)
- “When I was a child, I could run fast.” (Çocukken hızlı koşabilirdim.)
- “Can you help me?” (Bana yardım edebilir misin?)
- “Could you please pass the salt?” (Tuzu geçirebilir misiniz, lütfen?)