Akıllı Sözleşmelerde İrade Beyanı ve Uyuşmazlık Çözümü
Giriş
Akıllı sözleşmeler (smart contracts), blokzincir (blockchain) teknolojisiyle çalışan, önceden programlanmış koşullara bağlı olarak otomatik biçimde yürürlüğe giren dijital anlaşmalardır. Bu sözleşmelerin temel amacı, güven sorununu ortadan kaldırmak ve aracıya ihtiyaç duymadan sözleşme ifasını sağlamak olsa da, klasik hukuk sistemindeki “irade beyanı” ve “uyuşmazlık çözümü” gibi temel unsurlar açısından ciddi sorular gündeme getirmektedir.
Bu makalede, akıllı sözleşmelerde irade beyanının nasıl gerçekleştiği, hangi durumlarda geçersiz sayılabileceği ve oluşabilecek uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği konusu, Türk Borçlar Hukuku ve uluslararası hukuk perspektifiyle değerlendirilecektir.
Akıllı Sözleşmenin Hukuki Tanımı
Hukuki açıdan akıllı sözleşmeler, taraflar arasında doğan borç ilişkisini kod üzerinden düzenleyen, algoritmik olarak çalışan dijital işlemlerdir. Akıllı sözleşmeler, genellikle Ethereum gibi blokzincir ağlarında çalışır ve işlem bir kez başlatıldığında geri alınamaz ve otomatik işler.
Klasik Sözleşme Hukukuna Göre Unsurlar:
- Tarafların Ehliyeti
- İrade Beyanı
- Konu
- Sebep
Akıllı sözleşmelerde bu unsurların nasıl karşılandığı büyük önem taşır; özellikle irade beyanı ve anlaşmanın kurulma şekli çoğu zaman tartışmalıdır.
İrade Beyanının Niteliği
1. Kod ile Beyan Edilen İrade
Akıllı sözleşmelerde tarafların iradesi, yazılı metin değil, kod satırları aracılığıyla ortaya konur. Bu durum, sözleşmenin amacının açıkça ifade edilmesini zorlaştırabilir.
- Geleneksel hukukta irade beyanı açık veya örtülü olabilir. Ancak akıllı sözleşmelerde irade, açık değil, genellikle “algoritmik” ve “programatik” biçimde yansır.
- Bu durum, irade ile beyan arasında uyumsuzluk ihtimalini gündeme getirir. Kişi yazılımın teknik doğası nedeniyle neye rıza gösterdiğini tam anlamayabilir.
2. İrade Sakatlığı
- Hata, hile veya cebir gibi irade sakatlığı durumları, blokzincir tabanlı bir sistemde geri döndürülemez sonuçlar doğurabilir.
- Akıllı sözleşmelerin “geri alınamaz” yapısı, bu gibi durumlarda klasik hukuk sisteminden farklı sonuçlara yol açabilir.
Uyuşmazlık Durumlarında Hukuki Zorluklar
1. Yargı Yetkisi ve Uygulanacak Hukuk
- Akıllı sözleşmeler sınır ötesi doğası gereği uluslararası nitelik taşır. Taraflar farklı ülkelerden olabilir.
- Bu durum, hangi ülkenin hukukunun uygulanacağı ve hangi mahkemenin yetkili olacağı konusunda belirsizlik yaratır.
- Bu nedenle sözleşmeye yetki ve hukuk seçimi maddesi yazılması son derece önemlidir.
2. Uygulanabilirlik Sorunu
- Akıllı sözleşmelerin maddi hukuk kurallarına uygunluğu tartışmalıdır. Özellikle Türk Hukuku’nda sözleşmelerin şekil şartı, genel işlem koşulları, açıklık ve anlaşılabilirlik gibi yükümlülükleri bu sözleşmelere doğrudan uygulanamayabilir.
- Hukuken geçersiz sayılabilecek bir irade beyanı, blokzincir ortamında geri alınamaz işlemlere yol açabilir.
3. Uyuşmazlık Çözüm Mekanizmaları
a) Geleneksel Mahkemeler
- Uyuşmazlık durumunda taraflar, klasik adli yollara başvurabilir.
- Ancak hâkimlerin teknik bilgiden yoksun olması, kararların verilebilmesini zorlaştırabilir.
b) Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolları (ADR)
- Tahkim veya arabuluculuk, tarafların teknik detayları uzmanlara açıklayabileceği daha esnek süreçler sunabilir.
- Uluslararası Tahkim Merkezleri (LCIA, ICC) bu tür sözleşmeler için giderek daha sık tercih edilmektedir.
c) On-Chain Uyuşmazlık Çözümleri
- Özellikle DAO (decentralized autonomous organization) sistemlerinde kullanılan blockchain tabanlı tahkim platformları (örn: Kleros), dijital oylama ve akıllı kontrat entegrasyonu ile uyuşmazlıkları çözmeyi hedefler.
- Bu sistemlerin henüz yasal tanınırlığı ve bağlayıcılığı çoğu ülkede sınırlıdır.
Türk Hukuku Bağlamında Değerlendirme
Türk Borçlar Kanunu’na göre sözleşmenin kurulması için karşılıklı ve uygun irade beyanı yeterlidir. Akıllı sözleşmelerde:
- Tarafların iradelerinin örtüşmesi varsa ve içerik hukuka uygunsa, sözleşmenin geçerliliği mümkündür.
- Ancak sözleşme içeriğinin anlaşılabilirliği, genel işlem koşulları denetimi ve tüketici hakları açısından önemli sorunlar doğabilir.
- Hata veya irade sakatlığı hâlinde, klasik sözleşmelerde olduğu gibi iptal davası açılabilir. Ancak blokzincir doğası gereği fiilen sözleşmenin ortadan kaldırılması mümkün olmayabilir, yalnızca hukuki geçersizlik iddiası ileri sürülebilir.
Özetle
Akıllı sözleşmeler, klasik sözleşme hukukunun irade beyanı ve uyuşmazlık çözümü ilkeleri açısından önemli meydan okumalar sunmaktadır. Bu sözleşmelerde tarafların gerçek iradelerinin beyana tam yansıması zorlaşmakta, uyuşmazlık durumlarında klasik yargı sistemleri teknik bilgi eksikliği nedeniyle yetersiz kalabilmektedir. Etkin uyuşmazlık çözümü için hem teknik hem hukuki altyapıların geliştirilmesi, tarafların yetki ve hukuk seçimi hükümlerine yer vermesi ve gerektiğinde alternatif çözüm yollarına yönelmesi gerekmektedir. Gelecekte, akıllı sözleşmelerin hukuka entegrasyonu için hibrit modellerin (on-chain + off-chain) geliştirilmesi kaçınılmaz olacaktır.
Anahtar Kelimeler: akıllı sözleşmeler, irade beyanı, blokzincir, uyuşmazlık çözümü, smart contract tahkimi, Türk Borçlar Kanunu, hukuki geçerlilik, hata hali, yapay zeka hukuk, dijital sözleşmeler