Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Türkiye
Uluslararası insan hakları hukuku, bireylerin doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlükleri güvence altına alan ve devletleri bu haklara saygı göstermeye zorlayan küresel bir hukuk sistemidir. Türkiye, bu alanda birçok uluslararası sözleşmeye taraf olarak önemli yükümlülükler üstlenmiştir. Ancak uygulamada zaman zaman eleştirilen ve reform çağrılarına konu olan bir ülke olmayı da sürdürmektedir. Bu yazı, uluslararası insan hakları hukukunun temel çerçevesini ve Türkiye’nin bu sisteme entegrasyonunu kapsamlı biçimde incelemektedir.
Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Tanımı ve Kapsamı
Uluslararası insan hakları hukuku, bireylerin yaşam hakkından ifade özgürlüğüne, adil yargılanma hakkından işkence yasağına kadar geniş bir yelpazede haklarını koruyan normlardan oluşur. Bu hukuk dalı, insan onurunu evrensel düzeyde korumayı amaçlar ve devletlere hem negatif yükümlülükler (haklara müdahale etmeme) hem de pozitif yükümlülükler (hakları güvence altına alma) getirir.
Temel Uluslararası Belgeler
Uluslararası insan hakları hukukunun temelini oluşturan belgeler üç ana sütun altında toplanır:
1. Birleşmiş Milletler Belgeleri
- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (1948): Hukuki bağlayıcılığı olmasa da evrensel ilkeleri belirler.
- Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi (1966): Yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, adil yargılanma gibi hakları içerir.
- Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi (1966): Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi hakları kapsar.
2. Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Sistemi
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) (1950): Türkiye tarafından 1954’te imzalanmış ve 1954’te yürürlüğe girmiştir.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM): Bireyler, devletlerine karşı başvuru yapabilir. Türkiye, 1987’den beri bireysel başvuru hakkını tanımış, 1990’da AİHM’in yargı yetkisini kabul etmiştir.
3. Diğer Bölgesel ve Tematik Sözleşmeler
- Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)
- Çocuk Haklarına Dair Sözleşme
- İşkenceye Karşı Sözleşme (CAT)
Türkiye’nin Taraf Olduğu Temel İnsan Hakları Sözleşmeleri
Türkiye, hem BM hem Avrupa Konseyi çatısı altında birçok uluslararası belgeyi onaylamıştır. Öne çıkan bazı sözleşmeler şunlardır:
Sözleşme Adı | Katılım Yılı |
---|---|
AİHS | 1954 |
Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi | 2003 |
Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi | 2003 |
CEDAW | 1985 |
Çocuk Hakları Sözleşmesi | 1995 |
İşkenceye Karşı Sözleşme | 1988 |
Türkiye’nin bu sözleşmeleri kabul etmiş olması, hem iç hukukunda reformlar yapmasını hem de bu yükümlülükleri yerine getirme sorumluluğunu beraberinde getirmiştir.
Türkiye ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
Türkiye, AİHM kararlarına en çok taraf olan ülkelerden biridir. Türkiye hakkında en çok başvuru yapılan ülkelerden biri olması, iç hukuk sistemindeki bazı eksikliklerin uluslararası denetime sık sık konu olduğunu göstermektedir.
AİHM Kararlarında Türkiye’ye İlişkin Başlıca İhlal Konuları:
- Uzun tutukluluk ve adil yargılanma hakkının ihlali
- İfade ve basın özgürlüğüne müdahale
- Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının engellenmesi
- İşkence ve kötü muamele iddiaları
- Mülkiyet hakkına müdahale
Uyum ve Reform Süreçleri
2000’li yıllarda Avrupa Birliği üyelik süreci ile birlikte kapsamlı insan hakları reformları yapılmış, Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu değiştirilmiştir. Ancak son yıllarda bu reform sürecinde gerileme yaşandığı yönünde ulusal ve uluslararası eleştiriler mevcuttur.
Anayasa ve İç Hukukta İnsan Haklarının Yeri
1982 Anayasası’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler, kanunların üstünde kabul edilmiştir. Bu hüküm sayesinde uluslararası insan hakları normları iç hukuka doğrudan etki etmektedir.
Eleştiriler ve Gelişim Alanları
Uluslararası kuruluşlar (örneğin Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi) Türkiye’ye yönelik olarak:
- Yargı bağımsızlığı
- Sivil toplum üzerindeki baskılar
- Basın ve ifade özgürlüğü alanındaki kısıtlamalar
konularında eleştirilerde bulunmaktadır.
Buna karşılık Türkiye, bazı dönemlerde reform belgeleri ve yargı paketleri ile uluslararası hukukla daha uyumlu hale gelme yönünde adımlar atmıştır.
Bu makale bilgilendirme amaçlıdır. Uluslararası insan hakları hukuku ile ilgili herhangi bir işlem veya hukuki yorum için mutlaka bir insan hakları hukuku uzmanına veya yetkin bir hukuk danışmanına başvurunuz.
Anahtar Kelimeler: uluslararası insan hakları hukuku, Türkiye, AİHS, AİHM, BM sözleşmeleri, ifade özgürlüğü, insan hakları reformu, bireysel başvuru, insan hakları ihlali, yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı, insan onuru, anayasa 90. madde