Kadın Genital Sünnetini Sonlandırmak İçin İttifakları Güçlendirmek ve Hareketler Oluşturmak
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem, UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus tarafından Ortak Açıklama
6 Şubat 2025, Ortak Basın Bülteni, New York ve Cenevre
Kadın genital sünneti, kız çocukları ve kadınlar üzerinde derin ve ömür boyu sürecek fiziksel, duygusal ve psikolojik izler bırakan bir insan hakları ihlalidir. Bu zararlı uygulama, bugün 230 milyondan fazla kız çocuğu ve kadını etkilemektedir. Eğer şimdi harekete geçmezsek, 2030 yılına kadar 27 milyon daha kız çocuğunun bu hak ihlali ve onurlarına yönelik saldırıya uğraması muhtemeldir.
Bugün, Kadın Genital Sünnetine Karşı Sıfır Tolerans Uluslararası Günü’nde ve “Hızlanmak: Kadın genital sünnetini sonlandırmak için ittifakları güçlendirmek ve hareketler oluşturmak” temasıyla, UNFPA, UNICEF ve WHO, ülkeler ve toplumlarla birlikte bu zararlı uygulamayı bir kez ve son bir kez sonlandırmak için kararlılığımızı yinelemektedir.
Bir umut var. Birçok ülkede kadın genital sünnetinin yaygınlığında bir azalma görülmektedir. Kenya ve Uganda gibi ülkelerde, işbirlikçi eylemler ve topluluk liderliğindeki girişimler, ittifakları güçlendirerek ve hareketler oluşturarak değişimi hızlandırabileceğimizi kanıtlamaktadır.
2008 yılında UNFPA-UNICEF Kadın Genital Sünnetinin Ortadan Kaldırılması Ortak Programı’nın başlatılmasından bu yana ve WHO ile işbirliği içinde, yaklaşık 7 milyon kız çocuğu ve kadına koruma ve önleme hizmetleri sunulmuştur. Ayrıca, 48 milyon kişi, bu uygulamayı terk etmeye yönelik kamu deklarasyonları yapmış ve 220 milyon birey, bu konuya dair kitle iletişimi mesajlarıyla bilgilendirilmiştir. Son iki yılda, 12.000’den fazla yerel organizasyon ve 112.000’den fazla topluluk ve ön cephe çalışanı, bu kritik aşamada değişim yaratmak için harekete geçmiştir.
Ancak elde edilen ilerlemenin kırılganlığı da net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Örneğin Gambiya’da, kadın genital sünnetini yasaklayan düzenlemenin kaldırılması için yapılan girişimler, geçen yıl parlamentodan reddedilen ilk öneriye rağmen devam etmektedir. Bu tür çabalar, gelecek nesillerin kız çocuklarının ve kadınların haklarını, sağlıklarını ve onurlarını ciddi şekilde tehlikeye atabilir, yıllarca süren çabaların ve toplulukları harekete geçirme çalışmalarının etkisini zayıflatabilir.
Kadın genital sünnetinin yaygınlığına ilişkin verilerin toplandığı 31 ülkeden sadece yedi ülkede, 2030 yılına kadar bu uygulamanın sona erdirilmesi hedefinin gerçekleştirileceği öngörülmektedir. Şu anki ilerleme hızı, bu hedefe ulaşmak için acil olarak hızlandırılmalıdır.
Bu, liderler, yerel organizasyonlar ve sağlık, eğitim, sosyal koruma gibi sektörler arasında güçlendirilmiş ittifaklar gerektirmektedir. Aynı zamanda, kız çocukları ve hayatta kalanların merkezde olduğu sürdürülebilir savunuculuk ve genişletilmiş sosyal hareketler gerekmektedir.
Bu, tüm düzeylerde daha fazla hesap verebilirlik gerektirmektedir; böylece insan haklarına yapılan taahhütlerin korunması sağlanabilir ve risk altındaki kız çocuklarının korunması, hayatta kalanlara bakım ve adalet sağlanması için politikalar ve stratejiler uygulanabilir. Ayrıca, kanıtlanmış müdahalelerin ölçeklendirilmesine yatırım yapılması gerekmektedir. Hayat değiştiren bu çalışmayı destekleyen cömert bağışçılara ve ortaklara minnettarız ve başkalarını da onlara katılmaya çağırıyoruz.
Herkesin, her kız çocuğunun korunmasını ve zarar görmeden özgür bir yaşam sürmesini sağlamak için bir rolü vardır. Hızlanalım ve acilen harekete geçelim. Kadın genital sünnetine son verme zamanı şimdi.