1
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ASFOGRAN 320 mcg/ 9 mcg inhalasyon tozu, sert kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Hastaya ulaşan her doz (ağız parçasından çıkan doz):
Budesonid……………………………………………………………… 320 mikrogram/inhalasyon
Formoterol fumarat ………………………………………………….9 mikrogram/inhalasyon
içerir.
Hastaya ulaşan 320 mikrogram budesonid, 400 mikrogram ölçülü doza ve hastaya ulaşan 9
mikrogram formoterol fumarat dihidrat, 12 mikrogram ölçülü doza karşılık gelir.
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1’ e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
İnhalasyon için toz içeren kapsül
Beyaz renkli toz içerir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Astım:
Astım semptomlarının düzeltilmesi ve kontrol altına alınması amacıyla kullanılır. Astım
hastalığının basamaklı tedavisinde 3. basamaktan itibaren verilir.
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH):
Formoterol, budesonid ile birlikte düzenli kullanıldığında orta ve ağır KOAH olgularında,
semptomları ve atak sıklığını azaltmaktadır.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Astım:
ASFOGRAN’ın içindeki maddelerin dozu her hasta için farklıdır ve hastalığın şiddetine göre
belirlenmelidir. Bu durum, sadece tedaviye kombinasyon ile başlandığında değil, idame dozu
ayarlanırken de gözönünde tutulmalıdır. Hasta, kombinasyon preparatının içindeki dozların
dışında bir doz kombinasyonuna gereksinim duyarsa uygun dozda β2-agonist ve
kortikosteroidi tek başına içeren preparatlar verilmelidir.
2
ASFOGRAN’ ın bu formu sadece idame tedavisinde kullanılır. Semptom giderici tedavi olarak
verilemez.
Önerilen dozlar:
Erişkinler (18 yaş ve üzeri): Günde iki kez 1 inhalasyon. Bazı hastalar için, günde toplam iki
kez 2 inhalasyon dozunu aşmamak üzere daha yüksek doz kullanılması gerekebilir.
Adolesanlar (12-17 yaş): Günde iki kez 1 inhalasyon.
Hasta düzenli olarak hekim tarafından kontrol edilerek tedavi, etkili en düşük ASFOGRAN
dozu ile sürdürülmelidir. Doz titre edilerek semptomların denetiminin sürdürülebildiği etkili
en düşük doza ulaşılmalıdır. Önerilen en düşük doz ile semptomatik kontrol elde edildikten
sonra inhalasyon yoluyla kullanılan kortikosteroidlerle tek başına tedavi denenebilir.
Genel uygulamada günde iki kez kullanım ile semptomlar kontrol altına alındığında,
semptomların kontrolünün sürdürülebilmesi için hekim tarafından hastanın uzun etkili
bronkodilatatöre ihtiyacı olduğu düşünülüyor ise, doz titre edilerek ulaşılan etkili en düşük doz,
günde tek doz ASFOGRAN olarak kullanılabilir.
Ayrı bir hızlı etkili bronkodilatör kullanımının artması, altta yatan bir kötüleşme olduğunu
göstermektedir ve astım tedavisinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Çocuklar (6 yaş ve üzeri): 6-11 yaş arasındaki çocuklarda kullanım için daha düşük doz
kullanılmalıdır.
6 yaşın altındaki çocuklar: Bu konuyla ilgili kısıtlı veri olduğu için, ASFOGRAN 6 yaşından
küçük çocuklar için önerilmez.
ASFOGRAN sadece ASFOGRAN idame tedavide kullanılmalıdır. Budesonid- formoterol
kombinasyonunda “idame ve semptomları giderici tedavi” için daha düşük dozlar mevcuttur.
(160 mikrogram/4.5 mikrogram/inhalasyon ve 80 mikrogram/4.5 mikrogram/inhalasyon)
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH):
Önerilen dozlar:
Erişkinler: Günde iki kez 1 inhalasyon uygulanır.
Uygulama şekli:
ASFOGRAN inhaler kapsül sadece oral inhalasyon içindir. İnhaler aracılığıyla derin nefes
alındığında ilaç solunum yollarına ulaşır.
Olası bir kandida enfeksiyonu riskini azaltmak için her ASFOGRAN uygulamasından sonra
ağzın su ile iyice çalkalanması ve tükürülmesi önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm
4.8). Ayrıca ağzın su ile çalkalanması boğaz irritasyonunu engellemeye ve sistemik etki
riskinin azaltılmasına muhtemelen yardımcı olabilir.
İlacın akciğerlerdeki hedef bölgelere ulaşabilmesi ve uygun şekilde kullanıldığından emin
olunması için doktor veya bir başka sağlık personeli:
• kullanım talimatına uygun olarak inhalasyon cihazının nasıl kullanılacağını hastalara
öğretmeli ve göstermeli;
• kapsüllerin sadece inhalasyon cihazı aracılığıyla uygulanması gerektiği ve yutulmaması
3
konusunda hastayı uyarmalıdır. ASFOGRAN reçete edilmiş bir hastanın solunumunda
iyileşme olmuyorsa hastanın ASFOGRAN’ ı nasıl ve hangi yolla kullandığını sormalıdır.
Kullanıma ilişkin detaylı bilgi kullanma talimatında mevcuttur.
Hastaların jelatin kapsülün parçalanabileceğini ve küçük jelatin parçalarının
inhalasyondan sonra ağız veya boğaz bölgesine ulaşabileceğini bilmesi önemlidir.
Hastaya jelatinin zararsız olduğu, ağızda yumuşayacağı ve yutulabildiği söylenmelidir.
Kapsülü bir defadan fazla delmemek suretiyle parçalanma olasılığı asgari düzeye
indirilebilir.
Doğru kullanım talimatları
Doktorunuzun talimatlarını dikkatlice uygulayınız. Önerilen dozu aşmayınız.
Doktorunuzun size ihtiyaçlarınıza göre ASFOGRAN’ ı ne sıklıkta ve ne kadar almanız
gerektiğini söyleyecektir.
1-Kapağı çekip çıkarınız.
2-Kapsül bölmesini açınız.
İnhalerin tabanını sıkıca tutup, açmak için
ağızlığı üzerinde yer alan ok işareti yönünde
döndürünüz.
4
3-Parmaklarınızın tamamen kuru
olduğundan emin olunuz. Ambalajından bir
kapsül çıkarınız ve bu kapsülü cihazın
tabanındaki kapsül bölmesine yatık olarak
yerleştiriniz. Kapsülleri, kullanımdan hemen
önce ambalajından çıkarmanız önemlidir.
ÖNEMLİ: Kapsülü ağızlığın içerisine
yerleştirmeyiniz!
4-Ağızlığı “klik” sesi duyana kadar geri
çevirerek kapalı duruma getiriniz.
5-Tozu kapsülden serbestlemek için:
• Cihazı ağızlık yukarı doğru bakacak
şekilde dik olarak tutunuz.
• Kenarlardaki iki kulakçığa (düğmelere)
aynı anda ve sadece bir kez sıkıca basarak
kapsülü deliniz.
Not: Kapsül bu aşamada parçalanabilir ve
küçük jelatin parçacıkları ağzınıza ya da
boğazınıza gelebilir. Fakat jelatin yenebilir
nitelikte olduğu için zararlı değildir.
6-Nefesinizi olabildiğince dışarıya veriniz.
5
7-İlacı derin bir şekilde hava yollarınıza
çekmek için:
• Ağızlığı ağzınıza yerleştiriniz ve başınızı
hafifçe geriye doğru eğiniz.
• Dudaklarınızla ağızlığın etrafını sıkıca
sarınız.
• Hızlı, duraksamadan ve alabildiğiniz
kadar derin bir nefes alınız.
Not: Kapsülün, kapsül bölmesinin
üzerindeki alanda dönmesine bağlı olarak
bir vızıldama sesi duymalısınız. Eğer bu
vızıldama sesini duymazsanız, kapsül
bölmesini açınız ve kapsülün, kapsül
bölmesinde sıkışıp sıkışmadığını kontrol
ediniz. Daha sonra 7.basamağı tekrarlayınız.
Kapsülü sıkıştığı yerden kurtarmak için
düğmelere tekrar BASMAYINIZ.
8- Cihazın içerisinden nefes aldıktan sonra, nefesinizi olabildiğince tutunuz ve cihazı
ağzınızdan çıkarınız. Sonra burnunuzdan nefes veriniz. Kapsül bölmesini açınız ve
kapsülde toz kalıp kalmadığını kontrol ediniz. Eğer kalmış ise 6, 7 ve 8 no’ lu işlemleri
tekrarlayınız.
9- Tüm tozu kullandıktan sonra kapsül bölmesini açınız (Bkz. basamak 2). Boş kapsülü
çıkarınız. doktorunuzun önerisi doğrultusunda aynı işlemleri diğer kapsüller için de
tekrarlayınız.
10- İçeride kalan tozları temizlemek için kuru bir kağıt mendil ya da fırça kullanınız.
Not: İnhalasyon cihazını temizlemek için SU KULLANMAYINIZ.
Önce ağızlığı, ardından kapağı kapatınız.
İlacınızı kullandıktan sonra ağzınızı su ile iyice çalkalayınız ve çalkaladıktan sonra ağzınızdaki
suyu tükürünüz. Bunu yapmak, ağzınızda mantar enfeksiyonu (pamukçuk) gelişmesi riskini
azaltır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Karaciğer ya da böbrek yetmezliği olan hastalarda
ASFOGRAN kullanımı ile ilgili veri yoktur. Ancak budesonid ve fomoterol ilk geçiş sırasında
hepatik metabolizma ile elimine edildiklerinden, ağır karaciğer sirozu olanlarda maruziyet
artabilir.
Pediyatrik popülasyon: 6-11 yaş arasındaki çocuklarda kullanım için daha düşük dozda
Budosenid – formoterol kombinasyonu mevcuttur.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda özel doz gereksinimleri yoktur.
4.3 Kontrendikasyonlar
Etkin maddelere veya Bölüm 6.1’de listelenen herhangi bir yardımcı maddeye (düşük
miktarlarda süt proteinleri içeren laktoz) karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır.
6
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Tedavi sonlandırılacağı zaman, dozun azaltılarak bırakılması ve aniden kesilmemesi önerilir.
Hastalar tedaviyi etkisiz bulduğunda ya da ASFOGRAN’ ın önerilen en yüksek dozu
aşıldığında tıbbi yardım alınmalıdır (Bkz. 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli). Hızlı etki eden
bronkodilatörlerin kullanımının artması, altta yatan hastalığın kötüleştiğini gösterir ve astım
tedavisinin yeniden değerlendirilmesini gerektirir. Astım ve KOAH’ın ani ve giderek
kötüleşmesi, hayatı tehdit eden bir durumdur ve hasta acil olarak medikal değerlendirmeden
geçirilmelidir. Bu durumda kortikosteroid tedavisinin arttırılma ihtiyacı, örneğin oral yoldan
bir kortikosteroid verilmesi ya da bir enfeksiyon varsa antibiyotik verilmesi, göz önünde
bulundurulmalıdır.
Hastalara kurtarıcı inhaler ilaçlarını her zaman yanlarında bulundurmaları öğütlenmelidir.
Hastalar, asemptomatik olsa bile ASFOGRAN idame dozunu doktorun önerdiği şekilde her
gün kullanmaları gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir.
Tedavi kesileceği zaman dozun giderek azaltılması önerilmektedir. Tedavi, birden
kesilmemelidir. Astım semptomları kontrol altına alındıktan sonra, ASFOGRAN dozunun
yavaş yavaş azaltılması düşünülebilir. Tedavi dozu azaltılırken hastaların düzenli olarak
kontrol edilmesi önemlidir. (Bkz. 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli).
ASFOGRAN tedavisine alevlenme sırasında veya eğer astımda belirgin kötüleşme ya da akut
olarak kötüleşen astım var ise başlanmamalıdır.
ASFOGRAN ile tedavi sırasında, astımla ilişkili advers etkiler ve alevlenmeler görülebilir.
Hastalardan ASFOGRAN ile tedaviye devam etmeleri, fakat ASFOGRAN’ a başlandıktan
sonra astım semptomları kontrol altına alınamazsa veya kötüleşirse tıbbi destek almaları
istenmelidir.
Bronkodilatör öncesinde FEV1 değeri öngörülen normale göre >%50 olan ve bir bronkodilatör
sonrasında FEV1 değeri öngörülen normale göre <%70 olan KOAH’lı hastalarda budesonid ve
formoterol fumarat kombinasyonu ile ilgili klinik çalışma verisi yoktur (Bkz. Bölüm 5.1).
İnhalasyon yoluyla uygulanan diğer tedavilerde olduğu gibi, ilaç alındıktan sonra hırıltılı soluk
alıp vermede ani bir artış ile birlikte paradoksikal bronkospazm görülebilir. Eğer hasta
paradoksikal bronkospazm geçirirse, derhal ASFOGRAN ile tedavi kesilmeli, tedavi tekrar
değerlendirilmeli ve gerekirse başka bir tedaviye geçilmelidir. Paradoksal bronkospazm hızlıetkili bir inhale bronkodilatöre yanıt verir ve derhal tedavi edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).
Uzun süre özellikle yüksek dozda inhalasyon yoluyla herhangi bir kortikosteroid
kullanıldığında sistemik etkiler görülebilir. Bu etkilerin görülme olasılığı oral
7
kortikosteroidlere oranla daha azdır. Oluşabilecek sistemik etkiler; Cushing’s sendromu,
Cushing benzeri özellikler, adrenal baskılama, çocuklarda ve yetişkinlerde büyüme geriliği,
kemik mineral yoğunluğunda azalma, katarakt, glokom ve daha nadir olarak çeşitli psikolojik
veya psikomotor hiperaktivite, uyku bozuklukları, anksiyete, depresyon veya agresyonu
kapsayan davranışsal etkilerdir (özellikle çocuklarda) (Bkz. Bölüm.4.8.).
Kemik yoğunluğu üzerine potansiyel etkiler, özellikle uzun süre yüksek dozda kortikosteroid
kullanan ve birlikte osteoporoz risk faktörleri taşıyan hastalarda göz önünde tutulmalıdır.
İnhalasyon yoluyla kullanılan budesonid ile yapılan uzun süreli çalışmalar, çocuklarda günlük
ortalama 400 mikrogram (ölçülü doz) veya yetişkinlerde günlük 800 mikrogram (ölçülü doz)
dozun kemik mineral yoğunluğu üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını göstermiştir.
Budesonid ve formoterol fumarat kombinasyonunun daha yüksek dozları ile görülen etkilerine
ilişkin bilgi yoktur.
Daha önceki sistemik steroid tedavisi nedeniyle adrenal yetmezliğinin belirtileri varsa, böyle
hastalar ASFOGRAN tedavisine alınırken dikkatli olunmalıdır.
İnhalasyonla alınan budesonid tedavisinin yararı, oral steroide duyulan gereksinimi en aza
indirmesidir, ancak oral steroid tedavisinden inhalasyon tedavisine geçen hastalar uzun zaman
adrenal yetmezlik riski ile karşı karşıya olabilirler. Oral steroid tedavisi kesildikten sonra
iyileşme uzun sürebilir, bu nedenle inhalasyon yoluyla alınan budenosid tedavisine transfer
edilen oral steroide bağımlı hastalar uzun zaman adrenal yetmezlik riski ile karşı karşıya
olabilirler. Bu gibi durumlarda HPA axis fonksiyonu düzenli olarak kontrol edilmelidir.
Yüksek dozlarda inhale kortikosteroidler ile uzun süreli, özellikle önerilenden daha yüksek
dozlarla tedavi, klinik açıdan önemli adrenal baskılanmaya neden olabilir. Bu nedenle ağır
enfeksiyonlar gibi stres durumlarında veya elektif operasyon uygulanan dönemlerde ilave
sistemik kortikosteroid tedavisi düşünülmelidir. Steroid dozlarında hızlı azalma, akut adrenal
krizleri tetikleyebilir. Akut adrenal kriz sırasında görülebilecek belirti ve işaretler kısmen
belirsiz olabilir, ancak anoreksi, abdominal ağrı, kilo kaybı, yorgunluk, baş ağrısı, bulantı,
kusma, bilinç seviyesinde azalma, nöbet, hipotansiyon ve hipoglisemiyi kapsayabilir.
İnhale budesonid ve destek olarak kullanılan sistemik steroid tedavisi aniden kesilmemelidir.
Oral tedaviden ASFOGRAN’ a geçilirken, alerjik veya artiritik belirtiler görünümünde rinit,
egzema ve kas eklem ağrısı gibi genel olarak daha düşük bir sistemik steroid etki görülecektir.
Bu durumlar için özel tedavi başlatılmalıdır. Nadir olarak, yorgunluk, baş ağrısı, bulantı ve
kusma oluşması halinde, genel yetersiz bir glukokortikosteroid etkiden şüphelenmek gerekir.
Böyle durumlarda oral glukokortikosteroid dozlarının geçici olarak arttırılması bazen
gereklidir.
Hastalara, ağız ve boğaz bölgesinde pamukçuk oluşma riskini azaltması için idame dozun her
inhalasyonundan sonra ağızlarını suyla çalkalamaları öğütlenmelidir.
ASFOGRAN ile itrakonazol ve ritonavir veya diğer güçlü CYP3A4 (örneğin; ketokonazol,
nelfinavir, amiodaron, klaritromisin) inhibitörleri birlikte kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5).
Bunun mümkün olmadığı durumlarda, etkileşen ilaçların uygulanmaları arasındaki süre
mümkün olduğu kadar uzun olmalıdır.
8
ASFOGRAN tirotoksikoz, feokromasitoma, diabetes mellitus, tedavi edilmemiş hipokalemi,
hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopati, idiyopatik subvalvular aort stenozu, şiddetli
hipertansiyon, anevrizma veya iskemik kalp hastalığı, taşiaritmi ya da kalp yetmezliği gibi
ağır kardiyovasküler hastalığı olanlarda dikkatli kullanılmalıdır.
QTc-aralığı uzamış hastalarda ASFOGRAN kullanırken dikkatli olunmalıdır. Formoterol QTcaralığının uzamasına neden olabilir.
Aktif ya da pasif akciğer tüberkülozu, solunum yollarında fungal ve viral enfeksiyonu olan
hastalarda, inhalasyonla kullanılan kortikosteroidlere gerek olup olmadığı ve dozu yeniden
değerlendirilmelidir.
Yüksek dozda β2-agonist tedavisi, ciddi hipokalemi ile sonuçlanabilir. β2-agonistlerin
hipokalemiye neden olan veya ksantin türevleri,steroidler ve diüretikler gibi hipokalemik etkiyi
artıran diğer ilaçlarla birlikte kullanılması, β2-agonistlerin olası hipokalemik etkisini
artırabilir. Hipokalemi yan etki olasılığının arttığı; değişken sıklıkta hızlı etkili
bronkodilatatörlerin kullanıldığı stabil olmayan astım, hipoksi nedeniyle hipokalemi riskinin
artabileceği akut ağır astım ve bu riskin artabileceği diğer durumlarda özel dikkat gösterilmesi
önerilmektedir. Bu tür durumlarda serum potasyum düzeylerinin dikkatle izlenmesi
önerilmektedir.
Bütün β2-agonistlerde olduğu gibi, diyabetik hastalarda kan glukoz düzeyleri daha sık
izlenmelidir.
Sistemik ve topikal kortikosteroid kullanımı ile görme bozukluğu görülebilir. Hasta, bulanık
görme veya diğer görme bozuklukları gibi semptomlarla karşılaşırsa, sistemik ve topikal
kortikosteroidlerin kullanımından sonra rapor edilen katarakt, glokom gibi olası hastalıkların
veya merkezi seröz korioretinopati (CSCR) gibi nadir görülen hastalıkların değerlendirilmesi
için bir göz doktoruna sevk edilmeleri düşünülmelidir.
ASFOGRAN laktoz içermektedir. Yardımcı madde laktoz, alerjik reaksiyonlara sebebiyet
verebilecek, düşük miktarda süt proteinleri içerir.
Pediyatrik popülasyonlar
İnhale kortikosteroidler ile uzun süreli tedavi gören çocukların boylarının düzenli olarak
görüntülenmesi önerilir. Eğer büyümede yavaşlama olursa, mümkün ise inhale kortikosteroid
dozunu etkili astım kontrolünü devam ettiren en düşük doza düşürmek amacıyla tedavi yeniden
değerlendirilmelidir. Ayrıca, hastaya pediyatrik göğüs hastalıkları uzmanına görünmesi
önerilebilir.
Uzun vadeli çalışmalardan elde edilen sınırlı veriler, inhale budesonid ile tedavi edilen çocuk
ve adolesanların çoğunun sonuçta erişkin hedef boylarına ulaştıklarını düşündürmektedir.
Bununla birlikte başlangıçta küçük ancak geçici bir azalma olabilir.
KOAH hastalarında pnömoni
Kortikosteroid içeren inhale ilaçları alan KOAH hastalarında, hastaneye yatış
gerektirenpnömoni dahil pnömoni insidansında artış gözlemlenmiştir. Artan steroid dozu ile
pnömoni riskinde artış kanıtları bulunmaktadır, ancak bu durum çalışmaların tamamında kesin
olarak gösterilmemiştir.
9
Kortikosteroid içeren inhalasyon preparatlarının pnömoni riskinin büyüklüğü konusunda sınıf
içi farklılıkları için kesin klinik kanıt bulunmamaktadır.
Hekimler, KOAH hastalarında olası pnömoni gelişimine karşı, enfeksiyonların klinik
özelllikleri ile KOAH semptomlarının alevlenme durumunun karışması ihtimali dolayısıyla
dikkatli olmalıdır.
KOAH hastalarındaki pnömoni risik faktörleri arasında; sigara içimi, ileri yaş, düşük vücut kitle
indeksi ve şiddetli KOAH bulunmaktadır.
o Uzun etkili beta agonist preparatlarına bağlı olarak nadiren, ciddi ve bazen ölümcül
olabilen astım ile ilgili solunum problemleri meydana gelebilir.
o ASFOGRAN astım hastalığının başlangıç tedavisi için önerilmez.
o Uzun etkili beta agonistler astım semptom kontrolünü sağlayan en kısa süre boyunca
kullanılmalı ve astım kontrolüne ulaşıldığında eğer mümkünse kullanımları
durdurulmalıdır. Sonrasında hastaların kontrol edici bir tedaviyle idamesi
sağlanmalıdır.
o İnhale kortikosteroide ek olarak uzun etkili beta agonist kullanan pediatrik ve adölesan
hastalarda, her iki ilaca uyumu garanti altına almak için, hem inhale kortikosteroid hem
de uzun etkili beta agonist içeren bir kombinasyon preparatı kullanılması önerilir.
o Hastalar alevlenme dönemlerinde ise ya da önemli ölçüde veya akut olarak kötüye
giden astım şikayetleri varsa, uzun etkili beta agonistlerle tedaviye başlanmamalıdır.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakokinetik etkileşimler:
CYP P4503A4 ile metabolize olan maddeler (örn. ketokonazol, itrakonazol, vorikonazol,
posakonazol, klaritromisin, telitromisin, nefazodon ve HIV proteaz inhibitörleri (ritonavir))
budesonidin plazma düzeylerini artırabileceklerinden bu ilaçlarla birlikte kullanımından
kaçınılmalıdır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda inhibitör ile budesonidin kullanımı
arasındaki zaman aralığı mümkün olduğunca uzun olmalıdır. Güçlü CYP3A4 inhibitörlerini
kullanan hastalarda, ASFOGRAN idame ve semptom giderici tedavi önerilmemektedir.
Günde bir kez 200 mg şeklinde uygulanan güçlü CYP3A4 inhibitörü ketokonazol, eşzamanlı
olarak oral yoldan uygulanan budesonidin (3 mg’lık tek doz) plazma düzeylerini ortalama altı
kat arttırmıştır. Ketokonazol, budesonid uygulamasından 12 saat sonra verildiğinde
konsantrasyon ortalama sadece üç kat artmıştır ve bu durum uygulama zamanlarının birbirinden
ayrılmasının plazma düzeylerindeki artışı azaltabileceğini göstermektedir. Yüksek doz inhale
budesonid ile ilgili bu etkileşim hakkındaki sınırlı veriler, günde bir kez 200 mg itrakonazol,
inhale budesonid (1000 μg’lık tek doz) ile eşzamanlı uygulandığında plazma düzeylerinde
belirgin artışlar olabileceğini (ortalama dört kat) ortaya koymaktadır.
Farmakodinamik etkileşimler:
Β-adrenerjik blokör ilaçlar, formoterolün etkisini zayıflatabilir ya da tamamen inhibe
edebilirler. Bu nedenle zorunlu olmadıkça, ASFOGRAN β-adrenerjik blokör ilaçlarla (göz
damlaları dahil) birlikte kullanılmamalıdır.
10
Kinidin, disopiramid, prokainamid, fenotiyazinler, antihistaminikler (terfenadin) ve trisiklik
antidepresanlarla birlikte kullanıldığında QTc- aralığı uzayabilir ve ventriküler aritmi riski
artar.
Ayrıca L-dopa, L-tiroksin, oksitosin ve alkol, β2-sempatomimetiklere karşı kardiyak toleransı
azaltabilir.
Monoamino oksidaz inhibitörleri ve furazolidon ve prokarbazin gibi benzer özellikteki ilaçlarla
birlikte kullanıldığında hipertansif reaksiyonlar artabilir.
Halojenli hidrokarbon yapısındaki anestezik ilaçlarla birlikte kullanıldığında aritmi riski artar.
Diğer β-adrenerjik ilaçlarla veya antikolinerjik ilaçlarla birlikte kullanıldığında aditif bronşları
genişleten etki görülebilir.
Dijital glikozitleri ile tedavi edilen hastalarda hipokalemi, aritmiye eğilimi artırabilir.
Budesonidin ve formoterolün astım tedavisinde kullanılan diğer ilaçlarla etkileşimi
gözlenmemiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara özgü etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Etkileşim çalışmaları sadece erişkinlerde yapılmıştır.
4.6 Gebelik ve Laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C’ dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeline sahip astımlı kadınlar ve gebe olan astımlı kadınları da içeren
astımlı hastalarda genel olarak yetersiz astım kontrolü riski bulunması nedeniyle, çocuk
doğurma potansiyeline sahip astımlı kadınları da içeren bu hastaların ideal bir anti-astmatik
tedavi almaları son derece önemlidir.
• ASFOGRAN (budesonid, formoterol) ile tedavi, gebe kadın ya da fetüsü için
herhangi bir ilave anlamlı klinik risk oluşturmaz ve bu nedenle herhangi bir aktif
kontrasepsiyon kullanılması gerekli değildir.
• ASFOGRAN’ın bugün bilinen kontrasepsiyon yöntemleri üzerinde herhangi bir
etkisi yoktur.
Gebelik dönemi
ASFOGRAN’ın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar
üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. kısım 5.3).
İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
11
ASFOGRAN gebelikte ancak sağlanan fayda ortaya çıkabilecek risklerden fazla olduğunda
kullanılabilir. Budesonidin, yeterli astım kontrolünü idame ettirecek etkili en düşük dozu
kullanılmalıdır.
Gebelikte, ASFOGRAN tedavisine veya formoterol ve budesonidin birlikte kullanılmasına
yönelik herhangi bir klinik veri mevcut değildir. Sıçanlardaki bir embriyo-fetal gelişim
çalışmasının verileri kombinasyondan kaynaklanan herhangi bir artmış etkiyi işaret
etmemiştir.
Formoterolün hamile kadınlarda kullanımına yönelik yeterli veri mevcut değildir. Hayvan
çalışmalarında, çok yüksek sistemik dozların kullanıldığı üreme çalışmalarında formoterol
advers etkilere neden olmuştur (Bkz. 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri).
Yaklaşık 2000 gebeden elde edilen veriler, inhale budesonidin kullanılması ile ilişkili olarak
teratojenik riskin artmadığını göstermektedir. Hayvan çalışmalarında glukokortikosteroidlerin
malformasyonlara neden olduğu gösterilmiştir (Bkz. 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). Bu
durum, önerilen dozların verildiği insanlarda aynı değildir.
Hayvan çalışmalarında, glukokortikoidlerin doğumdan önce aşırı miktarda alınmasının
intrauterin gelişmede gecikme, yetişkin kardiyovasküler hastalık ve glukokortikoid reseptör
yoğunluğunda, teratojenik doz aralığının altında görülen nörotransmitter döngüsü ve etkilerinde
kalıcı değişikliklere yönelik bir ilişki saptanmıştır.
Laktasyon dönemi
Budesonid anne sütüne geçer. Ancak tedavi dozlarında kullanıldığında bebeğe zararlı etkisi
olması beklenmez. Formoterolün insanlarda anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.
Sıçanlarda, az miktarda formoterolün anne sütüne geçtiği belirlenmiştir. ASFOGRAN,
emziren annelere, ancak anneye sağlanan faydanın, çocukta görülebilecek riskten daha fazla
olması halinde verilebilir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Hayvanlarda, formoterol ile yapılan üreme çalışmalarında, sistemik yararlanımın yüksek
olduğu erkek sıçanlarda fertilitede azalma ve sistemik yararlanımın klinikteki kullanımdan
önemli ölçüde yüksek olduğu durumlarda, implantasyon kayıpları ile birlikte postnatal yaşam
süresinde ve doğum kilosunda azalma gözlenmiştir. Ancak bu hayvan deneylerinin sonuçları
insanlar için geçerli değildir (Bkz. Bölüm 5.3).
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
ASFOGRAN’ ın araç ve makine kullanmaya herhangi bir etkisi yoktur ya da ihmal edilebilir
düzeydedir.
4.8 İstenmeyen etkiler
ASFOGRAN hem budesonid hem de formoterol içerdiğinden bu maddelerin herbirine ait,
aynı tipte ve aynı sıklıkta advers etkiler görülebilir. Bu iki maddenin birlikte
12
kullanılmasına bağlı olarak advers etkilerde bir artış gözlenmemiştir. En yaygın yan etkiler;
β2- agonistlerle tedavide görülen tremor ve palpitasyon gibi yan etkilerdir. Bu etkiler hafiftir
ve tedavinin birkaç günü içinde kaybolurlar.
Budesonid ya da formoterole bağlı aşağıdaki yan etkiler organ sınıfı ve sıklığa göre
sıralanmıştır. Sıklık tanımlaması: çok yaygın (≥1/10), yaygın (≥1/100 ila <1/10), yaygın
olmayan (≥1/1.000 ila <1/100), seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000) ve
bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve
enfestasyonlar
Yaygın Orofarinksde Candida enfeksiyonları,
pnömoni (KOAH’lı hastalarda)
Bağışıklık sistemi
hastalıkları
Seyrek Ani veya gecikmiş aşırı duyarlılık
reaksiyonları, örn. ekzantem, ürtiker,
kaşıntı, dermatit, anjiyoödem ve
anafilaktik
Endokrin hastalıkları Çok seyrek Cushing’s sendromu, Sistemik
kortikosteroid etkilerinin bulgu veya
belirtileri örn. adrenal supresyon,
büyüme gerilemesi, kemik mineral
yoğunluğunda azalma
Metabolizma ve beslenme
hastalıkları
Seyrek Hipokalemi,
Çok seyrek Hiperglisemi
Psikiyatrik hastalıklar Yaygın olmayan Ajitasyon, psikomotor hiperaktivite,
uyku bozuklukları, anksiyete
Çok seyrek Depresyon, davranış bozuklukları (esas
olarak çocuklarda)
Sinir sistemi hastalıkları Yaygın Başağrısı, tremor
Yaygın olmayan Sersemlik
Çok seyrek Tat alma bozuklukları
Göz hastalıkları Çok seyrek Katarakt ve glokom
Yaygın olmayan Bulanık görme
Kardiyak hastalıklar Yaygın Palpitasyonlar
Yaygın olmayan Taşikardi
Seyrek Kardiyak aritmiler örn. atriyal
fibrilasyon, supraventriküler taşikardi,
ekstrasistoller
Çok seyrek Angina pectoris. QTc aralığının
uzaması
Vasküler hastalıklar Çok seyrek Kan basıncında değişkenlik
Yaygın Boğazda hafif bir irritasyon, öksürme,
ses kalınlaşması
13
Solunum, göğüs
bozuklukları ve
mediastinal hastalıklar
Seyrek Bronkospazm
Gastrointestinal
hastalıklar
Yaygın olmayan Bulantı
Deri ve deri altı doku
hastalıkları
Yaygın olmayan Morarma
Kas-iskelet bozukluklar,
bağ doku ve kemik
hastalıkları
Yaygın olmayan Adale krampları
Orofarinksteki Candida enfeksiyonu ilaç birikmesinden kaynaklanmaktadır.Hastalara her
idame dozundan sonra ağızlarının su ile çalkalanmasının önerilmesi, riski en aza indirir.
Orofarinksteki Candida enfeksiyonu genelde inhale kortikosteroid tedavisini kesmeye gerek
kalmadan topikal antifungal tedaviye cevap verir. Eğer orofarinkste pamukçuk oluşursa da,
hastalar gerekli inhalasyonlardan sonra da ağızlarını su ile çalkalamalıdır.
Diğer inhalasyon tedavilerinde olduğu gibi çok nadiren paradoksal bronkospazm ortaya
çıkabilir. Bu durum 10.000’de 1 kişiden azını etkilemekte, doz uygulamasının ardından hırıltı
ve nefes darlığında hızlı bir artış meydana gelmektedir. Paradoksal bronkospazm hızlı etkili bir
inhale bronkodilatöre yanıt verir ve derhal tedavi edilmelidir. ASFOGRAN derhal bırakılmalı,
hasta değerlendirilmeli ve gerekiyorsa bir alternatif tedavi başlanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Uzun süre özellikle yüksek dozda inhalasyon yoluyla herhangi bir kortikosteroid
kullanıldığında sistemik etkiler görülebilir. Bu etkilerin görülme olasılığı oral
kortikosteroidlere oranla daha azdır. Oluşabilecek sistemik etkiler; Cushing’ s sendromu,
Cushing benzeri belirtiler, adrenal yetmezlik, çocuklar ve adolesanlarda büyüme geriliği, kemik
mineral yoğunluğunda azalma, katarakt ve glokomdur. Enfeksiyonlara karşı artmış hassasiyet
ve stres koşullarına adapte olmakta azalma da meydana gelebilir. Etkiler muhtemelen doza,
uygulama süresine, birlikte kullanılan veya daha önceki steroid maruziyetine ve bireysel
hassasiyete bağlıdır.
Β2-agonistlerle tedavi, insülin, serbest yağ asitleri, gliserol ve keton cisimlerinin kan düzeyinin
yükselmesine neden olabilir.
Pediyatrik popülasyonlar
Uzun süreli inhale kortikosteroid tedavisi gören çocukların boylarının düzenli olarak
görüntülenmesi önerilir (Bkz. Bölüm 4.4.).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem
taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine
olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye
Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-mail:
tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
14
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Formoterolün doz aşımı durumunda tremor, başağrısı ve palpitasyon gibi β2-agonistlere bağlı
tipik etkiler görülebilir. İzole vakalarda bildirilen belirtiler; taşikardi, hiperglisemi, hipokalemi,
QTc-aralığında uzama, aritmi, bulantı ve kusmadır. Destekleyici ve semptomatik tedavi
uygulanabilir. Akut bronşiyal obstrüksiyonu olan hastaya 3 saat içinde verilen 90 mikrogramlık
bir doz güvenlilik konusunda sorun yaratmamıştır.
Çok yüksek dozlarda olsa bile, akut budesonid doz aşımının klinik açıdan sorun oluşturması
beklenmez. Uzun süre çok yüksek dozlarda kullanılırsa, hiperkortisizm, ve adrenal
baskılanması gibi sistemik glukokortikosteroid etkileri ortaya çıkabilir.
Formoterol doz aşımına bağlı olarak ASFOGRAN tedavisinin kesilmesi gerekirse, inhalasyon
yoluyla kullanılan uygun bir kortikosteroid tedavisinin uygulanması düşünülmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Adrenerjikler ve obstrüktif solunum yolu hastalıklarında kullanılan
diğer ilaçlar
ATC kodu: R03AK07
Etki mekanizması ve farmakodinamik özellikleri:
ASFOGRAN formoterol ve budesonid içerir ve her ikisinin de etki mekanizmaları farklıdır ve
astım alevlenmelerinin azalabilmesi için aditif etki gösterirler. Her bir maddenin etki
mekanizmaları sırasıyla aşağıdaki gibidir.
Budesonid:
Budesonid inhale edildiğinde, solunum yollarında doza bağımlı antienflamatuvar etki gösteren,
semptomlarda ve astım alevlenmelerinde azalma sağlayan bir glukokortikosteroiddir.
İnhalasyon yolu ile kullanılan budesonid, sistemik kortikosteroidlere göre daha az ciddi yan
etkilere sahiptir. Antiinflamatuvar etkinin mekanizması tam olarak bilinmemektedir.
Formoterol:
Formoterol, geri dönüşlü solunum yolu tıkanıklığı olan hastalarda inhale edildiğinde, bronş düz
kasında hızlı ve uzun etkili gevşeme sağlayan, selektif bir β2-adrenerjik uyarıcıdır. Bronş
genişletici etkisi doza bağımlı olarak 1-3 dakika içinde hızla başlar ve tek bir dozdan sonra
etkisi en az 12 saat sürer.
Klinik etklilik ve güvenlilik:
Astım:
15
Yetişkinlerde yapılan klinik çalışmalar, formoterolün budesonide eklenmesinin astım
semptomlarını ve akciğer fonksiyonlarını daha çok düzelttiğini ve alevlenmeleri azalttığını
göstermektedir. İki ayrı 12 haftalık çalışmada, formoterol/budesonid kombinasyonunun akciğer
fonksiyonları üzerine etkisinin, budesonid ve formoterolün ayrı ayrı kombinasyonu ile aynı, tek
başına kullanılan budesonidden fazla olduğu görülmüştür. İhtiyaç olduğunda tüm tedavi
kollarında kısa etkili bir β2–agonist kullanılmıştır. Anti-astmatik etkinin zamanla azaldığına
dair hiçbir bilgi yoktur.
Pediyatrik hastalarda yapılan 12 haftalık bir çalışmada, 6-11 yaş arasındaki 265 çocuk
formoterol/budesonid kombinasyonun pediatrik idame dozu ile (80/4.5 mikrogram/inhalasyon
kombinasyonu ile günde iki kez, 2 inhalasyon) ve gerekli hallerde kısa etkili bir β2-agonist ile
tedavi edilmişlerdir. Akciğer fonksiyonunda düzelme görülmüştür ve tedavi, budesonid
İNHALER’ in karşılık gelen dozu ile kıyaslandığında, iyi tolere edilmiştir.
KOAH:
Orta şiddeten ağır şiddetli KOAH’ lı hastalar üzerinde yapılan 2 ayrı 12 aylık çalışmada,
Formoterol/Budesonid kombinasyonunun, akciğer fonksiyonu ve alevlenme sıklığı (uygulanan
oral steroid ve/veya antibiyotik kürü ve/veya hospitalizasyon sayısı ile belirlenir) üzerine etkisi
değerlendirilmiştir. Her iki çalışma için dahil edilme kriteri, bronkodilatör öncesinde FEV1
değerinin öngörülen normale göre <%50 olması olarak belirlenmiştir. Çalışmaya katılım
sırasında medyan bronkodilatör sonrası FEV1 değeri, öngörülen normalin %42’siolmuştur.
Bir yıldaki ortalama alevlenme sayısında (yukarıda belirtildiği gibi), formoterol ile tek başına
tedavi ya da plaseboya göre formoterol/budesonid kombinasyonu ile belirgin bir azalma
sağlanmıştır (ortalama sıklık formoterol/budesonid kombinasyonunun grubunda 1.4,
plasebo/formoterol grubunda 1.8-1.9). Her bir hastada 12 ay boyunca oral kortikosteroid
kullanılan gün sayısı formoterol/budesonid kombinasyonunu kullanan grupta biraz daha azdır
(Formoterol/budesonid kombinasyonunu kullanan grupta 7-8 gün/hasta/yıl, plasebo ve
formoterol kullanan hastalarda sırasıyla 11-12 gün/hasta/yıl ve 9-12 gün/hasta/yıl). FEV1 gibi
akciğer fonksiyonu parametrelerindeki değişikliklerde formoterol/budesonid
kombinasyonunun, formoterol ile tek başına tedaviye göre daha üstün değildir.
5.2 Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Emilim:
Budesonid ve formoterol fumarat kombinasyonu ile bileşimindeki budesonid ve formoterolü
tek başına içeren ilaçların, budesonid ve formoterolün sistemik yararlanımları açısından
biyoeşdeğer olduğu gösterilmiştir. Buna rağmen bileşimindeki maddeleri tek başına içeren
ilaçlarla kıyaslandığında, formoterol/budesonid kombinasyonu ile kortizol baskılanmasında
hafif bir artış görülmüştür. Bu farkın klinikteki güvenilirlik üzerine bir etkisi yoktur.
Budesonid ve formoterolün farmakokinetik etkileşimine ilişkin bir kanıt yoktur.
Budesonid ve formoterolü tek başına içeren preparatların veya budesonid ve formoterol
fumarat kombinasyonunun uygulanmasından sonra her bir maddenin farmakokinetik
parametreleri karşılaştırılabilir. Budesonid, kombinasyon şeklinde uygulandığında, eğri
16
altındaki alanı (AUC) biraz yüksek, emilimi daha hızlı ve doruk plazma konsantrasyonu biraz
daha yüksektir. Formoterol tek başına ya da kombinasyon şeklinde kullanıldığında, doruk
plazma konsantrasyonları birbirine yakındır. İnhalasyonla alınan budesonid hızla emilir ve
doruk plazma konsantrasyonuna 30 dakika içinde ulaşılır. Yapılan çalışmalarda, inhale edilen
budesonidin akciğerlere ulaşan miktarı, hastaya ulaşan dozun %32-44’ü kadardır. Uygulanan
dozun sistemik yararlanımı, hastaya ulaşan dozun yaklaşık %49’u kadardır. 6-16 yaş arası
çocuklarda, akciğerde birikinti, aynı doz verilen yetişkinlerle aynı aralıkta düşer. Sonuçtaki
plazma konsantrasyonları saptanmadı.
İnhale edilen formoterol hızla emilir ve 10 dakika içinde doruk plazma konsantrasyonuna ulaşır.
Yapılan çalışmalarda, inhale edilen formoterolün akciğerlere ulaşan miktarı, hastaya ulaşan
dozun %28-49’udur. Sistemik yararlanım, hastaya ulaşan dozun yaklaşık %61’i kadardır.
Dağılım:
Formoterol yaklaşık %50, budesonid %90 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım
hacmi, formoterol için yaklaşık 4 L/kg, budesonid için ise yaklaşık 3 L/kg’dır.
Biyotransformasyon:
Formoterol konjugasyon reaksiyonları ile metabolize olur (aktif O-demetilasyon ve
deformilasyon metabolitleri oluşur, ancak bunlar inaktif konjugatlar olarak görülür). Budesonid
karaciğerden ilk geçişi sırasında (yaklaşık %90) ilk geçiş metabolizmasına uğrayarak
glukokortikosteroid aktivitesi düşük metabolitlerine dönüşür. En önemli metabolitleri olan 6-
β-hidroksibudesonid ve 16-α-hidroksiprednizolonun glukokortikosteroid aktivitesi
budesonidin aktivitesinin %1’inden azdır. Budesonid ve formoterol arasında herhangi bir
metabolik etkileşim ya da yer değiştirme reaksiyonları olduğuna ilişkin bulgu yoktur.
Eliminasyon:
Formoterol dozunun büyük bir kısmı karaciğerde metabolize olarak böbrekler aracılığıyla atılır.
İnhalasyondan sonra hastaya ulaşan formoterol dozunun %8-13’lük miktarı metabolize
edilmeden idrarla atılır. Formoterolün sistemik klerensi yüksektir (yaklaşık 1.4 L/dak.) ve
plazma yarılanma süresi ortalama 17 saattir.
Budesonid, CYP3A4 enziminin katalize ettiği reaksiyonlar ile metabolize olarak atılır.
Budesonid metabolitleri, aynen ya da konjuge edilerek böbrekler araclığıyla atılır. İdrarda
değişmemiş halde budesonid miktarı ihmal edilebilir düzeydedir. Budesonidin sistemik klerensi
yüksektir (yaklaşık 1.2 L/dak.) ve intravenöz yoldan uygulandığında plazma eliminasyon
yarılanma süresi ortalama 4 saattir.
Budesonid ve formoterolün, çocuklarda ve böbrek yetmezliği olan hastalardaki farmakokinetiği
konusunda bilgi yoktur. Karaciğer yetmezliği olanlarda budesonid ve formoterolün sistemik
yararlanımı artabilir.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Hem budesonid hem de formoterol için sistemik maruziyet uygulanan doz ile doğrusal bir ilişki
içindedir.
17
5.3 Klinik öncesi güvenlik verileri
Budesonid ve formoterol tek başına ya da ikisinin kombinasyonu ile hayvanlarda yapılan
toksisite çalışmalarında görülen etkiler abartılmış farmakolojik etkilerdir.
Üreme ile ilgili hayvan çalışmalarında budesonid gibi kortikosteroidlerin malformasyonlara
(yarık damak, iskelet malformasyonları) sebep olduğu gösterilmişse de bu etkilerin önerilen
dozlarla tedavi edilen insanlar için geçerli olmadığı görülmüştür. Hayvanlarda, formoterol ile
yapılan üreme çalışmalarında, sistemik yararlanımın yüksek olduğu erkek sıçanlarda fertilitede
azalma ve sistemik yararlanımın klinikteki kullanımdan önemli ölçüde yüksek olduğu
durumlarda, implantasyon kayıpları ile birlikte postnatal yaşam süresinde ve doğum kilosunda
azalma gözlenmiştir. Ancak bu hayvan deneylerinin sonuçları insanlar için geçerli değildir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)
Kapsül İçeriği:
Jelatin (bitkisel kaynaklı)
6.2 Geçimsizlikler
Bilinen geçimsizliği yoktur.
6.3 Raf Ömrü
24 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C altında oda sıcaklığında saklanmalıdır. Nemden korunmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, desikant kapaklı HDPE şişelerde ambalajlanmış 60 adet kapsül + 1 adet inhalasyon
cihazı.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve
“Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Grandi İlaç San. ve Tic. Ltd. Şti.
Kağıthane/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2023/432
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsatlandırma: 07.11.2023
Ruhsat yenileme:
18
10. KÜB’ ÜN YENİLEME TARİHİ