Pe
Permiyen dönemi, Paleozoik Zaman’ın son devrini oluşturur ve yaklaşık 299 milyon yıl önce başlayıp 252 milyon yıl önce sona ermiştir. Bu dönem, hem dünya yüzeyinde hem de ekosistemlerde büyük değişimlerin yaşandığı, özellikle kara hayatının evriminde önemli adımların atıldığı bir dönemdir. Permiyen, aynı zamanda çok önemli bir kütlesel yok oluşa, yani Permiyen-Triyas Yok Oluşu’na yol açan dev bir felakete de sahne olmuştur.
Permiyen dönemi, özellikle kara ekosistemlerinde büyük değişimler yaşanan, denizlerdeki biyolojik çeşitliliğin azaldığı ve yeni hayvan gruplarının evrildiği bir devirdir. Aynı zamanda bu dönem, kara ve deniz yaşamının evrimindeki bazı temel geçişlerin yaşandığı, geolojik zamanın kritik bir dönemidir.
Permiyen Döneminin Coğrafi ve İklimsel Özellikleri
Permiyen dönemi, Pangea adlı süperkıtasının son halini aldığı bir dönemi kapsar. Pangea, dünyanın tüm kara kütlelerinin tek bir büyük kara parçasında birleştiği bir yapıydı. Bu devasa kara kütlesinin etkisiyle, iklim koşulları da oldukça değişkendi.
İklim
Permiyen dönemi boyunca iklim büyük ölçüde kurak ve sıcak hale gelmiştir. Pangea’nın büyük kara kütlesi yüzeyi, okyanusların çok daha uzaklarına yayılmış, kara alanının büyük çoğunluğunda çöl ve yarı çöl iklim koşulları hâkim olmuştur. Bu dönem, ekvatoral bölgelerdeki nemli koşulların azalarak çölleşmeye dönüşmesiyle karakterize edilir.
Pangea’nın iç kesimlerinde, okyanuslara uzak bölgelerde büyük sıcaklık dalgalanmaları ve kuraklıklar yaşanmıştır. Karasal alandaki bu kuraklık, özellikle kara hayvanlarının evrimini doğrudan etkilemiş ve hayvan türlerinin yaşam alanlarını sınırlamıştır.
Denizler
Permiyen dönemi, okyanusların büyük ölçüde daraldığı, denizlerin yüzeyinin küçüldüğü ve okyanuslarda biyolojik çeşitliliğin azalmaya başladığı bir dönemdir. Bu süreç, kıtaların birbirine yakınlaşması ile okyanus havzalarının değişmesine neden olmuş, deniz ekosistemlerinin büyük kısmı etkilenmiştir.
Permiyen Döneminde Deniz Yaşamı
Permiyen dönemi, özellikle deniz ekosistemlerinin ciddi şekilde değiştiği ve birçok deniz türünün yok olduğu bir devirdir.
Deniz Omurgalıları
Permiyen döneminin erken döneminde, denizlerdeki yaşam çeşitliliği hala oldukça yüksekti. Ancak, bu dönemin ilerleyen aşamalarında, deniz yaşamında büyük bir azalma gözlendi. Permiyen-Triyas yok oluşu, deniz omurgalılarının büyük çoğunluğunu etkileyerek, birçok deniz canlısının neslinin tükenmesine yol açtı.
- Süngerler, bivertibratlar ve krinoidler gibi omurgasız deniz hayvanları, Permiyen’in ilk döneminde önemli ekolojik roller üstlendi.
- Ağır boyutlu deniz yırtıcıları arasında Ichthyosaur ve Plesiosaur gibi deniz sürüngenleri bulunuyordu. Ancak, bu hayvanlar, yok oluşlardan sonra pek çok deniz omurgalı türü ile birlikte ortadan kayboldu.
Ammonitler ve Trilobitler
- Ammonitler, Permiyen döneminin başlarında denizlerde yaygın bir grup olmaya devam etti. Ancak, yok oluşlarının ilk işaretlerini bu dönemde verdi. Permiyen-Triyas yok oluşu sırasında, tüm ammonit türleri yok oldu.
- Trilobitler, Paleozoik Zaman’ın sonunda tamamen yok oldu. Permiyen’in sonlarına doğru denizlerdeki en belirgin canlı türlerinden biri olan trilobitlerin nesli tükenmişti.
Permiyen Döneminde Kara Yaşamı
Permiyen dönemi, kara yaşamı açısından önemli evrimsel gelişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönem, aynı zamanda kara yaşamının büyük değişimler yaşadığı ve bugünkü bazı kara hayvanlarının ilk örneklerinin ortaya çıktığı bir devirdir.
Kara Bitkileri
Permiyen dönemi, kara bitkilerinin daha önceki dönemlere göre daha gelişmiş bir hal aldığı bir dönemdir. Permiyen’in erken dönemlerinde karasal bitkiler daha çok ağaç benzeri eğrelti otları ve kuyruklu yosunlar (Lycophytes) gibi eski bitki gruplarından oluşuyordu. Ancak dönemin ilerleyen kısımlarında, kara bitkileri daha karmaşık yapılar geliştirmiş ve ilk kozalaklı ağaçlar ortaya çıkmıştır.
- Pteridosperms (ilk tohumlu bitkiler) bu dönemde yaygınlaşmış, kara ekosisteminde yeni habitatlar oluşturmuştur. Ayrıca, koniferler ve ginkgo gibi kozalaklı bitkiler de bu dönemin karakteristik bitki türlerindendir.
Kara Hayvanları
Permiyen dönemi, kara hayvanlarının gelişiminde büyük evrimsel sıçramaların yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde, ilkel sürüngenler, amfibiler ve ilk memelamsı hayvanlar evrimleşmeye başlamıştır.
- Sürüngenler, Permiyen döneminde evrimsel olarak büyük bir çeşitlenmeye gitmiş ve devasa boyutlara ulaşmışlardır. Therapsidler adı verilen bu sürüngenler, gelecekteki memelilerin ataları olarak bilinir. Dimetrodon gibi erken therapsid türleri, dönemin dikkat çeken kara hayvanlarıdır.
- Amfibiler, Permiyen’de kara yaşamına daha fazla uyum sağlamak için gelişmişlerdir. Ancak, Permiyen’in sonunda amfibilerin sayısı, sürüngenler karşısında azalmaya başlamıştır.
İlk Memelamsı Hayvanlar
Permiyen dönemi, memelamsı hayvanların ilk örneklerinin evrimleşmeye başladığı bir dönemdir. Bu hayvanlar, Therapsidler grubuna aitti ve gelecekteki memelilerin ataları olarak kabul edilir.
Permiyen-Triyas Yok Oluşu
Permiyen dönemi, tüm zamanların en büyük kütlesel yok oluş olayına, Permiyen-Triyas Yok Oluşu‘na sahne olmuştur. Bu yok oluş olayı, tüm denizlerdeki ve kara ekosistemlerindeki yaşamın büyük bir kısmını yok etmiştir.
Permiyen-Triyas yok oluşu sırasında, dünya üzerindeki tüm canlı türlerinin yaklaşık yüzde 96’sı denizlerde ve %70’i kara üzerinde yok olmuştur. Bunun nedeni, büyük iklim değişiklikleri, volkanik patlamalar, okyanusların oksijen seviyesindeki azalma ve muhtemelen atmosferdeki gaz konsantrasyonlarının değişmesi gibi faktörlere bağlanmaktadır.
Yok oluş, karasal ekosistemlerin, deniz ekosistemlerinin ve genel olarak biyosferin yeniden şekillenmesine yol açmış ve yeni türlerin evrimleşmesine zemin hazırlamıştır.
Sonuç
Permiyen dönemi, kara ve deniz ekosistemlerinde büyük değişimlerin yaşandığı bir zaman dilimi olmuştur. Karasal alanlarda, ilk memelamsı hayvanlar, sürüngenler ve gelişen bitki örtüsü önemli evrimsel gelişimlere işaret ederken, denizlerdeki yaşam büyük oranda azalmış, bazı önemli deniz canlıları türlerinin nesli tükenmiştir. Permiyen-Triyas yok oluşu, dünya üzerindeki yaşamın büyük bir kısmını yok etse de, aynı zamanda yeni yaşam formlarının evrimleşmesine olanak sağlamıştır.